Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Türkiye’de son yıllarda konut fiyatlarındaki astronomik artış, konut yatırımcılarının yurtdışına yönelmesine sebep oldu. Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2024 yılı içerisinde Türk konut yatırımcıları, yurtdışında 2,2 milyar dolarlık yatırım yaptı. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Müteahhitler Federasyonu Başkanı İsmail Kahraman, 2,2 milyar doların yurtdışına çıkmış olmasının Türkiye açısından büyük bir kayıp olduğuna vurgu yaparken, “Yıllarca yabancılara satış yapan inşaat sektörümüz ve ülkemiz, yerli alıcılar için bile cazibesini kaybetmiştir” açıklamasında bulundu. Kahraman, müteahhitler penceresinden tabloyu değerlendirirken, çok önemli mesajlar da verdi.
HEM MALZEME HEM DE İŞÇİLİK FİYATLARI ZİRVE YAPTI
Başkan Kahraman, TÜİK’in inşaat maliyet endeksi ve tüketici fiyat endeksi verileri incelendiğinde, son 10 yılda, pandemi öncesinde birbirine paralel ilerleyen bu değerlerin, pandemi sonrasında belirgin şekilde ayrışmaya başladığına dikkat çekti. Kahraman, “Asrın felaketi olarak anılan 6 Şubat 2023 depremlerin neden olduğu yıkımlar sonrasında başta kamu eliyle başlatılan konut üretim seferberliği ile inşaat sektöründe malzeme ve iş gücü talebini diri tutmuştur. Bu talebin sebep olduğu dirilik ile birlikte hem malzeme hem de işçilik fiyatları yükselmeye devam etmiştir” dedi. Tüm ülkeyi etkileyen bu durum karşısında müteahhitlerin, yılların içinde mevcut işlerini bitirdikten sonra yeni işlere başlamakta kararsız kaldığını öne süren Başkan Kahraman, şu bilgileri aktardı:

YENİ KONUT ARZININ AZALMASI, GELECEKTE BARINMA SORUNUNU BÜYÜTECEK
“Bundaki en temel etkiler, sırasıyla, artan enflasyon karşısında eriyen konut alım gücü, pandemi sonrasında tüm dünyada uygulanan parasal sıkılaşma politikalarına bağlı ülkemizde de düşük oranlı konut kredilerine ulaşmanın nerede ise imkansız hale gelmesi, inşaat maliyet endeksinin enflasyonun çok üstünde seyretmesi ve en son olarak da arsa üretimindeki sıkıntılardan dolayı arsa maliyetlerinin aşırı artması şeklinde sıralanabilir. Sektörde yeni konut arzının azalması ile birlikte yakın gelecekte barınma sorunun iyice artacağı ve bunun bazı sosyal sıkıntılara yol açabileceği de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Konut değerleri ile piyasa oluşan kira değerleri karşılaştırıldığında bu oranın düşük seyretmesinden dolayı da yatırımcılar ise alternatif ülkelerde gayrimenkul alımları yapmaya başladılar. Şöyle ki; sadece 2024 yılında Türk vatandaşları yurt dışından 2,2 milyar dolar tutarında gayrimenkul alımı yaptılar. Yıllarca yabancılara satış yapan ve konuda başarılı işler çıkaran inşaat sektörümüz ve ülkemiz artık yurt dışından yatırımcı çekmeyi bırakın, yurt içindeki alıcılar için bile cazibesini kaybetmiştir. Ayrıca dışarıya döviz çıkışı ile cari açığa da negatif etki etmektedir.”
ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ YARARINA GÜZEL İŞLER YAPILACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Müteahhitler Federasyonu Başkanı İsmail Kahraman, arsa üretilmesi gerektiğinin altını çizerek, bu konuda kamunun acilen devreye girmesinin şart olduğunu dile getirdi. Kahraman, inşaat sektörünün yeniden ayağa kalkması için tavsiyelerde bulundu:
“Ülkemiz inşaat sektörü birçok alt sektörü de besleyen lokomotif bir sektör ve ayrıca yıllara sari oluşmuş müthiş bir bilgi birikimine sahiptir. Bu kapasitenin doğru şekilde doğru politikalarla yönlendirilmesi ile ülkemiz ve milletimiz yararına güzel işler yapılacağını düşünüyoruz. Öncelikle konut maliyetlerinde baş aktör olan ve şu an özel sektörün kendi dinamikleri üretmeye çalıştığı arsalarda imalatlar yapmakta ve çoğu arsada maliyetinin yarısını arsa bedeli oluşturmaktadır. Ülkemizde kamu, arsa üretimi konusunda elini taşın altına koymadığı müddetçe yeterli arsa üretilemeyecek ve yukarıda bahsettiğimiz konular sosyal patlamalarda sebep olacaktır. Arsaların üretilmesi sonrasında sektörün paydaşları ile yapılacak doğru stratejik planlamalarla kamuya iş yapan taahhüt firmalarının yanı sıra sektörde kayıtlı 450 bin müteahhitlik firmasının da sisteme dahil edilmesi ile doğru ürünlerin doğru konumlarda yapılması sağlanacak ve insanımızın en azından barınma konusundaki sıkıntıların bitirilmesi en doğru yol olacaktır. Arsa konusunda büyük oyuncu olan kamunun devreye girmesi ile arsa fiyatları pazarda regüle edilmiş olacak ve ayrıca kamunun bir takım hizmetler için kamulaştırmak zorunda olduğu arsa değerleri de dolaylı olarak düşecektir. Kamunun, emlak müzayede veya ihale yolu ile satışa çıkardığı arsaların da gayrimenkul pazarını bozması engellenmiş olacaktır.”
ÇİMENTO, BETON, CAM ÜRÜNLERİNDEKİ FİYAT ARTIŞLARI MERCEK ALTINA ALINMALIDIR
Girdi maliyetlerinin durdurulamaz oluşundan duydukları rahatsızlığı dile getiren Müteahhitler Federasyonu Başkanı İsmail Kahraman, daha sonra şu görüşlere yer verdi:
“Bir diğer inşaat maliyet girdileri olan çimento, beton, cam ve ahşap ürünlerindeki fiyat artışlarının mercek altına alınması ve Rekabet Kurulu da dahil tüm enstrümanların kullanılarak bu ürün gruplarındaki enflasyonun çok üzerindeki artışların engellenmesi gerekmektedir. Teknik personel yetersizliğini çözümü açısından da talebe yönelik eğitim programları ve yönlendirmeler yapılmadığı sürece önümüzdeki yıllarda mavi yakalı teknik personel açığı giderek artacaktır. En önemli konumuz ise şehirlerimizdeki riskli yapı stoku. Riskli yapıların çözümünün önündeki en büyük engel, artan inşaat maliyetleridir. Bu riskli yapıların ileride hem kamuya hem de vatandaşlarımıza büyük bedeller ödetmemesi için tüm tarafların çözüme yönelik ivedilikle adımlar atması gerekmektedir.”
ŞEHİRLERİMİZİN GENİŞLEME AKSLARI ŞİMDİDEN BELİRLENMELİDİR
Başkan İsmail Kahraman, “Ülkemiz küresel ölçekte üretim üssüne dönüşebilir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sürdürebilir ve dirençli şehirleri bir an önce inşa etmemiz gerekiyor. Toplu ulaşımların ulaşılabilir olduğu, yeterli sosyal donatılara sahip ve insanımıza yakışan güzel şehirleri tüm paydaşlarla birlikte planlayarak yapmalıyız. İnşaat sektörünü ve bağlı tüm alt sektörleri de harekete geçireceğimiz topyekün bir planlama ile konut sahipliği oranı artacak, kiralar sorun olmaktan çıkacak ve ülkemiz refah içinde ilerleyecektir. Küresel ölçekte giderek üretim üssüne dönecek olan ülkemizde, şehirlerimizin genişleme aksları şimdiden belirlenmeli ve buna bağlı altyapı ve ulaşım ağlarının yanı sıra ileriye dönük konut üretimleri de yine herhangi bir dar boğazla karşılaşmamak adına şimdiden planlanmalıdır.





