Sertel'den Belevi tepkisi: AK Partililerin elinde o yolda can veren her insanın kanı var

EGEDESONSÖZ - CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Sonsöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Sertel, pandemi sürecindeki normalleşmeden renk tartışmasına, Belevi yolundan çoklu baroya kadar çok önemli açıklamalarda bulundu.

Pandemi sürecinde hükümetin çoklu baro yasasını TBMM'den geçirdiğini belirten Sertel, bu yasanın hayata geçeceğine inanmadığını, Anayasa Mahkemesi'nden döneceğini umduğunu söyledi. Sertel, şu görüşlere yer verdi:

"Çoklu baro yasasını, Anayasa Mahkemesi'nin iptal edeceğini düşünüyorum. İptal etmese de belki İstanbul'da bir baro kurabilirler. İzmir'de de bir baro çalışması var ama tutmaz. Baskı yapabilirler, resmi kurumlarda çalışan avukatları zorlayabilirler baro kurmak için... Yani AKP iktidarına yakın arkadaşın kuracağı baroya baskı yaparlar, belki kurabilirler ama hiç de hoş olmaz, iyi olmaz. Çünkü baro, bir kamu kuruluşu. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu söylüyor her zaman... Bir ilçede iki kaymakam olmaz, bir ilde iki vali olmaz, iki defterdar olmaz. Barolar kamu kuruluşu olduğuna göre, iki baro nasıl olacak? Çok yanlış yaptılar. Bu durum, Türkiye'de bölünmeyi getirecek bir hadisedir. Zaten dernekleri, meslek örgütlerini böldüler. Bir şehir derneği kuruluyor, o şehir derneğinin içinde diyelim ki CHP'liler var. Hemen aynı şehrin, alternatif derneği kuruluyor. Kim tarafından? AK Partililer tarafından! Böyle bir tablo, Türkiye'ye hiç yakışmıyor."

YARIN HAKİM TARAFSIZ DAVRANMAYABİLİR
Atila Sertel, çoklu baro konusunda eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü: "Hakim bakar, avukat AKP'nin barosundan geliyorsa, o avukat 1-0 önde başlar. Diğer barodansa, hakim ona göre bakar. Baştan yanlış bir şey. Hukukun, adaletin içine Fetö'cüleri yerleştirdiler. 15 Temmuz sonrası elleriyle koymuş gibi buldular. Çünkü elleriyle koydukları için kimin ne olduklarını bildiklerini düşünerek onları aldılar, kenara çektiler. Şimdi gençlik kollarından, kendi partisinden, kendi partisinin danışmanlarından kim varsa hakim yapıyorlar. Adalet ve Kalkınma Partili Hakim olur mu? Adaletli hakim olması gerekirken, sadece adalet diyecek hakim olması gerekirken, Adalet ve Kalkınma Partili Hakim oluyor. Yani bu Kalkınma Partisi kısmını da bırakıyorum bir kenara, partili hakim olmaz. Hakim herkese eşit davranandır ama hiç öyle görünmüyor. Genel başkanın mahkum olduğu Man Adasından mahkum olduğu mahkemenin hakimine bakıyorsun, Fetö'den tutuklanıyor sonra serbest kalıyor. Sonra yurtdışına kaçmaya çalışıyor, kaçma teşebbüsü sırasında yakalanıyor. Ve tekrar göreve iade oluyor. Bir başka deyişle kullanılacak adamlar listesinin içine sokuluyor. Şimdi o ters bir karar verse, eski Fetö'cü dosyası açılır. Haliyle korkarak, tüm davaları AKP'lilerin lehine, Cumhurbaşkanının lehine veriyor. Çünkü yarası ve açığı var. Diliyorum ve istiyorum ki Türkiye'de insanları bölmeyen, parçalamayan, insanlara eşit ve adil yaklaşan yasaları değerlendirecek ve yasal olarak hareket edecek ve yasaları hiç bir birimin lehine değerlendirmeyecek, gerçek neyse onu koyacak bir adalet sistemi olsun. Çünkü Türkiye'de bu olmadığı için Türkiye'ye sermaye gelmiyor, yabancı sermaye yatırım yapmıyor, yerli sermaye de Türkiye'den kaçıyor. Çünkü hukukun, adaletin olmadığı yerde yatırım olmaz. Öyle olunca da bu ekonomiye yansıyor, yatırımlara yansıyor, işsizliğe yansıyor. İzmir'de AK Partili avukat arkadaşların dahi, tek baro düşüncesi taşıdığını tahmin ediyorum. AK Parti içinde çoklu baronun yanlış olduğunu düşünenler var. Ben İzmir'de hükümet yanlısı bir baro kurulacağına ihtimal vermiyorum."

HERKES BENDEN İŞ TALEP EDİYOR
Atila Sertel, İzmir Büyükşehir'de, seçimden az önce işe alınanlarla ilgili görüşlerini de bildirdi:

"Yeni seçilen arkadaşların yetkisine tecavüz olarak değerlendiriyorum bunu. Bu yanlış. Giderayak belediyeye insan almanın doğru olmadığını düşünüyorum. Biliyorsunuz Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını iptal ettikten sonra İstanbul'da Vali geldi ve Vali 2 bin kişiyi işe almış. Sonra diyorlar ki işten çıkartmaya kalktığında bunları kim aldığını sorduğu zaman işçi düşmanı CHP falan diyorlar. Böyle bir şey yok. Biz kimsenin işsiz kalmasını istemiyoruz, herkesin iş bulmasını istiyoruz da şimdi biz milletvekilleri olarak Belediye Başkanlarının tasarruflarına müdahil olmamız mümkün değil. En çok sıkıntı çektiğimiz konulardan birisi bu. Mesela telefonu açık bir milletvekiliyim. Beni yolda görürler, düğünde görürler, cenazede görürler, kahvede görürler her yerde rastlıyorlar. Günde 10-15 civarında iş ile ilgili talep geliyor. Ben gidip Belediye Başkanımız Tunç Soyer ile konuştum. Belediyelere başvuru çok oluyor ben ne yapmalıyım dedim. Bana söylediği çok açık ve net. Siz referans olun beni ve bürokratları aramayın, dedi. İşe alırsak biz alırız alamazsak alamayız, dedi. Çok da normal bir yaklaşım tarzı. Yani şöyle düşünün günde 10 kişi yardım istiyor benden ben de günde 10 kez Tunç Bey'i arıyorum. Böyle bir şey olamaz. Ne o çalışabilir ne biz. Belediye CV bank yaptı, bence bir belediyenin istihdam edebileceği sayı bellidir. Onun üstüne çıktığı zaman, Belediye Başkanı maaş ödeyemez hale geldiği zaman en büyük eleştiriyi de toplumdan alır. Yani belediye iş ve işçi bulma yeri değil. Ama neden insanlar başvuruyor, çünkü bacası tüten fabrika kalmadı Türkiye'de, İzmir'de. Eskiden sabah iş aramaya çıkan akşam iş bulmuş olarak eve dönüyordu 20-30 sene önce. Şimdi çalışacak alan, fabrika kalmadığı için belediyeye yöneliyor insanlar. Belediyede bazı bürokratlar var, bize kastı mı var bilmiyorum. Milletvekili bir telefon açsa senin işin hallolur diyorlar. Öyle bir şey yok. Manisa'ya 1 Milyar dolarlık bir Volkswagen yatırımı geliyordu. Kaçtı adamlar. Neden? Bizi özgür bir ülke görmedikleri için... Kaçmasalar, oraya fabrikayı kursalar, 800 kişinin işi olacak. Bunu düşünmesi lazım iktidarın. Ben Youtube'u yasaklayacağım, Ben Netflix'i yasaklayacağım yaptığın her şey Türkiye'ye kötülük. Niye kötülük yapıyorsun? kendi iktidarım devam etsin diye. Senin iktidarın 18 yıl devam etmiş geldiğin noktayı görüyoruz. Berbat bir ekonomi, Dükkanlar yan yana boş, hava parasıyla kiralanan yerler boş. Günah değil mi? Cumhuriyet tarihinde, İzmir'in tarihinde dükkan boşluğu olmadı. Hepsi batmış. Sonra diyorlar ki esnaf iyi durumda."

İKTİDAR, BELEVİ YOLUNU NEDEN YAPMIYOR?
Belevi yolunun sıkı takipçilerinden olan Milletvekili Atila Sertel, bir izleyicinin, "Selçuk ve Tire arasındaki yol, neden yapılmıyor. Dağları delen, kıtaları birleştiren iktidar, İzmir'de bu yolu neden yapmıyor?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"4 yılı geçti. Binali Yıldırım Başbakan değildi, Ulaştırma Bakanıydı ve ben oranın bir ölüm yolu olduğunu, kazaya açık ama çok önemli bir yol olduğunu söyledim. Tire ile Selçuk'u birbirine bağlayan yolun, turizme hizmet edeceğini anlattım. Mecliste konuşma yaptım, pankart açtım. Binali bey Başbakan oldu yerine Ahmet Arslan Ulaştırma Bakanı oldu. Üstüne 4 bakan daha değişti. 20 kilometrelik yok, 8 ayda, bilemediniz bir yılda biter. Ahmet Arslan Tire'de  Ulaştırma Bakanı olarak bir tören düzenledi, ben de gittim o törene. Dedi ki bu yol 4 Eylül 2018'de hizmete girecek. Kürsüye çıktım, yol için kurdele kestik. Müteahhide, bir an önce burayı istiyorum senden, dedi. Çoşkulu bir törendi. Aradan bir yıl geçti, yol 500 metre anca ilerledi. Bu yolun açılmamasının nedeni şu: Bu yol paralı bir yol değil. AK Partililer avanta alamayacak bu yoldan. Yani yap, işlet, devret yolu değil, devletin yolu. Çeşme otobanı gibi gişeli bir yol olsa çoktan biterdi. geçtiğimiz haftalarda 2 orman görevlisi, arazözün devrilmesi sonucu şehit oldular. Ben söyleyince kızıyorlar. AK Partililerin ellerinde, orada ölen her insanın kanı var. Orada benim de çok yakından tanıdığım arkadaşlarımın yakınları da öldü."

İZMİRLİLERE HAKARET ETMEK İÇİN GELDİLER
Sertel, Karabağlar'daki spor kompleksine tek çivi dahi çakılmadığı yönündeki iddiasını da gündeme getirdi. Sertel, AK Parti Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ile yaşadığı diyalogu şu sözlerle anlattı:

"Bu konuda Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ile açıklama yapmadan önce görüştük. Muhittin bey ona gerekli yanıtı verir. Benim yanıt vermeme gerek yok. O arkadaş İzmir'i de bilmiyor, bu konularla da pek ilgili değil. İzmir'in nasıl Milletvekilliğini yapıyor bilmiyorum ama zayıf geliyor bana. Tutsun götürsün beni, buraya çivi çaktık diye göstersin. Yok öyle bir şey hiçbir yatırımları yok İzmir'e. O kadar vergi alıyorsunuz İzmir'den. Aldığınız verginin 1/4'ünü İzmir'e harcayın. İzmir'e yazık değil mi? İzmir'i hep engellediler, İzmirlilere hakaret etmek için geldiler.

RENKLE UĞRAŞACAĞINIZA SÜT DAĞITIN
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile AK Partililer arasında devam eden Büyükşehir hizmet binasındaki kolonların ve Süt Kuzusu projesindesi süt kutularının renkleriyle ilgili tartışmayı değerlendiren Atila Sertel, "Çok çirkin. Kişi kendinden bilir işi. Yani nasıl düşünmek istemişse öyle düşünmüş. Renklerle uğraşılır mı? Süt kutusuna kırmızı renk koysa, kızıl komünist diyecek. Yşil koysa imam diyecek, dinci diyecek. Yok böyle bir şey. Akıllara zarar bir durum. Başka şeylerle uğraşsınlar. Süt kutusunun üstündeki renkle muhalefet mi olur? Ne renk yapsın? Hamza (Dağ) bey renk versin o zaman. 0-5 yaş arası çocuklara her gün süt ulaştıran Büyükşehir Belediyesini kutlayacağı yerde Hamza Dağ, Erzurum'a, Malatya'ya Kayseri'ye AKP'li Belediye Başkanlarına siz niye yapamıyorsunuz, diye çıkışsın. İzmir'in yaptığını, siz niye yapmıyorsunuz, neden süt dağıtmıyorsunuz, desin. Çok komik duruma düşüyor."

FETÖ İLE MÜCADELEDE ÇİFTE STANDART
Türk Tarih Kurumu hakkında yaptığı açıklama nedeniyle kendisine tebligat geldiğini, önümüzdeki günlerde mahkemeye ifade vermeye gideceğini açıklayan Atila Sertel, şunları söyledi:

"Pandemi süresinde bana karakoldan bir tebligat geldi. Herhalde önümüzdeki günlerde çağrı olacak mahkemede gideceğiz, konuşacağız. Ama şunu söylemek istiyorum gazeteci arkadaşların durumuna, gazetenin durumuna gelmeden önce. Geçen akşam Mehmet Metiner İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ekranlar önünde kapıştı. AKP'li eski Milletvekili Metiner'in iddiası şu; Fetöcüler göreve dönüyor diyor. Bunu ben söylemiyorum bunu söyleyen Mehmet Metiner. Ve İç İşleri Bakanı bağlanıyor ve diyor ki benim dönemimde kadrolarımda hiç kimse dönmedi. Bu bana hakarettir diyor, bana böyle söyleyemezsin diyor ve telefonu kapatıyor. İşin gerçeği bu, ben onu açıkladım. Fakir Fetöcü düz yolda şaşırmış, zengin Fetöcü arabayı dağlara aşırmış. Zenginsen sorun yok. Bir borsa var. Bunu söyleyen de Şamil Tayyar.. Bir borsa var, bir yapı var. Ne cezaevinde yatıyorlar ne gözaltına alınıyorlar. Ben Saygılı ailesini tanımam, hiç bilmem. Yan yana gelip oturmuşluğumuz bile yok fakat bir gerçek var. Bu Eflatun Saygılı, Karaca soyadlı biri ile ortak gazete kuruyor. Karaca kimin yakını bilmiyorum ona da bakmak lazım. Son Dakika Gazetesinin yönetim kurulundakilerin tamamı iltisaklı hatta içlerinde biri var. İki kişinin abisi, dünya imamı ve aranıyor. Ben bunları okuyan araştıran bir insanım, ben İzmir'deki babalar davasının iddianamesini okudum, kimlerin adının geçtiğini biliyorum. Ama hiçbiriyle ilgili bir soruşturma dahi açılmadı. Ama 15 sene önce Mali Müşavir olduğu için 300'e yakın müşterisinden sadece 4'ü Fetöcü çıktı diye bizim Urla Belediye Başkanımızı tutukladılar, içerde yatırdılar 7 ay. Bir de en büyük 600 küsur milyar liralık malvarlığı olan ve AKP'nin ev sahibi olan İl başkanları da onun yerinde oturuyordu. Darbe oldu, yine Ahmet Küçükbay'ın yerindeydiler. Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanları, Fetöcü olarak tutuklanan Ahmet Küçükbay'ın yerindeydiler ve Ahmet Küçükbay tutuklandı. Ben garip bir bakkal dükkanı sahibiyken bir anda yağ fabrikası sahibi oldum, dedi. 200 milyon lirayı devlete versin, 400 milyon küsur ve mal varlıklarını iade ederiz diyorlar ve iade ediyorlar. Sonra araya ortaklar girdi. Kim bu ortaklar, onun cevabını versinler. Ama şu çok açık ve net.  Bank Asya'ya para yatırdı diye polisi işten attınız, öğretmeni işten attınız, imamı işten attınız ama Fetö ile işbirliği yaptığını söyleyen adama malvarlığını geri verdiniz. Bizim gazeteci arkadaşlarımız Son Dakika gazetesinde çalıştı diye bu emekçi çocuklara Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı diyor ki, 'Siz Fetöcü gazetede çalıştınız. Öyleyse sizin basın kartlarınız iptal edildi. Fetöcü gazetenin sahibinin camisini açıyorsunuz, beraber kurdele kesiyorsunuz. Ege Üniversitesi'nin eski rektörü Cüneyt Hoşcoşkun Fetöcü. Aranıyor. Onun döneminde caminin telemi atılıyor. Ben camiye son derece saygılıyım bizim ibadet yerimiz ama gazeteci kardeşlerimizin Son Dakika Gazetesinde çalışıyor diye basın kartlarını iptal ediyorsunuz. Fakat gidip o gazetenin sahiplerinin camisini açıyorsunuz.

MUHAFELETTEKİ SON KURULTAYIMIZ OLACAK
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, hafta sonunda yapılacak CHP'nin Büyük Kurultay'ı ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Sertel, "Parti Meclisi'ne aday olacak mısınız?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ben şöyle düşünüyorum. Bu bizim muhalefetteki son kurultayımız olacak. Bu iktidar kurultayı, iktidara yürüyüş kurultayıdır. Bu kadro,partiyi iktidara taşıyacak bir kadro olacak. Çok önemsiyorum o açıdan ve ilk seçimde çok uyumlu çalışacak bir kadronun oluşması lazım. İnanılmaz enerji, efor, bilgi harcayacak bir yapıya sahip olması gerekecek. İzmir'den pek çok arkadaşımızın ismi yazılıp çiziliyor, ben memnuniyet duyuyorum. Hepsinin bende ayrı bir yeri var. Hiçbirine itirazım yok ama Genel Başkanımız bu konuda karar verir, örgüt karar verir. İzmir'de İl Örgütleri var, İlçe Örgütleri var, Kurultay Delegeleri var. Oturup diyecekler ki bu kişinin olması bizim için daha iyi, bu kişi girerse bizi çok iyi temsil eder, İzmir'i çok iyi temsil eder, çalışır, halkla iç içedir diye. Bir takım argumanları koyar Genel Başkanın önüne. Genel Başkan da bakar, değerlendirir. Benim Genel Başkan'a gidip konuşmam abes olur, ayıp olur. Gel kardeşim ,çalışmak istiyorum seninle, derse amenna. Demezse yine amenna. Hiçbir kırılganlığım olmaz."