Orman yangınları erken başladı.
Bu kez cennet Marmaris’te, Okluk’ta, Bördübet’te..
Öyle güzel yerler ki.. Görülesi, yaşanılası, sevilesi..

Yine ikiye bölündük; “Yangın ve beceriksizlik” ya da “Tam gaz mücadele”…

Benim duymak istediğim ikisi de değil.
Hiç olmazsa bu konuda bir “söz birliği”.
Ortak mücadele.. Akılcı çözüm.. Doğru planlama ve strateji..
Elden giden milli servet, yeşil doku, gelecek kuşaklara mirasımız cennet doğa!

Heyhat! Hep aynı sözler!

Maalesef halkın kafasında soru işaretleri: “Kim bilir buralara kim el koyacak? Kimler ne oteller, villalar yapacak?”

Olmadı mı? Örneği yok mu?
Üzgünüm; balık hafızalı toplumuz.

Hemen şu demeçlere inanıyoruz: “Bu alanlar imara açılmayacak. Kısa sürede ağaçlandırılacak”...

Bin kere duyduğumuz türden beylik sözler..
Ama.. Şöyle oluyor; ağaçlandırma yapılıyor; doğru, ancak zaman içinde orman vasfını kaybeden yerler de bir anda imara açılıyor. Yani “amaç hasıl oluyor”.
5 bin hektar yandıysa bir bölümü 5-10 yıl içinde maalesef  “elden çıkmış oluyor”.
Yeşil cinayet bu!
Göz göre göre işlenen..
İnsaf - vicdan tanımayan..
Ama.. Kül yutmayalım, lütfen..
Ben Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ü uzun yıllardır tanırım, ağabeyimdir, başarılı, çalışkan, özverili, dürüst bir yerel yöneticidir.

Bir önerim var; tarihe de geçmek, gelecek kuşaklarca sevgiyle anılmak için:

Değerli Başkanım; Mimarlar Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve saygın sivil toplum kuruluşları ile lütfen net alan hesaplama ve saptaması yapın. Alanı belirleyin; bir metrekaresinin bile gelecek yıllarda peşkeş çekilmesine izin vermeyin. Hatta görevi bıraksanız bile bu yeşil tutanağı bir miras olarak yeni gelenlere bir görev olarak verin. Sivil toplum da takipçisi olsun.

Şikayet böyle biter.
Yerel yönetim ve halk el ele verirse..
Üçkağıtçılar “pabuç pahalı” görürse..
Yeşilin, doğanın, sevginin takipçisi çoğalırsa..
Bu çalışma yerel yönetimlerin sürekliliği ve toplumsal değeri anlamında da önemli bir mesaj olur.

Hala içim acıyor, yüreğim kanıyor..

Yeşil cennet kadar onun içinde yaşam mücadelesi veren börtü - böcek, kaplumbağa, kedi, köpek, tavşan ve diğer canlar için de..

Beni umutlandıracak “siyasete güvenin dibe vurduğu” bir süreçte yerel yönetimlerden gelecek güçlü bir ses; “Ranta izin vermeyeceğiz”.
Sonrası.. 
Sonrası halkın işi..
Yeşilin takipçisi olmak..Yeşil yolda yürümek..
Siyaset sağdan - soldan yanlış ve taraflı karar alırsa “dur” demek..

Böyle gelmiş böyle mi gider!
Gitmez, gitmemeli!