Simitin sarayı olur mu deme:

Bal gibi olur…

Hele Ziraat Bankası gibi dayın olursa:

Külliyesi bile olur…

Açlıktan imanı gevreyenlere, gevrek satan Simit Sarayı ekonomik açıdan zorda kalınca:

İmdadına Ziraat Bankası can simidi atmış…

Ziraat Finans Grubuna bağlı, Ziraat Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı; Simit Sarayının yüzde 51 hissesini almak için Rekabet Kuruluna başvurmuş…

Simit Sarayını resmen devletleştirecek yani…

50 milyon dolar bulamadıkları için Tank- Palet fabrikasını Katar’a satanlar, Simit Sarayını devletleştirecek…

Hem de 250 milyon dolar ödeyerek…

Gel de gevrek  gevrek  gülme, ağlanacak halimize…

Olay basına aksedip, ayyuka çıkınca, durumu tasvip etmeyen Reis:

“ Olayı duyduğum anda Genel Müdürümüzü aradım. Genel Müdürümüz, konu gündeme geldi ama düşünmüyoruz.” demesinin ardından, Ziraat Bankasının Simit Sarayının hisselerini alma dosyası Rekabet Kurulunun internet sitesinden uçmuş gitmiş…

Nasıl ama?

Mışlı- muşlu…

Masal gibi…

                                                                             ***

Simit Sarayı 25 ülkede faaliyet gösteren, 11.250 personeli olan büyük bir kuruluş.

 Şirketin avukatı, ayni zamanda, Erdoğan’ın avukatının ortağı…

Şirketin  yüzde 10’nunu iki sene önce Suudi ortak Fawas Alhokair 100 milyon dolara satın almış… Şirket, Ticaret Bakanlığının Turquality teşvik programından 12 yıldır yararlanıyor… Ticaret Bakanlığı 2006 yılından bu yana Türk Markalarını desteklemek için yurt dışında açtıkları mağazalara yüzde 50 kira desteği veriyor. Yani; 25 ülkede kiranın yarısı devletten… Sadece Londra’daki dükkanın kirası 20 milyon TL…

25 ülkede simit satan sarayın sahibinin altındaki 11 milyon dolarlık Challenger 300 tipi uçağın, daha 2.5 milyon dolar borcu ödenmemiş…

Olsun…

“ Borç yiğidin kamçısıdır” dememiş mi atalarımız?

Hem borçlu, hem uçaklı olmanın ne mahzuru var!

Uç gitsin…

                                                                                      ***

Olay basına aksedip ortaya çıkmasa…

Hınzır gazeteciler konuyu gündeme getirmese…

Reis tasvip etmese…

Masal mutlu sona ulaşacak, biz de “ Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevitine” diyerek mışıl mışıl uyumaya devam edecektik…

Milleti uyandırmanın ne alemi var!

Yandaş basın olup sefa sürmek varken; muhalif olup cefa çekmenin ne mantığı var!  

Bu muhalif gazetecilerin susam tanesi kadar akılları yok!