EGEDESONSÖZ – Konak Belediyesi’nde çalışan işçiler arasında örgütlü Genel-İş İzmir 5 Nolu Şube ile memurlar arasında örgütlü Tüm Yerel İzmir 2 Nolu Şube bir birlerini hedef alan açıklamalar yaptı.
Genel İş İzmir 5 Nolu Şube, Konak Belediyesi’nde çalışan memurların katılımı ile gerçekleşen toplantıda Tüm Yerel İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Murat Bekar’ın sosyal denge tazminatlarının ödenebilmesi için gerekiyorsa işçi çıkarılması gerektiğini dediğini ileri sürdü. Bekar’ı özür dilemeye çağıran Genel İş İzmir 5 Nolu Şube aksi durumda yaşanan gerginliğin sorumlusu olacağını kaydetti.
GENEL İŞ: ÖTEKİLEŞTİRMEYİ KINIYORUZ
Genel İş İzmir 5 Nolu Şube’nin açıklaması şu şekilde:
22 yıllık AKP iktidarının çalışanlar üzerinde yarattığı tahribatın sonuçlarını tüm emekçiler yaşamaktadır. Biz Merbel emekçileri yıllardır yan yana emek ürettiğimiz çalışma arkadaşlarımız memurların yaşadığı her sorun ve sıkıntıyı mavi ve beyaz yakalı ayrımı yapmadan sahiplenip emeğe karşı tüm anti demokratik uygulamada aynı ses olmuş iken Memurların Yetkili Sendikası Tüm Yerelsen Şube Başkanı Murat Bekar'ın ayrılıkçı dili, işçiyi ötekileştirmesini kınıyoruz. İşçiler çalışma saatini tartışmaya açmak, toplu sözleşme kazanımlarını çok görmek hatta kendi SDT ödemesinin yapılması için gerekiyorsa işçi çıkarın demek bir Sendika Başkanı vasfını taşımak değil, olsa olsa günü kurtarmak adına şov yapmaktır. Buradan çağrımızdır, Konak Belediyesinde Yetkili Sendika Olan Tüm Yerelsen'in Şube Başkanı Murat Bekar ötekileştirici dilinden vazgeçmeli ve Merbel işçisinden özür dilemelidir. Aksi halde bu işyerinde ortaya çıkacak gerginliğin tek sorumlusu olacaktır. Biz Konak Belediyesinde Memuru ve İşçisi ile ayrı sıfatlarda olsak da bu ötekileştirici dile rağmen biz yan yana hizmet üretmeye devam edeceğiz. İktidarın Memurların iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik hamle varken böyle bir dilin dayanışmadan uzak olduğunu da hatırlatmak isteriz.
SENDİKACI BEKAR’DAN YANIT: AÇIKLAMALAR ÇARPITILDI
İddialara yanıt veren Tüm Yerel Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Murat Bekar ise bu itibar suikastına uğradığını belirterek yapmış olduğu açıklamaların çarpıtıldığını kaydetti.
Bekar’ın açıklaması şu şekilde:
Kurulduğu tarihten bu yana Emek cephesinde işçi memur ve bağlı tüm sendikalarla omuz omuza mücadele etmiş ve etmeye devam edecek olan sendikamız Tüm Yerel Sen'in 14.05.2025 tarihinde Konak Belediyesi memur emekçileri ve belediye başkanımız Sayın Nilüfer Çınarlı Mutlu'nun da katıldığı toplantıda gündem olmuş konu başlıkları ve bu konulara dair Tüm Yerel Sen İzmir 2 Nolu Şube başkanı olarak yapmış olduğum değerlendirmelerin birtakım çevrelerce çarpıtılarak deklere edilmesini, yıllardır birlikte omuz omuza mücadele ettiğimiz işçi arkadaşlarımız ile bizleri karşı karşıya getirmeye çalışılmasını üzüntü ile karşılıyorum. DİSK İzmir 5 nolu şube yönetiminin kamuoyu ile paylaştığı açıklama şahsımı derinden yaralamış ve konu ile ilgili açıklama yapılmadan önce konunun muhatabı olarak benimle temasa geçilmemesi birlikte verdiğimiz mücadelemizi zedelemiştir. Kamuoyuna açıkça belirtmek isterim ki şube başkanı olarak toplantıda dile getirdiğim "Çalışma saatleri" konusu memurlar arasında yapılan ankette çıkan sonuç değerlendirmesi olup, yapılan TİS ile ortaya çıkan tabloda iş barışının bozulmaması adına memur toplu sözleşmesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirttim. Yaklaşık 500 memur emekçisinin katılımıyla yapılan toplantıda "işçi çıkarılması veya buna atıfta bulunacak" herhangi bir görüş bildirmedim. Aksine İşçi kardeşlerimizin Toplu sözleşme sürecinde yaptığı eylemlere bizzat şube başkanı sıfatı ile katılım sağlayıp destek vererek, "Alınan ve alınacak olan miktar ne olursa olsun İşçi kardeşlerimizin anasının ak sütü kadar helaldir." görüşünü deklere etmiş bir kardeşinizim. Aynı ortamda emek veren ve üreten işçinin ve memurun et ve tırnak olduğu bilinciyle, eti tırnaktan ayırmaya çalışanlara inat bu ayrıştırıcı provokasyonu kabul etmiyorum. Sonuç olarak yaşanan olaylardan kendimize ders çıkarmalı ve bundan sonra yaşanabilecek bu tip durumlar için herkesi sağ duylu olmaya ve iletişimi arttırmaya davet ediyorum. Tüm Yerel Sen İzmir 2 Nolu şube başkanı olarak şahsıma yapılan bu itibar suikastını ve suçlamaları kabul etmiyor, yaptığım açıklama samimi bulunmayacaksa Emek cephesinden de özür dilemekten çekinmeyeceğimi belirtmek istiyorum. Saygılarımla
TÜM BEL-SEN: MAKSADINI AŞMIŞ
Konuyla ilgili Tüm Bel-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Nihat Filiz de şu açıklamayı yaptı:
Konak Belediyesinde Merbel işçileri ile ilgili olarak; Tüm Yerel Sen Şube Başkanı Murat Bekar; İşçiler memurları geçti, memurlar bunu hak etmiyor" şeklindeki açıklaması üzerine DİSK Genel-İş 5 Nolu Şube tepki göstermiş.
Öncelikle ifade edelim ki; Türkiye halkı gittikçe derinleşen bir yoksullaşma kriziyle karşı karşıya. Her geçen gün kötüleşen çalışma koşulları, parçalanan istihdam yapısı, eriyen ücretler ve ulaşımdan kiraya, yakıttan temel tüketim maddelerine gelen zamlarla yaşamımızı sürdürmeye çalıyoruz. Asgari ücret açlık sınırının altında. Emekliler adeta ölüme terk edilmiş durumda. Sahte TÜİK rakamları ile ücretlerimiz eridikçe eridi.
Toplum ve çalışanlar olarak derin bir yoksulluk yaşıyoruz. Açlık sınırının 30 bin TL'ye dayandığı, yoksulluk sınırının 80 bin TL'yi geçtiği bir dönemde, emekçiler olarak yaşam mücadelesi veriyoruz. Ancak bütün toplum kesimleri, işçi ve emekçiler olarak el ele vererek bu karanlık dönemden çıkıp aydınlık yarınları hep birlikte kuracağız.
Sendikalar sınıf örgütüdür. Sendikaların sınıf örgütü olmaları, nesnel konumları gereği işveren ile çelişen bütün ücretlileri kapsaması anlamına gelir. Sınıf bilinci, sınıfsal konumun farkında olmak; sorunun çözümü için diğer ücretli çalışanlarla birlikte sermayeye ve onun siyasal alandaki temsilcilerine karşı mücadele vermekten geçtiğini anlamaktır. Sendikalar, ücretli emek-sermaye çelişkisinde ve mücadelesinde taraftır. Sermaye tarafından ezilen ve sömürülen bütün emekçiler, sınıf bilinci temelinde bir araya gelmelidir.
Her siyasi görüşten emekçiyi birleştirmek ve mücadeleyi büyütmek gibi bir görevi olan emek örgütlerinin hedefi emekçileri yanılsamaların peşinden sürüklemek değil, emekçiler arasındaki yapay ayrımların ortadan kalkmasını sağlayacak, birleşik bir mücadelenin temel dayanağı olmaktır.
Bu belirlemeden sonra;
Tüm Yerel -Sen Başkanının işçiler ile ilgili sözler maksadını aşmış, işçi-memur ayrımını tetikleyecek iş barışını zedeleyecek, emekçiler arasında ön yargıların oluşmasını sağlayacak argümanlar içermektedir.
Bizler emekçiler olarak her gün siyasal iktidarın yoksullaştırma politikalarına karşı alanlardayız. Mücadelenin içindeyiz. İşçisi ve memuruyla hep birlikte haykırıyoruz. "İşçi memur el ele genel greve", "Birleşe birleşe kazanacağız." "Yaşasın sınıf dayanışması."
Bu sloganları laf olsun diye atmıyoruz. Pratik mücadele içinde işçilerle el ele, kol kola olduğumuz için, aynı sınıfın bileşenleri olduğumuz için atıyoruz.
Bütün sendikalar sınıf kavramını bilince çıkartarak hareket etmelidir. Mücadeleyi ayrıştıracak, emekçiler arasında kırgınlıklar yaratacak dilden uzak olması gerekir.
Biz, Tüm Yerel -Sen başkanının düşünerek, planlayarak bu cümleleri kurduğunu düşünmüyoruz. Toplantının heyecanı ve spontane gelişen duygusal bir konuşma olduğunu düşünüyoruz.
Sendikalar sanal, emekçilere fayda sağlamayacak bu tür tartışma ve konuşmalardan uzak durmalı birleşik sınıf mücadelesine odaklanmalıdır.
Bizler belediye emekçileriyiz. Bizler aynı iş kolunda hizmet üreten, yan yana çalışan, ağır iş koşullarında emek veren insanlarız. "İşçi çok, memur az maaş alıyor" gibi anlamsız, emekçilere faydası olmayan tartışmalar sendikaların gündemi olamaz. Bir sendikanın aslı görevi üyelerine onurlu bir yaşam, insanca yaşayacağı ücret sağlamanın mücadelesini vermek olmalıdır.
Bu nedenle hak, hukuk, adalet ve emek mücadelesinde bütün sendikalar olarak bütünleşmek, hep beraber hareket etmek, ülke üzerine adeta bir karabasan gibi çöken bu karanlığı aydınlığa dönüştürmemiz gerekiyor.
"Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz "
Selam, sevgi ve saygılarımla...