Engin ÖNEN
Din, diyanet ve siyaset
6 Mayıs 2020 Çarşamba

Aslında din, siyasetin konusudur. Yani “Dinin konumu ne olacaktır?”, “Devlet ile din ilişkisi nasıl düzenlenecektir?” soruları siyasetin yanıt aradığı sorulardır. Laiklik, bu sorulara verilen bir yanıttır.

Ama birçok temel konuda olduğu gibi, laiklik konusunda da anlaştığımız söylenemez. Herkesin laiklikten anladığı şey farklı. Mevcut durumun laiklik olduğunu söylemek kolay değil. Çünkü devlet dini yönetiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı adında bir kurumumuz var. Devlet dairesi olarak.

Bir devlet dairesi olarak Diyanet İşleri Başkanlığının dini dizayn etmesi, önemli ölçüde Cumhuriyetin, dini ve dinsel cemaatleri, modernleşme önünde bir engel olarak görmesinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Onun için din ile devlet birbirinden ayrılmak yerine, devlet, dini içine almıştır. Tekke ve zaviyelerin kapatılması da, Diyanet İşleri Başkanlığının kurulması da bu amaca yönelik girişimlerdir.

Burada laiklik açısından iki temel sorun var. Birincisi dinin, devletin ideolojik aygıtlarından birine dönüştürülmesidir. Din adamı yetiştirme ve din adamlarını devlet memuru haline getirerek bu işlev yerine getirilmeye çalışılmıştır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde aydın din adamı yetiştirme şeklinde meşrulaştırılan din eğitimi, daha sonra çok partili hayatta sağ iktidarlar tarafından farklı amaçlarla olsa hep kullanılmıştır.

Devletin dini örgütleme çabasındaki ikinci sorun, belli bir din ve mezhebi esas alarak, diğerlerini dışlayıcı bir konuma düşmesidir.

Devletin dine kayıtsız kalması veya yok sayması gerekmez. Devlet, yurttaşlarının inançlarını ve ibadetlerini güvence altına alabilir. Ya da bu konuda bazı hizmetler de sağlayabilir. Ama bunu yaparken dine yön vermek ve dinin belli bir yorumuna destek olup diğerlerini dışlamak çağdaş devletin işi değildir.

Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığının varlığına karşı çıkmak, siyasi bir tavırdır ve asla dine karşı çıkmak değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı, belli bir tarihsel dönemin ürünü olarak ortaya çıkmış bir model olmakla birlikte, pratik olarak bugün, iktidarın istismar ve ayrımcılık aracına dönüşmüş bulunuyor. Dolayısıyla dinin, ancak Diyanet İşleri Başkanlığı ile var olacağını varsaymak, hem prensip düzeyinde hem de demokrasinin pratiği açısından doğru değildir.

Her inanç ve mezhebin ibadet ve gündelik yaşama ilişkin yorumları, dini bilgiyi gerektirebilir. Ama Diyanet İşleri Başkanlığının konumunu tartışmak, bazılarının ifade ettiği gibi, din bilgisini değil, demokrasi bilgisini ve kültürünü gerektirir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva