Özgener ‘icraat’ eleştirilerine sunumla yanıt verdi... 'Odalar işte bunları yapar!'

Oktay GÜÇTEKİN/ EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Odası Eylül ayı olağan meclis oturumunu gerçekleştirdi. Ekim ayında gerçekleştirilecek meclis öncesi düzenlenen son oturuma İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz başkanlık yaptı. Meclis oturumuna ise 3 Ekim’de gerçekleştirilecek olan İZTO Yönetim Kurulu seçimlerinde aday olacak Mahmut Özgener’in konuşması damga vurdu.

ÖZPOYRAZ: TARİHE GEÇTİK
Meclisin açılış konuşmasını gerçekleştiren Selami Özpoyraz, “Odamızın başarılar ile dolu 4 yıllık sürecin sonuna geldik. Bu dönem Mahmut başkanın biz diyen anlayışı ve ortak iş birliği ile sektörümüzün taleplerinin ve sorunlarının kısa sürede sonuçlanması odamızca takdirle karşılandı ve memnuniyet yarattı. 4,5 yıllık bu döneme damga vuran pandemi sürecinde odamız üyelerinin sadece ticari sorunlarına değil her türlü sorunlarına yanıt verdik. Deprem, sel gibi konularda en kısa sürede aksiyon alan ve üyelerinin sorunlarını en kısa sürede çözen oda olarak tarihe geçtik” dedi.

Meclisin devamında ise Özpoyraz Meclis Başkanlığı koltuğunu Meclis Birinci Başkan Vekili Yavuz Ateşalp’a devretti.

ÖZGENER: ÜÇ GÜZEL KONUYLA BAŞLAMAK İSTİYORUM…
Seçim öncesi son konuşmasını gerçekleştiren İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Dönemimizin son çalışma ayı olan Eylül’ü geride bırakmak üzereyiz. Faaliyet filminde izlediniz ama önemi nedeniyle bugünkü konuşmama üç güzel gelişmeyi kısaca paylaşarak başlamak istiyorum.  TOBB Akreditasyon Sistemi çerçevesinde odamız, 2021 Yılı Denetim Dönemi’nde en yüksek puanı elde ederek, 2021 yılında denetime giren Ticaret Odaları arasında birinci oldu. Üyelerimize yönelik çalışmaların ödülü olan bu sertifika hepimiz için çok kıymetli.  Genel Sekreterimiz nezdinde tüm çalışma arkadaşlarıma emekleri, yoğun ve titiz çalışmaları için teşekkür ediyorum.  Göreve yeniden talip olduğumuz bu dönemde dünyadaki çoklu kriz ortamı her geçen gün daha belirgin bir hal alıyor. Şu anda bütün dünyanın ortak problemi enflasyon ve gündemimizi ağırlıklı olarak para politikası oluşturuyor. Ancak uzun vadede refah seviyemizi belirleyecek olan para politikası değil. İklim değişikliği, artan yoksulluk, gelir dağılımında eşitsizlik, gıda arzı, mevcut dönemin ihtiyaçlarına cevap veremeyen eğitim sistemi, önümüzdeki dönemde ekonomileri zorlayan asıl sorunlar olacak.  Hepimizin iş yapış şeklini günlük problemlerden, dünyadaki değişimi anlayan ve bunlara göre politika ya da çözüm üreten süreçlere bir an önce çevirmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın önümüzdeki yıllarda yaşayacağı iklimsel, sosyal, ekonomik ve kültürel problemleri öngörerek, işlerimizi ve ekonomimizi dönüştürmemiz gerekiyor. Bu sorunlarla birlikte, dünya ekonomisinde pandemi sürecinde yaşanan durgunluğu gidermek amacıyla başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin reel sektör ve vatandaşları için piyasalara ciddi anlamda mali kaynak desteği aktarmasının sonuçlarını yaşıyoruz. Hepimizin bildiği gibi bu ciddi kaynak aktarımı, tüm dünya genelinde enflasyonist bir etkiye neden oldu. Bu durum, çoğu merkez bankasının faizleri arttırarak piyasada yaşanan fiyat artışlarının önüne geçmeye ve ekonomide dengeyi sağlamaya çalışmasına yol açtı” ifadelerini kullandı.

KALICI OLARAK İYİLEŞMESİ PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR
Sözlerine faiz kararları ile  devam eden Özgener, “Amerikan Merkez Bankası FED’in üst üste faiz artışları yapması ve bu artışlara aynı hızla devam edeceğine yönelik açıklamaları, tüm dünyada dolarizasyonun kuvvetlenmesine ve bu duruma yeterince eşlik edemeyen AB ve İngiltere başta olmak üzere Euro ve Sterlin gibi para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesine yol açtı. Euro/dolar paritesinin 0,96 seviyesine inmesi de; ihracatı ağırlıklı Euro, ithalatı ağırlıklı olarak dolar olan ülkemizin dış ticaret yapısını da olumsuz etkiledi.  Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamız ise faiz indirimiyle ilgili politikasını devam ettiriyor. Daha önce de belirttiğim gibi dünyanın ekonomik durumundaki değişikliklere göre uyumlanmamız gerekiyor. Bu bağlamda ülkemizde uygulanan ekonomik politikalara ve programlara da, orta ve uzun vadeli hedefler ve çözümler üretme kapasitesi üzerinden bakmak için şu an doğru bir zaman olabilir.  İhracatımız artıyor; fakat cari işlemler açığımız azalmıyor ve ülke risk primimiz yüksek seyrediyor. Eylül ayı başında açıklanan 2023-2025 Orta Vadeli Program kapsamında 2023 yılı enflasyon hedefi yüzde24.90 olarak öngörülüyor. Ancak enflasyonun yüzde24.90’a nasıl düşürüleceğiyle ilgili daha somut politika önerilerine ihtiyaç var. Para politikası araçları kullanılmadan, sadece makro ihtiyadi tedbirlere ağırlık verilerek enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesine ve daha önce de belirttiğim gibi piyasalara güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var.  Yıllık enflasyon oranındaki artışın, yüzde80’lerden, yüzde25’lere inmesi elbette olumlu, ancak bu, alım gücünün iyileştiği ve iş dünyamızın enflasyonla mücadelesinin bittiği anlamına gelmeyecek.  Özet olarak, enflasyonun belirli bir seviyeye ve özellikle tek haneli rakamlara inmesi, uzun bir mücadeleyi ve toplumun tüm kesimlerinin bu alanda kenetlenmesini gerektiriyor. Çünkü enflasyonun yarattığı tahribat, aslında bir fırsat eşitliği problemi. Tekrar vurgulamak istiyorum.Enflasyonla mücadele ekonomide ilk gündem maddemiz olmalı. Eğer bunu yapmazsak; cari açık, işsizlik, ücretlerde artış gibi kalemlerin de kalıcı olarak iyileşmesi pek mümkün görünmüyor” diye konuştu.

22 BİN 168 KARAR ALDIK!
Kentti üst seviyeye taşımak için 4,5 yıllık süreçte bir çok çalışma yaptıklarını da belirten Özgener, “Sayın Cumhurbaşkanımız, bu haftabaşında iş dünyamıza yönelik yeni düzenlemeleri paylaştı. Çalışanlara ödenen yemek bedeli vergi istisnasının yılsonunda yeniden değerleme oranına göre tekrar belirleneceğini, yemek ödemelerinde restoran, lokanta ve yemek kartı kullanma zorunluluğunun kaldırılacağını, çalışanlara nakden ödenen yemek bedeli tutarlarının da vergi istisnası kapsamına gireceğini belirtti. Çalışanlara yapılacak elektrik ve doğal gaz ödemelerinden vergi ve prim yükünün kaldırılmasıyla ilgili. Buna göre, işverenlerimizin 2023 Nisan ayı sonuna kadar çalışanlarına yapacakları elektrik, doğal gaz ve ısınma gideri desteklerinin 1.000 liraya kadar olan kısmı, hem gelir vergisinden hem de sigorta prim kesintisinden muaf tutulacak. Üyelerimizin maliyetlerini azaltmaya yönelik yeni destekler için Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Konuşmamın ağırlıklı kısmını, 4.5 yıl içinde hep birlikte hangi çalışmaları gerçekleştirdiğimize ayırmak istiyorum. 4.5 yıl boyunca, kentimizin ekonomik kalkınması için artı değerler üretmek ve ticaret hayatımızı daha üst seviyelere taşımak, sektörlerimizi geliştirmek ve üyelerimize daha iyi hizmet sunmak amacıyla birçok çalışma gerçekleştirdik.Bu süreçte, Yönetim Kurulumuz, Meclisimiz ve Komitelerimiz hedeflerimize ulaşmamız için hep birlikte fedakâr ve yoğun bir çalışma takvimi izledi. Yönetim Kurulu olarak 233 kez toplandık ve bu toplantılarda kentimizin ticari hayatına yön verecek, üyelerimizin sorunlarına çözüm olacak 6.878 karar aldık.79 Meslek Komitemiz de çalışmalarını aralıksız bir tempoda sürdürdü.Komitelerimiz, 4.152 olağan ve 324 olağanüstü olmak üzere yaptıkları toplam 4.476 toplantıda sektörleriyle ilgili önemli konulara temas ederek 22.168 karar aldı” dedi.

KAMU KURUM VE KURULUŞLARIMIZLA YAKIN BİR İLETİŞİM VE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE İLERLEDİK
Çalışmaların interaktif olarak yürütülmesini önemsediklerini de vurgulayan Özgener, “Göreve geldiğimizde komitelerimizin daha aktif ve etkin çalışması öncelikli hedeflerimiz arasındaydı. Yönetimimiz, Meclisimiz ve Komitelerimiz arasındaki uyumlu ve güçlü iş birliği sayesinde bu hedefimize ulaştık. Aynı zamanda, interaktif bir çalışma atmosferi yaratmayı ve hep birlikte hareket etmeyi önemsedik.Her konunun çözümünde, tüm tarafların fikir ve deneyimlerini paylaşabileceği yapıcı ortamlar oluşturulmasını destekledik. Bu kapsamda, toplam 1.362 sektörel toplantı organizasyonu gerçekleştirdik.  Yaptığımız bu çalışmaların ve ortaya koyduğumuz çözüm önerilerinin politika yapıcılar nezdinde karşılık bulması için kamu kurum ve kuruluşlarımızla yakın bir iletişim ve işbirliği içerisinde ilerledik. 72 kez gerçekleştirdiğimiz Bakan düzeyindeki toplantılarda üyelerimizin taleplerini ve projelerimizi Bakanlarımıza birebir iletme olanağı bulduk. Aynı zamanda, Bakanlıklar ve TOBB nezdinde 1.047 adet girişimde bulunduk. Girişimlerimizin 318 tanesi olumlu ve kısmi olumlu olarak sonuçlandı. Diğerlerinin de takibine ısrarla devam ediyoruz.  Olumlu sonuç aldığımız stratejik önem taşıyan ve ülke geneline katkısı olan bazı konulara da değinmek istiyorum. 48 yıldır yürürlükte olan ve sektörün ihtiyaçlarını karşılamanın gerisinde kalan Su Ürünleri Kanunu’nun değiştirilmesiyle, ilgili sektörlerin önünü açacak bir başarıya imza attık.  İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinde ve uzun yıllar sonra kentimizin İmar Yönetmeliğine kavuşmasında inşaat sektöründeki üyelerimiz önemli katkı sağladı” ifadelerini kullandı.

YAKIN ZAMANDA KONUTLARI TESLİM EDECEĞİZ
30 Ekim 2020’de yaşanan depremde oluşan birliğe de dikkat çeken Özgener, “Büyük hedeflerimizin öznesi olan insanı her zaman merkeze yerleştirerek ilerlemeyi sürdürdük. Bu nedenle, üye iletişimini geliştirmek için sürekli kendimizi yeniledik. 2018–2022 dönemi boyunca Çağrı Merkezi, Whatsapp Destek Hattı ve websitemiz başta olmak üzere, güçlendirdiğimiz tüm iletişim kanallarımızdan üyelerimizle 6 milyon 723 bin 489 etkileşim gerçekleştirdik. Üye iletişimi ve dijital iletişim kanallarına verdiğimiz önemin en büyük karşılığını, pandemi sırasında aldık. Yaşam şartlarımızın değiştiği ve fiziki akışın kesintiye uğradığı bu dönemde, Odamız hızla inisiyatif alarak, belirsizliklerin yönetilmesinde ve değişen şartların oluşturduğu güncel sorunların çözümünde aktif rol oynadı. Sosyal bağlarımızın, birlik anlayışımızın ve iletişim kanallarımızın gücü hareket kabiliyetimize büyük katkı sağladı.  Pandemiyle eş zamanlı olarak maalesef kentimizde afetler de yaşadık. Bu zorlukları aşmada her zaman sahip olduğumuzdayanışma ruhumuzdan güç aldık.  Kentimizde yıkıma yol açan ve hepimizi derin bir üzüntüye boğan 30 Ekim deprem felaketinde, 10'a yakın oda, birlik ve dernekle birlikte hareket ederek sahaya indik. Etkili iletişim becerimiz sayesinde maddi manevi kayba uğrayan üyelerimize ve vatandaşlarımıza gelen yardımların hızla ulaştırılması için köprü görevi üstlendik.  Ailesinde vefat olan depremzedeler için konut yapımı, sosyal ve eğitim alanlarının oluşturulması ve ihtiyaç duyabilecekleri diğer sosyal alanların karşılanması amacıyla “BİRLİKTEN İZMİR DOĞAR” kampanyasını başlattık. TOKİ ile işbirliği içerisinde sürdürdüğümüz çalışmalar çerçevesinde yakın zamanda depremzedelere konutlarını teslim edeceğiz” diye konuştu.

GEZİCİ DİJİTAL KARAVAN PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİK
Sözlerine 4,5 yıllık süreçte yapılan çalışmalar ile devam eden Özgener şu ifadeleri kullandı;

“Birçok toplantı ve eğitimde ele aldığımız dijitalleşme konusunu üyelerimizin incelemesine sunmak için Gezici Dijital Karavan projesini hayata geçirdik. İzmir Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilen projemiz sayesinde organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve semt çarşıları gibi mekânlarda faaliyet gösteren üyelerimiz Karavanımızı ziyaret ederek dijital hizmetleri deneyimleme imkânına sahip oluyorlar.Ege Bölgesi Sanayi Odası ile birlikte yönettiğimiz İzmir Uygulamalı Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi yani “Model Fabrika” ile de üyelerimize öğren-dönüş-odak uygulama projeleri ile destek oluyoruz.  Sağladığı ayrıcalıklı çalışma ortamı ve özel destekleriyle teknoparklar da, teknolojinin gelişimi, inovasyon ve ticari uygulamaların ortaya çıkışında önemli bir işlev üstleniyor. Bu kapsamda 2018 yılında devraldığımız “İzmir Bilimpark” kentimizin kalkınması açısından elimizde bulunan önemli araçlardan biri olarak öne çıkıyor. Yüzde50 doluluk ile devraldığımız teknoparkımızın şu anda yüzde100 doluluğa ulaşmış olmasından gurur duyuyoruz. İzmir Bilimpark'ın içerisinde Üniversitemiz tarafından projesi yürütülen Teknotest Laboratuvarımız da hizmete vermeye başladı” ifadelerini kullandı.

HEM SEKTÖRÜN REKABET GÜCÜNE HEM DE DÖVİZ TASARRUFUNA KATKI SAĞLIYOR
“İzmir Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen, İzmir Ekonomi Üniversitesi yürütücülüğünde ve Odamız ile İzmir Bilimpark A.Ş. ortaklığında yürüttüğümüz İzmir Bilimsel Araştırma, Uygulama, Test Ve Sistem Geliştirme Laboratuvarları projemizi de tamamlayarak, IZTECHLABS markası altında İzmir Ekonomi Üniversitesi yürütücülüğünde hayata geçirdik. Başta elektronik, makine, medikal, otomotiv yedek parça ve bilişim sektörlerinde üretilen ürünlerin CE onayı alabilmesi için zorunlu testlerin yaptırılabileceği akredite bir laboratuvar altyapısına sahip, ülkemizin sayılı laboratuvarlarından IZTECHLABS, halihazırda test hizmetleri için yurtdışına gönderilen ürünlerin, İzmir’de test edilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede hem sektörün rekabet gücüne hem de döviz tasarrufuna katkı sağlıyor. Bu laboratuvarın şuanki yatırım değeri 30 milyon Türk Lirası civarında. Dijitalleşme süreci ile birlikte yoğun ihtiyaç haline gelen, bu alanda yetkin personel yetiştirme konusunda da Üniversitemiz ile birlikte Yazılım ve Kodlama Sertifika Programı’nı başlattık. Bu proje, doğru işe doğru insan yetiştirmek mantığıyla hem üniversite mezunlarına iş imkânı sağlayacak hem de bu alandaki açığın kapanmasını sağlayarak istihdam konusunda verimliliği artıracak. Hedefimiz yılda en az 1.000 kişinin nitelik ve yetkinliklerini geliştirerek sertifikalandırmak. “

DİKİLİ TARIMA DAYALI İHTİSAS OSB’NİN TEMEL ATIMINI GERÇEKLEŞTİRDİK
“Kentimizin çeşitlilik içeren ekonomik yapısında, tarım özel bir yere sahip. Kentimiz, bereketli toprakları ve elverişli iklimiyle sahip olduğu potansiyeli sürdürülebilir ve akıllı tarım uygulamalarıyla da destekliyor. Biz de bu vizyona uygun olarak 2018'de imzaladığımız protokollerle Tarıma Dayalı İhtisas OSB projelerimizi başlattık ve tarım sektörümüzün sahip olduğu yüksek potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesine katkı koymayı hedefledik. Bu çerçevede, Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera,  Bayındır Tarıma Dayalı İhtisas Çiçekçilik ve Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Bitkisel Üretim Sanayi Bölgeleri çalışmalarımız sürüyor.  Avrupa ve ülkemizin en büyük jeotermal ısıtmalı tarıma dayalı organize sanayi bölgesi Dikili Tarıma Dayalı İhtisas OSB’miz için kardeş odalarımızla birlikte temel atma törenimizi geçtiğimiz ay düzenledik. Dikili projemiz kapsamında yıllık 80 milyon ton yaş sebze meyve üretimi, 3.500 kişilik istihdamı ve toplam 5 milyar Türk Liralık bir yatırımı hedefliyoruz. Kınık Tarıma Dayalı İhtisas OSB projemiz ile, 1,2 milyon metrekarelik alanda 1,500 kişinin istihdamını hedefliyoruz. Aynı zamanda, tohum, fide, tıbbi ve aromatik bitki üretimi ve işlenmesi ve toplamda 2,5 milyar Türk Lirası yatırım amaçlıyoruz.  Bayındır Tarıma Dayalı İhtisas OSB’de ise, 890 bin metrekarelik alanda süs bitkileri ve çiçek üretimi, 12 ay açık kalacak ürün teşhir ve sergi alanları yer alacak. Bayındır’da 1,100 kişiye istihdam sağlanması ve 1,2 milyar Türk Lirası yatırım hedefimiz var.”

ARA ELEMAN SORUNU İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTTÜK
“İşlerimizin geliştirilmesi için gerekli pek çok araçtan, yürüttüğümüz çalışma ve projelerden bahsettim.Ancak işlerimizin sağlıklı olarak geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması insana değer veren bir anlayış gerektiriyor.  Siz üyelerimizden de bize gelen en önemli konular arasında nitelikli insan kaynağı edinilmesine ilişkin sıkıntılar yer alıyordu. Özellikle ara eleman ihtiyacı konusunda yoğunlaşan taleplerinizi karşılamak için de projeler geliştirdik. Oda olarak işverenlerimiz ve mesleki eğitim veren kurumlar arasındaki bağı güçlendirerek ve tüm tarafların bir masa etrafında bir araya gelmesini sağlayarak bu sorunların çözümü için gerekli ortamı oluşturmaya çalışıyoruz.  Bu konuda ayrıca Odamız bünyesinde bir de Mesleki Eğitim Çalışma Grubu oluşturduk.  Teknik işgücü yoğun çalışan sektör temsilcilerimizin ağırlıklı olarak yer aldığı komisyonumuzun amacı iş dünyası, eğitim camiası ve kurumlar nezdinde bir iletişim ağı oluşturarak mevcut sıkıntıların çözülmesine katkıda bulunmak. İhtiyaçların birinci ağızdan yetkili makamlara iletilmesi ve tüm tarafların işbirliğiyle çözümler üretilmesi sonucunda doğru işe doğru eleman yerleştirilmesine katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.  Ara eleman ihtiyacı konusunda İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile yeni bir işbirliğine gidiyoruz.Eleman ihtiyacı bulunan sektörlerimizle ilgili bölümlerin bulunduğu meslek liselerimizi eşleştirerek liselerimizin kapasitesinin geliştirilmesi, gençlerimizin yetiştirilmesi, istihdam ve eleman açığı konularına özel sektör-Milli Eğitim odağında çözüm bulunmasını hedefliyoruz.   Bu amaçlar doğrultusunda ayrıca; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan “Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü” kapsamında proje okulumuz “Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” Protokol Yürütme Kurulunda İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve diğer oda ve borsalarımızla birlikte görev yapıyoruz” dedi.

EKONOMİ ÜNVERSİTESİ EN ÇOK TERCİH EDİLEN 4’NCÜ ÜNİVERSİTE OLDU
“İzmir Ekonomi Üniversitemizin yakaladığı başarı da en büyük gurur kaynaklarımızdan biri. En önemli hedeflerimizden bir tanesi Üniversitemizi ülkemizde ve dünyada hak ettiği yüksek sıralara taşımaktı.  Göreve geldiğimiz 2018 yılında Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 31. sırada yer alan Üniversitemiz, 2021’de yüzde 97.68’lik kayıtlanma oranıyla lisans programlarına göre Türkiye’de en çok tercih edilen 4. Vakıf Üniversitesi oldu. Üniversitemiz; ek yerleştirme sürecinin tamamlanmasıyla birlikte 2022 yılı itibariyle lisansta yüzde 99.5’lik genel doluluk oranına ulaştı. Üniversitemiz bu yıl yakaladığı önemli başarı grafiğiyle Bilkent, Sabancı, Koç gibi üniversitelerin de önüne geçti. Bu doluluğun sadece nicelik değil nitelik olarak da değer taşıması bizi ayrıca gururlandırıyor. Üniversitemiz, ülkemizin en başarılı öğrencileri tarafından tercih ediliyor. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak amacıyla Üniversitemizin için yeni ve vizyoner projeler üretmeye devam ediyoruz. Üniversitemize ve kentimize küresel ölçekte, çevreci ve son teknolojiye sahip bir kampüs kazandırmak hedefiyle Güzelbahçe’de inşa edilecek olan yeni kampüsün tasarımı ulusal bir yarışma ile belirlendi. Toplam 265 dönüm arazimizin, ilk etapta 165 dönümüiçerisine 110.000  metrekare  inşaat alanı ile yüzünü geleceğe dönmüş yeşil ve akıllı bir kampüs yapacağız. Kampüsümüzü 3 yıl içinde tamamlamayı planlıyoruz. Daha yaptığımız çok iş var ancak zaman darlığı nedeni ile mümkün olduğunca özetle, birlikte gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerimizi ve projelerimizi sizlere aktardım.  Zaman zaman karşılaşıyorum. Sizlere de bizlere de soruyorlar “Odalar ne iş yapar?” diye. Odalar işte bunları yapar.”

MAKSİMUM EFORU SARFEDECEĞİZ
“Önümüzdeki dönemde daha çok kenetlenerek ve belirsizlikleri aşmamızı sağlayacak refleksler geliştirerek ilerlememiz gerekeceğinin farkındayız. Daha önceki deneyimlerimiz ve başarılarımızın bize kazandırdığı güçle, her engelin altından hep birlikte kalkacağımıza inanıyorum.  Yapacağımız projelerde ve çalışmalarda, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her kesimin fikrini almaya azami özen göstereceğiz. Yaptığımız işler öncesinde araştırmalarımızı iyi yapmıyorsak, planlama konusunda sorun yaşıyorsak, orta ve uzun vadede işimizi nasıl geliştireceğimizi en baştan düşünmüyorsak, sürdürülebilirlik konusunda başarılı olamayız. Biz de, Güzel İzmirimizin çok sektörlü yapısını dikkate alarak; dijital ve yeşil dönüşüm ekseninde, tarımda, ticarette, sanayide, turizmde, eğitimde, sağlıkta, girişimcilikte ve üyelerimize verdiğimiz hizmette sürdürülebilirliği baz alarak çalışacağız. Risk yönetimini merkezimize alıp, ticaret hayatımızda erken uyarı mekanizmalarının işlemesi için tehditleri, uzun vadeli eğilimleri, büyük değişimleri öngörmek ve üyelerimizi ekonomik, siyasi, sosyal ve iklim değişikliğine yönelik olası fırtınalara yeni projelerimizin de katkısıyla korumak, olası tehlikelere dair farkındalık yaratmak ve geleceğimizi planlamak istiyoruz. Üyelerimizin bölgesel ve yurtdışındaki platformlarda işbirliklerinin geliştirilmesi için uygun çağrıları, programları, mesleki gelişim alanlarını takip etmeye devam edeceğiz. Yeni dönemde başladığımız projelerimizi geliştirmek, kentimize dokunan projelerimize yenilerini eklemek, bunları yaparken de dünyanın geldiği noktayı, yeni trendleri, meslekleri ve teknolojileri odağımıza alarak çalışmalar gerçekleştirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor.  Kentimizin köklü tarihsel geçmişi ve zengin ticaret yapısından aldığımız güçle kentimizi hak ettiği noktaya ulaştırmak için maksimum eforu sarf edeceğiz. “

GENÇLERİMİZE OLAN UMUDUMUZ İLE…
“Birlikte çok farklı dönemlerden beraber geçtik. Başlangıcı, ilerleyişi ve ardından gelen süreçle birlikte görev süremizin büyük bir bölümünü etkileyen pandemi boyunca hiç ara vermeden tüm faaliyetlerimizi gerçekleştirdik.Fiziken nerede olursak olalım Odamız çatısı altında birleşerek, birlik ve beraberliğimiz sayesinde görevlerimizi aksatmadan sürdürdük.  Çalışma azmi, disiplin, akılcı analiz, somut projeler ve çözüm önerileri geliştirmek, öngörülü olmak bizleri başarıya taşıyan ilkelerimizdi. Bundan sonra da yolumuza bu ilkeler ışığında devam edeceğiz.  Bu ilkelerin yanı sıra bizleri başarıya götüren değerlerimizin başında, birlik olma ve birlikte hareket etme bilinci geliyor. Bu sürecin her adımında İzmir Ticaret Odası Ailesi olarak sizlerle birlikte yürüdüğümü hissettim. Sizlerin bize olan inancı, motivasyonumuzu artırdı. Bu duyguyu sizlere aynı şekilde güven ve el ele mücadele olarak geri yansıtmak için elimizden gelen tüm gayreti gösterdik.   Değerlerimizi, sadece İzmir Ticaret Odası Ailesi olarak kendi içimizde taşımadık.Yaptığımız her işte, yürüttüğümüz her projede kentimizin ve ülkemizin tüm paydaş kurum ve kuruluşlarıyla kamu yararını ve bütünsel kalkınmayı önceliklendiren tek bir ses olarak buluşmayı başardık. Bu nedenle, dünyada yaşanan gelişmeler ve krizler tempomuzu yavaşlatmadı. Meclis Üyelerimiz, Disiplin Kurulu ve Komite Üyelerimiz bu süreçte ticari hayatın yoğunluğunu bir yana bırakarak, sektörlerinin gelişimi için özveriyle çalıştılar.  Önümüzdeki dönemde; aynı heves ve anlayış, biz diyen yönetim yapımız, kentimizi ve dolayısıyla ülkemizi kalkındırmak için gerekli olan enerji ve dinamizmimiz, sizlerin deneyimi ve gençlerimize olan umudumuz ile birleştirdiğimizde çok daha başarılı olacağımıza inancım tam.”

SEÇİM İÇİN ESHOT SEFERLERİ DÜZENLEMEYE GİDİYOR
“Gelecek hafta yeni bir dönemin kapısını aralamak için seçimlere gidiyoruz.  Yeni dönemde Odamızı yönetecek ve kentimizin ticari hayatına yön verecek üyelerimizin belirleneceği Komite ve Meclis asil yedek üye seçimlerimizi 3 Ekim’de, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu, Birlik Genel Kurulu Delege Seçimleri ile Meclis Başkanlığı ve Başkanlık Divanı seçimlerini ise 8 Ekim’de Odamızda gerçekleştireceğiz. İzmirimiz ve Odamız camiası için hayırlı olmasını diliyorum.  Gaziemir FUAR İZMİR’de gerçekleştirilecek ve 80 meslek grubumuzda yapılacak seçimlerde, toplam 49 bin 675 üyemiz oy kullanarak, 186 Meclis üyesi ve 452 komite üyesini seçecekler. Seçim Hakiminin onayladığı Kesinleşen Seçim Listelerimiz 28-29 ve 30 Eylül 2022 tarihlerinde Odamız zemin katında askıda olacak.İsteyen üyelerimiz seçim listelerini burada inceleyebilecek, ya da Oda Sicil Müdürlüğümüzden ilgili listeleritemin edebilecekler. Seçim alanında, oy kullanacağımız sandıkların üzerlerinde meslek gruplarımızın numaraları yer alacak ve  fuar alanında da yönlendirme tabelaları bulunacak. İhtiyaç duymanız halinde, girişteki danışma masalarında görevli olacak Odamız çalışanları sizleri yönlendirecek.  Seçim alanına girişte oy kullanacak üyelerimizin kontrolleri sağlanarak oy verme alanına girebilecekler.  Dileyen üyelerimiz, 2 Ekim Pazar günü saat 14.00-17.00 arasında seçim alanını ziyaret ederek standiçi düzenleme çalışmalarını yapabilecekler. 3 Ekim sabah saat 07.30 itibariyle de alanı girişlere açacağız. Ayrıca üyelerimize 3 Ekim’de Odamızdan ve Üçkuyular Vapur İskelesi’nden Gaziemir Fuar Alanı’na 8:30-17:00 saatleri arasında her yarım saatte bir olmak üzere transfer hizmeti sunulacak.  Seçimlerimizin tüm üyelerimiz adına mümkün olduğunca sağlıklı ve iyi hizmetin sunulduğu bir ortamda düzenlenmesi için ilgili tüm kurumlarla koordinasyon içerisinde süreci yönetiyoruz.”

EN ÖNEMLİSİ ÇOCUKLARIMIZA VERDİĞİMİZ KATKI
“Bugün konuşmamı çok duygusal hisler içerisinde gerçekleştiriyorum. 4.5 yıllık görev süremiz boyunca yaptığımız tüm çalışmalarda emeği geçen başta değerli çalışma arkadaşlarım Yönetim Kurulu Üyelerimize, Meclis Başkanımıza ve Meclis Başkanlık Divanımıza, Meclis ve Disiplin Kurulu Üyelerimize, Komite Üyelerimize ve çalışanlarımıza tekrar teşekkür etmek isterim. Ayrıca projelerimize katkı koyan oda ve borsalarımız başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımıza sizlerin huzurunda teşekkür ederim.  Sözlerime son vermeden önce özellikle şunu ifade etmek isterim, geçmiş dönemde birçok kurumda çok önemli görevler üstlendim, oralarda da çok kıymetli, bugüne kadar uzanan dostluklar edindim. Ancak burada doğduğum, yaşadığım,  doyduğum kente hizmet etmenin benim için çok farklı bir anlam ifade ettiğini özellikle belirtmek istiyorum. Çok sevdiğim bu güzel kentin ticari, kültürel ve sosyal hayatına verdiğim hizmet benim için çok değerli. En önemlisi de bu kentin, bu ülkenin geleceğine yön verecek çocuklarımıza verdiğimiz katkı."

Söz alan meclis üyesi Hikmet Çelik'in Mahmut Özgener'e yönelik 'demokrat' eleştirisi ve sonrasında ise adaylıktan çekildiğini söylemesi sonrası ise Özgener ile Çelik arasında gerilim yaşandı.

ÖZGENER: O KADAR DEMOKRATIM Kİ…
Çelik’in ‘demokrat’ eleştirilerine de aynı düzeyde yanıt veren Özgener, “4,5 yıldır birlikteyiz her şeyimizi şeffaf yaptık. Benimle hem fikir olmayana saygı duyarım. Ancak benim aldığım karara laf söyleyene cevabını veririm. Kendisi benden randevu istedi, gelsin kürsüden açıklasın. Demokratik olmayan tutumlar neymiş açıklasın. Ben konuşmaları zaten baş başa yapmıyorum. Her zaman mutlaka şahit oluyor. Bu nedenle şahit var. Kendisi önümüzdeki dönem ile ilgili görüşlerimi sordu. Ben de neden çalışmak istemediğimi açıkça nedenleri ile söyledim. Kendisi aday olmak istediğini söyledi. Ben de kimseye aday olma demem, zaten ve hayırlı olsun dedim. Benim kapım herkese açık. Bu kadar şikayetin vardı da neden bana söylemedin? Bi şikayetin oldu da ben mi randevu vermedim. Ne şikayetin varsa gel, seçimden çekilme.  Seçim sürecinde her şeyi açık bir şekilde ifade ettik. Gruplarda değişme olduğunda sizlere söyledik. O kadar demokratım ki… Mahmut Özgener beni destekliyor dedin. Ne sana ne bir üyene telefon ettim. Sen demokrasiye çok inanıyorsan seçimde herkesin tarafı vardır. Ben başkan adayıyım, başkanlığım bitiyor. Nasıl bir önceki seçime aday olarak girdiğimde, desteklediğim ve desteklemediğim adaylar oldu. Bu seçimde de değişen bir şey yok. Ne suçlamada bulunacaksan iyi düşün. Adaylıktan çekilme, baş başa konuşalım bir sorun varsa konuşalım" dedi.