Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Genel seçim öncesinde milletvekili adaylarını belirleyen siyasi partiler seçime sayılı günler kala çalışmalara hız verdi.
AK Parti’nin İzmir’den aday gösterdiği Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu seçim sürecinde birçok kez Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirdi. Eroğlu’nun başta kırsal ve köylerde yaptığı çalışmalar üzerinden yaptığı eleştirilere zaman zaman kentin merkezindeki projeler de eklendi.
Son olarak Tahtalı Baraj Havzası’nın sınırlarının daraltılması, Gördes Barajı, dere ıslahları ve Körfez’in temizlenmesi gibi konularda açıklama yapan Eroğlu’na yanıt gecikmedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, seçim döneminde belediyelerin hedefe konulduğunu söyledi. Kocaoğlu, “AKP tarafından İzmir’in mutlaka alınması gayreti var. Bu hepimizin bildiği realitedir. Her parti İzmir gibi bir kentte yerelde iktidar olmayı ister. Bu hizmet yarışı ile olur. Seçimden seçime gelip vaat edip gitmekle olmaz. 35 projenin en az 30’una başlanması ve bir kısmının sonuçlanması gerekirdi. Elimizde o projelerden ne var? 2011 yılında sunulan projelerden şimdiye kadar hangisi yapıldı? Yeni bir seçim dönemine girdik” dedi.
İZMİR DURUŞU VAR
Başkan Kocaoğlu, seçim döneminin adil geçmesi gerektiğini de hatırlattı. Kocaoğlu, “İzmir’i almak için İzmir’de çalışan insanı yıpratmanız gerekir. Muhalefetin iktidar olduğu bir belediye var. Tabi ki Büyükşehir üzerinden siyasi olarak bıkmadan, usanmadan vurmak gerekir. Buna bir şey demiyorum. Ama bunun kurallar içerisinde olması gerekir. Ak’a ‘kara’ demekle, bel altından vurmakla, devlet olanaklarını kullanmakla olmaz. Çalışarak olur. Gelin çalışın. Gerçekten İzmir’e 28 milyar TL yatırım yapın. İzmir, Türkiye’nin kalkınmasında kaldıraç olacak bir şehirdir. İzmir’in farkı budur. Şunu da demeyin. Ona ‘oyunu ver yatırım yapayım’ demeyin. Yatırım yap, çalış özgür iradesi ile takdir etsin. Oyunu isterse versin, istemezse vermesin. Biz 30 ilçeye aynı nazardan bakıyoruz. Merkezi hükümet de 81 kente aynı şekilde baksın. AKP bu mantıktan çıkması gerekir. Belli yerlerde bu durum oy getirmiş de olabilir. Ama burada olmaz. İzmir duruşu diye bir şey var. 7 Haziran’da bunu göreceğiz” diye konuştu.
RAKAMLARI AÇIKLAYIN
Kocaoğlu, her seçim döneminde ortaya proje rakamları konulduğunu bunların büyük bölümünün sonradan unutulduğunu ifade etti. Kocaoğlu, “Önceki genel seçimde 35 proje, yerel seçimde bin 414 proje, şimdi de 466 proje ortaya çıktı. Projelerin rakamsal büyüklüğü kente yatırım yapıldığı anlamına gelmiyor. Bakan 28 milyar TL yatırım yapıldığını söylüyor. Bunun açılımı nedir? Sorulması gerekir. Devlet İstatistik Kurumu’na göre İzmir’e yapılan yatırımlar 7 milyar TL’dir. Büyükşehir’in yatırımları 8 milyar TL’dir. Büyükşehir’in yatırımları merkezi hükümetten fazladır. Böyle bir yatırım yok. İstanbul Otoyolu’nu İzmir’e, Ankara hızlı trenini yazarsanız o ayrı bir konudur. Ama hükümet bu kadar yatırım yapmamıştır” dedi.
ÜÇ TANE SEÇİM NUTKU
Başkan Kocaoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu’nun kırsalda başlattığı sulama göletleri, barajlar, ormancılık faaliyetlerinin Büyükşehir’in sürdürdüğü ‘kırsal kalkınma’ çalışmalarını etkileyip etkilemeyeceği konusunda da değerlendirme yaptı. Kocaoğlu, “Ben kırsal ile 11 senedir uğraşıyorum. Hiç terk etmedim. Hiç ucunu bırakmadım. Her yerde alan çalışması yapıyoruz. Türkiye’ye örnek olduk. Keşke projelerimiz okul sütü projelerinde olduğu gibi örnek alınsa. Seçim döneminde verilen sözler seçimden sonra da devam etsin. Tarıma merkezi hükümete yüzünü dönse, teşvik verse, tarım kalkınsa, tarım hayvancılık ürünü ithal etmekten kurtulsak. Bunu kim yaparsa yapsın seviniriz. Bizim amacımız ne? Siyaset yapmanın amacı ülkeyi kalkındırmak değil mi? Bizim 11 senedir yapmayı çalıştığımızı seçim arifesinde gelip de 45 gün söylemek süreci nasıl etkiler bilmiyorum. Eğer seçimden sonra AKP iktidarda kalırsa ve söylemleri sürdürürse tabi ki etkiler. Seçimdeki vaatler yapılmaz ise olmaz. Gediz Nehri’nin temizliği gibi olmaz ise etkiler. Bu konuda samimiyetini ispat etmiş bir belediye, siyasi felsefe var. Bunun 11 senelik uygulaması var. Üç tane seçim nutku ile olacaksa bilmiyorum. İzmirli hemşerilerimizin takdirine sunarız” diye konuştu.
DESTEK BEKLİYORUZ
Kocaoğlu, İzmir Körfez’in temizlenmesi konusunda da açıklamalarda bulundu. Kocaoğlu, “Sayın Orman ve Su İşleri Bakanı İzmir’in konularına ister istemez çok vakıf değil. Bilgilendirme ile açıklama yapıyor. Körfez’in süreci, arıtmalar bittikten sonra kendi doğal temizlenmesi süreci zaten devam ediyor. Problem söz konusu değil. Bu devam ederken bizim başlattığımız Büyükşehir Belediyesi’nin 9 Eylül Üniversitesi ile birlikte 8 yıldır çalışmaları var. Her alanda çalışmalar belirli bir aşamaya geldikten sonra İZSU bir proje taslağı, fikir projesi hazırladı. Bu çalışmada Körfez’in suyunun sirkülasyonunun sağlanması, İzmir’in ekonomisini çok yakından ilgilendiren liman yolunun genişletilmesi, kapasitesinin arttırılması konuları var. Bu da tabi ki TCDD’nin işi… Biz de sirkülasyonun zorlandığı, iyice sığlaşmış Kuzey aksta kanal yapılması projesini yazdık. Ulaştırma Bakanı o dönemki Binali Yıldırım’a verdik. İnceledikten sonra görüştük. TCDD ile ortak yapılması doğru olacağı konusunda mutabık kaldık. Bizim projemiz TCDD tarafından ÇED süreci ihalesine çıkıldı. Ankara’da bu konuda uzman firma ihaleyi aldı. TCDD ile belediye ortak yapıyor. Proje iki yıl önce bitti ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verildi. Konu su ile ilgili olduğu için ilgili genel müdürlükleri de inceliyor. Eksikler ileri sürüldü. Çalışmalar devam ediyor. Aralıksız zaten üniversite ile çalışıyoruz. Körfez tamamen kontrolümüz altında. Hepimizin bildiği gibi Körfez suyu ile ilgili sonuç raporu yayınlandı. ÇED sürecinin tamamlanmasını istiyoruz. Ekonominin canlanması açısından da liman içinden önemli bir projedir. Biz, Haliç’i temizledik deniliyor. İzmir Körfez’ini de temizleriz. Tabi ki destek bekleriz. Bunu birlikte götürmeliyiz. Projede tıkanıklık yok. Üç sene önce kazıcı gemiler aldık. Körfez’in yaşamasını istiyoruz. Körfez’in temizlenmesi İzmir’in yakından takip ettiği bir konudur. Bu konuda hiçbir şey yapılmamış ve iş olmamış gibi görmezden gelmek doğru değil. Hadi Büyükşehir’i görmezden geliyorsunuz TCDD’yi de görmezden gelmek nasıl bir şeydir bunu anlamak zor. Körfez’den alınacak malzemenin bir yere dökülmesinde sakınca yok. Malzemede sadece tuz var. Malzeme suyla yıkandığında toprak, alüvyon, kum oluyor. Nefis bir malzemedir. Projenin zaten özü de çıkan malzemenin rehabilite edilmesidir. Dünya’da örnek bir çevre projedir. Körfez’in akıntısını engellemeyecek şekilde doğal yaşam alanı oluşturulması önerisi var. Birçok alternatif önümüzde duruyor. İzmirlilerin önerisi var. Bakandan talepleri bir an önce ÇED raporunun çıkartılması konusudur. ÇED raporunda katkı bekleniyor. Başka bir talep yoktur. Seçim arifesinde bu tür söylemler bir yere kadar kabul edilebilir. Bu seçim genel seçimdir. Hükümet üyeleri ve milletvekilleri seçilecek. Yeni hükümet kurulacak. Yerel seçim değildir. Yerel seçim Büyükşehir Belediyesi üzerine oturtmak ve eleştirmek için kullanılmak bana doğru gelmiyor. Yapılan haksız eleştirilere de her zaman bilimsel işlerle cevap vereceğimizi ifade edebilirim. Büyükşehir ile genel seçimi götürmek kulvarından çıkılması gerekiyor. Yarın milletvekili olacak isimlerin kentin sorunlarını nasıl çözmesi ve kenti kalkındırması gerektiğini söylemeleri gerekiyor. Bu süreç devam ettiği müddetçe açıklamalarımızı sürdürüleceğiz” dedi.
KÖRFEZ’DE YÜZÜLEBİLİR
Kocaoğlu, İzmir Körfezi’nde ne zaman yüzülebileceği yönündeki soruya da, “Üniversite raporuna dayanarak söylüyorum. Şu anda Körfez’in suyu Dünya’da yüzülebilir su standartların içinde kalmaktadır. Herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir. Su kalitesinin iyileştirilmesi gerekir mi? Gerekir. Biz de büyük Körfez Proje’ni bundan yapıyoruz. Yüzmenin bir mahsuru yok. Ben şu anda çalışmalar başlayıp da Kuzey’de sirkülasyon kanalı açılmadan yüzmeyi tavsiye etmem. Onun sorumluluğunu belediye başkan olarak almam. Fakat suyun kalitesi bilimsel olarak yüzülebilir durumdadır” diye konuştu.
NİYET OKUMAYI SEVMEM
Kocaoğlu, İzmir’de Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu’nun açıklama yaptığı konulardan olan Gördes Barajı, Tahtalı Havzası ve dere ıslahları konularına da yanıt verdi. Kocaoğlu, “Gördes Barajı’nda su kaçağının olması, suyunun boşaltılması ve müdahalenin yapılması her projede karşılaşılabilecek konulardır. O yönden eleştiri yapmayı düşünmem. Umuyorum müdahaleler kısa sürede yapılır. Kaçak da söz konusu olmaz. İzmir de suyu kullanır. Sayın bakanımızın bakış açısında değerlendirmeler var. Dereler ıslah edilmemiş, parayı almış ama yapmamış gibi cümleler kullanıyor. Küçük Menderes’te bize bağlı olan yerlerde arıtmaları bitirdik. Ödemiş’te arıtma var. Tire’nin arıtması için çalışmalar sürüyor. Menderes’i de bitirdik. Kiraz’ı, Beydağ’ı planlıyoruz. Selçuk’taki arıtma tesisi de yenilenecek. Dere ıslahları yapılıyor. Bir problem yok. En çok üzerinde durduğumuz konulardan bir tanesidir. Yine Menderes’te Tahtalı Barajı’nda açıklamalar yaptı. Orada kamulaştırılacak alan kalmadı. Göl mutlak alanında her şey tamamlandı. Dere mutlak alanlarının kamulaştırılması sürüyor. Türkiye’de iddia ile söylüyorum. Orası gibi korunan hatta onun yarısı kadar korunan başka havza varsa konuşmaya hazırız. Bunu herkes bilir. Ankara da iyi bilir. Niyet okumayı sevmem ama söylem gelişiyor. Havza büyükmüş, güzelleştirilebilir, imara mı açılmak isteniyor. Havza küçülecek derken belirli kısmı çıkartılmak mı isteniyor? Bunu da en iyi bilen kurum DSİ’dir. Havza ve gölü bellidir” dedi.
YÜKSEK YAPILAR YÖNETMELİĞİ
Kocaoğlu, İzmir’de bina yüksekliklerini arttıracağı gerekçesiyle eleştirilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Yüksek Yapılar Yönetmeliği’nden sonra çıkan tartışmaları da değerlendirdi. Kocaoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı tek tip imar yönetmeliğinde ne yazıyorsa bizim kararlarımızı ona adapte ettik. Bazı planlamaların ve arsaların üzerinde ‘8 kat’ diye yazıyor. Bazı yerlerde ise ‘24.80’ yazıyor. Sekiz katlı yerlerde bu yönetmelikler kullanılıyor ama 24.80’de yükseklik sınırlı olduğu için uygulanmıyor. Biz karar aldık ve hepsi ‘8 kat’ yazılacak. O hak kullanılacak. Eşitsizliği, adaletsizliği ortadan kaldırmaya çalıştık. Konutu kimsenin 3,5 metre yapacağı yok. Ama otelin o şekilde yapma zorunluluğu var. Benim gönlümden geçen konut alanlarının 3 metre olması, turizm tesislerinin, iş hanlarının 3.5 metre olmasıdır. Daha gerçekçidir. Yönetmeliği ben çıkartmadım” diye konuştu.
YASAL YOLLARA BAŞVURURUZ
Kocaoğlu, önümüzdeki günlerde yıkımı yapılacak stat projelerinden olan Karşıyaka Yalı’da bakanlığın yeni stat yapması için bir engeli olmadığını dile getirdi. Kocaoğlu, “Stat konusuna niye karşı olduğumuzu defalarca söyledik. Yasal yollardan kentin hakkını aramak için uğraştık. Örnekköy’de yer varken Yalı’ya küçük stat yapmanın yanlış olduğunu bu kentte yaşayan herkes görecektir. Yine Güney’de bir yere stat yapılması doğru olacaktır. Şu anda stadı yapmalarında mani yoktur. Yasal olarak sıkıntıları da yok. Biz neyin yanlış, neyin doğru olduğunu söyleriz. Yasal yollara da başvururuz” dedi.
LAF OLSUN TORBA DOLSUN
Kocaoğlu, Çevre ve Şehircilik Müdürü Selahattin Varan’ın, “Belediyeler işleri yapamazsa yapamazsa bize gelin” açıklamalarına da tepki gösterdi. Kocaoğlu, “Orada sayın il müdürü konuşuyor. O konuşmada ‘yasalsa’ diyor. Yasal problemi yoksa gelin diyor. İki ay bekleyin diye öneride bulunuyor. Yasal engeli yoksa belediyeler vatandaşın işini niye yapmasın? Bu İzmirlinin seçtiği belediyeler, başkanlar, bürokrasi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bürokratından ve il müdüründen daha mı az seviyor. O laf, laf olsun torba dolsun lafıdır. Seçim arifesinde kafa bulandırmaktır. Kentse dönüşümde bitiremediğimiz projeler var. Ama 6306 sayılı yasa çıktıktan sonra bakanlığın yaptığı bir tane proje yoktur. Uzundere’de geldiğimiz noktaya gelen de yoktur. Kentsel dönüşümde ‘şu kadar yaptık’ dedikleri konu da parsel bazında yenileme ve tapu gaspıdır. O kentsel dönüşüm değildir. Öyle bir dönüşüm bina bazında yenilemedir” ifadelerini kullandı.