EGEDESONSÖZ - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı’nın üniversiteler bünyesinde faaliyet gösteren ve eğitim hizmeti vermeyen tıp merkezi, poliklinik gibi yerlerin kapatılması ile ilgili kararı İzmir’de hareketliliğe neden oldu.
Kurumun bu kararına dayanarak çalışma başlatan İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Şifa Hastanesi başta olmak üzere İzmir’deki üniversite bünyesinde faaliyet gösteren hastaneleri denetledi. Bunun üzerine Şifa’nın kent genelindeki 8 ve Başkent Hastanesi’nin Karşıyaka’daki 2 tesisi için işlem yapıldı. Müdürlük Şifa Hastanesi'ne şubelerin tahliyesi için 15 gün süre verdi.
Bakanlığın yaptığı işlemin ardından durum tutanağa geçerken inceleme yapılan Şifa Hastanesi’nin kuruluşlarında eğitim verilmediği belirtildi. Şifa Hastanesi ise sadece bir yerde eğitim olmadığı için daha önce Balçova’daki birimin kapatıldığını belirtti. Diğer tüm yerlerde eğitim verildiği, aynı zamanda hastane olarak faaliyet gösterildiğini dile getirdi. Medikal Park Hastanesi ise İzmir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösterdiğini beyan etti.
ŞİFA HASTANESİ’NDEN AÇIKLAMA
Öte yandan tahliye bildirimi sonrası Şifa Üniversitesi Rektörlüğü’nden açıklama geldi.
Açıklamada, “11.12.2015 tarihinde üniversitemizin ek binaları İzmir Valiliğinin oluru ile il sağlık müdürlüğü tarafından kapatılma işlemi başlatılmıştır. YÖK’ün 20.11.2015 tarih 2774 sayılı semt poliklinikleri başlıklı kararında vakıf üniversitelerin eğitim hizmeti verilmeyen semt polikliniklerinin 06.12.2015 tarihine kadar kapatılması istenmiş olmasına rağmen İzmir valiliğince eğitim hizmeti verilen tüm ek binalarında işlem yapılmıştır.
Bazı basın ve yayın kuruluşlarında Şifa Üniversitesi’nin YÖK kararı ile ruhsatlarının iptal edilerek kapatıldığı haber yapılmıştır. Bu durum gerçeği yansıtmamaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki faaliyetin durdurulması işlemleri adli bir sürecin sonunda değil, YÖK’ün daha önce aldığı ve şuan itibariyle Danıştay’da iptal davasına konu olan bir kararına dayanmaktadır.
Ek binalarımızda yatarak tedavi gören hastalarımızın tedavilerine tamamlanıncaya kadar devam edilecektir.
Bornova’daki uygulama araştırma merkezimizin hasta kabulüne hiçbir kısıtlama getirilmemiştir.
Diğer taraftan YÖK’ün belirtilen kararı sadece üniversitemizle ilgili olmayıp sağlık alanında eğitim ve hizmet veren tüm Türkiye’de faaliyet gösteren vakıf üniversitelerini kapsamaktadır. İzmir’de bulunan diğer vakıf üniversiteleri de bu işlemlere muhatap olup doğrudan kurumumuza yönelik bir uygulama söz konusu değildir.
Yapılan bu işlemlere karşı kurumumuz tarafından en kısa sürede yasal yollara başvurularak söz konusu işlemlerin iptali ve doğan zararların tazmini yoluna gidilecektir. kamuoyuna saygıyla duyurulur” ifadelerine yer verildi.
İZMİR TABİP ODASI’NDAN AÇIKLAMA
Bugün 1994 yılından beri hizmet veren Başkent Üniversitesi Zübeyde Hanım Uygulama ve Araştırma Hastanesi ile Şifa Üniversitesi Hastaneleri'ne yapılan tebligatlar sonucunda faaliyetlerinin durdurulduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Gerekçelerinin neler olduğu ve bu gerekçelerin haklı ya da haksız olduğu tartışmasına girmeden bu konuda ortaya konulan aceleci tutumu yanlış bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz.
Sağlık hizmeti çok önemli bir hukuki gerekçe olmadan engellenebilecek ve durdurulabilecek bir hizmet değildir. Bu birimlerde çalışan doktorlar, sağlık çalışanları ve diğer hizmet görenler çok zor bir durumda kalmışlardır. Yine buralardan hizmet alan yatan hastalar, poliklinik hastaları, tetkik hastaları ve acil hastalar mağdur olmuşlardır.
İzmir Tabip Odası olarak her türlü siyasi ve hukuki değerlendirmenin dışında kalarak, sağlık hizmetinin niteliğinin ve meslektaşlarımızın mağduriyetinin göz önüne alınmasını ve bu konudaki kararların ve uygulamaların gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
TERÖRİST HASTANE TERÖRİST HASTA OLMAZ!
Karara CHP İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray’dan da sert tepki geldi. Dr. Aytun Çıray, “Şifa Hastanelerinin ve onun yanında İzmir’de Başkent Üniversitesine bağlı olarak hizmet veren sağlık kurumunun kapatılması akıl alır gibi değil. Bu hastanelerde suç işlediğinden şüphe ettiğiniz şahıslar varsa hukuki olarak gereğini yaparsınız ama hastaneleri neden kapatıyorsunuz? Eğer bu hastaneler bugüne kadar usulsüz olarak çalışıyorlardı diyorsanız o halde siz görevi ihmal suçu işlemişsiniz demektir. Benim önce bir insan sonra bir hekim olarak isyanım hastalarımızın düşürüldüğü çaresiz durumdur. O hastanelerde tedavi gören hastalara yazık günah değil mi? YÖK Kasım ayında ‘YÖK kararı olmaksızın ek hizmet binalarında sağlık hizmeti sunamazsınız,’ diye karar alıyor, Hükümet Aralık ayında hastaneleri kapatıyor. Bu kararların teknik olduğunu bana kimse anlatamaz. Bu hastaneleri kapatarak asıl hastaları cezalandırmış oldunuz” ifadelerini kullandı.