O fotoğrafı anlattı: Ziyareti çarpıttı!

EGEDESONSÖZ- CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in beraberindeki heyet ile oto sanayi esnafını gezmesi tartışmalara neden oldu. Yücel’e ziyaretinde Türkiye Madeni Eşya Sanatkarları Federasyonu Başkanlığı ve İzmir Oto Tamircileri Odası Başkanı Necdet Heppekcan eşlik ederken ziyarete ilişkin fotoğraflar Yücel tarafından, “Tüm Türkiye'de olduğu gibi 1. Sanayi Sanayi Sitesi esnafı da ekonomik buhrandan, iktidarın ekonomik krizi yönetememesinden şikayetçi. Söz veriyoruz, sizi bu hale getiren AKP iktidarından kurtaracağız” sözleriyle paylaşıldı.

Yücel ve beraberindeki heyete aynı zamanda AK Parti İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi de olan Heppekcan’ın eşlik etmesi gerilime neden oldu. Heppekcan bazı partililer tarafından eleştirilirken hükümetin icraatlarını savunamayan kişi ilan edildi.

Konuyla ilgili konuşan Heppekcan SONSÖZ TV’de katıldığı programda Gazeteci Yazar Muhittin Akbel’e açıklamalarda bulundu. Heppekcan, ziyarette yerel konular ağırlıklı konuştuklarını ifade ederken Yücel’in açıklamalarında bulunan ifadeleri ne kendisinin ne de başka birisinin söylemediğini anlattı. Ziyaretin çarpıtıldığını dile getiren Heppekcan, Yücel’in tavrı nedeniyle esnaflar adına üzüntü duyduklarını da söyledi.

Heppekcan, “Ben sivil toplum kuruluşunun lideriyim. İzmir Oto Tamircileri Odası’nın;  HDP hariç bütün siyasi partilere kapısı açıktır. Neden? Benim her siyasi partiden üyelerim vardır. Benim üyelerimin çalıştığı sanayi sitelerinde sorunları vardır. Bu sorunları nerelere iletmemiz lazım? Belediyelere, büyükşehir belediyesine… Metropol ağırlıklı olduğu için CHP bizden 2 defa randevu istedi, 3’üncüde randevu verdik. Geldi Deniz Yücel’i karşıladık. Bizim insanlık gereği kişisel duruşumuz, her kapımıza geleni karşılamaktır. Geldi, oturduk, gereken şeyi yaptık ama maalesef kendi beyanatlarında, basın kuruluşlarına vermiş oldukları açıklamalarda; ‘esnaf ve sanatkar çok zor durumda pandemiden, bunu ancak CHP kurtaracak’ dedi.  İyi de orada hiçbir zaman böyle bir laf konuşulmadı, söylenmedi. Bizdeki ziyaretin amacı 1. Sanayi sitesindeki esnaf ve sanatkarlarımızın sorunlarıdır. Nitekim 21 maddelik bir sorun dosyasını kendisine verdik. Bu  21 maddelik sorunları da tek tek ben kendisine izah ettim. Bana dedi ki: ‘Başkanım bir de yerinde görebilir miyiz bunları’… Biz de, ‘Tabi memnuniyetle’ dedik. Gittik, Melez Çayı’nın pisliğini, asfaltlanmayan yolları, yıllarca kangren olmuş çöp toplama merkezini gösterdik. Hatta çöp toplama merkezinde bir arkadaşımız Deniz Bey’e dedi ki, ‘Sayın Başkan biz koronadan hasta olmadık biliyor musunuz?’ ‘Neden?’ dedi, ‘E biz karşıdan mikroba bağışıklığımız var, mikroba alışığız’ dedi. Hangi arkadaşımıza gittiysek, bizim sanayi sitemizde yağmur yağdığında dize kadar su oluyor. Bunların şikayetleri var, rögarların kapakları var temizlenmeyen… Esnaf geçim sıkıntısı çekmiyor kesinlikle. Bizim pandemi döneminde sektörel olarak en çok artan işlerimizdendir oto tamir işi. Bizim sanayi sitemizde büyük bir trafik sorunu var. Zaten İzmir’in bir trafik sorunu var; her taraf kitlenmiş durumda. Bizim sanayi sitesinde bir arkadaşımız dedi ki ‘sabah 7 buçuktan 9’a kadar trafikte takılıyorum, çilem bitmiyor, ne olacak bu çile?’ dedi. İzmir’in şehir içinin bir an evvel rahatlatılması lazım. Hükümetimiz tüneli yaptı, uçan yolun devamının daha yüzde 40’ı bitmiş. Ne zaman bitecek bu yol? Yüzde 60’ı daha duruyor. AK Parti hükümeti İzmir-İstanbul otobanını 4 senede bitirdi. Konak Tüneli çok kısa sürede bitirildi ama devamı olan uçan yol 4-5 sene geçti açılmadı, belki bir 5 sene daha geçecek. İzmir’de belediye kaynaklarımız fazladır, Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi çoğu bakanlıktan fazladır. Bu ziyaretin amacı 1. Sanayi sitesindeki esnaf ve sanatkarların sorunlarıydı ama maalesef sanki ben Deniz Bey’i alıp dolaştırmışım, AK Parti’nin kötü çalıştığını CHP’nin iyi çalıştığını söylemişim… Böyle bir şey söz konusu değil. Bizim amacımız, iyi niyetli bir şekilde esnafın sıkıntılarının tek tek yerde gösterilmesiyle olmuştur. Ziyaret sonrasında il başkanı tarafından sanki orada söylenmiş gibi kamuoyuna yansıyan açıklamalar bizi üzmüştür” diye konuştu. 

YAPAMIYORSANIZ YETKİ VERİN!
Heppekcan, Konak ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden beklentilerini belirttikleri 21 madde hakkında bilgi vererek, şu sözleri söyledi:

“Sanayi sitesinde bulunan tüm sokak ve ana caddelerde hurda ve terk edilmiş araçların toplanılması gerekiyor. Her yerde hurda araçlar var, biz Hakan Tartan zamanında birinci sanayi sitemizde 140 aracı aldık temizledik ama şimdi yine aynı şekilde hurda araçtan geçilmiyor… Ben kaç defa belediyelere yazı yazdım, bu belediyelerin görevi bunların kaldırılması lazım eğer siz yapmıyorsanız bize yetki verin biz kaldıralım onları yapmayacaklarsa bizim gücümüz var alırız dedik. Alalım bir yere kaldıralım plakalı olanları teşhis edelim, trafikle birlikte koordine çalışalım araçları sahiplerine verelim. 

HER YAĞMURDA SU BASIYOR!
Temel ihtiyaçlarımızdan biri tuvalet sorunu… 1400 dükkan var ama umumi tuvalet yok. Mutlaka ve mutlaka modern bir tuvaletin oluşturulması lazım. Sanayi sitesinde içerisinde bulunan logarların senelerdir temizlenmemesinden kaynaklı, her yağmurda su baskınları yaşanıyor. Bu medyada da çıkıyor… Sanayi sitemiz içerisinde bulunan Atatürk Büstü, her 10 Kasım’da Atatürk’ümüzü anarız, lokma dağıtırız ama gelin görün orayı; buranın güzelleştirmesi lazım diyoruz çevresinin… Atatürk büstümüz güzel ama çevresinin düzenlenmesi gerekiyor.

3 SENEDİR ÇİVİ ÇAKILMIYOR!
Sanayi sitemizin orta yolunda bulunan yeşil alanların tekrar düzenlenmesi çevresinin başıboş hayvanlardan korunması amacıyla temizlenmesi… 2822 sokağımız var, gelin o yola bir bakın; düzenlenecek dendi 1 buçuk senedir düzenlenmedi. Halkapınar girişi her gün akşam yoğun bir trafik olmasına rağmen kavşak düzenlemesi yapılması lazım, yapılmadı. Geliş, gidiş uyarı levhalarının olmaması kazalara sebebiyet veriyor. Yönlendirme levhaları olursa çok daha sağlıklı bir şekilde işleyecektir. Şehirler Caddesi devamı olan, Atatürk Stadı önünde bir mezbele yatıyor. Heyelan olunca bir kilit vurdular 3 seneden beri çivi çakılmıyor. Ne zaman biteceği belli değil… Bu kadar vurdum duymazlık olmaz. Bir an evvel çözülmesi lazım. Sokaklarda aydınlatma sorunlarımız var…

DENİZ BEY DE ÇÖPÜN KOKUSUNU HİSSETTİ!
Çöp atık-transfer yeri var; küçük arabalar geliyor orada TIR’lara yükleniyor ama küçük arabalar gelirken orada arkasındaki akan su kayış gibi olmuş… Yazın kokudan geçilmiyor. Deniz Bey de kokusunu hissetti. Bakın nasıl kokuyor buralar dedim… Kışın da bir yağmur yağdığında vıcık vıcık oluyor ve kazalar yaşanıyor. Bunların giderilmesi lazım. Bunlar bizim işimiz değil, büyükşehirin işi. Biz Deniz Bey’i bu sorunlar için çağırdık. Bu sorunları aksettirelim diye… Deniz Bey çöp fabrikasına telefon etti; en az 2 yıl gerektiği söylendi. Diğer şeyler için de zaman içinde yapılacağını söyledi… Bunlar büyükşehir ve Konak Belediyesi’ni ilgilendiren konular. Bunlar hep belediyenin işleri, devletin yapacağı bir iş yok orada. Bunlar Büyükşehir Belediyesi’nin işleri.”

‘EN ÖNCE İZMİR’İN TRAFİĞİ ÇÖZÜLMELİ’
Heppekcan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne acil çözülmesi gereken konuların başında ilk sırada trafik sorunu olduğunu dile getirdi. Heppekcan çözülmesi gereken konular hakkında “Bir trafik. En önce İzmir’in trafiği çözülmeli. 2 sular. Bizim sanayi sitelerimizin ayrı ayrı problemleri var ama konu 1. Sanayi sitesi olduğu için bu suların, artık drenaj kanallarıyla mı neyle yapılacaksa bir an evvel yapılması gerekiyor ve hurda araçların İzmir’den ve sanayi sitelerinden temizlenmesi gerekiyor. İlk yapılacak 3 bu. Trafik sadece bizim sorunumuz değil, İzmir’in sorunu. Su basmaları da aynı şekilde görüyoruz; Güzelyalı’yı, Göztepe’yi, Alsancak’ı, Buca’yı… 25 yıldan beri CHP iktidar burada niye yapmıyor? Bunların çözülmesi lazım” dedi.

Şehir içindeki sitelerin, şehir dışına taşınması projesiyle ilgili konuşan Heppekcan, “Bizim en büyük sıkıntımız alan. Geniş yerlere daha modern çağdaş bir şekilde İzmir halkına hizmet etmemiz lazım. Bizi artık 100-50 metre kare dükkanlar barındırmıyor. 250-500-1000 metrekarelik yerlere geçmemiz lazım. Şimdi komplike çalışılıyor, çünkü komplike çalışılınca daha sağlıklı, daha temiz işler çıkıyor bunlar bir araya gelirse 250 metrekare dükkanlar bizlere yeter en ufak olma koşuluyla… Bizim şahıslardan arsa alıp da sanayi sitesi yapma şansımız çok az. Çünkü bu durumların dedikodusu bol, fiyatlar artıyor” dedi.

EĞİTİME ÇOK ÖNEM VERİYORUM
İzmir Oto Tamircileri Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın çalışmalarından bahseden Heppekcan, “Odamız Ticaret Bakanlığına bağlı yarı kamu niteliğinde bir kuruluştur. Yaklaşık olarak 2 bin 500 üyemiz var. 17 alt sektörümüzle ve sanayi sitelerinde oluşmuş bir gruptur. Odamız gerçekten Türkiye’de örnek alınacak bir odadır. Eğitim salonlarına sahibiz. Bir eğitimci olarak eğitime çok önem veriyorum. Halk eğitimle çeşitli zamanlarda bilgisayar kursları düzenledik ve yabancı dil eğitimi verdik üyelerimize. İş sağlığı ve güvenliği yasası çıktığında; ilk defa Türkiye’de 2 makine mühendisiyle risk analizi yaptık ücretsiz olarak. OSGB’ler çıkınca birimlerimizi kapattık…

SIKI ÇALIŞIYORUZ
Odamız her zaman üyelerinin destekçisi olmuştur. Odamıza bağlı 6-7 sanayi sitesi var. Odanın yapmış olduğu işlerimiz çok; fuar organizasyonları, meslek eğitimleri yapıyoruz. Teknoloji çok hızlı ilerliyor ve bizler de bu teknolojiye üyelerimizi adapte ediyoruz. Kalifiye elamanları; biz sanayide çalışan usta ve kalfalarımızı alıyoruz. Çünkü kalifiye eleman yetiştirmek bizim görevimiz değil. Çıraklığa genç yaşta başlayan çocuklarımız, eğitimleriyle beraber çalışmalarını sürdürüyor. Sigorta şirketleriyle olan anlaşmazlıklarda da oda olarak çalışma yapıyoruz. Aksaklıkların giderilmesi konusunda sıkı bir çalışma yapıyoruz. Sanayi siteleri kurarak, dükkan ve konut ihtiyaçlarını karşılıyoruz odamızla. Eski İzmir’de 100 üyemizi konut sahibi yaptık. Türkiye’de tapu çok önemlidir. Saray versen tapusu yoksa o saray ona batar. Biz yapmış olduğumuz konut ve dükkanların tapularını üyelerimize ipoteksiz teslim ettik” ifadelerini kullandı.

HİÇBİR İŞ SIKINTIMIZ OLMADI
Pandemi döneminde oto tamircilerin etkilenmediğini belirten Heppekçan, "Pandemi gerçekten dünyayı büyük sıkıntıya düşüren bir hastalık. Tüm ülkeleri sarstı. Bizim oto sektörü de hiç sarsılmayan gruplardan biri. Daha önceden toplu ulaşım kullananlar, pandemiyle özel arabalarına binmeye başladılar. Araba hareket ettikçe bakımı için bize geldiler. Pandemide sanayi sitemizde hiçbir iş sıkıntısı olmadı. Aksine 30 işletme kar yaptı. Biz sadece 17 gün kapandık. 9 günü bayramdı… Gerekli izni arkadaşlarımızın isteği doğrultusunda istedik ama üretim alanı olmadığımız için alamadık. Esnaf arkadaşlarımız da hiç olmazsa 7 gün tatil yapalım bari deyip kabul ettiler" dedi.

PANDEMİ DE ESNAFIN LEHİNE ÇOK GÜZEL İŞLER YAPILDI
Salgın döneminde yardımların yapıldığının da altını çizen Heppekçan, "Yardım yapıldı yapılmaz mı? Pandemi sürecinde esnafımızın lehine çok güzel şeyler yapıldı. Esnaf ve sanatkarın  kooperatif kefaletiyle, Halkbankası’ndan kullanmış olduğu krediler 2020’de 2 kez, 2021’da 1 kez olmak üzere 3 kez ertelendi. Yasaklar kalkınca ödemeler başladı 1Temmuz’da. Pandemi sürecinde aşağı yukarı hiçbir esnaf kefalet kooperatifinden ve Halkbankası’ndan kredi alan kredi taksiti ödemedi. Bu borçlar yayıldı, faizlenmedi. Geri de 10 senet varsa 10’a bölündü ve bu şekilde küçük nüanslar halinde eklendi. Geri ödemesiz faizsiz olarak ertelendi KOSGEP kredisi. İşletme kredisi, ticari kredi kartı destekleri hayata geçirildi. 16 Mart 2020- 5 Şubat 2021 tarihleri arasında 760 bin esnaf ve sanatkarımıza 18.8 milyar tutarında faiz indirimli kredi kullandırıldı, Türkiye genelinde. Kredi ve kefaret kooperatiflerinde olan borçlarına yönelik olarak 2020, 2021 yılında 1’er kez yapılandırılma getirildi. Ertelenme hariç… Faiz bindirilmedi. Özel sermayeli bankalardan alınan kredilerin ertelenmesi sağlandı. İşe devam kredi desteği uygulaması başladı. Kredi garanti fonu kefaleti verilmesi imkanı sağlandı. Bir işletmede en büyük şey kefalettir. Eğer kefaleti yoksa devletimiz o anda kredi garanti fonunu devreye sokarak esnaf ve sanatkarımızı desteklemiş oldu. Temel ihtiyaç kredisi de hayata geçirilmiş oldu.  Ayrıyetten nisan, mayıs, haziran aylarında temerrüte düşen esnaf ve sanatkarlarımızın sicilleri bozulmasın diye sicil affı getirildi. Bizim için sicil çok önemlidir. Kredi geri ödemelerinde 90 günlük gecikme 180 güne çekildi. Kira yardımı da aldık. Hazine taşınmazı üzerinde yerleri olan ve mücbir sebeplerle faaliyeti durduran ve belediyelere kira ödeyenler; yani eğer hazine malları varsa veyahut belediyelere kira ödüyorsa bu süreçte kira bedelleri alınmadı. Kira bedellerinde indirim sağlandı, bazı belediyelerde... Yılık gelir vergisi beyannamelerinde verilme ve ödeme süreleri uzatıldı. Muhtasar ve KDV tevkifkatı ile SGK primleri nisan, mayıs, haziran aylarında 6’şar ay geriye ertelendi. 2020 yılı sonuna kadar geçerli olan kira stopajları yüzde 20’den yüzde 10’a düşürüldü. Birçok hizmette KDV yüzde 18’den, 8 çekildi. KDV oranı yüzde 8 olan; konaklama ve Yeme-içme için ise KDV yüzde 1’de düşürüldü. Ayrıca Cumhurbaşkanı kararıyla esnaf ve sanatkarla gerçek kişi tacirlerinin gelir kaybını kira desteği başlığı altında 4 ay süreyle hibeyle kira desteği sağlandı. Bizim sanatkarlarımız da faydalandı. 25 bin liralık faizsiz krediler verildi, 0 faizle. 5 bin ve 3 bin liralık hibe kredileri verildi. Dükkanları devamlı kapalı olanlar 5’er, belirli süre ile kapatılanlar 3’er bin lira yardım aldı. Çok memnunuz bu yardımlardan" diye konuştu.

BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN VERGİ LEVHASI, SİCİLİ VE BİR DE TİCARET SİCİLİ TEMİZ OLMASI
Oda içerisinde AK Parti ve CHP'liler arasında ayrım yapıldığı ve yardımların eşit dağıtılmadığı iddialarına da yanıt veren Heppekçan, "Türkiye genelinde 900 küsur tane esnaf kefalet kooperatifi var, İzmir bölgesine bağlı 51, metropolde de 27 tane… Hangi üyemiz hangi kooperatifine giderse gitsin bizim için önemli olan; vergi levhası, sicili ve bir de ticaret sicili temiz olması gerekiyor. Bunu getiren her vatandaşımız ipotek karşılığı 250 bin lira veriyoruz. Nereye giderse gitsin, hiçbir siyasi duruşu bizi ilgilendirmez. Kim söylemişse bunu yanlış bildi. Bizim belirli şartlarımız var sağlandığında; yüzde 9 buçuk olan… Kime giderse gitsin. Kime böyle bir şey olduysa benim kooperatifimin kapısı sonuna kadar açıktır, gelsin ben kooperatifimden o parayı vereceğim. Eğer böyle bir şey sezinliyorsa benim kooperatifimin kapısı sonuna kadar açıktır" diye konuştu

ESNAFIN CAN SİMİDİ
Kefalet kredisi ile ilgili de konuşan Heppekçan, "Finans kaynağına ulaşmakta hiçbir sıkıntı çekmiyor. Esnaf kefalet kredisi esnafın can simididir. Biz yüzde 9 buçukla 5 yıllık kredi veriyoruz. İster her ay ister 3 aydan 3 aya ödeyebilir. Esnafımız bize geldiği zaman 250 bin liraya kadar bu krediyi alır. Hükümetimizin aldığı çok güzel bir karar var; bir işçi alındığında sigorta ve muhtasarını devletimiz ödüyor 1 yıl... Herkesin işine yarayacak bir şey bu" dedi.

ARTIK BÜYÜK DÜŞÜNMEMİZ GEREKİYOR
Heppekcan, Menemen’de yapılması planlanan sanayi sitesi projesi hakkında da “Menemen’de de arkadaşlarımız çok başarılı çalışıyor. Genel kurullarını yaptılar, ben de katıldım. Şahıs arazilerini toplamışlar, bir hazine arazisi kalmış; hazine arazisini de Ticaret Odası’nda kimyacıları getirme gibi pozisyonları var ama inşallah bu da en kısa zamanda çözülür ve oradaki arkadaşlarımıza verilirse küçük sanayi sitesi yapılacak. Şehir içindeki sanayi siteleri şehir dışına taşındığında pırlantalar ortaya çıkacak. Bize yer versinler tek talebimiz bu. Bulunduğumuz araziler şahsi mülk. Devletin arazisi değil… Artık gıda çarşısının bile kaldırılması ya da yeniden yapılandırılması lazım. Artık büyük düşünmemiz, büyük oynamamız lazım” ifadelerini kullandı.

TAMİRCİ 10 BİN, MÜHENDİS 2 BİN 500 LİRA ALIYOR!
Oto tamircilerinin çırak bulamadığını söyleyerek anne babalara çağrıda bulunan Heppekcan, “Eski Türk filmlerinde olduğu gibi yetiştik ama bence şu anda evin en akıllı çocuğunun oto tamircisi olması lazım. İzmir’de AR-GE projemiz vardı; LPG’lerin sızdırmazlığı konusunda. Makine mühendisleriyle birlikte yaptık federasyon olarak. 1 mühendis 5 meslek lisesi mezunu, yetişmiş ustamız lazımdı. 2 bin 500 liraya mühendis, 4 bin liraya ustamızı ayarladık. Biz ustalarımıza gözümüz gibi bakıyoruz bir yere kaçmasın diye. Bizim ustalarımız iyi iş yapan ustalarımız aylık 10 bin liradan az para almıyor ama bir mühendis 3 bin liraya çalışıyor. Artık bizim dükkanlarımız da modernleşti, eskisi gibi ağır sistem ve araçlarımız yok. Daha teknik çalışıyoruz. Bu memlekette oto tamirciye, mobilyacıya, ayakkabıcıya, terziye de ihtiyacımız var. Bence anne babalar iyi düşünsün ve evin en akıllı çocuğunu sanatkar yapsınlar. Bizim ustalarımızın çoğunun evi, arabası, yazlığı var; bu da kazançlarımızın iyi olduğunu gösteriyor. Bir mühendis 3-4 bin lirayla anca kendi geçimini sağlayabilir o bakımdan gelin anne babalar beni dinleyin; çocuklarınızı sanata bırakın…”