İZMİR - İzmir merkezli 13 ilde "yasa dışı dinleme" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda, tamamı tutuksuz 32 emniyet mensubu hakkında 10 ile 961 yıl arasında hapis cezası istemiyle açılan davaya devam edildi.
İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan'ın dışındaki 31 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Savunmaların alınmasına devam edilen duruşmada, sanık Erdinç Sezgin, 19 yıllık polis memuru olduğunu, bu süure boyunca vatanın bölünmez bütünlüğü için çalıştığını ifade etti.
Mahkeme başkanının, çalışmalarına dair kimlerden talimat aldığını sorması üzerine Sezgin, yasal sıralamada hiçbir zaman memurun kendi başına çalışamayacağını, kendisinin de talimatlarını yasal amirlerinden aldığını söyledi.
Sanık avukatlarının, 18 Ağustos akşamı emniyete gidip gitmediğini, gittiyse kimin çağırdığını sorması üzerine Sezgin, “Beni kimse çağırmadı, çalışmakta olduğum konuları çalışmaya devam etmek için gittim. Sabaha kadar konularıma çalıştım. Ertesi gün ayrılma vaktim geldiğinde de gözaltına alındım” yanıtını verdi.
“İddianame sizin ve diğer iki kişinin ifadeleriyle oluşturulmuş. Tüm sanıklar açığa alınmışken, siz, Emrah Durdu ve Mevlüt Çakar açığa alınmadınız. Sizi emniyete çağıranlar, açığa alınmayacaksınız, tutuklanmayacaksınız diye garanti verdi mi?” sorusu üzerine şu cevabı verdi: “Biz kimseden talimat almadık. Açığa alınmalar, meslekten ihraçlar sadece bu operasyonla olan olaylar değildi, 17 Aralık sürecinden beri oluyor."
“Önleme dinlemesi yapıyoruz”
Sanık Haldun Çabuk, örgüt ve diğer suçlamaları kabul etmediğini, 2006 yılı Aralık ayından bu yana istihbaratta çalıştığını, emniyet amiri olduğunu belirterek, kendisine gösterilen evrakların talep formu olduğunu ve resmiyeti bulunmadığını bildirdi.
Sanık Erdinç Sezgin’in, “Bürolarda amirler her şeyi bilirler” gibi bir iadesinin bulunduğunu hatırlatan Çabuk, “Kısım amirleri her şeyi bilmezler, göremezler, her şeye vakıf olamazlar. Bir büroda 10 tane personel var. İzmir 3,5 milyon, terör örgütleri var, ne kadar vakıf olabilirsiniz?” dedi.
İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yasadışı dinleme davasına verilen aranın ardından öğleden sonra devam edildi. Zaman zaman sanık ve müşteki avukatları arasında yaşanan tartışmalar nedeniyle tansiyonun yükseldiği duruşmada, sanıklar savunma yapmayı sürdürdü.
"VATANIM İÇİN HİZMET ETTİM"
Sanık polis Kürşat Şenol Yılmaz, önleyici ve adli dinlemeler hakkında bilgi verdikten sonra, iddianamede sanıklar için “aralarında hiyerarşik ilişki vardır" denildiğine dikkat çekip, emniyet teşkilatının hiyerarşik şekilde yapılandığını, bunun dışına zaten çıkılamayacağını, üstleriyle emniyet dışında hiçbir ilişkisinin olmadığını, hiçbir örgüte ya da yapıya üye olmadığını söyledi.
Devletin kendilerine verdiği aylık maaş dışında hiçbir gelirlerinin bulunmadığını, banka hesaplarının ortada olduğunu, banka kartına bakıldığında hiçbir menfaat elde etmediğinin görüleceğini anlattı. Dinleme yapılan kişileri tanımadığını, hatırlamadığını, yapılan dinlemelerin imha edildiğini, kayıt altında tutulmadığını, 10 bin dinleme kararının altında imzasının bulunduğunu; soruşturma sürecinde 3-4 tanesinin kendisine gösterildiğini belirten Yılmaz, bunların tümünün hukuki olduğunu, ancak usulsüzmüş gibi karşılarına çıkarıldığını öne sürdü. Yılmaz, sanıklardan Erdinç Sezgin'e baskı yaptığının iddia edildiğini, oysa kendisiyle hiç çalışmadığını, hiçbir temasının olmadığını, 2013 yılında Hakkari'ye tayin edildiğini, geçen 1.5 yıllık süreçte niçin hiç şikayet etmediğini sormak istediğini söyledi.
PKK'LILAR BENİ ÖĞRENMİŞ
Kaçma şüphesiyle haksız yere 35 gün cezaevinde yattığını, oysa polisevinde kaldığını, pasaportunun bile bulunmadığını, telefonla her daim ulaşmanın mümkün olduğunu, özgürlüğü kısıtlamanın bu kadar kolay olmaması gerektiğini belirten Yılmaz, “İsmim gazetelerde çıktı. PKK'lılar beni öğrenmiş. Ben oraya gittiğimde başıma bir şey gelmesi halinde kim bunun hesabını verecek? Ben bunca yıl vatanım için hizmet ettim. Örgüt üyesi değilim" dedi.
Sanıklardan Mevlüt Çakar, 18 Ağustos gecesi, işlerini tamamlamak için emniyete çağrıldığını, ertesi gün de gözaltına alındığını belirtirken, sanık avukatlarının, “Kendi bilgisayarınıza mı oturdunuz, bilgisayarda metin belgesi açtınız mı" sorularına, “Kendi bilgisarıma oturdum evet" yanıtı verdi.
İstihbaratta alıştığını belirten sanık İbrahim Öztürk, mahkeme başkanının, “Bilgi notu düzenlemen için herhangi bir talimat geldi mi? Mahkemeden dinleme kararı geldikten sonra siz mi dinlediniz" sorularına “hayır" karşılığı verdi. Dinlelenen diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme başkanı hakim Hamdi Çiftçi, duruşmayı yarın sabah devam etmek için bitirdi.
OLAY
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, "çeşitli kurumlarda çalışan kamu görevlilerinin telefonlarının yasa dışı dinlendiği" yönündeki bir gazetede yer alan habere ilişkin 62 müşteki ile konuyla ilgili idarenin yaptığı suç duyurusu üzerine başlattığı soruşturmada, aralarında eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ve Elazığ Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı'nın da bulunduğu 32 emniyet mensubu gözaltına alınmıştı.
İlk aşamada tutuklanan 11 zanlı, bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmış, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunda görevli cumhuriyet savcısı Okan Bato tarafından hazırlanan iddianamede, 32 sanık hakkında 9 ayrı suçlama yöneltilerek 10 ile 961 yıl arasında değişen hapis cezası istenmişti. (dha, a.a)