Yerel Politika

MHP İzmir'den ezber bozan açıklamalar!

İzmir’in kent gündemini değerlendiren İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser, Basmane Çukuru’ndan Hilton’a, Buca Cezaevi alanından körfeze kadar bir çok konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu

Abone Ol

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser  Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Oktay Güçtekin’in sorularını yanıtlayan Altınkeser kent gündemi ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

PAZARLIK YOK
Terörist başı Abdullah Öcalan’ın gerçekleştirdiği çağrıyı yorumlayan Altınkeser, “Bizim bu konuda bakış açımız net.  Bizim için Öcalan Terörist başıdır, bebek katilidir, çok değişik kelimeler de kullanılabilir ancak canlı yayındayız. Bakış açımız nettir. Özellikle Cumhur İttifakı’ndan sonra MHP’nin baskıları ile mücadele edilmiştir. 2016 öncesi ve sonrasına baktığınızda çok ciddi farklılık vardır. 2025’e kadar çözüm sürecine karşı çıktığımız, en yüksek perdeden sesimizi yükselttiğimiz dönemler… Habur rezaleti, Dolmabahçe Sarayı’nın PKK’lıların el üstünde tutulduğu, bayrağımızın indirildiği ve buna karşı konulmadığı günleri yaşamış biri olarak terör ciddi anlamda güç kaybettirildi. Bundan sonrası için artık sınır ötesinde bitme noktasında. Sınır ötesinde de bizim terör ile ki adı artık değişiyor… Bunlarla bitme noktasına gelmiş terör var. Bu terörün artık başlamaması gerekiyor. Bunlarla mücadeleyi bıraktığınızda yada sakin zamana geçtiğinizde tekrar hortlaması söz konusu. Burada 45 yıllık durumu durdurmak adına  MHP Lideri Devlet Bahçeli bir duruş sergiledi. Bugüne kadar hiçbir siyasi parti liderinin göstermediği bir cesaret gösterdi. Bunu söyleyebilecek tek siyasi lider Devlet Bahçeli’ydi. Herhangi bir siyasi liderin bu konudaki söylemi etkili olmayacaktı. Bugun herhangi bir pazarlık yok. Terörist başı cezaevinden bir metin yayınladı ve tüm terör kollarının feshedilmesi ile ilgi talimat verdi. Terör örgütünü kuran ve başlatan kişi bitirilmesi talimatını cezaevinden verdi. Hala cezaevinde. Pazarlık var mı? Yok. Kürdistan hayali gerçekleşmiyor. Yerel yönetimlerde özerklik hayali gerçekleşmiyor. Selahattin Demirtaş hala cezaevinde. Hiç pazarlığın olmadığı yerde, devlet ‘teslim olun’ dedi. Bu örgütü kuran terörist başının ağzından söyletti. Bu ciddi bir adımdır. Bu günlerde anlaşılmıyor biliyoruz. Bunu en büyük ceremesini biz çekiyoruz MHP olarak. En üst kademeden en  alt kademeye kadar vatandaş şu an tabii ki bunu anlamıyor” dedi.

 

DEVLET BEY’İN ATTIĞI HER ADIMIN ARKASINDAYIZ
‘Yani MHP’ye karşı haksızlık mı yapılıyor?’ sorusuna yanıt veren Altınkeser, “Bizim hayatımız maalesef böyle geçti. Devlet Bey’in aldığı kararlar çok sonradan anlaşılıyor. İlk alındığı anlamda biz ilk bir taş yağmuruna tutuluyoruz toplum tarafından. Bu daha büyük bir karar. Bununla ilgili daha önce AK Parti’de bir çözüm süreci başlattı. Ters  tepti. CHP bir şeyler yapayım dedi yine olmadı. Demek ki bunu bitirecek parti MHP. Çünkü terör ile en çok mücadele eden, en çok kayıp vermiş, şehit vermiş ailelerin bulunduğu siyasi parti ve topluluk MHP’dir. ‘Bunu bitirirse MHP bitirir’ dendi. Bununla ilgili herhangi bir pazarlık yapmadık. Devlette bir pazarlık yapmadı. Terör örgütünün tamamen feshedilmesi ve ortadan kalması ile ilgili ve Türkiye'nin artık savunma sanayisinde, dış ülkeler ile ilişkide, enerji konusunda güçlenmesi ile ilgili artık terör belasından kurtulmamamız gerekiyor. Paçamıza yapışan bir belayı def ediyoruz. Tekrar da hortlamasının önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu bir süreç. Terörist başı bu söylemi söyledi diye bitmeyebilir. Bunu bilemem. Bitmezse Devlet Bey’in de Cumhurbaşkanımızın da bununla ilgili çok sert söylemleri var. ‘Ya teslim olacaksınız ya da sizi ait olduğunuz sarı torbalara koyacağız’ diyor. Bununla ilgili hiçbir taviz yok. Bundan sonra da HDP’de terör örgütü ile ilişkisini sonlandıracak, legal bir siyasi parti olmak istiyorsa onlara da fırsat doğdu. Onlar da ciddi bir kitleden oy alan bir parti. Birini kapatsan diğeri açılıyor zaten. Onlar için de büyük bir fırsat, ülkemiz içinde büyük bir fırsat. Şu an bunun  ceremesini biz çekiyoruz. Ancak önümüzdeki dönemde ülkemizin bu işin ciddi anlamda faydasını görecektir. Devlet Bey’in ilk günden beri söyledi bir söylem var ‘Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben’ diye. ‘Sonra partim ve ben’ söylemine hiç gelemedik. Hep ‘önce ülkem ve milletim’ diyoruz. Şu an ülkesi ve milleti için gövdesini ortaya koydu MHP Lideri. Bizde onun söylediklerinin arkasındayız. Biz Devlet Bey’in attığı her adımın arkasındayız. Biz onun evladıyız. Bu memlekette adanmış bir ömrün adıdır Devlet Bahçeli. Ciddi bir konuya girdi. Belki sağlığından oldu. Biz Ankara’da Genel Merkezimiz ile görüşüyoruz, inşallah bayrama kadar sağlığına kavuşup mesaiye başlayacak. Mesaiye başladıktan sonra süreç daha da sağlıklı bir platforma oturacak” dedi.

OTEL OLARAK KULLANILMALI
İzmir’in simgeleri arasında yer alan Hilton Oteli’nin hastane yapılacağı iddialarını değerlendiren Altınkeser, “Benim çocukluğumun ilk yüksek binasıdır. Lise mezuniyetimizi orada yapmıştık. İzmir’de ciddi anlamda simge olan bir yer. Ciddi oranda maddi karşılığı olan bir yer.  Önünde gevrek satsan para kazanırsın derler. Gerçekten öyle bir yer. Etrafında içinde dışında ne yapsan para kazanırsın. Şu an kapalı hali bile öyle. Ben geçenlerde otoparkı kullandım hala dükkanlar açık. Hala iş yapabiliyor  kapalı  otelin içindeki dükkanlar. İzmir için bu kadar verimli olan bir yerin bu kadar uzun süre atıl durması, perişan olması içimizi acıtıyor. Bu konuda bir an evvel akil insanların bir araya gelip Hilton’un bence de otel olarak kullanılması lazım. Geçenlerde hastane olacağı iddiaları  yer aldı ancak 35 katlı yerin hastane olarak kullanılması çok da uygun değil bence. Otel olarak bir an önce restore edilerek İzmir halkına açılması gerekiyor. İzmir olarak otel konusunda eksiğimiz var. Cemil Başkan her ne kadar İzmir’e turist gelmesini istemese de bizim turiste ve turizme ihtiyacımız var. Bu vesile ile otele ihtiyacımız var. Hilton Oteli’nin tekrar otel olarak hizmete geçirilmesini bizde canı gönülden arzu ediyoruz. Bizde bu konuyla ilgili bundan sonra adım atarak üstüne gideceğiz. İlgili muhataplar ile bu konuyu görüşüp en kısa sürede İzmir halkının kullanımına açılmasını sağlayacağız” diye konuştu.

YEŞİLİN İÇİNDE OLMALI
‘Basmane Çukuru MHP’nin gözünden ne olmalı?’ sorusuna yanıt veren Altınkeser, “Basmane Çukuru Kültürapark, Buca Cezaevi… Bunların hep boş duran, mahkemelik olan yerler. İzmir’in her şekilde en çok ihtiyacı olan şey yeşil alan. Otel her yere yapılır, kamu binası yer yere yapılır ancak yeşil alanı her yere yapamıyorsunuz. Biz bu tür alanların yeşil alan yapılması, halkın hizmetine açılmasını istiyoruz. Çünkü İzmir’de bir sosyal yaşama alanı yok. İzmir'in merkezinde sosyal yaşam merkezi yok. Çocuğunuz çoluğunuz aileniz ile gidebileceğiniz bir alan yok. Kültürpark bir türü tam istediğimiz randımana gelmiyor. Daha biz lunaparkın akıbetini konuşuyoruz.  Biz bu tarz yerlerin, gençlerin uğrak merkezi olacak, ailelerin sosyal yaşam merkezi olması gerektiği ile ilgili görüşlerimiz var. Kamu binalarının  dağınıklığı ile ilgili bir problem varsa tabii ki toplanabilir. Ancak ne yaparsanız yapın yeşilin içinde olmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Alanın kamu kurumlarının toplanacağı yer yapılacağını belirten Altınkeser şu ifadeleri kullandı;

İzmir’de o kadar kangren olmuş sorun var ki… Bitmeyen projelerle ilgili verilen sözlerle ilgili marka olduk. Başladığımız işler bitmiyor. Bir çok proje Aziz Kocaoğlu, Tunç Soyer ve Cemil Tugay’ı kapsıyor.  Yani minimum 15 seneyi kapsıyor. Basmane Çukuru’da böyle bir şey. Çukur diyoruz… İzmir’in en güzel yerine biz Basmane Çukuru diye bir isim taktık. Mezar yeri gibi bir isim kattık maalesef. Burada Büyükşehir’in hissesi var. Büyükşehir hissesini de yeni belediye binasının inşaatını yapılması karşılığı hissesinden vazgeçiyor. Burada anlaşmalar sağlanamadığı için Basmane Çukuru ile ilgili işlem yapılamadı. Ancak benim aldığım bilgiler doğrultusunda eğer Büyükşehir oradaki hissesinden feragat ederse tüm kamu kurumlarını toplanacağı bir yerleşke kampüs yapılacak diye duyum aldım. Yani İzmir’deki dağınık olan tüm kamu kurumlarının orada toplanacağı ve bir yerleşke olacağı ile ilgili bir bilgi var. Ancak onla ilgili Büyükşehir Belediyesi’nin oradaki hissesinden feragat etmesi bekleniyor.”

CEZAEVİ YEŞİL ALAN OLMALI
Buca Cezaevi alanı için ‘ikinci Basmane Çukuru olacak’ söylemlerini değerlendiren Altınkeser, “Olur. İnşallah olmaz ancak olur gibime geliyor. Bu tarz yerler yıkıldığı zaman yada yıkılmadan önce yeni projenin masada olması gerekiyor. Yıkıldıktan sonra o projenin hemen başlaması gerekiyordu. Süreç uzadıkça iş çığrından çıkıyor. Orası 78-80 dönüm bir yer. Bu 80 dönümlük bir yerin en üst kısmını düşünün. Oraya bir otopark yapıldı. Otopark vatandaşa yapıldı ancak karavan parkı oldu. Karavanlardan sen arabanı koyamazsın. Yanına beton dökülerek pazaryeri yapıldı. Küçücük kutu gibi bir pazaryeri. Onun altında Adnan Kahveci Bulvarı açıldı. Cezaevinin iki yan sokağı kaldırımlar genişletilerek otopark yapıldı. 80 dönümlük yerde 45 dönüm yer kaldı toprak olarak. 45 dönüm üzerinden bir şeyler yapmalıyız. Gönül isterdi ki oradaki pazar yerinde, otoparkın da yolunda yeşil alan statüsünden değerlendirilmesi. Keşke yol alttan geçseydi biz üstünü kullanabilseydik. Ben AK Parti ile de CHP ile de bunu görüyorum. Meclis üyesi olmadan önce 4,5 sene Buca ilçe başkanlığı yaptım. Benim o gün de söylediğim bir şey vardı. Buranın Millet Bahçesi yapılmalı kesinlikle.  Burayı yeşillendirelim. Fidan anlamında değil yetişkin ağaçlarla hızlı bir yeşillendirme yapalım. Ancak yatay mimari ile Buca’nın eksik olan merkezlerini buraya getirelim. 522 bin resmi nüfusumuz var Buca’da. Ancak bir tiyatro, sinema, gençlik merkezi, kültür merkezi, kütüphane yok. Bunları koyalım oraya. Bende o mahallede oturuyorum. Mahallede bir okul eksikliği varsa bir ilkokul da koyalım içine. Ama yeşilin içinde kalsın. Uydudan baktığınızda yeşil alan gözüksün ama içine girdiğinizde sosyal yaşam alanları olsun. Bunları koyalım yanında da belediyenin de işletebileceği bir tesis koyalım. İzmir’in en güzel liselerinden biri Işılay Saygun Güzel Sanatlar Lisesi Buca’da. Burada çocuklar müzik yapıyor, resim yapıyor, sanat yapıyor. Okul müdürü ile konuştuk, böyle bir proje olsa öğrenciler akşam orada çalışma yapsa, vatandaşla buluşsa nasıl olur diye sorduk kendisi muhteşem olacağını söyledi. Yapay derelerin içinden geçtiği sosyal yaşamların olduğu, gençlerin ve ailelerin birleştiği yeşil alan olmasını talep ettik biz. İlk günden beri bunu söylüyorum. Yarın orayı betonarmeye çevirirlerse de kim yaparsa yapsın ben muhalefet hakkımı kullanacağım. Çünkü ben Buca’lıyım. Hayatımız orda geçti, oranın betondan ziyade yeşil alan ihtiyacı var. Betonu başka yerlerde yapabiliriz. Orayı yeşillendirmekle ilgili vatandaşımıza sözümü var. Sözümüzü yerde kalırsa bunal ilgili muhalefet edeceğiz. Gün itibari ile yeşil alan olması ile ilgili elimizin güçlendiğini düşünüyorum. Buca’da anket yapın 100 kişiye sorun hepsi oranın yeşil alan olmasını isteyecektir. Kimse size 15 katlı bina yapın altına dükkan yapın AVM yapın demez kimse. Buca’da yeşil alan oranı 2.2 metrekare. Avrupa ortalaması 15 metrekare. Buca Belediye Başkanın hedefi de 2.9… Çok komik rakamlar bunlar. Bizim 7-8’lere çıkarma zorunluluğumuz var. Hastane içindeki ağaçları çıkarsa, hipodromu çıkarsan, Hasanağa’yı çıkarsan yeşil alan yok. Bizim ciddi anlamda yeşil alana ihtiyacımız var. Cezaevi alanı Basmane Çukuru olmasın mücadelemiz var. Buranın dediğimiz şartlarda halkın hizmetine açılmasını talep ediyoruz. Baktığınız zaman İzBB’nin ilk planlarında burası AVM’ydi. Biz AVM yapılmasını da bina yapılmasını da istemiyoruz. Bugün milletvekilimiz var 27-28 tane. Bir çoğu İzmirli değildir. Ben İzmirliyim, Buca’lıyım ve o mahallenin insanıyım. Ben Menderes Mahallesi'nde oturuyorum. Ben ilk gün ne dediysem hala sözümün arkasındayım. Her platformda AK Parti Milletvekillerine denk geldiğimde de söylüyorum. Ceyda Bölünmez Çankırı ile  denk geldik. O ne yapılması gerektiğini sordu bunların hepsini ona da söyledim.  Burada siyasi çekişmeleri bir kenara bırakmamız lazım ve halkın taleplerin yerine getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

SEÇİM VAADİ OLARAK KOYMAYIN
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un İzmir Körfezi’nden alınan suyu TBMM’de göstermesini değerlendiren Altınkeser, “Sayın Bakan'ın İzmir'deki bir sorunu Türkiye gündemine mi taşıması bizi utandırdı yoksa Sayın Bakan'ın CHP'li arkadaşların söylediği gibi 'İzmir körfezinden olmayan bir şişeyi doldurup götürdüğü' mü bir sorun? Bununla ilgili İZSU Genel Kurulu'nda da konuşuyoruz. Körfez yıllardır sorunlu bir yer. CHP'li belediye başkanlarının seçim vaadi körfezi temizlemek değil miydi? Seçim vaadi olarak koymayın o zaman. Tunç Soyer geldiğinde 3 yıl içinde yüzeceğiz dedi. İzmirli insanlar da inandı ve CHP'ye oy verdi. Belki sadece bu olasılık için oy verdiler. Tunç Soyer projeyi bile hayata geçiremedi. En son sözünü tutmak için Güzelbahçe'den denize girdi. Şimdi gitsek bizde gireriz. Oradan denize girmek engel değil ki. Baktığınızda sözler tutulmuyor. Cemil Tugay 'ben yüzme sözünü vermiyorum, görev bine kadar körfezi temizleyeceğim' dedi. Ancak baktığınızda bir çok noktadan körfez kirletiliyor. Konak Pier'in dibinden... İZSU'Nun tesisinden gelen kanalizasyon Pier'in dibinden denize akıtılıyor. Orada dükkanlar boşaltılıyor bu yüzden. 500 metre ötede Karantina bölgesinde akıtılıyor, Göztepe'de akıtılıyor. Çeşme'de Şifne Plajı'nda kanalizasyon akıyor. Çeşme Belediyesinin tesisi var 100 metre ötesinde kanalizasyon akıtılıyor... Dereler... 20'nin üzerinde körfeze akıtılan dereler var. Bunlar önlem alınmadan akıtılıyor. Bir yandan bir körfezi temizleyelim diyoruz. Bu önlemleri almadan körfezi temizleyemeyiz. Hayatımız boyunca kokuyu hep gördük de balık ölümlerini hiç görmedim. Ancak Sayın Tugay sağ olsun bize bunu gösterdi. Bununla ilgi garip garip bahaneler vardı. Bunlarla ilgili öz eleştiri yapmalıyız. Körfezi tekrar eski hallerine nasıl getiririz ona bakmalıyız. Körfez gerçekten çok kıymetli. Birçok konudan İzmir'de şikayet ediyoruz, İzmir'i sevdiren, bizi ayakta tutan tek şey körfez.  Siz bugün Körfezi İzmir'den alıp götürseniz burası Ankara’nın bir ilçesi olur. Ankara bile olmaz. Biz körfeze sahip çıkmalıyız. Çiğli Arıtma Tesisinde 4'üncü fazın Nisan ayında biteceğini söylediler. İnşallah bu sefer biter. Bu dereler ıslah edilerek körfeze yağmur suyu akıtılır. Kanalizasyon inşallah körfeze akıtılmaz. CHP'nin  Gediz Nehri için bir savunma mekanizması çalıştırıyor. Her ne kadar orta dış körfeze tarafında olsa da buranın da temizlenmesi, suyun körfez temiz akması ile önümüzdeki dönem inşallah bu sorun kalkar. Sayın Bakan'ın ortaya koyduğu şişe için körfezin alınmadı deniliyor. Sayın Bakan'ın kente geldiğinde yanındaydım. Gemiyle açıldığında numune alındı. O şişe var.  CHP'den 1 kişi olsaydı o gün alınan numuneleri görürdü. Gözümüzün önünde alındı. Maalesef o şişe İzmir körfezine ait” dedi.

MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİNİ BEKLİYORUZ
İnciraltı planlarını değerlendiren Altınkeser, “İzmir’in kanayan yaralarından birisi. Çok ciddi mağdurlarını olduğu ve bu mağdurların platform oluşturarak sesini duyurmaya çalıştığı bir yer. Geçtiğimiz aylarda hükümet kanadından AK Partili milletvekilleri görüş bildirdi. Sorunun aşılacağını sözünü verdi. Bizde İzmir halkı ile birlikte Balçova halkı ile birlikte bir sonca gitmesini istiyoruz. Artık çözülmeli. Seçim vaadi olmasın, insanları kandırmayalım. Hep insanları kandıra kandıra seçim vaadi veriyor siyasiler. Olan bizim İzmirli halkımıza oluyor. Hükümetin de belediyenin de iş birliği yaparak buradaki mağduriyeti gidermesini bekliyoruz” diye konuştu.

 

İZMİR DEPREME HAZIR DEĞİL
Dönüşüm anlamında yeterli çalışmaları yapılmadığını belirten Altınkeser, “İzmir deprem hazır değil. Ne zaman hazır oluyor? İzmir’de Türkiye’de ya da Yunanistan’da bir deprem olunca bir teyakkuza geçiyoruz. Ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Bunun dışında bir önlemimiz yok. Buca’da Bucakut kuruldu. Bu ne hizmet veriyor. Çantanızı şunu bunu koyun diyor. Bizim önlemimiz bu olmamalı. İzmir gecekondu stokunun başını çekiyor. İzmir’den daha fazla gecekonduyu hiçbir yerde göremezsiniz. Kadıfekale, Ballıkuyu, Gürçeşme ile ilgili bir dönüşüm çalışması başlatıldı ancak o da yarım kaldı. Kentsel dönüşüm ile ilgili İzBB’nin herhangi bir atağı yok. İl başkanımız geçen gün bir haber yaptı ve ‘İzmir’i dönüştürmeniz böyle giderse 700 yıl sürer’ dedi.  İzmir’in maalesef deprem önceliği yok. Ne toplanma alnımız ne deprem anında insanlara yardımlaşmamız ne de binaları korumamız ile ilgili bir hamlemiz yok. Bula ilgili sadece Bayraklı ve Bornova’da yaptık.  Onları da düşünme aşamasındayız. Bunları İzmir’in her tarafına yaymamız lazım. Buca’da fay hattı olduğu ortaya çıktı. Ancak Buca’da depremle ilgili ne önlem alındı derseniz toplanma alanımız bile yok diyebilirim. İzmir’in her yerinde bu konuya baktığımızda İzBB’nin an itibari ile bu kentsel dönüşümü gerçekleştirme imkanı yoktur” diye konuştu.


BİR YERDEN BAŞLAMAK GEREKİYOR
‘İzmir Büyükşehir Belediyesi 91 milyarlık bütçe ile tek başına İzmir'deki dönüşümü gerçekleştirebilir mi?’ sorusuna yanıt veren Altınkeser, “İzmir olarak diken üstünde yaşıyoruz. Rekor bir bütçe aslında 91 milyar. İZSU ve ESHOT’u koyduğunuzda 150 milyara yakın bir bütçeyi yönetiyor aslında Sayın Tugay. Bir yerden başlamak gerekiyor. Cemil Bey bir yerden başlar, bakanlık da el atmalı. Çevre Şehircilik Bakanlığını da bu konuda üstüne ne düşerse yapmaya hazır olduğunu ben biliyorum. İl Müdürümüz ile de görüştük. Bu konuda da hassasiyetlerini belirtiyorlar ve işbirliğine hazırlar. Ancak biz siyasete o kadar kaptırdık ki kendimiz… Her konuda siyaseti devreye sokuyoruz. Büyükşehir Belediye Meclisi’ni görüyorsunuz… İzmir’in yerel konusunu konuşurken bile bir anda genel siyasete dönüyor. Merih Demiral konusunda bile olanlar ortada. Milli bir futbolcumuzun heykelini dikmekle ilgili siyasete kurban ettik çocuğu. Biz her kararımızda siyasi kara almaya çalışıyoruz. Büyükşehir Meclisi’nden siyaseti biraz uzak tutmamız gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi olarak Cemil Tugay ile birlikte iş birliği içinde İzmir’in tüm sorunlarını çözmekle ilgili adım atmamız gerekiyor. Sayın Belediye Başkanı’nın takıldığı bakanlıklar varsa AK Partili meclis üyelerinin de bizim de elimizden geldiğince destek olmamız gerekiyor. Bu  konular işbirliği ile çözülür yeter ki niyetler iyi olsun”dedi.

