Harun ÖZDEMİR
Kur’an ve bedenî cezalar üzerine
31 Mayıs 2017 Çarşamba

Kur’an’da iki tür ceza sistemi anlatılır. Biri Tevrat’ta yazıldığı gibi, dünyevi cezalar. Diğeri de ölümden sonra olduğuna inanılanCehennem’deki cezalar!

Geleneksel anlayış bu yöndedir.

Tevrat’ta cennet ve cehennem hakkında açık hüküm yoktur. Bu nedenle Yahudiler, Tevrat’taki cezaları, bu dünya hayatına ilişkin suçlara verilen cezalar olduğuna inanırlar.

Hıristiyanlar, Tevrat’ı ve onun cezaî hükümlerini bir istisnası ile kabullenmişlerdir. İncil’de İsa (as)’nin ağzından “Tevrat’ta belirtilen cezalar doğrudur, ama ben derim ki en iyi insan affeden insandır” gibi bir açıklama yer almaktadır.  

İncil’deki bu ibare zamanla genişleyerek Hıristiyanlık neredeyse şeriatsız bir din haline gelmiştir. Bazı dönemlerde, kutsal metinlerde yer almayan “ateşteyakmak” gibi cezalar verilmiş olsa da bunu dinden bağımsız düşünmek en doğru olanıdır.

Genel olarak Hıristiyan toplumlarda cezalar kralların emirnamelerine göre verilmiştir.

***

Kur’an’da bedeni cezalar, Tevrat’a atıflar yapılarak anlatılmıştır. (Maide-45)

Kur’an’daki önemli fark şudur:

Kur’an; diğer kutsal kitaplarda yer almadığı kadar cennet ve cehenneme ilişkin ayrıntılı anlatımlar yapmaktadır. Hangi filleri işleyenlerin cehennemde hangi cezaları göreceği de detaylı açıklanmıştır ki; bu dikkat çekicidir.  

Ama bu kadar açık anlatıma rağmen hiçbir İslâm âlimi, cehennem ayetlerinden yola çıkarak bir ceza sistemi kurmamıştır.

Kimse böyle bir tartışmaya girmemiştir.

Bunun nedeni şu olabilir:

-Tevrat âlimlerinin yüzyıllar boyu üzerinde tartıştıkları ve uyguladıkları ceza sistemi, Müslüman âlimleri de etkilemiş olabilir.

-Kur’an’ın geçmiş şeriatler hakkında bilgi vermesi ve önceki şeraitlerin, inananlar arasında bugün de geçerli olabileceğine ilişkin hükümlere yer vermesi de etkilemiş olabilir.

-Tarihsel ve sosyolojik gelişmeler ve İslâm’ın yayıldığı EmevîAbbasî… dönemlerinde dünyada geçerli olan cezalandırma şekilleri, Müslüman âlimlerin farklı bir ceza sistemi üzerinde görüş açıklamalarını engellemiş olabilir…

Dönemin İslâm âlimleri, devletin yönetim şekli üzerinde görüş açıklamaktan korktukları gibi, bilinen ceza sistemleri dışında fikir yürütmekten de çekinmiş olabilirler. İktidar uğruna babanın oğulu, oğulun babayı, kardeşin kardeşi öldürdüğü bir çağda… muhalefeti sadece öldürerek yok eden siyasal sistemde “malî ve bedenîolmayan” bir ceza sistemini, kim ve hangi cesaretle gündeme getirecekti?

Bu çok zordu!

Ama kimse “İslâm âlimlerinin, Kur’an’da başka bir ceza sistemi olmadığı için malî ve bedenî ceza sistemini kabul ettiklerini” tek görüş olarak ileri süremez.

Kur’an’ın bir tek ceza sisteminde ısrar etmemesi şu anlama gelir:

Yahudilerin veya Hıristiyanların uyguladığı ceza sistemini bazı istisnalarla sizler de uygulayabilirsiniz, demektir.

Bazı istisnalar derken;

-Recim (taşlanarak öldürülmek) Tevrat’ta vardır; Kur’an’da yoktur.

-Kısas cezası; af edilebilir, para cezasına dönüştürülebilir. Mağdur bu seçenekleri kabul etmiyorsa son çare olarak kısas cezası uygulanır… gibi.

Yahudilerin, bir dönem de Hıristiyan ve Müslümanların, Allah’ın emri diye uyguladıkları malî, organ eksiltme ve öldürme cezaları Kur’an’ın cehennem ayetlerinde yer almamaktadır.

Cehennemde verilen cezalar arasında, suç ne kadar ağır olursa olsun, “malî, organ eksiltme ve öldürüp kişiliği ortadan kaldırma” gibi bir ceza verilmez.

İslâm kültüründe Cehenneme ilişkin ayetler o kadar abartılı ve irrasyonel, hatta Allah’ın adaleti ile uyuşmayacak şekilde anlatılmıştır ki, benim bu kısa yazımda örnekler vererek açıklama yapmam zor olacaktır.

Bu konuda beni düşündüren konu ise şudur:

İlahi adaletin tam gerçekleşmesi sonucu verilen cehennem cezalarında malî cezalar olmadığı gibi el kesme gibi organ eksiltme ve idam edip bedeni ve kişiliği yok etme cezası da yoktur.

Bu kesin!

***

Modern zamanlarda büyük tartışmalar sonucu oluşturulan ceza hukuku, hem dinlere hem de krallara ve sultanlara karşı geliştirilmiştir.  ABD ve Suudi Arabistan’da, bedeni ortadan kaldır ölüm cezaları üzerinde çok düşündüklerini sanmıyorum.

Suç patlaması yaşayan toplumlarda suçları azaltmak için “caydırıcı” nitelikli ağır cezalar verilmişse… toplum da bu cezalarda hem fikirse sonuç olarak saygı duymak gerekir!

Konumuz zaten ne ABD’dir ne de Suudi Arabistan.   

Şunu belirtmek isterim:

Klasik fıkıh kitaplarında detaylarıyla anlatılan cezaların (hadlerin), yanlış olduğunu iddia etmiyorum.

Belirtmek istediğim, cehennem ayetlerinden yola çıkılarak verilecek cezalarda “malî ve bedenî” cezaların olamayacağıdır.

Ayrıca Kur’an’da ikinci belki de üçüncü ve dördüncü ceza sistemlerinin olabileceğine ilişkin ihtimallerdir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mustafa 31 Mayıs 2017 Çarşamba 16:10

"Kur'an'da geçen cezalar güncellenebilir" konusundaki fikrin, "Kur'an infaz hususunda tek seçenek sunmaz; üniversiteler ve örfün uygun bulduğu cezalar da uygulanabilir" diyorsun. Halbuki Kur'an seçenek cezaları da düzenlemiş. Kur'an "Kısas cezası; af edilebilir, para cezasına dönüştürülebilir. Mağdur bu seçenekleri kabul etmiyorsa kısas cezası uygulanır" diyerek, seçenekleri dahi yazmış ve sınırlamıştır. Şayet sopa veya organ eksiltme veya malî cezaya dönüştürülebiliyor olsaydı bunları da yazardı. Kısas hükmünü değiştirecek kişi sadece mağdur olduğu için, Kur'an'ın kısas hükmü içeren cezaları için seçenek sunulmuş ama kısas hükmü içermeyen cezalar için seçenek olsaydı onu da yazardı çünkü kısasta yazmış ise kısas hükmü içermeyen cezalarda da yazabilirdi. Mesela "Hırsızın eli kesilir ya da af edilebilir ya da para cezasına dönüştürülebilir" demesi gerekirdi. Yani kısas gerektiren cezalarda seçenek imkânı var ve bu da sadece mağdura verilmiş bir seçme hakkı. Mağdur "Kısas istiyorum" derse, "Olmaz, üniversiteler bu konuda farklı bir infaz sistemi getirdi" diyebilir miyiz! Kısas gerektirmeyen cezalarda da bence Kur'an, kendi yazdığı cezaların uygulanmasını istiyor (Bugünkü bilgime göre böyle düşünüyorum).

Yorumu oyla      12      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çocuk yaşında assolist oldu!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gazeteci titizliğinden çıkan bir roman
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva