Mutlaka hissediyorsunuz nefis bir bahar geldi Ege’ye ama yaz da çok uzak gibi görünmüyor... Ama yine farkında mısınız bu sene kış yaşadık mı? Evet hayatımızın değişmeyecek gerçeği bu: İklim değişiyor, Dünya ısınıyor. Ölçümlere göre son üç yıl, kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana yeryüzünün en sıcak yılları oldu. Listenin başında 2016 yer aldı. Doğa olayı El Nino, iki yıl önceki aşırı sıcaklarda etkili oldu. Geçtiğimiz yılsa sıcaklık, El Nino'nun etkisi olmadan rekor seviyelere ulaştı.Dünya Meteoroloji Örgütü en sıcak 18 yıldan 17'sinin 2000'li yıllar olduğunu duyurdu.

Biz günlük politikalarla kafamızı buharlaştırırken dünya nelerle uğraşıyor… Geçen Pazar itibarı yüksek TV kanallarında bir haber vardı… Bilmiyorum dikkatinizi çekti mi?

“Küresel iklim kaosu 2018’de de sürecek! Ülkeler buna hazır mı?” Bu sözler kime ait… Çok değerli bir insana… Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’e… Genel Sekreter önümüzdeki 2 yıllık dönemde küresel emisyonları en azından yüzde 25 azaltabilmek için politik isteklilik, inovasyon ve finansman gerektiğini söylüyor. Kimin umurunda dersiniz? Durumun ciddiyetini göstermek amacıyla 2017 yılında yaşanan felaketlerden örnekler veren Genel Sekreter; enerjiyle bağlantılı karbon dioksit emisyonlarının %1,4 artarak rekor bir seviye olan 32,5 milyar tona yükseldiğini ifade etti.

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Dünya Bankası ve Uluslararası Enerji Kurumu’nun (International Energy Agency) en yeni verileri de iklim değişiminin kaygı verici hızını ortaya koyuyor.

Sıralayalım: 2017 yılında hava olaylarının neden olduğu felaketlerin 320 milyar dolarlık bir zarara yol açtığı tahmin ediliyor. Hem sosyal hem ekonomik anlamda 2017 Atlantik kasırga sezonu yıkıcı geçti, onlarca yıllık yatırım bir anda yerle bir oldu. Güney Asya’da muson selleri 41 milyon insanı etkiledi. Afrika’daki şiddetli kuraklık 900.000’e yakın insanı evinden etti. Orman yangınları tüm dünyada tahribata neden oldu. Kışın Arktik denizindeki buz örtüsü en düşük seviyesine ulaştı. Okyanuslar ise kayıtlı tarihte tüm zamanların en sıcak ve en asidik dönemini yaşıyor.

***

Genel Sekreter New York’taki BM Genel Merkezi’nde gazetecilere “Bilim adamları, 2020 yılına kadar hızlı adımlar atılmaması haline Paris hedeflerinin gerçekleştirilemeyeceğini düşünüyor.” dedi. Atmosferdeki sera gazı salınımını sınırlandırmayı hedefleyen Paris İklim Anlaşması sayesinde, uluslararası bir mücadele sergilense de devletler çevre konusunda fikir birliğine varmakta zorlanıyor.

Nedir Paris hedefleri… Aralık 2015’te dünya liderleri tarafından kabul edilen, iklim değişimi odaklı Paris Anlaşması küresel sıcaklık artışını 2 santigrat derecenin altında tutmayı hedefliyor; hatta artışı 1.5 dereceyle sınırlandıracak çalışmaları destekliyor.

2017 yılının iklim kaosuyla dolu geçtiğini, 2018’in de benzer olacağını aktaran Guterres, konuya ilişkin kaygılarını şu sözlerle dile getirdi: “Dünyanın bu soruna eğilmesi için kaç alarmın daha çalması gerektiğini merak ediyorum. İklim bizden çok daha hızlı hareket ediyor. Bu sorun insanoğlunun karşılaştığı en büyük tehdit.”

***

Küresel ısınma doğal afetlerin de en büyük nedeni olarak görülüyor. Oysaki, iklim değişikliğinin en büyük sebebinin Sanayi Devrimi olduğu yani insan faaliyetlerinden kaynaklandığı biliniyor. 2017, Amerika'daki kasırgalardan Asya'daki sel felaketlerine kadar, çok sayıda yıkıcı afetin yaşandığı yıl oldu. Uzmanlar bu felaketlerin küresel ısınmayla doğrudan bağlantılı olduğunun altını çiziyor.

Son yıllarda sadece sıcak değil kirli hava soluyor, okyanusları da çöp kutusu olarak kullanıyoruz. Bu gidişe bir son verilmediği takdirde, 2050'de denizlerde balıktan çok plastik bulunacak.

Öte yandan küresel ısınma ve iklim değişikliği bölgesel ve küresel istikrara da tehdit oluşturuyor…

Bu gibi bölgelerin başında Afrika ve Ortadoğu ülkeleri geliyor. Kıtlık, kuraklık ve yerel çatışmaların pençesinde olan insanlar şartlar nedeniyle ya yasadışı göç yoluna başvuruyor ya da çareyi eline silah alıp örgüt saflarına katılmakta buluyor.

"Örneğin IŞİD, Ortadoğu'daki bölgeleri kontrol ederken orada yaşayan insanlara su tedariğini kısıtladı. Bu sayede bölge insanlarını örgütle işbirliğine zorladı. ne isterse yaptırdı. İklim değişikliği ile olabilecek şeylerin başında bu gibi durumlar var.

İklim değişikliğinin 2030 yılında 100 milyon insanı yoksulluğa mahkum edeceği öngörülüyor