Bir tarihi mekan daha…

İzmir’e veda etti…

Acıların… Gözyaşlarının… Dört duvar arasında bitmeyen gecelerin…

İzmir’deki adresi…

Bi’zamanların meşhur mapushanesi “Buca Cezaevi”…

Bi’daha açılmamak üzere kapılarını kapattı…

Gerekçesi, son depremlerden sonra çok gerçekçi:

Bina yaşı yüksek, fiziki yapı bitik!

Koğuşlarında…

Orhan Gencebay’ın “Bana Kaderimin Bir Oyunu” şarkısı eşliğinde…

Sabahların edildiği…

“Allah kurtarsın…” temennileriyle karşılananların…

“Allah bi’daha düşürmesin…” diye uğurlandığı…

İzmir kadar namlı Buca Cezaevi’ne…

Bilir misiniz?

Ünlüler de döşek açtı; kadere veryansın etti…

Kısa süre kaldılar içerde…

Amma velakin…

Onlar birer yıldızdı; içerde neler yaşadılar?

Hangi “dilsiz anıları” İstanbul’a taşıdılar…

Birer birer dosya açalım…

***

Cezaevi dediğin…

Bulunduğu yere “kötü şöhret” getirir…

Bırak kapısının önünden…

Karşısından bile geçen olmaz…

Ne var ki…

İzmir’in tarihi ilçesi Buca büyüyüp, geliştikçe…

Cezaevi ve çevresi…

Hep bi’filmin “korku dekoru” gibi kalmış; bugünlere gelmişti…

Şimdi, o cezaevi…

Son tuğlasına kadar yıkılıyor…

Hayırlı olsun, derken…

“Mazi, kalbimde yaradır…” dedirten…

O Buca Mapushanesi var ya…

Türk Sineması’nın üç ünlü ismini “misafir” etmişliğinin getirdiği…

Kırık bi’şöhreti daha var…

***

Buca’ya düşen ilk ünlüden başlayalım…

60’lı yılların sonu…

“Üç Arkadaş” filmindeki gözleri görmeyen kız rolüyle…

Kalpleri fetheden Muhterem Nur…

Bir ara İzmir’de “dansöz” olarak sahneleri salladı...

Ekmeğini taştan çıkardı…

Evini döşerken senet üstüne senet imzalamıştı…

Sonra başına ne gelse beğenirsiniz?

Senetleri vadesinde ödemeyince…

Mobilyacı gözünün yaşına bakmamış, güzel yıldızı mahkemeye vermişti…

Ancak…

Muhterem Nur, ne yazık ki bi’şeyi ihmal etmiş…

Mal beyanında bulunmayı önemsememişti…

Sonunda hakim karar verdi:

“15 gün hapis…”

Anılarına baktığınızda göreceksiniz…

Öyle talihsiz bir yıldızdı ki…

Buca Cezaevi’ndeki 15 gün 15 gece…

O’nu bitirdi…

Mapushanenin kapısından çıkarken…

Sürekli ağlamaktan kızaran gözleri hemen dikkati çekiyordu…

***

Yıl; 1987…

34 yıl önce neredeyse…

İbrahim Tatlıses…

İzmir Fuarı’nda hem sahneye çıkıyor…

Hem de…

Melike Zobu ile “Allah Allah” filmini çekiyor…

Daha ilk gün, bismillah…

Önceden Fuar’a giriş izni alınmadığı için…

İzmir Polisi, film ekibini Kültürpark’a sokmuyor…

Tepesi atan ünlü türkücü…

Soluğu Fuar kapısında alıyor…

Polislerle tartışma başlıyor…

Emniyet görevlilerine hakaret ettiği için gözaltına alınan İbo için…

Jet hızıyla karar çıkıyor:

Buca Cezaevi’nde 16 gün hapis!

***

Bülent Ersoy, İzmir Fuarı’na gelmişti…

Her şey yolunda gidiyordu…

12 Eylül Darbesi’nden bir hafta sonrasıydı…

Ünlü yıldız, İstanbul’a dönmedi; İzmir’de kaldı…

O akşam…

Evine gelen görevli hakime hakaret edince…

11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı…

Kalabalık bir hayran grup eşliğinde Buca Cezaevi’ne girdi…

Altı ay önce…

Londra’da bir ameliyat geçirdiği için…

Buca Cezaevi'nde “özel” bir bölüme yerleştirildi…

Minik bir ayrıntı…

Bülent Ersoy…

Sonraki yıllarda Kuşadası’nda bir gazetecinin…

Fotoğraf makinesini kırdığı için…

Söke Cezaevi’nin kadınlar koğuşunda…

İki ay yatmıştı…

***

Bitiriyoruz…

1959 yılında üzüm bağlarının arasında yükselen…

Buca Cezaevi…

Her ne kadar “ıslah kapısı” olarak tarihe geçse de…

Sayılmayacak kadar çok anıyı…

Kilitli kapılar arakasında yaşadı ve yaşattı…

Hizmete girdiği dönemde…

İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’yle birlikte…

Türkiye'nin en büyük iki ceza infaz kurumundan biriydi…

Azgın şehirleşme…

Tarihi Buca Cezaevi’nin…

Mahalleler arasında kalmasına neden oldu…

Ayakta kaldığı süre içinde…

Yeşilçam filmlerinin doğal set ihtiyacını karşıladı…

Mesela…

Orhan Gencebay ve Necla Nazır'ın…

Başrolünü paylaştığı…

“Ben Doğarken Ölmüşüm” ve…

İrfan Atasoy ve Hamiyet Yankı’nın kamera karşısına geçtiği…

“Susuz Yaz” filmleri Buca Cezaevi’nde çekildi…

Nokta…