Sözlükte 'Çok sıkıntı ve acı çeken, felaket üstüne felaket görüp zarara uğrayan, kaybedecek bir şeyi kalmayan kimse, artık hiçbir şeyden korkmaz; ne tehlikeye aldırır, ne de tehdide' olarak açıklanan 'Ölmüş eşek kurttan korkmaz' atasözünü hayli yüksek volümde dile getiren…
Efendi olmakla ezikliği birbirine karıştıranların yanı sıra…
397 yılla yargılandığı Çete davasını unutanların/unutturmak isteyenlerin kafasına da 'nal' gibi laf çakan Başkan Aziz Kocaoğlu'nun sert sözleri, Bornova Ağaçlı Yol'daki eyleme damgasını vursa da… Amacım, ne Aziz Başkan'ın sözlerini, ne de hedefindekileri yorumlamak…
Amacım; tüm itirazlara, 'yapmayın, etmeyin! bu yeşili betona/gökdelene/AVM'ye kurban vermeyin' yakarışlara rağmen ihaleye çıkarılan, 120 milyon liraya AKP'nin Büyükşehir-Bayraklı Meclis üyesi Murat Akdemir'de kalan Bornova Ağaçlı Yol'la ilgili CHP İzmir İl Örgütü'nün dün düzenlediği, günler öncesinden duyurusu yapılan eyleme, başka bir pencereden bakmaya çalışmak…

Kimilerine göre 'Aziz Başkan'ın konuşmasının gölgesinde' kalan,
Kimilerinin ise 'Aziz Bey'in konuşması da olmasa, tam bir 'vah vah' durumuydu' diye yorumladığı…
Sanayi Metro Durağı'ndan, Bölge Müdürlüğü önüne kadar gerçekleşen, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven ve Erdal Aksünger'in yanı sıra ilçe başkanları ve metropol ilçelerden gelen iki bine yakın partilinin katıldığı yürüyüşe katılanlar anlatıyor ki;
'Ses düzeni berbattı, konuşmacıların sesleri ancak hemen yanı başındakiler tarafından duyulup anlaşılabildi. Konuşma düzeneği planlanmamıştı; sanki günler öncesinden düzenlenmiş bir eylem değil de aniden, spontane gelişen bir eylemmiş gibi, telaşla/acemice 'kürsümtrak' bir yer yaratılmaya çalışıldı. O hengame, o dağınıklık, tüm iyi niyetlere rağmen; orada olanlara 'vurduk mu deviririz, hakkımızı söke söke alırız' duygusu vermekten çok uzak, 'vah vah' çektirecek bozukluktaydı. 'Kahretsin, bir işi tam manasıyla beceremiyoruz' dedirtti.'
Günler öncesinden planlanan ve duyurusu yapılan bir eyleme 'vurucu' bir katılım, 'hakiki' bir çoğunluk sağlanamadı. Oysa… Ayyuka çıkmış bir konuda, üstelik İl Örgütü gibi CHP'nin İzmir patronluğunda düzenlenmiş bir yürüyüşe/eyleme, hepi topu 2 bine yakın kişi değil, en az 10 bin kişinin katılması ve çok daha organize bir tablo çizilmesi gerekirdi. Ama dağınıklık/sönüklük, baş davetli gibiydi.
Bu kadar önemli bir eylemde Gaziemir Belediye Başkanı dışında hiçbir belediye başkanının yer almaması, en vahimi Bornova Belediye Başkanı'nın 'sınırları içindeki bir eylemde' bulunmayışı, ne kendi partililerine, ne de bu eylemi dışarıdan izleyen gözlere izah edilebilecek bir durumdu. En hafif ifadeyle tuhaftı, dahası hazindi…
Organizasyonu izleyen meslektaşlarım ve yürüyüşe katılan partililerinin bu 'ortak' notlarına/tespitlerine bakarak rahatça söyleyebileceğim şudur ki: Altı ay sonra seçime gidecek, lafta iddialı bir partinin 'kale' dediği bir ilde, il örgütünce düzenlenen bir eylemin, 'direniş' gibi değil de sıradan bir 'orta yaş' gezintisi gibi yansıyan bu görüntüsünün tek bir sorumlusu vardır, o da İzmir İl Başkanı'dır.
Beyefendi duruşunu, uzlaşmacı/barışçıl dilini beğendiğim Ali Engin'in kalbini kırmak istemem asla ama ses getirmesi gereken bir organizasyonun bu hayıflı seslere dönüşmesinin nedeni…
Eli İl'deyken, aklının adaylıkta dolaşmasından başka bir şey değildir.
Kalbinin orta yerine 'CHP'nin İzmir'de 30'da 30 yapması'nı değil de, şahsının 'Karşıyaka adaylığını' oturtmasıdır.

Gücünü bölen/zayıflatan bu istek, onu partililer arasında 'taraf' yapıp 'hedefe' oturtunca, koskoca bir il örgütü de işte böyle önemli bir eylemde 'yazık' dedirtir.

Belediye başkanı olmak için yanıp tutuşmaları zaten anlayamıyorum ama Ali Engin'e 'İzmir CHP'nin patronu olmanın yetmemesini', hayati bir seçimin örgütleyicisi olma hedefini küçümseyişini, hiç mi hiç anlamıyorum. Keza, bu tuhaf durumun yaratılmasında pay sahibi olan Genel Merkez'in seyirci tribünlerindeki varlığını da…

Lafı lastiklemenin manası yok.
'Bir çocukluk hastalığı' deyip geçilemeyecek halde olan…
Ve CHP örgütünün neredeyse tüm hücrelerini sarmış bu zaaflara bakarak…
İzmir'de CHP, 'CHP'ye rağmen' seçim kazanacak, 'ey AKP, sen nelere kadirsin!' diyorum.