Oya DEMİR
Pandoranın kutusu açıldı...
23 Aralık 2013 Pazartesi

‘’Bazen bir şey olur; gerçeğe uyanırsın..  
Peki, gerçek ne zaman uyanır?’’ 

İnsanlar; ancak ve ancak; kendi kendilerine yarattıkları hapishanelerinin duvarları izin verdiği ölçüde ‘özgür’dür.

Aklımız erdiği andan itibaren kendimiz, var olduğumuz andan itibaren etrafımız yavaş yavaş duvarlar örmeye başlar... Önce başkaları, sonra kendimiz yavaş yavaş tuğla üstüne tuğla ekleriz... Kocaman ama kocaman bir dünya yaratırız taşlardan oluşmuş... Taş taş üstüne ekler, kendimize hayatın en muhteşem ya da en berbat hapishanesini yaratırız...

Zaman akar, duvar yükselir...Zaman akar, harç sağlamlaşır, zaman akar, kurur herşey... Taş duvar; olur demir duvar... Duvar nefes alır... Demir almaz... Duvar ses verir... Demir sağır...Dokunur, şaşırırız; taşlar ne zaman demir oldu? Dokunur şaşırırız, kırmızı taşımız ne zaman mavi oldu? Sarı taşımız ne zaman yeşil? Ne zaman maviler, kırmızılar siyah oldu? Ne zaman renkler değişti?

Zaman akar, duvar yükselir...Zaman akar, taş demir olur. Sesler yükselir... Başka sesler yükselir...Sesler yükseldikçe duvar kalınlaşır...Duymayız... Duysak da inanmayız...

Zaman akar, duvar yükselir...Görüntüler belirir... Önce silik, sonra belirgin, sonra tekrarlanan, tekrarlanan görüntüer... Görüntüler çoğaldıkça duvar kalınlaşır.... Görmeyiz... Görsek de inanmayız...

Zaman akar, duvar yükselir...Yazılar belirir...Önce bir tane, sonra on, sonra yüz, sonra bin...Birbirine benzeyen, birbirini andıran, birbirini doğrulayan yazılar...Okumayız... Okusak da inanmayız...

Zaman akar, duvar yükselir...Sesler çığlık, görüntüler kabus, yazılar destan olur... Çığlıklar, görüntüler, yazılar çoğaldıkça; duvar sallanmaya başlar. Sallandıkça sarsılır, sarsıldıkça çığlıklar yükselir, kabuslar artar... Duymamak, görmemek, okumamak imkansız olur...

Zaman akar, duvar yükselir... Duydukça, gördükçe, okudukça demir erimeye, renkler değişmeye başlar... Demir taş olur... Taş erimeye başlar, harç dökülmeye... Dökülür, dökülür ama yıkılmaz…

Zaman akar, duvar yükselir... Duymak, görmek, okumak yetmez...Uyanmak... Uyandığın gibi yatağından kalmak gerekir... Duyduğunu anlatmak, gördüğünü göstermek, okuduğunu anlamak gerekir...Sonra dönüp dokunmak... Dokunmak ve bir kapı aralamak...

Zaman akar, duvar yükselir... Korkularla, endişelerle, acabalarla, maddi beklentilerle, seyrettiğimiz yalancı dünyalarla, önümüze konulan suni haberlerle, o dedilerle, yasaklarla kendi kendimize yarattığımız, büyütülmesine izin verdiğimiz hapishanemizin duvarları yükselir...

Zaman akar, duvar yükselir... Duvarlarımız yükseldikçe, içinde yaşadığımız dünyanın temel taşları çökmeye başlar...Eğitim, sağlık, adalet, hak, inanç, dil, sınırlar... en önemlisi ellerimizle feda ettiğimiz özgürlük. Var olduğunu sandığımız her şeyin harçları dökülmeye başlar...

Zaman akar, kendi hapishanemiz güçlenir... büyür...taş duvar demir oldukça; dün kaybolur, bugün kaybolur, geçmiş kaybolur, gelecek hayal olur...

Zaman akar, duvar yükselir... Taş demir olur...Kırmızı siyah..Yeşil siyah...Sesler çığlık, görüntüler kabus, yazılar destan...Bir ağaç, bir park bir ses olur... fidanlar ölür...dünya yıkılır...El birliğiyle yaptığımız hapishanemizin duvarları sallanmaya başlar... Harçlar dökülmeye...

Zaman akar, duvar yükselir...Pandoranın 'kutu'su açılır...Bir şey olur; gerçeğe uyanırız… Peki; gerçek ne zaman uyanır?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
AVM krizinde kim kazandı?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Alkışlayalım mı? Eleştirelim mi?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bumerang!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva