HABERLER>GÜNCEL
22 Şubat 2023 Çarşamba - 12:21

İzmir’e ‘moloz kaosu’ uyarısı!

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi BDK Üyesi Helil İnay Kınay, deprem sonrası atık yönetimine dikkat çekerek, “kentlerde mevcut bina yıkımları ile ilgili süreçlerde bile sıkıntı yaşıyoruz. İzmir’in lisanslı depolama alanları ve kapasitesi yapılaşma hızına yetişemiyor. İzmir’in kamuoyu ile paylaşılan mevcut planlarında buna dair alanlar yok. Afet riskine karşı çalışmaların gerçekleştirilmesi ve kentleşme sürecinin de bu doğrultuda yönetilmesi gerekiyor” dedi.

İzmir’e ‘moloz kaosu’ uyarısı!

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Türkiye, depremler sonrası gerçekleşen büyük yıkımların ardından yaralarını sarmaya çalışıyor.

On binlerce evin yıkılıp zarar gördüğü bölgede enkazların kurallara uygun biçimde kaldırılması konusu da halk sağlığı açısından büyük önem arz ediyor. Enkazların kaldırıldığı anda ortaya çıkan toz ve asbest miktarı ölümcül derecede hastalıklara da yol açabiliyor. Diğer yandan atıkların bertaraf edilerek depolanması da hayati önem taşıyor.

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi BDK Üyesi Helil İnay Kınay, olası İzmir depremi ile ilgili yaptığı değerlendirmede İzmir’de mevcut hafriyat depolama alanlarının yetersiz olduğunu ve denetimsizlik sorunlarının giderek büyüdüğünü ifade etti.

İZMİR’DE MEVCUT DEPOLAMA ALANLARI YETERSİZ
İzmir’de mevcut hafriyat depolama alanlarının yetersizliğine vurgu yapan Kınay,” Yapılaşma sürecinin hızına yetişemeyen atık yönetim alanları ve denetimsizlik  sorunları büyüyerek devam ederken, büyük yıkımlar yaşamamız halinde bu sürecin de ne yazık ki yönetilemeyeceğini görüyoruz. İlgili idareler ve tüm bileşenlerin afetlerin yaratacağı yıkımların engellenmesi, olası etkilerinin planlanması ve yönetilmesi aşamalarında uygulanacak çözümleri bir an önce hayata geçirmesi ve kamuoyu ile birlikte afetlere dirençli ve hazır olması gerekiyor. Kentlerde mevcut bina yıkımları ile ilgili süreçlerde bile sıkıntı yaşıyoruz. İzmir’in lisanslı depolama alanları ve kapasitesi yapılaşma hızına yetişemiyor. Bu alanların yer seçimi ve atıkların yönetimi ve denetimi de en önemli sorunlardan. Biz bu süreçte bile sıkıntı yaşarken büyük çaplı yıkım atıklarını yönetmek çok daha büyük sorun. İzmir’in kamuoyu ile paylaşılan mevcut planlarında buna dair alanlar yok. Afet riskine karşı çalışmaların gerçekleştirilmesi ve kentleşme sürecinin de bu doğrultuda yönetilmesi gerekiyor. Toplanma ve barınma alanlarının kentleşmeye feda edildiği bir süreçte kısıtlı alan kullanımı sürecinde olası yıkım atıkları alanlarının da doğru yönetilmesi ve planlanması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

BİNA ODAKLI BAKTIĞIMIZ HER AFETTE BÜYÜK KAYIPLAR VERİYORUZ
Yaşanan deprem felaketlerine hazırlıklı olunmadığını söyleyen Kınay, İzmir’de yaşanan yıkımı hatırlatarak, “AFAD koordinasyonunda çalışmaları yürütülen Ulusal Afet Yönetim Planları, İl Afet Risk Azaltma Planları,İl Afet  Müdahale Planlarında söz konusu alanlara ilişkin kapsamlı bilgilendirme ne yazık ki yok. İzmir  depreminde yaşadığımız süreçte de enkaz atıklarının mevcut inşaat atıkları depolama alanlarına ilave alanları konusunda benzer sorunlar yaşandı. Yaşanmaya devam ediyor. Büyük çaplı yıkımların getirdiği atık sorunu da büyük ve bu sorun doğru yönetilemezse sebep olacağı çevre ve yaşam sorunları da büyüyerek devam ediyor. Mevzuatta tanımlanan süreçlerin uygulama ve denetim eksikliklerini kentsel dönüşüm ve tekil bina yıkımlarında yaşıyoruz. İzmir depremi ve sonrasında yaşanan enkaz kaldırma ve yıkım süreçlerinde de gerekli önlemlerin alınmadığını, denetim ve yönetim eksikliklerini yaşıyoruz. Kentleşmenin getirdiği en büyük sorunlardan birisi olan atık yönetimi sürecini planlamadan yürütülen çalışmaların bedeli yaşam  alanları ile birlikte canlı yaşamı oluyor. Bu nedenle kentlerin planlanması sürecinde kentleri sadece yapı ve bina odaklı değil, kent yaşamının getirdiği çevresel altyapı ihtiyaçları, atık alanları, tesisleri ve diğer sosyal kültürel ihtiyaç alanları ve afet riskleri ile birlikte bütünsel değerlendirmek gerekiyor.Oysa biz sadece bina odaklı bakarak yaşadığımız her afette büyük kayıplar veriyoruz. Sadece afet anı değil sonrasında uzun yıllar sürecek etkileri ile olası yaşam alanları ve kaynaklarını da kaybetme riski ile karşı karşıyayız” dedi.

SAĞLIK SORUNLARI YAŞANACAK
Kahramanmaraş depreminin ardından temel ihtiyaçların giderilememesi sebebiyle, sağlık sorunlarının yaşanacağına vurgu yapan Kınay, “Su, tuvalet, duş, temizlik ihtiyaçlarının karşılanamaması, kanalizasyon, çöpler, bölgede oluşacak salgın hastalıklar ve diğer sağlık sorunları felaketin görünmeyen boyutları olarak karşımızda duruyor. Afet bölgesinde temel çevresel altyapı ve hijyen koşullarının sağlanması en önemli ihtiyaç şu anda. Bir taraftan afet bölgesinde yaşamın getirdiği sorunlar, diğer taraftan yıkım atıkları ve enkaz kaldırma çalışmaları kapsamında oluşan sorunların çözümü için gerekli teknik önlemlerin alınması, bölgede bulunanların koruyucu maske eldiven .vb. sağlık güvenlik ekipmanlarına sahip olması gerekiyor. Ne yazık ki gördüğümüz görüntüler temel ihtiyaçların bile karşılanmadığı noktada bu önlemlerin yetersiz kaldığını ve bundan sonraki süreç için de sağlık sorunlarının ortaya çıkacağını gösteriyor” şeklinde konuştu.

ASBEST TEHLİKESİ
Yıkımlarla birlikte asbest gibi tehlikeli maddelerin ortaya çıktığını kaydeden Kınay, “Deprem anında toplu yıkımlar ile birlikte depremin yarattığı çevresel riskler ve tehditler afetin en önemli sorunu. Yapıların yaşı, yapımında ve varsa yalıtımında kullanılan malzemeler, kullanıcıları tarafından yapı içinde/üzerinde kullanılan kimyasallar (üretim, temizlik, bakım vb) aydınlatma armatürlerinin tipi gibi unsurlar yapıların yıkılması ile atmosfere yayılarak hava kirliliğine neden oluyor. Yapılan araştırmalar, yapı çökmelerinin ve yıkımlarının yaşandığı bölgelerde yüksek konsantrasyonda radon, asbest, cıva, sülfür, klor gibi solunması sakıncalı gazların varlığını ortaya koyuyor. Bu nedenle sarsıntı sonrası oluşacak toz ve gaz kirliliğine karşı arama-kurtarma ekipleri dışındaki kişilerin yıkılan yapılara yaklaştırılmaması, ekiplerin arama-kurtarma sürecinde tam donanımlı ekipmanla çalışmaları, yıkıntıların temizlenmesi aşamasında ise yeniden toz ve gaz yayılımının olacağı hesaba katılarak etkilenim bölgesi hesaplanarak görevliler dışındaki kişilerin alandan uzak tutulması ve kirli havayı solumalarına engel olunması gerekiyor. Deprem sonrasında arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları sırasında alanda koruyucu güvenlik ekipmanına sahip, eğitim almış uzman personel dışında kişilerin bulunmaması gerekiyor. Bu faaliyetlerin oluşturduğu toz ve içerisindeki çeşitli kimyasallar çalışma alanı ve etkilenim bölgesinde bulunan kişilerin sağlık güvenliği için de riskler oluşturuyor” dedi.

ÖZEL EKİPMANLAR SAĞLANMALI
Enkaz toplama sürecinde çalışacak kişilerin muhakkak özel ekipmanlarla korunması gerektiğine dikkat çeken Kınay, “Eski binaların yapımında kullanılan malzemeler arasında yer alan asbestin, binaların yıkımı safhasında ayrıştırılması ve bertarafı ile ilgili oluşabilecek çevresel risklerin doğru yönetilmesi gerekiyor. Bu sürecin özel yöntemlerle, çalışanlar için kullanılacak özel ekipmanlarla çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde önlemlerinin alınarak gerçekleştirilmesi, oluşan atıkların tekniğine uygun olarak bertaraf edilmesi gerekiyor.Bölgede yürütülen enkaz kaldırma çalışmaları ve ağır hasarlı olan yıkılacak bina sayısı değerlendirildiğinde bu faaliyetlerin yaratacağı çalışan personel ve bölgede yaşamını sürdüren, ikamet eden vatandaşlarımız için de çevresel ve sağlık risklerini ortaya koymak ve gerekli tedbirleri almak gerekiyor. Ağır hasarlı binalardan başlayarak yapılan yıkım sürecinde asbest envanteri, atık yönetim planı vb. çalışmalar gerçekleştirilerek binaların mevcut durumu ve yıkım sürecinin nasıl yürütüleceği, büyük miktarda hafriyatın nereye götürüleceği, planlanmasına yönelik değerlendirmeler yok. Bu çalışmaların kontrollü, planlı ve ilgili önlemler alınarak uzman personel tarafından yürütülmesi, denetiminin etkin gerçekleştirilmesi yaşamsal. Yıkım atıklarının içerdiği tehlikeli kimyasallar bulunduğu bölgede hava,su toprak kirliliği ile uzun yıllar sürecek çevre ve halk sağlığı sorunlarına yol açacaktır. Bölgede yıkım kaynaklı asbest ve diğer toksik kimyasal gazları içeren tozun solunması ile kanser başta olmak üzere ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle bölgede toza karşı yüksek koruyucu özelliği bulunan FFP2 ve FFP3 türü maskelerin kullanılması gerekiyor.Tüm çalışmalar boyunca bölgede yaşayanlar ve çalışmalar için bölgede bulunan teknik ekibin koruyucu güvenlik ekipmanlarına sahip olmaları sağlanmalı. Enkaz kaldırma ve yıkım çalışmalarının toz oluşturmayacak biçimde, oluşacak toz etkisinin ve yönünün kontrol edilerek gerekli önlemleri alınarak gerçekleştirilmesi gerekiyor.Enkazın kaldırılması, taşınması, belirlenen hafriyat döküm sahalarında sahaya döküm ve depolama koşullarında, hafriyat alanlarının seçimi ve yönetiminde de kapsamlı, kontrollü biçimde uzmanlarla çalışmaların yürütülmesi gerekiyor.Afette yaşanan büyük çaplı yıkımda bu sorun çok daha büyük boyutlara ulaşmakta. Bölgede uzun vadeli süreceği görülen enkaz kaldırma ve yıkım sürecinde gerekli önlemlerin ivedilikle alınması, personele ve bölgede yaşayanlara koruyucu ekipmanların sağlanması gerekiyor” diye konuştu.

 
Kuşadası'nda kanlı infaz!
 
'Tarım alanlarında yapılaşma yapılmamalı!'
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Enkaz çalışmalarında 'asbest' uyarısı
Uzmanlar, deprem bölgesindeki enkaz kaldırma çalışmaları sırasında havaya ...
ÖSYM duyurdu: ALES başvuruları başladı
Nisan'da uygulanacak, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı başvuruları başladı.
95 kişiye 385 bin 225 lira... Kumarbazlara ceza yağdı!
İzmir'in Bornova ilçesinde kumar oynarken yakalanan 95 kişiye, toplam ...
 
Depremlerde Tarihi Maraş Çarşısı da hasar gördü
Kahramanmaraş merkezli depremler, taş ve ahşaptan yapılan yaklaşık 500 ...
İzmir’e hayati uyarı: Kumar oynamayın!
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, İzmir’deki ...
Bingöl'de 4,4 büyüklüğünde deprem
Bingöl'ün Genç ilçesinde 4,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
 
Depremzede çocuklar hayallerini çamura yansıttı
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından aileleriyle birlikte İzmir'e ...
Depremde anne ve babası can vermişti... Eylül'e siper olmuşlar!
Gümüşhane'de Adıyaman'a giden itfaiye ekiplerinin 30 saat sonra enkazdan ...
JMO İzmir’den açıklama: Üç bölge taşınmalı ama imkansız!
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, riskli ...
 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Tolkien’in Oxford’u ve yüzüklerin efendisi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Zeytine adanan bir ömür bin alkış!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Meksika’da sol ve Hindistan’da yeniden aşırı sağ!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Yeryüzü kaosa sürüklenirken
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Mekanlara / kurumlara isim verme özensizliği!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Güneşli günler
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva