Ahmet Bey, Şirketimizin bu konu ile bağlantılı olan bir projesi var. Adı "Temiz Şehir" bu konuda kurumsal sosyal sorumluluk gerçekleştirelim diye Büyükşehir ve Konak'a gittik. Büyükşehirden hiçbir sonuç gelmedi. Konak ile Alsancak Güzelleştirme derneği ile beraber üçlü protokol yaptık. Pilot bölge olarak Kıbrıs Şehitlerini seçtik.Yaklaşık 1,5 yıl uğraştık. Ayağım sakatlandığında dahi projeyi eksik bırakmamak için sakat ayağımla gidip çalışmalar yaptırdım. Hiçbir birim doğru dürüst iş yapmıyor. Yapılması gereken hiçbir şeyi yapmayıp sürekli mazeret üretiyorlar. Eski sistemle şehir yönetmeye çalışıyorlar.En son geçenlerde Sema Pekdaş'la yaptığımız toplantıda bu işe devam edemeyeceklerini, seçim zamanı olduğunu, eğer biz bu proje duyulursa ve yapamazlarsa, başarılı olmazsa zora gireceklerini söyleyerek çalışmaları durdurdu. Yapamazsak diye korktukları aslında görevlerinin iştigal konusuydu. Atık ayrıştırma konusunda da ciddi bir çalışma içine sokacaktık kendilerini. Atıkta halk bilinçlenmesi projemizin içinde var zaten. Bu iş bir bütünlük içinde planla yapılması gereken ve sisteme dayalı bir iş. Projemiz de bu temellere dayanıyor. Ne halk tek taraflı başarır, ne belediyeler. Bütünlük şart. Bu birlikteliği sağlayabilirsek bizler burada her türlü çalışmada gücümüzü koymaya hazırız. Saygılarımla, Solmaz KIZILKAYA 0.532.7400164

Ayrıca iyi eğitilen olumsuz şeylere müdahale edebilen çevre polisi uygulamasını yıllardır düşünürüm.

Ahmet Aydın bey sizinle önceki yıllarda,dağcılık doğa yürüyüşlerinde karşılaştık gibi anımsıyorum.Bu konularda kısa vadede ceza uzun vadede eğitim geçerli olabilir.Ayrıca kasıtlı çöp atış,adam sendecilik,yüzyıllar öncesinden gelen kötü alışkanlıklardan söz edilebilir.Osmanlı İmparatorluğuna matbaa 270-280 Sene sonra gelmiş.Cumhuriyet döneminde aydınlanmanın öncüsü Köy Enstitüleri,Köy Meslek okulları yok edilmiş.Bunlara ben,siz diğerleri başka şeyler de ilave edebilirler.Bunlar üst üste eklenirse bir sonuç alınabilir.Benim her zaman yaratık dediğim bu çöp üreticiler,kendilerinden başkasını düşünmeyenler ile mücadele etmek oldukça zor.Ama vazgeçmiyeceğiz.Ben yıllardır dağ yürüyüşlerinde yok olmayan kendi çöpümüzün dışında,bizim atmadığımız plastik,naylon,şişe gibi yok olmayanları doğadan toplayıp çöp bidonlarına,cam kumbaralara getirmeye çalışıyorum.Hatırlamıyorum ama,annem 1956 yıllarında İkiçeşmelik Bahribaba parkındaçiçek kopardığımda o zaman ki para ile 25 tl. ceza ödediğini söylerdi.Şimdi isterseniz parkın tamamını yok edin,bir şey olmaz.Duyarlı insanlar çoğalırken duyarsızlar daha fazla çoğalıyorlar.Ama bu ülke için çevre için,doğa için asla vazgeçmemeliyiz.Sağlıcakla kalın,başarılar dilerim.

Çöp konusunu sadece Kordon özelinde değerlendirmemek de lazım. Evden itibaren ayrıştırma olmalı. Soğan kabuğu vb. atıklar ile cam, plastik , kağıt vb. çöpler evden itibaren ayrıştırılıp, uygun çöp konteynerlerine atılmalıdır. İlçe belediyeleri mahallelere belli bir saat aralığı verip o saatte çöpleri uygun yere ve çöp poşetleri ile atılmasını sağlamalıdır. Gerekirse mahalle mahalle konferanslar verilip yerlere çöp atılmaması konusunda halk bilinçlendirilmelidir. Çöp konusunda sıkıntı olan mahalleler önce uyarılmalı sonra cezalandırılmalıdır. Para cezası , çöplerin belli bir zaman toplanmaması gibi ...

zabıta emniyet müdürlüğü ile müşterek çalışma yaparak para cezası uygulamalıdır.Belediyeler bu konuda esnek davranmaktadırlar.her yer aynı sadece yerlere değil trafo binalarına elektrik direklerine ve yer ayrımı yapmadan her yere reklam afişi yapıştıran davulcusundan zurnacısına ders verenden doğalgaz firmaların çevre kanununa göre en ağır ceza uygulanmalıdır.

bilhassa haftasonu havalarda güzel olunca tüm şehir konak ve kordonda,yani izmirin nüfüsu buraya akıyor. belediye daha çok çöp kutusu koymalı bazı yerlerde çöp kutusu yok,"güvenlik" nedeniylemi çöp kutusu konulmuyor? birde çiğdem yiyenler lütfen yerlere atmasınlar 2. bir külahta çiğdem kabukları için taşısınlar.

bizim toplumu cezadan anlar. kordon çöp mü oluyor; kurarsın kamera sistemini, atanı tespit edersin, basarsın cezayı, üstüne birde temizlettirirsin.