Ümit YALDIZ
Dün dündür…
26 Haziran 2015 Cuma

Merhum Cumhurbaşkanı Demirel’in siyasetimize kattığı zenginlikler inkâr edilemez.
Bilhassa da veciz sözleri…
Demokrasilerde çare tükenmez!
Dün dündür, bugün bugündür…

Siyasette bir günün bazen bir saatin bile çok uzun olduğu söylenir hani!
İşte öyle bir zamanın içinden geçiyoruz.
Siyaset kurumu ve siyasetçiler bir yandan 7 Haziran’ı içselleştirmeye, anlamaya ve de hazmetmeye çalışırken bir yandan da yeni duruma göre pozisyon almak durumundalar. 
Meclis başkanlığı ve hükümet kurma/olma satrancında her gün yeni hamleler yapılıyor.
CHP’nin meclis başkan adayı Deniz Baykal…
7 Haziran’ın baş mağlubu Erdoğan’ın suskunluk günlerini bozmasını sağlayan o meşhur zirveyle siyaset sahnesinde aniden boy gösteren ve bir zamanlar ‘en genç üye’ sıfatıyla divan kurulunda yer aldığı TBMM’ye bu kez ‘en yaşlı üye’ sıfatıyla başkanlık eden Baykal, bugün büyük satrancın en gizemli, en önemli hamlesi gibi görünüyor.
MHP’nin Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu öne sürdüğü süreçte HDP’nin AK Parti’nin kurucusu, Kılıçdaroğlu’nun belgeli salvolarıyla siyasete mola vermek zorunda kalan Dengir Mir Mehmet Fırat’la yola çıkması da manidar!
Erdoğan’ın ‘meclis başkanı seçilmeden’ hükümeti kurma görevini kimseye vermem’ çıkışıyla Deniz Baykal’ın adaylığı arasında bir bağlantı var mı?
Meşhur zirvede Baykal ve Erdoğan aslında ne konuştu, neyin pazarlığı yapıldı?
Mesela, ‘Biz seni meclis başkanı yapalım, sen de partiyi/Kılıçdaroğlu’nu koalisyon için hazırla’ gibi bir öneri konuşuldu mu? 
Eğer böyle bir pazarlık olmuşsa ve de hayata geçerse… Bu 7 Haziran’ın baş mağlubu Erdoğan’ın siyasete olan müdahalesinin somut bir delili olmaz mı?
Yıllardır aynı şeyi yazıyorum, tekrarlıyorum.
Son birkaç yıldır yanlış yönlendirilse ve siyaseten çokça yanlış hamle yapsa da Erdoğan, günübirlik siyasette rakiplerinden hep bir adım önde olmayı başardı.
2007’deki ‘Ağar-Mumcu’ birleşmesi ve ANAYOL fiyaskosundan başlayarak sonraki süreçte partide görev verdiği Numan Kurtulmuş’tan Süleyman Soylu’ya kadar birçok hamle Erdoğan’ın sadece partisini değil öteki partileri de idare etme girişimlerinin sonucudur.
Kaldı ki elindeki medya gücü üzerinden gündem üstünlüğünü de sürdüren Erdoğan’ın yıllarca CHP’nin gündemini belirlediği de su götürmez bir gerçekti. Seçimlerin ardından günlerce ortalarda görünmeyen Erdoğan’ın sonra aniden Deniz Baykal hamlesiyle ortaya çıkması öyle o kadar basit bir hamle olamaz.
Ne yani Erdoğan ile Baykal’ın birer fincan kahve eşliğinde biraz 7 Haziran geyiği yapıp, meclisin açılış seremonisine dair lak lak ettiği hikâyesine inanalım mı?
Daha o gün benim aklımdan geçen şey şuydu:
- Erdoğan, Baykal üzerinden CHP’yi masaya oturtmaya çalışıyor. Baykal’ın HDP’ye dair duygularını bildiğinden ‘Bizi HDP’ye mecbur etmeyin’ deme ihtimali bile vardır.
12 yıl önce İstanbul’da boğaza nazır yaptıkları özel görüşmenin sır perdesi tam olarak aralanmamışken Baykal ve Erdoğan’ın Türkiye için en kritik seçimden sonra yeniden bir araya gelmelerine tabi ki farklı anlamlar yüklenecektir.
Bunu da en iyi siyaset tarlasında yarım asırlık emeği olan Baykal’ın bilmesi gerekir.
*
Saray’dan aldığı davete icabet etmeseydi demiyorum. Etmeyebilirdi tabi ki... O ayrı bir konu!
Ama o davete icabet ediyorsan bu türden söylentileri, yorumları da normal karşılayacaksın diyorum.
Erdoğan’ın davetine ilişkin ‘Genel Başkanı aradım’ diyor Sayın Baykal…
Kendisine sormak gerekir.
Kendi genel başkanlığı döneminde böyle bir zirveye başka bir vekil imza atsaydı mesela...
Hala yakasında CHP rozeti olur muydu yoksa çoktan disiplin sopasını yemiş miydi?
Bırakın yıllardır CHP’nin hedefindeki bir numaralı isimle özel görüşme yapmayı döneminde Baykal, parti içi rakipleriyle görüştüğü, gerekçesiyle kaç CHP’linin siyasi hayatını bitirmiştir acaba?
Genel Başkan Adayı olmayı düşleyen Zülfü Livaneli’ye destek verdiği için Alaattin Yüksel’in il başkanlığından alınıp yıllarca mahallesinden delege bile yapılmadığı, Sarıgül’e destek verdikleri için önseçim şampiyonu Milletvekili Muharrem Toprak ile Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’in disiplin soruşturmasına tabi tutulduğu, ceza aldıkları ve daha nice örnekler aklımızda...
*
Peki, Kılıçdaroğlu olan biteni neden sineye çekti?
İşte Kılıçdaroğlu’nun da pek sevdiği Demirel’in o meşhur sözü tam da burada devreye giriyor.
Dün dündür, bugün bugündür!
Değişen koşullar Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatını Baykal’a bağlamış görünüyor.
Yani Baykal’ın meclis başkanlığına…
Ne diyor Sayın Baykal?
“Parti olarak bundan sonra süreci iyi yönetirsek Meclis Başkanı olmamam için hiçbir sebep bulunmuyor. Meclis Başkanı olmam Türkiye'nin normalleşmesine, uzlaşma kültürüne katkı sunar. Ayrıca olası bir AK Parti-CHP koalisyonuna kapı aralayabilir.”

