Eğer kafamızı kaldırırsak…

Hayatın içine dalmaya karar verirsek…

Birbirinden ilginç insanlar, birbirinden ilginç konularda etkinliklerle karşılaşıyoruz.

Yeter ki bakalım, ilgilenelim, görmek isteyelim.

Niyet edip, harekete geçelim.

Sonbaharın  güzel günlerini  yaşarken…

Ilık rüzgarlı,

Yana yana denize batan güneşli,

Sararmış yapraklarla kışa hazırlanan İzmir’de…

Hiç eve girmek istemediğim ve adeta  etkinlik canavarı olduğum  bugünlerde,

Vaha gibi bir yer keşfettim.

***

Taşev Akademi…

Kültürpark 26 Ağustos Kapısı yakınlarında 60 yıllık bir bina özüne bağlı olarak restore edilmiş.

İzmir’e bir kültür, yaşam, spor kompleksi  kazandırılmış.

Kentin göbeğinde ama bir o kadar sakin bir ara sokakta.

Günün yorgunluğunu atmak, pilates yapmak, harika müzikler çalınan şömineli  enfes bir kafede kahvenizi  yudumlamak …

Ya da piyano , gitar, şan dersi almak isterseniz,

Tai chi’ye merak saldıysanız,  nefes konusunda çalışmak istiyorsanız,

Adresiniz Taşev Akademi olabilir…

Bahçesinden içeri girdiğinizde başka bir dünyaya adım atmış gibi oluyorsunuz.

Ve Taşev’de gerçekten de çok ilginç etkinlikler düzenleniyor.

Katıldığım “Tibet Çanaklarıyla Ses Terapisi” bunlardan biri.

***

O da nedir diyebilirsiniz…

Ben de ilk kez duydum, merak ettim ve gittim.

Şifa amaçlı ses terapisi diye özetleniyor.

Bir tür ses masajı gibi…

Kökeni 5 bin yıl öncesine dayalı  bir uygulama Tibet çanakları ile ses terapisi.

Avrupa’da özellikle de Almanya’da yaygın kullanılıyor.

Taşev’deki uygulayıcı Özge Koç seansa nefesimizi açarak başladı.

Ardından farklı frekansta ses ve titreşimler  yayan çanaklar kullanarak meditasyon çalışması yaptırdı.

Yaptığı içsel meditatif konuşma eşliğinde Tibet çanaklarına dokunarak farklı frekanslar oluşturdu.

Farklı boylardaki el yapımı bronz çanaklardan yayılan frekanslar vücudumuza nüfuz etti, içimizi yıkadı adeta.

Yaklaşık bir saat süren seansın sonunda  hafif, dingin, yumoş bir ruh haline büründük şaşırtıcı şekilde.

***

Merak salıp neymiş bu Tibet çanakları diye incelediğimde gördüm ki…

Tibet çanaklarıyla şifanın kökleri Hindistan’a dayanıyor.

Çanaklardan yayılarak uzun uzun tınlayan harmonik seslerin vücudunuzla  rezonansa girerek bedeni ve ruhu iyileştirdiğine inanılıyor.

Uzak Doğu’da insanın sesten yani titreşimden oluştuğu kabul ediliyor.

Peter Hess adlı bir Alman bilim adamı  ise ses terapisiyle gelen şifanın peşine düşerek, uzun yıllar süren bir çalışmayla Tibet çanaklarını daha da geliştirmiş.

Özel  yapım ses çanakları üretmiş.

Ve Peter Hess’in kurduğu akademiyle  “Çanaklarla Ses Terapisi”  bugün Avrupa dışında 22 ülkede daha  yaygın olarak kullanılan bir şifa yöntemi olmuş.

Uygulama dünyada artık “Peter Hess Ses Çanakları” olarak tanınıyor.

***

Sonuçta “Tamam da yani ne işe yarıyor bu ses çanakları” diyorsanız eğer…

Her bir organımızın, her bir hücremizin farklı bir frekansı olduğu biliniyor.

Stres, yorgunluk, kaygı, üzüntü bu frekansların bozulmasına neden oluyor.

Aynen müzik aletlerinin akordunun bozulması gibi…

Vücudumuzun da akordu bozulabiliyor.

Ve hücrelerimiz olması gereken frekanstan daha düşük bir frekans ile titreştiğinde  hastalıklar başlıyor.

Beden,  zihin ve ruhumuzun akort edilmesi gerekiyor.

Alman bilim adamı Peter Hess’e göre ses çanaklarından  çıkan frekanslar ruhun derinlerine dokunuyor.

İçimizdeki hekimi devreye sokuyor.

Ses çanakları gevşeme ve derin rahatlama sağlayarak yaratıcı enerjimizi ortaya çıkarıyor.

Ses ile şifayı Avrupa’yla tanıştıran Peter Hess’in Almanya’da kurduğu enstitüde eğitim alarak Türkiye’ye ilk getiren kişi ise Sırma Belin.

Ses terapisti Sırma Belin Avrupa’daki bazı hastanelerde ses çanakları terapi birimlerinin olduğunu anlatarak sistemin nasıl işlediğini şöyle özetliyor:

“Sistem kişiyi Beta dalgasından alıp, Alfa dalgasına geçiş yaptırıyor. Alfa 8 – 13 Hz frekansı şifanın başladığı frekans olarak tanımlanıyor. Beta’dan Alfa’ya geçen kişi rahatlayıp sakinliyor. Tamamlayıcı tıp kapsamında doktorların da kullandığı bir yöntem. Nasıl ki kireçli bir su borusundan su akması gerektiği gibi akmıyorsa, bedenimizde de hem fiziksel hem ruhsal tıkanıklıklar vardır. Ses bedene yayılır, böylece bedende tıkalı yerler açılır. Titreşimler gerek deri üzerindeki, gerek kulak içi sinir uçları vasıtasıyla beynin belli bölgelerine ulaşır. Böylece beyinde mutluluk hormonu ve ağrı kesiciler salgılanır ve biz şifalanırız.”

***

İşte böyle farklı bir deneyim yaşadık biz Taşev Akademi’de.

Ses mucizesiyle tanıştık, şifalandık.

Demem o ki,

Eğer bu aralar benim de akordum bozuk diyorsanız…

Tıkanmış hissediyorsanız…

Kışa girmeden şöyle mistik bir bakıma gireyim derseniz…

Tibet Ses Çanakları terapisiyle tanışmanızı,

Ses masajıyla yeni bir akord yaptırmanızı öneririm.