Metehan UD / EGEDESONSÖZ – Manisa’nın Alaşehir ilçesinde Özmen Holding bünyesindeki SİS Enerji Üretim Anonim Şirketi tarafından hayata geçirilmek istenen Tepeköy Jeotermal Enerji Santralleri (Özmen-3, Özmen-4, Özmen-5, Özmen-6, Özmen-7 ve Özmen-8 JES) projesi, yargıdan bir kez daha döndü.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verdiği “ÇED Olumlu” kararına karşı Alaşehir Ziraat Odası tarafından açılan davada, Manisa 2. İdare Mahkemesi, bilirkişi raporunu esas alarak projenin hukuka ve kamu yararına aykırı olduğuna hükmetti.

Tepeköy JES projesi ilk olarak 2022 yılında gündeme gelmiş, Özmen Holding’in iştiraki olan SİS Enerji, Alaşehir ve çevresinde bir dizi sondaj kuyusu açmak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştu Bakanlık projeye “ÇED Olumlu” kararı vermiş, ancak bölgedeki tarım örgütleri ve çevre dernekleri bu karara itiraz etmişti.

Alaşehir Ziraat Odası’nın açtığı dava sonucu, Manisa 2. İdare Mahkemesi önceki ÇED kararını iptal etmiş, karar Danıştay 6. Dairesi tarafından da onaylanarak kesinleşmişti.
Ancak şirket, bu kez sondaj noktalarını değiştirip yeni bir başvuru yaptı ve bakanlıktan yeniden onay aldı.

Yenilenen proje onayına karşı Alaşehir Ziraat Odası ikinci kez yargıya gitti. Mahkeme, benzer gerekçelerle, bir kez daha “ÇED Olumlu” kararının iptaline hükmetti.

“YERALTI SUYU REZERVLERİ TEHDİT ALTINDA”
Mahkeme kararında, projenin Gediz Havzası’ndaki su dengesini bozma potansiyeli taşıdığı açıkça vurgulandı.

Uzman isimden asgari ücret hesabı: Net rakam verdi!
Uzman isimden asgari ücret hesabı: Net rakam verdi!
İçeriği Görüntüle

Bilirkişi raporunda, projenin fazladan 7 bin 200 ton/saat jeotermal akışkan kullanımı gerektirdiği, bunun da Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından daha önce belirlenen koruma önlemlerini geçersiz kıldığı ifade edildi

Raporda, bölgedeki yeraltı suyu rezervlerinin zaten yoğun jeotermal faaliyetler nedeniyle baskı altında olduğu, yeni santrallerin açılmasıyla yeraltı su seviyelerinin düşebileceği ve tarımsal sulamanın olumsuz etkilenebileceği uyarısı yapıldı.

“BÜYÜK OVA” VE ZEYTİNLİKLER TEHLİKE ALTINDA
Mahkeme, proje alanlarının önemli bir kısmının Bakanlar Kurulu kararıyla koruma altına alınan “Büyük Ova Koruma Alanı” içinde bulunduğunu belirtti.

Ayrıca, santrallerin kurulacağı arazilerin büyük bölümünün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na göre I. ve II. sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğu, bazılarının ise zeytinlik vasfı taşıdığı vurgulandı.

Kararda, “3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca zeytinlik alanlarda zeytinciliğe zarar verecek tesislerin yapılamayacağı” hükmüne atıf yapılarak, bu alanlarda JES faaliyeti yürütülmesinin yasal olarak mümkün olmadığına dikkat çekildi.

TOPRAK, SU VE TARIMSAL ÜRETİM İÇİN RİSKLİ
Bilirkişi raporunda, proje kapsamında yapılacak 82 sondaj kuyusunun toprak, yeraltı suyu ve tarımsal üretim üzerinde kalıcı tahribatlar yaratabileceği belirtildi.
Rapora göre, jeotermal faaliyetlerde ortaya çıkacak borik asit, hidrojen sülfür (H₂S) gibi gazların tarım ürünlerine ve su kaynaklarına zarar verme potansiyeli yüksek.

Mahkeme, özellikle Gediz Havzası’nda arsenik oranının mevcut durumda bile normalin 300 katına ulaştığını hatırlatarak, yeni santrallerin bu kirliliği artıracağına dikkat çekti.

Bilirkişiler ayrıca, ÇED raporunda kullanılan jeolojik ve jeofiziksel verilerin yetersiz olduğunu, dosyada projeye özgü bilimsel ölçümlerin yer almadığını tespit etti.

KAMU YARARI BULUNMUYOR
Karar metninde, projenin sağlayacağı enerji üretimi ile yaratacağı çevresel ve sosyoekonomik zararlar birlikte değerlendirildiğinde, kamu yararı dengesinin açıkça bozulduğu sonucuna varıldı.

Mahkeme, “tarım ürünlerine, topraklara, yüzey ve yeraltı sularına zarar verme potansiyeli yüksek olan” proje için “kamu yararı bulunmamaktadır” ifadesine yer verdi.

Ayrıca, santralin kurulacağı alanların bir kısmının mera vasfında olduğu, bu durumun hem hayvancılık sistemini hem de doğal ekosistemi bozacağı, mera bütünlüğünü tehdit ettiği belirtildi.

PROJE HAKKINDA
SİS Enerji, Alaşehir’in Türkmen, Baklacı, Akkeçili, Selce, Tepeköy, Ilgın ve Işıklar mahallelerinde toplam 5 yeni santral kurmayı ve 82 sondaj kuyusu açmayı planlıyordu.
İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre, sondaj noktalarının önemli bir kısmı tarım, sulama ve mera alanları üzerinde kalıyor.
Proje sahaları, üzüm bağları ve zeytinliklerle çevrili, aynı zamanda bölge halkının geçim kaynağının merkezinde yer alıyor.

Alaşehir, Türkiye’nin sofralık üzüm üretiminin kalbi olarak biliniyor ve her yıl binlerce ailenin geçimi bu tarım alanlarına bağlı.