Reis, “ Masanın altında kim var” deyince:
Başladılar aramaya…
Aylardır arıyorlar bulamadılar…
Yandaş kalemler, kanallar, troller, hepsi seferber…
Yok, yok, yok…
Bahçeli:
“ Masa kare olsa dört ayağı olur, dikdörtgen olsa yine dört ayağı olur.
Halbuki bu masa yuvarlak masa onun için bir ayağı var. O gizli ayak HDP’dir.” dedi…
Bunun üzerine bir daha baktılar masanın altına…
Yok… Yine Yok…
İki lider yanılmaz deyip bir daha baktılar masanın altına:
Yine yok…
“ Hiçbir şey olmasa bile, kesin bir şeyler var” diyerek bir daha baktılar:
Yine yok…
Masanın altında HDP’yi ararken gündeme başörtüsü düştü.
Bir baktılar ki; HDP Türkiye Büyük Millet Meclisinde…
Tam karşılarında…
Birden masanın altından kalkıp HDP’ye koştular…
Bahçeli’nin “ Doğal ve doğru bir adım” olarak nitelediği bu buluşmada:
Her ne kadar biz sizi kapattırmak için Anayasa Mahkemesine gitsek de, başörtüsünü anayasaya koymak için bize destek verin dediler.
Ne diyelim, yolunuz açık olsun!
***
Masa da Masaymış Ha:
Edip Cansever’in bilinen bir şiiridir.
Cansever; bu şiirinde bir adamın üzüntülerini, sevinçlerini, özlemlerini, yaşanmışlıklarını velhasıl hayatı sorgulamasını bir masaya yatırarak anlatır…
“ Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
……………………………………..
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Aklında olup bitenlerini koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu.
……………………………………………
Pencere yanındaydı, gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu”
Kılıçdaroğlu’da, Altılı Masaya:
Güçlendirilmiş parlamenter sistemi, toplumsal barış ve yargıyı, düşünce ve ifade özgürlüğünü, eğitim ve öğretimi, sosyal devlet ve gelir adaletini, bağımsız bir dış politikayı, özgürlükçü ve liyakata dayanan kamu düzenini, din ve vicdan özgürlüğünü, üretim ve istihdam odaklı ekonomiyi, ortak cumhurbaşkanı adayı belirlemeyi ve ülkenin bütün geleceğini koydu…
Koydukça koydu…
“ Masada masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu