Yerel Politika

İki usta gazetecinin gündeminde havuz sistemi ve ödenmeyen maaşlar: “Bu gidişle belediyede çalışana kız bile vermezler”

İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki havuz sisteminin yarattığı sorunlara değindi. Yaldız, “CHP’li belediyelerde çalışanlara belki iki gün sonra kız vermeyecekler. Maaşını alıp almayacakları belli değil, yalın ayak sokakta insanlar” dedi. Gazeteci Yapar ise Tugay’ın gündeme getirdiği sürekli rapor alan ve çalışmayan işçilerin ifşa edilebileceğini söyledi.

Abone Ol

EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV’de yayınlanan programda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde uygulanan ve tartışmalara yol açan “havuz sistemi” ele alındı.

Belediyede çok sayıda işçinin görevden el çektirilerek ücretsiz izne çıkarılması sonucu mağduriyetler yaşandığını belirten Gazeteci Fatih Yapar, işçilerin sigortasının yatmadığını, işten de ayrılamamaları sebebiyle de para kazanamadıklarını belirtti.

TUGAY VE BÜROKRATLARININ SAVUNMASI, SOYER YAPTI, BİZ DE YAPIYORUZ, OLDU
Yapar açıklamasında “İş kanununda bu işin tanımlaması var ancak havuz sistemi adında bir model kanunda yok. İşçinin çalışma koşulları bellidir, işverenle arasındaki hukuk bellidir. Sendika araya girdiğinde daha özellikli bir hal olur. Büyükşehir, iş kanuna ayrı bir madde ile iş yapmıyor. Ücretsiz izin meselesi bizde havuz oldu. İzmir sayesinde iş kanunu literatürüne yeni bir tanım girmiş oldu. Deniyor ki Büyükşehir’deki yöntem yeni değil, Soyer döneminde de bu vardı. Soyer döneminde 150 kişi kadar işçi park, bahçelerde belli bölgelere gönderilmişti. Bu insanlar da park ve bahçelerde çalışması öngörülen insanlardı. 150 kişi eylem yaptı, düzen sağlandı. Tugay ve bürokratlarının savunması, Soyer yaptı, biz de yapıyoruz, oldu” dedi.

31 BİN 700 İŞÇİ HAVUZA DÜŞME ENDİŞESİ YAŞIYOR
Araştırmacı Yaldız ise “bu savunma kötü bir savunma… Soyer döneminde gelen onlarca iş, proje var. Niye kötüyü örnek alıyor ki? O dönem de uygulanmıştır bu sistem… Ama bu kadar acı çektirerek havuza düşme tehdidine bırakarak olmadı. Büyükşehir’de 35 bin çalışan var, 300’ü havuzda… Tugay’ın işe aldığı 2 bin kişiyi çıkaralım. Geri kalan 31 bin 700 çalışanını her biri bir gün havuza düşme korkusu ile yaşıyor” şeklinde konuştu.

YAPAR SAYI VERDİ: TUGAY’IN İŞE ALDIĞI İŞÇİ SAYISI 2 BİN 500’LERE GELDİ
Gazeteci Fatih Yapar, Cemil Tugay’ın göreve geldiği dönemden bu yana işçi alımlarının sürdüğünü belirterek “2 bin kişi alındı dediğimizde, Başkan Tugay, 2 bin değil bin 800 demişti. Bin 900 diye basın bültenlerinde geçmişti. Şu an rakam 2 bin 500’lere kadar gelmiş durumda… Tugay döneminde havuza atılanlar kadar işe girenler var. Bu da ilginç bir denklem…” ifadelerini kullandı.

KLİMALARI 24 DERECEYE İNDİREREK DÜZELECEK BİR ŞEY DEĞİL BU
Ümit Yaldız değerlendirmesinde “Başkan Tugay göreve geldiğinde bir analiz yapsaydı, fizibilite raporu çıkarsaydı, ‘biz bu kadar kişi ile yürüyemeyiz, bu kadar kişiyle yatırım yapamayız” deseydi. Kendisi Zonguldak’ta ve bir açıklama yapıyor, ‘gelirimiz 4,4 milyar, giderimiz 5,8 milyar TL dedi. Sadece personel gider 5,8 milyar TL’ diyor. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Durum böyleyse haklı ancak bunu değiştirmenin de iki yolu var: Bir, geliri artıracaksın; iki, gideri kısacaksın. Klimaları 24 dereceye indirerek, odacıları ve sekreterleri işten çıkarma ile düzelecek bir şey değil bu… Göreve geldiğinde masaya vurup 10 bin kişi ile yollarımızı ayırmak zorundayız deseydi farklı olurdu dedi. Gazeteci Yapar ise, “Aziz Kocaoğlu bunu o dönem söyledi, eğer ki sen dosdoğru konuşursan, İzmirliler sana hizmet edeceğine inanırsa, senle özdeşleşirlerse İzmirli sana sahip çıkar demişti. 15 yıllık deneyim bunu söyledi” dedi.

KENDİSİ HAVUZA ALINSA NE DÜŞÜNÜRDÜ?

Yaldız şunları söyledi:

İzmirliler Cemil Tugay’ı nasıl sahiplendi? Kordon’a gidip çöp toplamaya başladığında… Ne yaptı başkan? İzmirliler yanımda oldu diyeceğim yerde ‘her yaptığım işte İzmir benim arkamda duruyor’ diyerek buldozer gibi girdi.

Göreve geldiğinde fizibilite raporuna dayanarak emekliliği dolanları, çalışmayanları, rapor konusunu suistimal edenleri alanlar konusunda ayıklasa rasyonel bir durum oluşabilirdi. –ki bu konuda Tugay’ın yanındayım. Perşembe’den, Pazartesi’den rapor alarak çalışmayanlar olduğunu söylüyor- İşe kimin gelip gelmediği, huzursuzluk çıkaran bellidir. Kimin emekliliği yakın, kimin bu iş daha fazla ihtiyaçlı olduğu bellidir. İşte o zaman havuz yapabilirdi. ‘Üzülerek söylüyorum, 10 bin kişiyi çıkarmak zorundayız’ diyebilirdi. Kamuoyu ile paylaşıp 10 bin kişiyi havuza alıp diyecekti ki, yeni birini almak zorunda kalırsak önceliğimiz burası olacak. İnsanları çıkarıp tazminatını ödersiniz. İnsanlar kendilerine iş bakarlar. Havuza attım, adamın kirası işliyor, çocuklarının eğitim masrafları, sağlık masrafları işliyor. Para yok, sigorta yok. Nasıl bir sosyal demokrat belediye başkanısın?

Başkanın bu anlamda düşünmesini sağlamak adına söylüyorum, kendisi de geçmişte maaşlı çalışandı. Memur olması onu farklı kılmaz. Devlet hastanesinde doktordu. Orada bir havuz sistemi olsaydı, onu beğenmeyen bir yönetici kendisini havuza atsaydı ve çocuklarına, eşine sorumluluklarını yerine getirmeseydi ne olurdu? Belki anlar kendisi…

Anladığım kadarıyla başkan bu konuda açık ofisten yeterince beslenemiyor. Bu konuda bürokrasisi tahmin ediyorum ona yol gösteremiyor.

BÜYÜKŞEHİR’İN İHTİYACI HANGİ RAKAMDA DURACAK?
Yeni istihdam konusuna değinen Yapar “İnsanları işten çıkarmak ile ilgili karar alıp havuz gibi yöntemlerle insanları havuz sistemine alarak baskı altına almak gibi icatlar bulurken bir yandan istihdam işleri yürüyor. Sürekli bir kıstasla istihdam yapılıyor. Bu istihdamın başkanın kendi dünyasında savunması var; park ve bahçelerde, fen işlerinde eli kürek tutan lazım oluyor, şoför lazım oluyor yani eli iş yapan çalışan lazım, masa başı insan lazım değil diyor. Niye istihdam yaptığını bu şekilde anlattı. Biz de dedik ki, doğru. Büyükşehir’in ihtiyacı hangi rakamda duracak? 5 binde, 10 binde mi duracak?” şeklinde konuştu.

SAYI 33 BİNE İNDİ AMA EYT’LİLERİ AÇIKLAMIYOR
Yaldız, “EYT nedeniyle kitlesel etkinliklerden sonra bazı teknik personelleri yerine koymak zorunda kalabilirsiniz. Kepçe operatörünün yerine masa başından biri gelemez. Burada maksimum sayı 900 olmalı idi. 2 yılda. Başkan rakam açıklıyor. 35 binden 33 bin personele indi diyor ama EYT’den emeklileri açıklamıyor. 2 bin 500 kişi işe girdiye 500 kişi emekli olmuştur demektir. EYT süreçleri halen daha çalışıyor. Vakti dolan gidiyor” dedi.

CHP’Lİ BELEDİYELERDE ÇALIŞANLARA BELKİ İKİ GÜN SONRA KIZ VERMEYECEKLER

Yaldız şunları söyledi:

“Artık belediyede çalışmak prestijli bir iş değil. CHP’li belediyelerde çalışanlara belki iki gün sonra kız vermeyecekler. Maaşını alıp almayacakları belli değil, yalın ayak sokakta insanlar. Kamu kurumunda çalışanlarla ilgili sigortası düzgün işler, maaşı zamanında alır denirdi. Şimdi CHP’li belediyelerde özellikle maaş alamıyor insanlar. İlçe belediyeleri de aynı durumda. Belediye başkanları maaş ödeyebilmek için fellik fellik kaynak arıyorlar. Karşıyaka 3 ay geriden geliyor. Karşıyaka Belediye Başkanı belki de kendisini tehlike altına sokacak işlere girmek zorunda kalıyordu az kalsın. Bostanlı Pazaryeri’nde sırf işçilerin borçlarını sıfırlamak için. Belediye başkanlarının hangi projeyi uygulayalım, nasıl bir kültür merkezi yapalım, hangi Pazar yerini, nereye kuralım gibi konuları konuşmuyor. İşçi maaşlarını, sosyal denge tazminatlarını konuşuyor. Tugay’ı da bir yandan çalışıyorum ama bu yöntem yanlış. Bu yöntemler ne CHP’nin ilkeleriyle ne tüzüğü ne de programıyla insan haklarıyla, vicdanla uyuşmuyor. Herhangi bir iş mahkemesini kastettim, göreve davet ettim kendilerini, yine davet ediyorum. Hukuken bu saçmalığı bitirsinler. Böyle bir hakkın olmaması lazım”

RAPOR YÜZSÜZLERİ İFŞA EDİLMELİ
Gazeteci Fatih Yapar, rapor hakkının suistimal edilmesi konusunda öneride bulundu. Tarım Bakanlığı’nın tağşişli ürünleri piyasaya süren firmalara yaptığı ifşalardan örnek veren Yapar, “Başkan, Cuma gününü, pazartesini rapora bağlayıp 4 gün işe gelmeyenler var dedi. Örnekler veriyor. İsim isim açıklayın kardeşim. Madem ki kişisel verilerin korunması kanununda ismi ifşa etmek o kişi açısından kanunen uygun olmayabilir. Ama kodlama yaparsınız, şu müdürlükte şu kişi dersiniz, M.A., C.A. derinsiz. Susitimal konusunu yapamayacağını herkes bir görsün. Tarım Bakanlığı, tağşiş yapan firmaları açıklıyor, dana etinin içine tavuk eti karıştıranı ifşa ediyor. Sen de ifşa et! Vergi yüzsüzleri ifşa ediliyor, sen de et! Madem suistimal var ifşa et! Sonrasında İzmir benim yanımda durmuyor, İzmir medyası ifşalarımı desteklemiyor deyip hesap sorma hakkını bul kendinde!” dedi.

GENEL SEKRETER YARDIMCILARI SÜRAHİDEN PORTAKAL SUYU İÇMEK İÇİN Mİ ORADALAR?

Ümit Yaldız şunları söyledi:

“Başkan çok fazla bu işlerin içinde yer alıyor. Bir belediye başkanı bu kadar sendikal süreçlerin merkezinde olmaz. Genel müdür yardımcıları, genel sekreterler, daire başkanları neden var? Sürahiden portakal suyu içmek için mi oradalar? Dolayısıyla belediye başkanının önüne bazı krizler yönetilmiş şekilde gelir. Her krizi belediye başkanı bizzat yönetmez. Belediye başkanı her olayda sıcağı sıcağına açıklama yapmaz. Zonguldak’tan açıklama yapıyor, SGK bu ay bizi fazla hırpaladı diyor. Yapmamalı. Genel sekreter, genel sekreter yardımcıları çözer. Görüşür, sendikalarla muhatap olur, işi bitirir, başkan imza atar. Başkan nutuk atar, hava atar, fırça atar. Başkan sabah akşam her detayı kendisi açıklıyor. 40 bin kişilik devasa bir organizasyondan söz ediyoruz. Bu kadar ara eleman kullanmayacaksanız bu kadar açık ofislere, daire başkanlarına, resmi araçlara ne gerek var her şeyi Cemil Tugay yapacaksa?Böyle de bir stratejik hatası var, kendisi bu konuda ekstra yıpranıyor bence.