Mahmut YILMAZ
Büyükşehir davasıyla ilgili bir komplo teorisi
14 Ağustos 2016 Pazar

6526 sayılı yasa 2014 yılının Mart ayında yürürlüğe girdi.

Bu yasa ile özel mahkemeler kaldırılarak görülmekte olan kumpas davaları görevli ve yetkili mahkemelere devredildi.

Gerek Anayasa Mahkemesinin özgürlükçü tavrı gerekse 17/25 Aralık’ın bakış açısı kumpas davalarının bir daha gözden geçirilmesini gerekli kıldı.

Devrin iktidarı kol kola yürüdüğü yapının dost değil düşman olduğunu, birlikte yok etmeye çalıştıklarının ise aslında düşman değil dost olduğunu o günlerde anladı.

Elbette dönüş, hatasını anlayış, en önemlisi hakkı teslimi, özür bildirimi kolay olmuyor. Onun için pişmanlıklarını uzak kelimelerle ifade etmeye başladılar.

Kumpas kelimesi o günlerin eseri mesela. Ama yetti. Buradan hareketle ve alınan olumlu rüzgarın etkisiyle kumpas davaları birer birer çözülmeye başlandı. Çözülenlerin tamamı da beratlarla sonuçlandı.

Gariptir ki sadece KCK davaları ve İBB davası bir türlü çözülmüyor.

Yine gariptir ki KCK davasında 6526 sayılı yasada yer alan “kaldığı yerden devam etmek üzere” bölümünün iptali için Anayasa Mahkemesine başvuruldu. Aynı dönemde paralel bir başvuruda Belediye davasında oldu.

Kanaatimce gereksiz bir başvuruydu. Davalara katkısı yoktu. Çözüm getirmiyordu. Davaları durdurmuyor, düşürmüyor, cezaları ortadan kaldırmıyordu.

Ancak işin ilginç yanı Anayasanın 152. Maddesine göre “5 ay içerisinde yüksek mahkeme karar vermezse mevcut hükümlere göre karar verilir”, kuralı dikkate alınmamış ve mahkeme maalesef dört tane beş ayı boşuna geçirmiştir.

Neyse ki yerel mahkeme dikkate almasa da Anayasa Mahkemesi tamda savunmalarımız çerçevesinde talebi reddetmiştir. Dava kaldığı yerden devam edecektir.

Büyükşehir Belediye davasının diğer kumpas davalarından bir farkı da ileri sürülen suçlar bakımından Asliye Ceza Mahkemesinin görevi kapsamında olması.

Yani normalde Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi gereken dava, önce Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde, sonra Terör Mahkemesinde, sonra Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü de bir türlü gerçek mahkemesine gelemedi.

Anayasaya aykırılık direnci Anayasa Mahkemesinden döndü. Umarım görev direnci istinafa, Yargıtay’a kalmaz.

Komplo teorisine gelince;

Hürriyet yazarlarından Akif Beki, İzmir Askeri Casusluk davası sonuçlandığında “son kumpas davası da beraatla sonuçlandı” diye yazmıştı.

“son kumpas davası”. Aslında her şey bu cümlede saklı. Belli ki KCK ve İBB davaları kumpas sayılmıyor o cenahta.

Eğer “kumpas” örtüsünü kaldırırsanız KCK davası terör, İBB davası yolsuzluk davası olarak kumpas sofrasında ki yerini alır. Çünkü bu şekilde anıldı, bu şekilde lanse etti kumpas medyası.

Komplo teorisine gelince;

Komplo teorisi 1: her gün 3-5 şehidin geldiği şu ortamda KCK davalarında davayı beraatla sonuçlandırmak çok büyük tepki alacağından şimdilik en iyi çözüm davayı uzatmak gibi görünüyor. Ancak bütün kumpas davalarının sonuçlandırılıp KCK davasının sonuçlandırılmaması da özellikle dış çevrelerde farklı yorumlanabilir, tepki çekebilir.

İşte bu nedenle İBB davası, KCK davasına stepne olarak sürdürülmektedir.

Eğer KCK ile ilgili bir eleştiri gelirse, bakınız İBB davası da devam ediyor denebilecek, savunma yapılabilecektir.

Komplo teorisi 2- Yukarıda belirttiğimiz gibi kumpas örtüsünü kaldırdığımızda görünen şey terör ve yolsuzluktur.

Formüle edersek; terör eşittir PKK, PKK eşittir KCK, KCK eşittir HDP, HDP eşittir muhalefet, muhalefet eşittir terör.

Yolsuzluk eşittir İBB, İBB eşittir Kocaoğlu, Kocaoğlu eşittir CHP, CHP eşittir Ana muhalefet, Ana muhalefet eşittir yolsuzluk.

Bütün bunlar eşittir dörtyüz.

Ben komplo teorisi dedim siz varın büyük fotoğraf deyin.

Benim gördüğüm bu….

İÇERİDE DIŞARIDA

12 Eylül döneminde rahmetli Türkeş, “biz içerideyiz ama fikirlerimiz iktidarda” demişti.

İzmir Büyükşehir Davasına baktığımızda; Soruşturmayı yürüten polisler içerde, savcılar içerde, hem soruşturma aşamasında tutuklamaya, aramalara, iletişimin tespiti kararlarına imza atan hem yargılamayı yapan hâkimler içeride, ama dava derdest, dava devam ediyor.

Bir gariplik yok mu bu işte.

Herhalde kumpasçılar biz içerdeyiz ama eserimiz ortada diye övünüyorlardır.

Ne diyeli enterasanlıklar ülkesi bu ülke.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva