Ümit YALDIZ
Vücut çalımı…
24 Nisan 2018 Salı

Türk siyasetinde demokrasi adına umut verici gelişmeler yaşanıyor. Dahası muhalefet oyunu kuralına göre oynamaya başladı da diyebiliriz. Nihayet!
Türkiye’de en az iktidar sorunu kadar hatta daha fazla muhalefet sorunu da var diyen ben ve benim gibiler için Kılıçdaroğlu’nun son hamlesi takdire şayandı.
Futboldaki vücut çalımı gibi… Seyir zevki tartışılmaz.
Meral Akşener ve arkadaşları için Bahçeli’ye karşı başlattıkları parti içi mücadeleden sonra başlarına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir desek yalan olmaz sanırım.
Haritada pek çoğumuzun yerini gösteremeyeceği Gemerek ve Tosya yerel mahkemeleri tarafından durdurulan, TOMA’larca engellenen MHP kurultayları çok şeyi anlatıyor aslında.
Ocağındaki isyanı bastırmak için Saray’dan yardım aldığı düşünülen ve bugün koltuğunun diyetini ödediği varsayılan Bahçeli’nin sonraki adımları herkesin malumu… Dünle, öbür günle 180 derece çelişen ifadeler, açıklamalar…
Bahçeli’nin erken seçim çıkışını Akşener ve arkadaşlarının İyi Partisi için yaptığı, Saray’daki kritik görüşmede 24 Haziran tarihli kararın da aynı sebepten alındığı konuşuluyordu.
Kılıçdaroğlu, seçime girip girmeyeceği birilerinin iki dudağı arasında olan İyi Parti’ye 15 arkadaşını göndererek sorunu çözdü.  Demokrasi adına harikulade bir iş yaptı. İktidar cephesinin küçük ortakla birlikte bu işe fevkalade bozulması CHP’nin yani muhalefetin doğru yaptığının kanıtıdır.
CHP kendi siyasi geleceği için riskli ama demokrasi adına doğru bir adım atmış oldu. Kendi siyaseti için riskli bir adım çünkü Akşener’in İyi Partisi, bizim gözlemlerimize göre en fazla oyu CHP tabanından alıyor. İyi Parti ile CHP’nin seçmen tabanı büyük oranda örtüşüyor.
Hem kültürel hem coğrafi bakımdan…
Kılıçdaroğlu’nun bu adımı Türk siyasetinde örneği az bulunan bir hamle olarak da kayıtlara geçmiştir.
Öyle ki neredeyse yaz sıcağında 25 gün süren 450 kilometrelik Adalet Yürüyüşü kadar etkili bir hamle olmuştur. O Adalet Yürüyüşü ise bu da Demokrasi Yürüyüşü’dür vesselam.
*
Yeri gelmişken… Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu son dönemde olağanüstü bir performans gösteriyor. Hatta Kılıçdaroğlu’nun son hamlesine kadar muhalefetin en parlak figürü oydu. Pek çok dost sohbetinde Karamollaoğlu’na duyulan hayranlığa şahit oldum. Kendi adıma “ana muhalefet misyonunu” yerine getirdiğini düşündüğüm anlar çok oldu.
Açıklamaları yerinde, dengeli ve isabetliydi.
Dahası Erdoğan’la aynı mahalleden yıpranmamış bir isim olması, onu siyasetin her iki yelpazesinden oldukça geniş bir kitlenin kulak kabarttığı bir siyasetçiye dönüştürürken, partisini de Türkiye siyasetinin kilidi haline getiriyordu. Görünen o ki Erdoğan’ın tüm ikna çabalarına rağmen Karamollaoğlu zoru seçti. Partisinin yüzdelik dilimine bakılmaksızın onun da içinde olduğu bir ortaklık fotoğrafının yaratacağı sinerji çok büyük olacaktır.
*
Akşener’e gelince…
Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin ardından açıklanan 24 Haziran baskın seçim haberinden dakikalar sonra adaylığını açıklayarak büyük bir cesaret örneği gösterdi.
Kimilerine göre böyle yaparak muhalefetin ortak bir adayda buluşma sürecini sekteye uğrattı belki ama baskın seçime karşı pek çok yapıyı, kesimi ve partiyi sürecin şokundan kurtarıp harekete geçirdiği de bir gerçek.  
Son dönemde siyaset yapma hırsı, azmi ve kararlılığıyla takdir toplayan, cesur ve güçlü bir kadın olarak da dikkat çeken Akşener, 16 Nisan referandumunda olduğu gibi bu sürecin de en önemli parçası olacak gibi görünüyor.  Erdoğan’ın uzun bir süre görmezden geldiği İyi Parti’yi bugünden itibaren doğrudan ve ismen muhatap alması boşa değil.
Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu öncülüğünde toparlanma emaresi gösteren muhalefet cephesi 24 Haziran’a zihinsel olarak hazır görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun TBMM grup toplantısında ifade ettiği “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır… CHP olarak her türlü fedakârlığa hazırız” çıkışı yüzde 49’un en azından ikinci turda tek bir aday etrafında buluşması için önemli bir fırsat…
Şimdi yapılması gereken iki şey var bana göre.
En azından ikinci turda Kürt kökenli seçmenin de oyunu alabilecek ortak bir aday…  Ve de baraj sorunun toptan çözerek bir seçim ittifakı… Muhalefet 300’ün üzerinde bir vekil sayısıyla TBMM’ye girerse, Türkiye’nin normalleşmesi adına önemli bir kazanım olacaktır bu tablo.
AK Parti’ye gelince;
Ülkenin içinde bulunduğu şartlarla da bağlantılı olarak AK Parti için ‘işlerin iyi gitmediğini’ söyleyebilirim. Kim ne derse desin en büyük sorun ekonominin kontrolden çıkmaya başlamasıdır.
Ama AK Parti’yi bana göre gerileme dönemine iten başka önemli bir sebepten daha söz etmek gerekir. Bana göre bu sebep “ortak akıl sofrasının” kaldırılmış olmasıdır. Ne yazık ki AK Parti artık tek merkezden beslenen bir organizma haline gelmiştir. Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu’na kulak verelim.  Diyor ki Karamollaoğlu: “Bakanlar Kurulu diye bir kurul, kusura bakmasınlar ama yok hükmünde. Kimse konuşamıyor. Bir kişi konuşuyor. Yanlış olduğunu bilse bile bakan da onu aynen tekrar ediyor. Papağanlar ülkesi haline geldik”
Teşhis doğrudur. Türkiye uzunca bir süredir ‘papağan ülkesi’ haline gelmiştir. Herhangi bir hususta Erdoğan konuşmadan fikir beyan etmenin imkanı yoktur. Konuşan refüze olur hatta oyundan çıkarılır. Önce Erdoğan konuşur, ardından diğer ilgililer onun mesajını tekrar ederler.  
Durum son 4 yıldır böyledir en azından…
Dolayısıyla bu durum yani üretimsizlik AK Partili beyinleri tembelliğe itmektedir.
-Nasılsa Reis var. O düşünür. O konuşur. O yapar halinden söz ediyorum.  
Hani 2001 ruhu falan diyorlar ya…  O ruhun en büyük özelliği siyasi çeşitlilik ve parti içi demokrasiydi. Birlikte üretim ve birlikte yönetimden söz edilebiliyordu başlangıçta. Şimdilerde AK Parti, kayıtsız ve de şartsız Erdoğan partisidir. Yıllar süren çabanın ardından Erdoğan, partisi üzerinde tam kontrolü sağlamıştır. Yani tek adamlığı AK Parti Türkiye’den önce kendi bünyesinde tecrübe etmiştir. İyi mi olmuştur kötü mü? Bence 24 Haziran bu sorunun da yanıt bir bulacağı bir seçim olacaktır.
Şahsi fikrim Erdoğan’ın üretimden düşürdüğü beyinler yüzünden daha çok vücut çalımı yiyeceği yönündedir. Ve de Bahçeli ile yaptığı ittifaka ilişkin büyük pişmanlıklar yaşayacağı…
24 Haziran daha şimdiden heyecanı, rekabeti bol, seyir zevki yüksek bir maça dönüşmeye başladı. Bence üç ihtimalli bir maça…
Üçüncü ihtimal ne mi? Tabi ki YSK!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Lombak 1 Mayıs 2018 Salı 18:44

