İlkçağdan modern toplumlara gelinceye kadar “kadın hakları” konusunda büyük hak ihlalleri yaşandı.

Modern yaşama düzeninin eleştirilecek çok yönü vardır. Ama kadın hakları konusundaki olumlu gelişmeler çağlara meydan okuyacak kadar aydınlıktır.

İnsanlık bunu sadece düşünerek değil, yaşayarak da deneyimledi. Modern toplumda,

Evvelen; “kadın insan oldu”. Kendi başına ailesinden ve eşinden bağımsız bir kişilik kazandı.

Saniyen; modern toplumda kadın “çalışan, kazanan ve vergi ödeyen bir mükellef” oldu.

Salisen; “düşünen ve bilim yapan” birey oldu.

Rabien; her türlü “siyasal mücadeleye” katıldı ve kazandı.

Hamisen; “güven duyulan” işlerde çok daha başarılı oldu.

Sadisen; dini cemaatlerde iseancak “arkalarda” yer alabildi.

Sabien; “mülki idarelerde / siyasal birimlerde” ancak modern toplumlarda ve zamanlarda görev alabildi.

Semaniyen; uzun yıllar “kadının başarısı” erkeğinin hanesine yazılırdı. Bu yanlış da modern dönemlerde düzeltilebildi.

Tasien; “ailede ve toplumda seks objesi” görüldüğünden “erken” yaşlandı. Uzun yaşamasına izin verilmedi.

Aşiren;modern dönemde kadın olabildi.

Kadına elinden alınmış hakları dinler verebilirdi. Ama olmadı.

-Bütün dinler, din adamlarının “yorum tahribatına” uğradı. Buna kimse engel olamadı.

-Fuhuş, kadının erkeği ayartması gibi görüldü. Ama fuhşu, özel kanunlar ile suç olmaktan çıkaranlar “erkekler” oldu. Tepkiyi ise kadınlar gördü.

-Erkeğin kadına olan zaafı sıklıkla gündeme geldi, her kötülüğün altında kadın arandı. Ne yazık ki erkeğin suç ve günaha olan eğiliminin nedeni de kadınlar görüldü.

-Fuhşu kadın suçu ve günahı olarak görenler, nedense rüşvet, yolsuzluk, adaletsizlik, zulüm, mafya, her türlü bağımlılık suçunun patronu erkekleri kimse “erkek suçları” olarak sunmadı.

Buna benzer başlıkları birer madde halinde sıralayabiliriz. Maddeleri de çoğaltabiliriz.

Ama sizi temin ederim ki hiçbir kötü örnek “modern toplumda kadının kadın olduğu” gerçeğini değiştiremez.