CHP İZMİR’DEN ELİNİ ÇEKSİN
Kentteki sorunların neden hükümet yerel yönetim iş birliği ile çözülemediğinin sorulmasına yanıt veren Altınkeser, “Tabii ki ben hükümet kanadı meclis üyesi değilim. Uzman görüşü sergileyemem. Ancak objektif baktığın zaman bazı konularda arkama yaslanıp AK Parti ve CHP tarafına baktığım zaman objektif bakıyorum, hükümet İzmir’e hiç yatırım yapmıyor değil. Allah var gözümüzle gördüğümüz projeler var,  gerçekten bir şeyler yapıyor, yapmakla ilgili adım atmaya çalışıyor. Burada belediye kötü niyetli demiyorum ancak İzmir, İzmirlilere bırakılmıyor. İzmir Genel Siyaset tarafından Ankara’dan yönetiliyor bugün. Cemil Tugay bürokratını bile kendi atayamıyor bugün. Ekrem İmamoğlu’nun gönderdiği bürokratlar 1 yıldır gündemde. Genel siyaset İzmir’den elini çekmeden, bizi kendi halimize bırakmalı, sonra da kim işini yapmıyor vatandaşa net görmeli. Büyükşehir Belediyesi mi yoksa AK parti kanadı mı yapmıyor bakmak lazım. Halkapınar-Otogar Metrosu projesi. 3 bin TL gönderildi. Bunla ilgili bizde ‘nasıl olur bu?’ dedik. Ancak sonra dendi ki Ankara-İzmir YHT’nin bitimi orası. Orayı biz yapacağız diyor hükümet.  Ancak bununla ilgili CHP siyaset üretiyor. ‘3 bin TL göndereceğine projeyi bize versin biz yapalım diyor’ CHP. Olabilir. Orayı CHP belediyesi yapabilir. Peki bu böyle oluyorsa bizim 2-3 ay önce konuştuğumuz bir konu vardı. İzmir’de 80 binin üzerinde fosseptik var. Kontrol altında değil sızdırmaz, sızdırır bunları bilmiyoruz. Aliağa meclis üyemiz dile getirdi. Yenişakran’ın komple altyapısı yok. Fosseptik tamamı. Bununla ilgili 300 milyon  TL gibi bir ödenek gerekiyor. Cemil Tugay’ın da seçim vaatlerinden birisiydi. Cemil Tugay ‘1 ay içerisinde altyapı sorunu çözeceğiz’ diyor. Herkes alkışlıyor, belki bu vaatten kayaklı oy da veriyor. Sonra geliyorsunuz ‘beni yanlış yönlendirmişler seçimden önce’ diyor. ‘Bizim burayı yapmamız 2-3 seneyi bulacak ancak bakanlıktan kredi bekliyoruz, siz ön ayak olun kredimiz onaylasın’ dedi. Meclis üyemizde bakanlıktan ödenek beklenmeden belediyeye devretmesini ve Aliağa Belediyesi’nin buraya yapabileceğini söyledi. Cemil Bey’de ‘olur mu öyle şey hukuki değil’ dedi. Şimdi burayı yapma talebinden bulunduk yapamazsınız dedi. Dönüyorsunuz Halkapınar Metroyu biz yapalım diyorlar. Her konu siyasete alet ediliyor. Biz Buca’da da bunu görüyoruz. Sokak hayvanlarını koruma komisyonu kuralım diyoruz. Tamam diyorlar. Sonra bir sonraki meclis görüyoruz ki geri çekiyorlar. Neden diye soruyoruz. ‘Ankara müdahale etti, biz hükümete karşı bu konuda muhalefet ederken nasıl MHP’ni talebi ile komisyon kurarsınız’ diye müdahale ediyorlar. Bu konularda da CHP genel merkezinin İzmir’den elini çekmesi gerekiyor. İzmir’den elini çektikten sonra kim bir şeyleri yapmak istiyor yapamıyor, ya da kim yapıyor ortaya çıkacaktır” diye konuştu.