Herkes kılıçdaroğlundan yaka silkiyor. Sen nerede yaşıyon?

Yorumu oyla      9      5  
süleyman 25 Nisan 2018 Çarşamba 08:04

Demokratik davranışı Kılınçdaroğlu yapıyor.Herkes onu taktir ediyor ama oyumu Akşener e atıcam diyor.Bu şartlarda yapıcak bişey yok sağın aslında eski siyasetçisi yeni kurtarıcı olarak sunuluyor.Türk halkı sağ iktidardan vazgeçmez 2.lig de oynamaya devam eder.

Yorumu oyla      10      7  
Reis 25 Nisan 2018 Çarşamba 00:11

UZUN ADAM ne büyük bir lidersin ki Madımak olayında seyirci kaldı ve destekledi diyenle denileni bir araya getirdebiliyorsun..

Yorumu oyla      9      9  
Cumhurbaşkanı 24 Nisan 2018 Salı 20:46

İstediği zaman Cumhurbaşkanı istediği zaman siyasi parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanlığını kabul etmiyorum.İsim önemli değil kim olursa olsun böyle bir sistem olmaz.

Yorumu oyla      16      6  
Seçimin kaderi 24 Nisan 2018 Salı 19:33

Seçimin kaderini ekonomi (hayat pahalılığı-enflasyon-akaryakıt-döviz-inşaat-ithalat vs) gibi nedenlerle 15 yıllık destek bitti diyerek Ak Partiye oy vermeyecek kesim belirleyecektir.Bunu herkes biliyor.

Yorumu oyla      15      6  
İsteğim 24 Nisan 2018 Salı 19:18

Talimatla değil kanunlarla yönetilen ülke, ben yok biz varız diyerek ötekileştirme yerine tüm toplumu kucaklayacak, ithal gıda yerine atalarımın şehit kanıyla sulanmış bu topraklarda yetişmesi için tarım ve hayvancılığı ayağa kaldıracak, istatistik kurumunun uluslararası normlara göre hesap edilmiş enflasyon-işsizlik-büyüme rakamlarını hesap etmesini isteyecek, ihracat tarihi rekor kırdı diye açıklanırken ithalat onun 2 katına çıkmış dış ticaret açığı felaket buna tedbir alacak, fabrika kapatmayan yeni fabrikalar açılmasına ön ayak olacak, gıda fiyatlarının ne olduğunu bilecek, kimse tarafından kandırılmamış, parlamenter düzene geçecek Cumhurbaşkanı istiyorum.

Yorumu oyla      17      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva