Tayfun MARO
Moderniteye karşı durmak!
15 Mayıs 2017 Pazartesi

Türkiye’de küresel değişimin kuyruğuna takılan muhafazakâr islamcılar ve liberaller, modernite eleştirisi üstüne yeni iktidar olgusunu monte etmenin heyecanıyla o kadar çok saçmaladılar ve bu saçmalıklara o kadar inandılar ki, ülkenin başına açılan işleri algılamakta zorlanıyorlar.

Hadi liberalleri anladım da, İslamcılara ne oluyor? Postmodernist referanslara bu kadar itibar etmenin neden olacağı sorunları öngörememek, nasıl bir aymazlıktır!

Batıda modernite sonrasına dair süren tartışmaların kanımca asıl ciddiye alınacak boyutu, Kartezyen bilimin getirdiklerini bulanıklaştıran Belirsizin bilimi ve Bilişim devrimidir.

Türkiye’nin bilimsel ve düşünsel sefaleti düşünüldüğünde, felsefi ve bilimsel tartışmaların salt gevezelik düzeyinde boy göstermesi, anlaşılır bir durumdur.

İmparatorluk yıllarına özenmenin veya “Yeni Osmanlı” saçmalığının postmodernist düşünceyle izahı, daha ziyade absürd bir yaratıcılık gibi duruyor; İslamcılar, Modernite sonrasına çıkan yolu, Osmanlı’da bile değil, Modernite öncesinde arıyorlar. Mekke ile Medine arasında bir yerlerde…

Gelelim sorunun asıl çıktığı yere; Küresel siyaset ve iktisadi enstrümanları, yeryüzü ölçeğinde, değişimi yönetmekte çok yetersiz kalıyor. Dünya kapitalist sistemi, yoksulluk ve yoksunluk üretmekten çökmenin sınırına geldi.

Küreselleşmeyle ortaya çıkan ve insani değerleri ziyadesiyle yadsıyan yeni Dünya düzenine muhalefet eden antikapitalist gruplar, milliyetçiler ve ulusalcı sol gruplar, küresel politikalara alternatif politikalar oluşturmaya başladı. Küreselleşmenin götürdüklerine karşı, modernitenin getirdikleri direniyor. Ve bu durum seçimlere yansımaya başladı.

Sırf kurmayı arzuladıkları islamcı rejime yol açmak ve “eski rejim” kavramına maddi temel oluşturmak için, islamcı kadrolar, postmodernist düşüncenin ardılları gibi davrandılar. Moderniteye ve Aydınlanma düşüncesine karşı çıkarken, tek dertleri, Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan laik ve seküler yapı ve kurumların sonunu ilan etmekti. İslamcı hareket aslında neyi yıkmakta ve yerine neyi inşa etmekte olduğunu çok fazla bilmiyordu; Bilseydi, Türkiye yeryüzünde bu denli yalnızlaşmazdı. Yüzyıllık birikimi yok saymak, o birikimdeki imparatorluk etkisini anlamamak, ülkeye hayli ağır faturalar ödetecek gibi…

İslamcı cenah, elan kuyruğu dik tutuyor olmakla birlikte, yolun sonuna gelindiğinin artık farkında. Yapılan majör hataların sonuçları, içeride ve dışarıda ülkeyi sarsmaya başladı. Bir Devlet Bahçeli kurtarmaya yeter mi, orası meçhul!

Şurası muhakkak ki, bu saatten sonra, Türkiye’nin içine çekildiği bu cehennemden en az zararla kurtulması için, Cumhuriyet’i ve yüzyıllık birikimini ciddiye almak zorundayız. Kesin redler ve kabullerle içine düştüğümüz sübjektivizm bizi çözümsüzlüğe ve çıkışsızlığa sürüklüyor.

HDP’nin, Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını bu gerçeğin ışığında değerlendirmekte yarar var. Birlik ve dayanışma yolunda umut dolu bir açıklama…

Modernitenin getirdikleri elbet de sürgit hayatımıza yön verecek değil. Ama modernitenin post hali hiç mi hiç tekin değil. Modern ötesinin belirsizliğinde başımıza gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmedi. Dünya hiç bu kadar tekinsiz olmadı.

Ve Türkiye, netameli ilişkiler ağının tam orta yerinde, “değerli yalnızlık” ile malul, geleceğini arıyor.

Değişim ve dönüşümün acemi mimarları, Modernite ve Aydınlanma karşıtı parlak nutuklar atarken, ucuz başarılarla övünürken, başımıza ne çoraplar örülmüş... Bunu yeni yeni görmeye başladık. Ne AB ne ABD ne Rusya ne Şanghay İşbirliği Örgütü yanımızda… Ve bölge cehenneme döndü dönecek.

Ülkenin üstünde kara bulutlar dolaşıyor. İmparatorluk bakiyesi kim varsa yüzyıl önce olduğu gibi yine biz bizeyiz… Kafa kafaya verip bir çıkış bulacağız. Kimsenin kimseye sırt çevirme lüksü yok.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva