Cumhuriyet'ten Emre Döker'in haberi göre 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın ardından ölümden son anda kurtulan madenciler dahi sorumlular hakkında şikayetçi olamıyor.
İşçiler “açlık mı hak arama mı?” sorgulamasının içine düşürülüyor. Şirket yetkililerinin katliamın meydana geldiği ocakta hala işçilere “sus payı” olarak ücret ödediği söyleniyor. Hatta faciaya tanık olan son anda kurtulanlar, 50 kişinin üretim aşamasına geçilmesi için yeterliği olduğu madende 350 kişi çalıştırıldığını belirtiyor. Facianın ardından şirket aleyhine ifade veren ancak aynı madende çalışmaya devam eden işçiler ya mağdur tanık olarak çıkmaktan kaçınıyor. Ya da işten atılma korkusuyla dünkü duruşmada görüldüğü gibi ifadelerini değiştiriyor.
İŞSİZLİK KORKUSU
İş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenlere hukuki destek sunan Bir Umut Derneği kurucu ekibinden Avukat Berrin Demir, Soma'da katliam yaşanan madende tutuklu sanıklar dahil kurtulan madencilere de maaş ödendiğini açıkladı. Madenin savcılık tarafından Soma Kömürleri AŞ'ye geri verildiğini de belirten Demir, “Şu anda madenin varlığını devam ettirebilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bu iş için 50-60 kişi yeterli. Ancak şirket şu anda 350 kişiye maaş veriyor. SGK primlerini ödüyor. Mahkemede mağdur tanık olarak ifade verenlerin bir çoğu bu madende çalışıyor” dedi. Katliamdan kurtulanların psikolojileri bozulduğu için madene inemediğini de anlatan Demir, “Bu kişiler madenden başka yerde de iş bulamadıkları için tam bir cendereye alınmış durumdalar. Ya aç kalacaklar ya da madene mahkum olacaklar. Öyle olduğu için de mahkemede şirket hakkında konuşamıyorlar ya da şikayetçi olamıyorlar. Adeta işçiler açlıkla terbiye ediliyor” diye konuştu. Soma'da basit bir işçi alacağıyla ilgili davada bile tanık bulamadığını anlatan Demir, “İki erkek tanığı geçtim, onların eşleri kardeşleri, anneleri bile korkudan tanıklık yapamıyorlar. Kişilerin akrabaları bile konuşmuyor. Konuşursak 'ağabeyimi, babamı, kardeşimi işten çıkarırlar' diye korkuyorlar. Bu yörede işveren o kadar sıkı örgütlenmiş ki, sendika ve taşeron öyle bir organizasyon kurmuş ki işçilere nefes aldırmıyorlar. Davada şirket aleyhine konuşanlar bir daha hiçbir madende çalışamayacağını biliyor” dedi.
İŞVEREN İŞBİRLİĞİ DEĞİL İŞÇİ BİRLİĞİ
DİSK Dev-Maden-Sen'in avukatlarından Aziz Aytaç da, Soma'da “işveren birliğinin” kurulduğunu bunu yenmenin “işçi birliğinden” geçtiğini söyledi. Soma AŞ'nin patronuyla İmbat Madencilik'in patronunun birbirlerinden bağımsız olmadığını anlatan Aytaç, “Şirketin Genel Müdürü Ramazan Doğru bile savunmasında diğer şirketlerle koordineli çalıştıklarını itiraf etti. Bir işçi aleyhte ifade verdiği zaman işten atılıyor. Önceki gün şuanda İmbat'ta çalışan bir işçi ifade verdi şikayetçi olmadı ve olan şeyleri de söylemekten kaçındı. Çünkü konuşursa işten atılacağını biliyor” dedi. Katliamdan sonra madende işçi fazlası ortaya çıktığını kapanan 3 ocağın ardından 2 bin kişinin işsiz kaldığını da kaydederek, “Burada herkes memleketine döndü. Sendikaya üye olanlar işten çıkarılıyor. Şuanda mahkemede sadece madencilik yapmayacak olanlar düzgün ifade veriyor. Hatta şirket aleyhine konuşan bir mağdur bana gelip 'artık hiçbir madence çalışamayacağım” dedi. Avukat İbrahim Arzuk da, “İşverinin yanında çalışan ve bu konuda tanıklık yapanlar ekonomik bağımlılık nedeniyle serbest ifade veremez” dedi. (Cumhuriyet)