Ekonomi

İzmir’in ünlü kokoreççisi pahalılığın nedenini anlattı: 3 lokmadan 1’i devlete!

İzmir’in ünlü kokoreççisi Asım Usta’nın genç patronu Cihan Yılmaz, sokak lezzeti kokoreçin pahalı olduğu iddialarına,”Pahalı ama yarım ekmek kokoreç için ödenen 350 liranın üçte birini devlete vergi olarak ödüyoruz. İşletme giderleri ve bağırsak fiyatındaki artışları da dikkate alırsak, fiyatın daha yüksek olması lazım ama biz sürümden kazanmayı tercih ediyoruz” dedi.

Abone Ol

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – İzmir’in meşhur sokak lezzetlerinin başında gevrek ve boyoz geliyor ancak son yıllarda kokoreç de bu ikiliyle birlikte sayılır oldu. Sokak lezzeti olmasına rağmen kokoreçin, esnaf lokantasında yenilen bir yemekten de pahalı bulunması, tartışma konusu oldu. İzmir’in en önemli kokoreç markası “Kokoreççi Asım Usta”nın genç patronu Cihan Yılmaz, kokoreçin fiyatının yüksek olduğu iddialarını kabul ederken, “Neden pahalı, bir de bize sorun” dedi.

Vergi ve işletme giderlerinin ağırlığı altında ezildiklerini belirten Yılmaz, Egedesonsöz’e sektörün durumunu anlattı.

HAYVAN YOKLUĞUNDA KESİMLER AZALDI, BAĞIRSAK BULMAK GÜÇLEŞTİ
Türkiye’de küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde yaşanan sıkıntıların artık dayanılmaz boyutlara ulaştığını öne süren Cihan Yılmaz, hayvancılık sektörünün talepleri karşılayamaz duruma geldiğini söyledi.

Türkiye’nin bir yandan da şap salgınıyla boğuştuğuna dikkat çeken Yılmaz, “Şap hastalığıyla mücadele devam ediyor. Dolayısıyla bölgeler arası hayvan nakilleri durdu” dedi.

Yılmaz, kokoreç fiyatının yüksek olmasının sebeplerini şöyle sıraladı:

“Mezbahalarda kesim sayılarında belirgin bir düşüş oldu. Böyle olunca, sakatatçılar fiyat artırdı. İki yıl önce 350 lira olan bağırsak, bugün 650 lira. Bağırsak bulmak zorlaşsa da buluyoruz ama yeterince kesim yapılmadığı için piyasaya sürülen et gibi bağırsak fiyatı da değerleniyor. Bağırsağa gelen neredeyse yüzde 100 fiyat artışı, ister istemez tezgaha, ürüne yansıyor. İşçi maliyeti ve işletme maliyetlerini anlatmama gerek yok; bugün bu maliyetler esnafın belini büküyor.”

YÜZDE 1 KDV İLE ALIYORUZ, YÜZDE 10 KDV İLE SATIYORUZ

Yüksek enflasyonun kokoreçe de yansımasının olduğuna vurgu yapan Cihan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enflasyon, kokoreç fiyatlarının yükselmesine en büyük sebeptir. Yüzde 1 KDV ile ürünlerimizi alıyoruz, ama ürünümüz yüzde 10 KDV ile çıkıyor. Bunun üzerinde ayrıca yüzde 25’lik gelir vergisi ekleniyor. Bu maliyetleri kalem kalem hesaplayıp ister istemez ürünün fiyatına yansıtmak zorunda kalıyoruz. Bizde yok ama pek çok restoranda servis ücreti var. Kiralar almış başını gitmiş. Yarım ekmek kokoreçin fiyatı 350 lira. Çeyrek ekmek 200 lira, porsiyon 460 lira. Yarım ekmek kokoreçi ele alırsak, yüzde 10 KDV’yi düştüğümüzde fiyat 35 lira geri geliyor. 87 lira da gelir vergisi düştüğünüzde 218 liraya geliyor. Dolayısıyla yarım ekmek kokoreçte üç lokmadan biri devlete gidiyor. Bu fiyattan sattığımızda kurtarıyor mu? Kurtarmıyor! Ama sürümden kazanıyoruz. Vatandaşlarımız kokoreç yesin, kokoreçin verdiği mutluluktan yoksun kalmasın diye, yüksek vergilere ve diğer giderlere rağmen fiyatı mümkün olduğunca düşük tutuyoruz.”

FİYATI DAHA DA DÜŞÜRÜRSEK, PERSONEL MAAŞLARINI ÖDEYEMEYİZ
Bu fiyatlardan daha ucuza satılan kokoreç olduğunu ancak onların sağlıklı olup olmadığı ve hijyeni konusunda derin tereddütleri bulunduğunu aktaran Yılmaz, “Tarım İl Müdürlüğünün denetleyemediği, hijyenden yoksun ama ucuza satan kokoreççiler var. Ne vergi ödüyorlar, ne personel giderleri var. Bu işi layıkıyla yapmaya çalışan esnaf vergisini ödüyor, istihdam sağlıyor, hijyen konusunda taviz vermiyor, en önemlisi en sağlıklı ürünü tüketiciye sunuyor. Sahada kokoreççiler çoğaldı. Mesela işyerimde 20 eleman çalışıyor. Bugün pahalı bulunan rakamın da altında satış yapmaya kalkarsak, inanın elemanların maaşlarını ödeyemeyiz” diye konuştu.