İki yıllık aradan sonra Dünyanın en büyük ve en önemli turizm fuarlarından biri olan Berlin Uluslararası Turizm Borsası (ITB) Fuarı'ndayım.

Dünyanın en prestijli turizm fuarları arasında gösterilen ITB Berlin, 53'üncü kez kapılarını açtı.  Türk turizmciler fuarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kiralanan 2 bin metrekarelik alanda yerini almış. Turizmciler, Türkiye’nin en önemli pazarlarından birisi olan Alman turizm pazarına ve diğer ülkelerden gelecek konuklara Türkiye’yi anlatmaya çalışıyorlar.

Tek hedef var Türkiye'nin 2019'da 50 milyon turisti yakalaması…  Yunanistan, İtalya, İspanya gibi ülkelere kıyasla uygun fiyata tatil imkanı sunan Türkiye, Alman turistler arasında cazip olmaya devam ediyor. Türkiye,  “cazip tatili”, “kültürel ve tarihi zenginliklerini” tanıtıyor. En başta da Göbeklitepe var tabii ki.

Almanya'nın önde gelen günlük gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung, ITB kapsamında bir özel “Türkiye” dergisini okuyucularına dağıtmış. Almanca hazırlanan 24 sayfalık dergi, Türk turizminin yanı sıra kültür-sanat sayfalarıyla Türkiye'nin çeşitliliğini ve kültürel zenginliğini yansıtıyor. İyi bir iş olmuş, beğendim. Mühendislik sektöründe faaliyet gösteren Mr Plan Group’un CEO’su R. Mayer’in kaleme aldığı “Türkiye: Doğu ile Batı arasında arabulucu” adlı makale de büyük ilgi çekmiş.

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier'in resmi açılışta dile getirdiği meseleler dünyada “sadece para kazanmayı düşünmeyen” turizmcilerin de gündem maddesi. ITB’nin konferans salonlarında çok enteresan konular tartışılıyor. Altmaier, turizmin bütün ülkelerde istihdam oluşturarak ekonomilere değer kattığını belirterek, “Sürdürülebilir turizmi geliştirmek, sadece ekonomiye fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda herkesin hayat kalitesini geliştirmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, bizim için, turizmin genel koşulların iyi olmasını sağlamak önemli bir ekonomik politika hedefidir” diyordu.

Fuarın onur konuğu ülke Malezyalıların rengarenk görüntüleri bütün Berlin’e de hakim olmuş bu arada…

Fuar’daki Gastronomi Turizmi alanında Türkiye’nin özellikle de İzmir’in alması gereken örnekleri bir sonraki yazıya bırakarak “Sürdürülebilir Turizm” konusuna dikkatinizi çekmek istiyorum yazıda…

Turizm büyük Pazar, küresel gayri safi milli hasılanın yüzde onunu oluşturuyor ve dünyadaki tüm karbon dioksit emisyonlarının yüzde sekizinden sorumlu. . Potsdam İklim Değişikliği Araştırma Enstitüsü eski direktörü Hans Schellnhuber’in konvansiyondaki konuşmasına ilgi büyüktü.  “Bunun adil bir pay olduğunu söyleyebiliriz, ancak bir yandan turizm iklim değişikliğine katkıda bulunarak oturduğu dalı kesiyor” düşüncesini aklı başında turizmciler alkışlarla karşıladılar.

PLAJ TURİZMİ OLAMAZ

Gelecekte turizmin varlığını sürdürebilmesi için sektörün bir dönüşüm geçirmesi ve ürettiği karbon dioksit miktarını önemli ölçüde azaltmak için stratejik bir plan geliştirmesi gerektiğinde Almanlar hem fikir. Schellnhuber şöyle uyardı turizmcileri:  “Antarktika buzu eriyor ve deniz seviyesi 6 metre kadar yükselirse, dünya çapında 4 ila 5 derece arasında bir sıcaklık artışı olur ve dünyanın herhangi bir yerinde plaj olmaz, ya da plaj turizmi olmaz”

Schellnhuber, iklim değişikliği tekdüze bir süreç değil, tamamen çöküşe yol açabilecek yıkıcı bir süreç olduğuna da dikkati çekti. Çevreye en çok zararı tabii ki uçaklar veriyor. Schellnhuber, Roma ya da Madrid gibi şehirlerin Almanya'dan hızlı ve rahat bir şekilde ulaşılmasını sağlayan Avrupa içi seyahatler için yüksek hızlı bir demiryolu ağı kurulmasını boşuna önermedi… İkinci büyük kirleticiler ise Cruise gemileri… Bu gemilerin denizlere verdiği zararın önüne geçmek üzerine de uzun uzun tartışıldı ITB’de…

BİSİKLETLİ TURİSTLER

Bir başka tartışma konusu da turistik merkezlerin örneğin İstanbul’un trafik sorunları nedeniyle gezilemeyen şehirler haline gelmesi. Keza Paris, Roma, Atina, Barselona da trafik nedeniyle tur iptallerinin olduğu şehirler. Önerilen ilk çözüm turistik grupların da toplu taşıma yönlendirilmesi. İlk pilot örnekler Berlin’de başarı ile uygulanıyor… Yine Alman Demiryolları DB de turizm acentalarına trenlerinde uygun koltuklar açmaya başlamış…

Turizmciler şu soruları souyorlar birbirlerine: Gelecek şehirlerde artan trafik hacmi ile nasıl başa çıkacağız? Sürekli, günlük tıkanıklık karşısında alternatifler nasıl bulunabilir? Kırsal alanlar yeni ulaşım konseptlerinde nasıl paylaşılabilir?

Türkiye’de yasaklı olan ama şu anda yaklaşık 600 şehirde bulunan Uber, Alman portföyünü e-bisikletleri içerecek şekilde genişletiyormuş. Evet yanlış duymadınız Uberciler turistleri bisikletlerle taşımayı planlıyorlar.

Bir başka çözüm yolu da turistik kentlere teleferikler kurmak ve turistleri teleferikle gezdirmek.

ITB’den yazacak daha çok izlenim var. Devam edeceğiz.