‘Bıçak kemiğe dayandı’ dedi.

Makam koltuğundan kalktı.

Beyaz gömleğinin kollarını sıvadı.

Genel merkez binasından çıktı.

Yola koyuldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu…

Adaletsizliği protesto için harekete geçti.

En yalın yöntemi seçti.

‘Bir lokma, bir hırka’ dedi.

Tabana kuvvet yürümeye başladı.

***

Kemal Kılıçdaroğlu yaşanabilir Türkiye için yürüdü.

Kardeşlik ve demokrasi için yürüdü.

Huzur, paylaşım, umut için yürüdü.

‘Herkes için adalet’ dedi yürüdü.

Dere tepe…

Yağmur çamur, kızgın güneş demeden.

Ankara’dan İstanbul’a…

25 gün boyunca.

Dile kolay tam 432 kilometre...

Yürüdü.

***

69 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nu yolculuğu boyunca izledim.

Yürürken ne düşünüyor, nasıl hissediyor diye iç dünyasını anlamaya çalıştım.

Yorucu etabı tamamlayamayacağı söylendi başta.

Oysa o her gün daha enerjik, daha neşeliydi yürürken.

Kafesinden kurtulmuş bir kuş gibiydi.

Her gün daha dinç yürüdü.

Her gün daha inançlıydı.

Yürüdükçe gençleşti sanki.

Yürüdükçe dikleşti.

***

Sanki üzerindeki kir pas, Genel Merkez hamlığı döküldü geride kaldı kilometrelerle birlikte.

Hızlı adımları eşliğinde Türkiye oksijen gibi doldu ciğerlerine.

“Hayatımda yaptığım en anlamlı iş” dedi Kılıçdaroğlu bu yürüyüşe.

TV’de yöneltilen bubi tuzaklı soruları, soranın kucağına sakince gülümseyerek geri koyarken yüreğimize sular serpti.

Her gün on binlerce inançlı insan eklendi ‘Adalet Yürüyüşü’ konvoyunda Kılıçdaroğlu’na.

Türkiye’ye inanan..

Demokrasiye inanan...

Adalete inanan…

Binler on bin, on binler yüz bin oldu yol boyunca.

Dünya tarihinin belki de en kalabalık ve en uzun protesto yürüyüşü yapıldı.

***

Maltepe mitinginde milyonlara seslenirken de farklı bir Kemal Kılıçdaroğlu gördük.

Herkesi tek tek kucaklamak istiyordu sanki.

İçinden taşan inancı, enerjiyi milyonlarla paylaşmak için kollarını açarak konuştu hep.

Mutluydu.

Yüzü gözü sevgi doluydu.

Müteşekkirdi onu yalnız bırakmayan, inançla birlikte yürüyen Türkiye’ye.

‘Hak, Hukuk, Adalet’ diye haykıran bir olmuş kalpleri izlerken...

Milyonları hareket geçirmiş olmanın gururunu taşıyordu.

Sahiciydi.

Ses tonu, konuşma ritmi, vurgusu, vücut dili bambaşka bir lider vardı.

Haklı olmanın gücüyle konuşan bir adam vardı Maltepe’de.

Kafaya koyduğunu yapmış dirayetli bir figür.

Kelimelerini dikkatle seçtiği konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu herkesi kucakladı.

Kararlı, enerjik Kılıçdaroğlu’nu dinleyip alkışladık bizler de.

***

Enerjik demişken...

Enerjinin tanımı için bir cismin iş yapabilme yeteneği diye yazıyor sözlükte.

Depolanıp kullanılmayan, hareket halinde olmayanına ise potansiyel enerji deniyor.

Bir de kinetik enerji var bildiğiniz gibi.

Hareket halindeki enerji...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu makam koltuğundan kalktığı o gün..

Yola çıktığında.

Ağırlıktan sırtında iki büklüm taşıdığı potansiyel harekete geçti.

Ayağa kalktı.

Adım adım açıldı.

Nefes aldı.

Varoluşu yenilendi.

Potansiyel birlikte hareket eden kinetik enerjiye dönüştü.

Arkasındaki milyonlarla birlikte…

Hızlı adımlar umut oldu.

Türkiye’nin enerjisi değişti.

***

Son olarak...

Adalet, Adalet diye Diyojen gibi elinde fener aranırken herkes.

Biz bu kelimeyi aslında nereden hatırlıyoruz diye geldi aklıma.

Adalet.

AK Parti?

Adalet ve Kalkınma Partisi...

Varoluş hedefini Adalet olarak tanımlamış bir AK Parti.

Yüzbinlerin ‘Hak, Hukuk, Adalet’ diye yürüdüğü bir Türkiye.

‘Adalet’ pankartı taşıyarak çağrıda bulunan milyonlar.

Ne tuhaf değil mi?