Işıl Öztürk BULUT
Bir 'dırdır' hikayesi
13 Kasım 2013 Çarşamba

Her zamanki gibi bir gündü…
Adliye koridorları onlarca avukatı ağırlıyor, mübaşirlerin okudukları isimler koridorları çınlatıyordu. Mahkeme kapılarından baktığımız kısa aralıklarda Hâkim ve Savcılar önlerindeki günlük dava dosyalarını eritmeye çalışırken, karşılarında sanıklar ter atıyor, avukatlardan kimi savunma yaparken, kimi neden şikâyetçi olduğunu anlatıyordu.
Dedim ya hayli sıradan bir gündü. Yani hareketsiz, daha açık bir deyimle olaysız, kavgasız, gürültüsüz... Tam da bunları düşünürken Avukat büyüğümle selamlaşmıştım. Bana “Şu numaralı dosyayı incelemelisin” dedi ve davasının görüldüğü mahkeme salonuna doğru ilerledi. 
Hadise mühim olmalıydı, fakat işaret ettiği blok, genellikle tazminat, nafaka yani boşanma davalarının ağırlıkta olduğu Asliye Hukuk Mahkemelerinin bulunduğu bölümdü.
İçimdeki muhabir, dava dosyasında mutlaka sansasyonel bir isimle karşılaşacağımı bunun da beni hemen sonraki gün manşetlere taşıyabileceğini söylüyordu. Koşar adım kaleme yönelmiştim. Dosyayı buldum, heyecanla açıp okumaya başladım. Ancak isimler hiç de çarpıcı değildi. Yani ne İzmir’in ne de Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri bu dosyanın tarafı bulunmuyordu. O halde mutlaka dosyanın içerisinde davayı diğer davalardan farklı kılan bir ayrıntı olmalıydı. Sayfaları tek tek aralarken, boşanma dilekçesine ulaşıverdim. Hızla okudum. Tamda şu cümlelere yer verilmişti;
“Eşimin dırdırından bıktım. Çok yoruldum. Geçinemiyoruz, ayrılmak istiyorum”…
Buraya kadar da her şey normaldi. Bir solukta okuduğum dilekçeden de haber niteliği taşıyan, ilginç ifadeler çıkaramamıştım. Manşet umutlarım yavaş yavaş yok olurken, işte oradaydı, aradığımı bulmuştum…
Okuduğum karakol tutanağı beni öylesine heyecanlandırdı ki, bunu satırlara dökmek imkânsız… Bir anda gülmeye başlamış kalemdeki herkesin dikkatini çekmiştim. Oysa sadece kalemdekilerin değil bütün İzmir’in ve Türkiye’nin dikkatini çekecek bir haberdi bu.
Karısının “dırdırından” bıkıp şikâyet eden, sonra da birlikte “dırdırlaşıp” karakola düşüp birbirinden şikayetçi olup, ayrılmak isteyen çift “Sağır ve dilsizdi”…
Bu nasıl olurdu. Sessiz dünyalarında “Dırdır”ın yeri neredeydi…
Şaşkınlığımı üzerimden kısa sürede attıktan sonra notları alarak gazeteye koştum. Bu çiftin fotoğraflarını da çekmeliydim. Adreslerine gittim, fotoğraflarını çekebildim… Geçimsizliklerine de bizzat şahit oldum. Sonunda sessizlikleri bir kader olan bu çift, “dırdır” yüzünden boşandı. Bize de güzel bir haber ve manşet; okuyucularımıza da ibretlik bir konu ulaştı.
Geçmiş zaman…
Bu dava konusu olay şimdi niye mi aklıma geldi dersiniz…
Sessizliğin de bir sesi olduğu, kendine ait bir tınısı, kendine ait bir homurtusu hatta kendine ait kimselerin kolay kolay duyamayacağı bir çığlığı olduğu niye mi hatırıma düştü? Bunun yorumunu da size bırakıyorum…
Bunun gibi birçok gerçek hikâyenin belki de en yakın tanıklarından biri olarak yaşadıklarımı, gözlemlerimi bu satırlarda sizlerle paylaşmak için geldim. Hayata dair, gerçeklere dair, olmuşlara ve de öngörülere dair yazmaya geldim. Polisiye olaylar, adli dosyalar ve siyasi yarışlar bu köşe vesilesiyle sizlerle buluşacak, tartışmaya açılacak ve sohbetlerinize konu olacak…
Tekrar görüşmek üzere, sağlıkla kalın…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ayşe Han 18 Kasım 2013 Pazartesi 16:41

Seni görmek ve yazılarına tekrar kavuşmak beni çok mutlu etti. Kalemine sağlık, yeni yazılarını bekliyorum sevilerimle.

Yorumu oyla      11      5  
Alev Balaban 15 Kasım 2013 Cuma 09:54

Sevgili Işıl, Kalemine sağlık...Anlayana saz, anlamayayana davul zurna az demişler... Başarılar dilerim. Kaleminin ilhamı eksik olmasın...

Yorumu oyla      11      5  
Serhat Malayış 13 Kasım 2013 Çarşamba 22:00

Adliye kolidorlarından bakalım daha ne haberler çıkacak. biraz polisiye olsa çok sevineceğiz. heyecan iyi gelir

Yorumu oyla      11      5  
Işık Dikicigil 13 Kasım 2013 Çarşamba 18:34

HOŞGELDİNİZ

Yorumu oyla      14      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Modası geçmez 1984
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ondan sonra kral gelmedi!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Haziran 14!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Futbol ve siyaset...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kırmızı çizgiler ne olacak?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Kapalı kapıların ardında
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford, Alice Harikalar Diyarında ve otizm
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Avrupa'daki mesaj!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
İzmir'in meltemi Manisa'nın poyrazı!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Takkiye
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva