İzmir'in merkezinde sağlıkta şiddet!

EGEDESONSÖZ - Alsancak Devlet Hastanesi’nin bilgi işlem merkezinde çalışan Nazik Koçer ve Doktor Zerrin Yıldız’ın dün bir hasta ve hasta yakınının sözlü saldırısına ve fiziki şiddet girişimine uğramasına üzerine bugün sağlık örgütleri hastane bahçesinde açıklama yaptı.

İzmir Tabip Odası, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası, SES İzmir Şubesi, Genel Sağlık iş İzmir Şube, Birlik Sağlık Sen, Dev-Saglik Sen ve TÜMRAD DER tarafından yapılan açıklamada ilk olarak Doktor Zerrin Yıldız yaşadıklarını anlattı.

Çalışma arkadaşı Nazik Koçer’in bir hasta ve hasta yakını tarafından uzun süreli hakarete maruz kaldığını ifade eden Yıldız, “Dayanamayıp dışarı çıktım, bunları yapmaya hakkınız yok dediğimde aynı şiddet bana yöneldi. Orada bekleyen çalışma arkadaşlarım olmasaydı darp edilmeme ramak kalmıştı. Kişi, karakol polisleri gelince ancak uzaklaşırken bahçede terörize etmeye devam etti. Bu sadece bana değil tüm sağlıkçılara yapıldı. Bizi, bizden başka koruyan yok" dedi. Yıldız, şikayetçi olduklarının da bilgisini verdi.

‘HER GÜN 50 SAĞLIKÇI ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’
Kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası yöneticisi Serkan Şen öfkeli olduklarını belirterek “Nasıl bir sağlık hizmet düzenidir ki, resmi rakamlara göre bile her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır. Hastaneler artık sağlıkla değil şiddetle anılmaktadır. Mevcut sağlık sisteminde herkes mutsuz, en çok da sağlık emekçisi mutsuzdur. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir. Nitekim son günlerde çok büyük boyutlara varan sağlıkta şiddet vakaları, alınmayan tedbirler ve çözümsüzlük ile beraber çığ gibi büyümüştür” dedi.

‘SAĞLIK KURUMLARI ŞİDDETE AÇIK’
Sağlık kurumlarının korumasız, şiddete ve saldırıya açık halde olduğunu belirten Şen “Bu güne kadar yaşanan şiddet vakalarında görüleceği gibi, saldırganlar ellerini kollarını sallayarak silahlı, delici, kesici aletleri çok rahat yanlarında taşıyarak, rahatlıkla kurumlarımıza girip canımıza kastedebiliyor. Çalışma alanlarımızın güvenlik açıklarını ısrarla belirtmemize, sağlık emekçilerinin can güvenliğini sağlanması konusunda gerekli önlemlerin alınması için her türlü girişimlerimize rağmen hiçbir adım atmayan tüm yetkililer bu şiddete ortaktırlar.” diye konuştu.

Ortak açıklama şu şekilde:
Yaşananları akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır. Yaşanan bunca şiddet vakasına, ölümlere rağmen ne yazık ki gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini görüyoruz. Saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır. Olan “şikâyetçi olduğum için yeniden saldırıya uğrar mıyım” endişesiyle baş başa kalan, artık aracını park ettiği otoparka giderken can güvenliği kaygısı yaşayan sağlık emekçisine olmaktadır.

Artık yeter, gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır?

Uzun süredir güvenli işyerleri talebimiz olmasına karşın, her gün bir değil, birkaç sağlıkta şiddet olayı olmasına rağmen attığı tek adım sosyal medyadan tweet atmak olan Sağlık Bakanı da bu şiddetten sorumludur.

Yaşatmak için çalışan Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi, bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete, şiddeti özendiren tüm politikalara karşıyız.

Sağlığın piyasalaşması sonucu oluşan sorunların, yanlış uygulamaların sorumlusu bizmişiz gibi şiddete maruz kalıyor, hedef gösteriliyor ve öldürülüyoruz. Özcesi bu sistemin kendisi şiddeti doğurmaktadır. Sağlık emekçilerinin haklarını ve halkın sağlık hakkını koruyup geliştirecek başka bir sağlık sistemi mümkündür. Bu sistemi inşa edinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz

Sağlıkta şiddetle mücadeleden geri adım atmayacağız. Şiddetle yüz yüze kalan tüm sağlık emekçilerine sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz.