Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Greenpeace Türkiye’nin yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, ülkemizde 2018 ile 2024 yılları arasında 1860 kilometrekare doğal ve verimli tarım alanı, inşaata açıldı. Türkiye, bu büyük kayıpla, tarım alanlarını inşaata açan ülkeler arasında birinci sırayı alırken, ikinci Polonya’nın 1041, üçüncü Fransa’nın ise 951 kilometrekare toprak kaybettiği ortaya çıktı. Sayıştay’ın, Tarım Bakanlığı’na yönelik 2024 yılı Denetim Raporu’nda, toprak kayıplarıyla ilgili olarak “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”na uyulmadığı görüşüne yer verildi.

İZMİR’DEKİ KAYIP, TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜZERİNDE

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, İzmir’deki verimli tarım alanı kaybının, Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu öne sürdü. Yıllardır bu konuyu gündemde tutarak kayıpların önüne geçmeye çalıştıklarını anlatan Başkan Çakıcı, “Şehirlerimizi genişletelim, yeni konutlar yapalım, turizme açalım, sanayi tesisleri kuralım, depolar açalım derken, en verimli tarım arazilerini heder ediyoruz” dedi ve şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yıllardır bu konuya vurgu yapıyoruz, verimli tarım arazilerine inşaat yapmayın, diye adeta yalvarıyoruz. Tarım alanlarını artıramıyoruz, bari eksiltmeyelim. Turizmdir, kentleşmedir, sanayileşmedir, tarım alanlarımız birer ikişer eksiliyor. Üretimle ilgili zaten birçok sıkıntımız var. Şehrin genişlemesi bir yana, bazı yerlerde tarım alanlarının tam ortasına bir soğuk hava deposu veya emtia deposu inşa ediliyor. Sonra orası cazibe merkezi oluyor, çevresine yeni inşaatlar yapılmaya başlanıyor. Bir başka deyişle, bir tane inşaat çevredeki tarım alanlarını da olumsuz etkiliyor, oraların da elden gitmesine sebep oluyor. Bu durum, çevredeki arazilerde tarım yapmayı da engelliyor.”

TOPRAK KAYBI DEVAM EDERKEN YENİ PROJELER YÜRÜTÜLÜYOR

Yeni tarım alanı kayıplarına sebep olacak birçok projenin yürüdüğünü hatırlatan Başkan Çakıcı, “İnciraltı dahi tarım alanı görünüyor ama planı yapıldı. Çeşme Turizm Projesi yeniden gündeme getirildi. Bir sürü sanayi bölgeleri açılıyor. Lojistik depo inşaatları büyük bir hızla ilerliyor, Menemen ve Torbalı tarafında... Hobi bahçeleri, başlı başına bir sorun… İçine bir konteynerler konuluyor, bir yapılaşma da orada gerçekleştiriliyor. Hobi bahçelerindeki evler yıkılıyor gibi görünüyor ama ne kadarı yıkılıyor, ne kadarı kullanılıyor, bir veri yok. Bunun peşine koşacak bir kolluk kuvveti birimi de yok. Tarım alanlarını kaybediyor olmamız, başlı başına bir sorun. İşin kötüsü, nitelikli tarım alanlarını kaybediyoruz. Mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri gibi sınıflandırıyoruz. Toprak Koruma Kurullarında, şehrin genişlemesi söz konusuysa marjinal alanlarda yapılmasına onay veriliyor. Denetimsiz olanlar mutlak tarım arazisi, dikili tarım alanlarıdır.”

Uzman isimden asgari ücret hesabı: Net rakam verdi!
Uzman isimden asgari ücret hesabı: Net rakam verdi!
İçeriği Görüntüle

ARAZİNİN ORTASINA SOĞUK HAVA DEPOSU İNŞA EDİLİYOR, SONRA…

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “Bu işin sonu nereye varacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“En önemli sorunumuz bugün itibariyle üretim maliyetinden öte, ürünün üretimden sonra tüketiciye ulaşıncaya kadar olan lojistik sürecinin maliyetidir. Pahalılığın bir sebebi de bu uzun yolculuk ve onun sebep olduğu maliyettir. Biz İzmir’in yakınlarındaki tarım alanlarını korumalıyız, onların betonlaşmasını engellemeliyiz çünkü bir buralardan besleniyoruz. İhtiyaçlarımızın önemli bir kısmını buralardan karşılıyoruz. Hemen, kısa yoldan, çabucak tarım ürünlerine ulaşabilmemiz lazım. Torbalı, Menemen, Menderes, Seferihisar, Bergama, Kemalpaşa, Bayındır, Ödemiş, Tire gibi ilçelerdeki tarım alanlarını gözümüz gibi korumalıyız, yerleşim yeri açılacaksa, verimli tarım alanları tercih edilmemeli. Genişleyen şehirlerin sınırındaki tarlalar, artık arsa değerine ulaştı. Çiftçi, ürettiği para etmeyince, tarlasına imar da geldiyse, arsa niyetine satıyor. Bununla ilgili sektör bile oluşturuldu. Otobanlara yakın yerlerde tesisler var. Arazi sahibine, biz izni çıkartırız, buraya bir soğuk hava deposu yapalım, diyorlar. Sonuçta bir soğuk hava deposu izni alınıyor, inşa ediliyor. Bir bakmışsınız, onun çevresinde onlarca soğuk hava deposu veya lojistik depo açılmış, bir büyük AVM’nin lojistik deposu olmuş! Özetleyecek olursak; şehre yakın tarım alanlarını korumamız lazım. Buralar lojistik firmaların, AVM’lerin, turizmin yoğun baskısı altında. O arazileri, söz konusu baskıdan kurtarılmalı.”