Ne diyor Davutoğlu: Geçmiş defterleri açan, koalisyona rövanşist yaklaşan kaybeder.
Ne diyor Kılıçdaroğlu bugünkü Cumhuriyet’te: Rövanşist olmayacağız. Koalisyon masasına rövanş duygusuyla oturmak CHP’ye yakışmaz. 
Yani al gülüm ver gülüm döneminin ayak sesleri…
Son süreçten benim okuyabildiklerim bunlar.
Muhtemelen bizim duyduklarımızı Kılıçdaroğlu da duyuyordur.
59 il başkanı yaklaşık 800 potansiyel imza ile bekliyor.
Neyi mi?
Tabi ki koalisyon sürecini…
Bir dostumun o il başkanlarından birine dayandırarak söylediği bir cümleyi aynen aktarıyorum.
“AK Parti-CHP koalisyonu olursa Kılıçdaroğlu kurtulur, CHP batar. Olmazsa CHP kurtulur, Kılıçdaroğlu batar”
Ben o kadar keskin düşünmüyorum.
Böyle bir koalisyonun normalleşme sürecine hizmet edebileceğini düşünüyorum aksine…
Ama olur da Kılıçdaroğlu bu fırsatı kaçırırsa…
CHP’de olağanüstü kurultay kapıda…

Benden söylemesi! 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
muhsin yener 2 Temmuz 2015 Perşembe 00:39

Siyaset bildigimiz siyaseset degil verilen sözler vaatler sorana daha sen ordamısın diye geri döner Dündündür bugün bugündür sözü karşında balık hafızalı olana söylenir Üç partinin de seçim meydanlarında adam gibi yargı, modern eğitim, barışçı dış politika, hırsızdan hesap sormak gibi ortak sözleri vardı ne oldu toplamda %55 oy aldılar

Yorumu oyla      11      5  
n.b 27 Haziran 2015 Cumartesi 10:37

akparti ile chp koalisyonu şu anda en uygun u olanıdır. anayasayı degiştirecek güçdedir...

Yorumu oyla      12      5  
muhalif 26 Haziran 2015 Cuma 19:33

"dün dündür, bugünde bugün" düsturu, bence siyasi ahlaksızlıktır. yanar-döner siyasettir.o zaman niye transfere direniyorlar? transfer yapsınlar iş çözülsün?ama seçmen herşeyi görüyor ve izliyor

Yorumu oyla      12      7  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva