Başlıktaki “üç kelime”nin mucidi…

AK Parti olarak hafızalarda kalsa da…

Aslında…

Orijinal cümlenin yaratıldığı devir…

Demokrat Parti’nin…

Türkiye’de “etkin” olduğu süreci işaret eder…

Zaten…

1950’li tarihlerde…

“Yeter; söz milletin!” diyerek gelen…

Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu süreçte…

Dillerden düşmeyen vaatlerinden biri…

“Her zaman bu milletin hizmetkarıyız!”

Diğeri de…

“Her mahallede bir milyoner yaratacağız!”

Olarak tarihe geçti…

O yıllarda…

Türkiye’nin nüfusu 20 milyondu…

Sizce…

İki vaat de gerçekleşti mi?

O tarihlerde “Kırat” rozetiyle dolaşanlar mutluymuş…

Ya diğerleri?

***

Bu güne takılalım…

İktidar Partisi yorgun…

Uğraşıyor ama…

Pahalılığın önüne geçemiyor…

Üç harfli süper marketlerde…

Düzenli olarak(!)

Etiketlerin değiştiğini sağır sultan biliyor…

İnanılacak gibi değil…

TV’de en sevdiğiniz diziyi seyrederken…

Birden “market fiyatları” geliveriyor ekrana…

Salatalığın dünkü fiyatı “28 kuruş” düşmüş…

Demek istiyorlar ki…

“Yarın erkenden hıyarı aldın aldın, alamadıysan…”

Bil ki, 48 saat sonra…

Bu kez marketin manavında o hıyarın üstündeki etiket…

“2 TL.” ilave edilerek yenilenmiştir; bilesin!

Aynen böyle…

Market mi kabahatli?

Bence değil…

Çünkü…

Aynı süre içinde “yeniden zamlanmış” hıyar kasaları…

Hızla indiriliyor marketin önüne…

Ha’di bakalım!

***

Esnafın geldiği durum içler acısı…

Rakamların diliyle yürüyelim…

4 buçuk milyon nüfuslu İzmir’de…

5 bine yakın “bakkal” var…

Bildiğimiz bizim evin köşesindeki “dünya iyisi” bakkal amca…

Her mahallenin “gerçek” esnafı…

Hala “yaz deftere” yöntemi yaygın…

Alın size İzmir’den bu konuyla ilgili harbi rakamlar:

Sadece geçtiğimiz yıl…

Açılan bakkal sayısı “575”…

Ya kapatan bakkal sayısı?

Nutkunuz tutulur; “820”…

Peki…

Esnaf o nasıl yaşayacak?

Mahalledeki bakkalından “veresiye” alışveriş yapan…

Dar gelirli İzmirli ne yapacak?

Var mı, bu soruların cevabı?

***

Bitiriyoruz…

Siyaseten ne anlama geldiği belli(!)

Bir “vaatler silsilesi” eşliğinde…

Çağlayanlar gibi akıp giden bir düzenin…

“Prangalı mahkumu” olduk…

Bu zamanda…

Kim kime “hizmetkar” olmuş ki…

Bugünkü hayat pahalılığını düşünürken…

Yarın gelecek zamları…

Artacak vergileri…

Hele hele 1 Nisan günü roketlenecek fiyatları…

Hayal bile edemiyorum.

“Yok, olmaz…” filan demeyin…

Tarih tekerrürden ibarettir.

Bakın geçmiş seçimlere…

Seçim sonrası hayatımıza giren yeni fiyatlara…

Umarım ve dilerim ki…

Yanılan ben olurum…

İyisi mi?

Kimseden bi’şi beklemeyelim…

Allah sağlık versin…

Kendi kendimizin hizmetkarı olalım; o yeter!

Nokta…

Hamiş: “Bu yılın ilk 6 ayında enflasyon yüzde 50 artacak, dolar 40 TL'nin üstüne  çıkacak, faiz yükselecek… 1 dolarla ihracat yapan kişi 30 TL'ye satacak… İşveren, 11 bin öderken şimdi 17 bin TL... Zaten dolar'ın olması gereken rakam 40 TL'nin üstünde… Yoksa ihracatçılar batar…” / Dr. Mustafa İduğ – Bornova Belediye Başkanı, iş insanı…”

Sonsöz: “Sabret ki; her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun… Sabret ki; her şey gönlünce olsun… / Hz. Mevlana…”