İYİ Parti adayı Özlale iddialı konuştu: Kendimin rakibiyim!

EGEDESONSÖZ – İYİ Parti İzmir Milletvekili, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ümit Özlale, SONSÖZ TV’de Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Seçim sürecinde adaylığı ilk açıklanan isim olan Özlale, İzmir Büyükşehir adaylığıyla ilgili çok önemli değerlendirmelerde bulunurken, partisinde yaşanan istifaları da yorumladı.

AK PARTİ VE MHP’DEN CİDDİ OY ALACAĞIM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması için, 14 Mayıs seçimlerinde partisinin aldığı yüzde 11,65’lik oyu üçe katlaması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Ümit Özlale, “İYİ Parti’nin yüzde 11,65’lik oyuna güvenerek neden aday oluyorsun diyorlar. 11,65 bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Beklediğimiz oran değildi. Demek ki kendimizi iyi anlatmamışız. Yerel seçim dinamikleri çok farklıdır. Partilerle birlikte adayın şehrini sahiplenmesine ve liyakatine de bakıyor insanlar. Buna güvenerek ben ilk açıklanan aday oldum. Ben tüm seçmenden oy alacağımı biliyorum. CHP’lilerden ne kadar oy alırım bilmiyorum ama AK Parti’den, MHP’den ciddi oy alacağım. İzmir sevgimi kimse sorgulayamaz. İzmirlilere güvenerek ben bu yola çıktım” dedi.

O SÖZÜNÜN ARKASINDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ
“Ben İzmir’de seçimi kazanmaya yakın olduğumu biliyorum ama insan, kazanamayacağı seçime de girebilir” sözleri hatırlatılan Özlale, bu sözlerinin yenilgiyi baştan kabullenmiş olarak algılanmaması gerektiğini söyledi ve şu açıklamada bulundu:

“Ben İzmir'de kazanmaya en yakın aday olduğumu biliyorum. Sokaklarda dolaştığımda arka mahalleleri girdiğimde bunu görüyorum. Kazanma iddiam her gün artarak devam ediyor. Ülkemizde siyaset öyle bir noktaya gidiyor ki iki aday olsun ve onlardan birini seçelim durumuna geliniyor. Ben buna karşıyım. TİP'in burada kendi adayı olmasın mı? Küçük ve kendini seçmene anlatmak isteyen partiler için bu seçimler kendini gösterme, kendini seçmene anlatma fırsatı olmasın mı? 1. Bölge’den milletvekili seçildim. Yerel seçim öncesi 2. bölgede olan vatandaşlarımıza kendimi anlatma fırsatı buldum. Türkiye'de seçimi artık 2 parti arasında yapılacak yarışa indirgememek gerekiyor. Demokrasi gereği farklı seslerin kendini halka anlatması gerekiyor. Biz bunu unutup sadece iktidarla ana muhalefet partisi arasındaki seçime kilitlemememiz gerekiyor. Ben İzmir milletvekiliyim ve kazanamaya yakınım.”

CEVAP VERMEYECEĞİM; ÇÜNKÜ TUNÇ BEY, SEVİP SAYDIĞIM BİRİSİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, “Ümit Özlale, iyi bir akademisyen ama kuvvetli bir aday değil” sözlerine cevap vermeyeceğini, bu konuda konuşmamakta kararlı olduğunu belirten Ümit Özlale, CHP’li 9 aday adayından hangisiyle yarışmak istediği yönündeki soruya, “Büyükşehir belediye başkanlığı yarışında en büyük rakibim olarak kendimi görüyorum” yanıtını verdi:

“Tunç Bey, böyle bir söz söylemiş ama ben cevap vermeyeceğim. Çünkü Tunç Bey benim sevip saydığım biri. Ben belediye başkan adaylığına çıkılmadan önce oturup konuştuğum biri. Ben kendisine saygımdan buna cevap vermeyeceğim. Kuvvetli bir aday olduğumu biliyorum. İzmir’i kendisinden ve CHP belediyeciliğinden daha iyi yönetebileceğini biliyorum. Tunç Bey’in iyi yaptığı şeyler var, daha iyi yapabileceği şeyler var.  CHP’den 9 aday adayı var. Kimi benim arkadaşım, kimi benim büyüğüm. Kiminle yarışacağım hiç önemli değil. Ben İzmirli vatandaşlarımıza kendimi doğru anlatabilirsem karşımızdaki aday önemli değil. Benim şu an tek rakibim olarak kendimi görüyorum. Kendimi daha iyi anlatmam, projeler mi daha iyi sunmam lazım. AK Parti'nin de adayı çıkacak. O da CHP'nin adayları kadar güçlü olacaktır. Büyük ihtimalle CHP ve İYİ Parti arasında ilk iki sıra belirlenir ve umarım kazanan ben olurum.”

8500 YILLIK TARİHİ LİMAN KENTİ İZMİR, TARİHİNİ İNKAR EDİYOR
Kısa, uzun ve orta vadede hayata geçirmeyi planladığı projelerini anlatan Prof. Dr. Ümit Özlale, şunları söyledi:

“İzmir'in ulaşım ve trafik sorunu var. Bu 6-8 ay içinde çözülebilir. İzmir'de İlçe belediyelerinde çöp toplama görevi var ancak bunda belediyeler üstüne düşeni yapmıyor. Bu da hemen düzeltilir. Uzun vadede kentsel dönüşüm. İzmir’in yüzde 60'ı gecekondudur. Binalara imar affı verilerek insanlar oturmaya başlamış ve İzmir, İstanbul kadar deprem riski ile karşı karşıya. Ada bazlı yerinde dönüşümü yapmamız lazım.  İzmir çok ciddi beyin göçü veriyor. Benim okuduğum okuldaki arkadaşlarıma baktığımda şehir dışında ve ülke dışına gittiklerini görüyorum. İzmir, İstanbul ve Ankara’ya karşı iş yaratma konusunda kan kaybı yaşıyor. Benim itiraz ettiğim nokta bu. İzmir'e bu yakışmıyor. İzmirli gençler, hayallerini bu şehirde gerçekleştirme umudunu kaybetmemişler. İzmir'i inovasyonun başkenti olan bir yer yapmak istiyorum. Bu da iyi bir belediyecilik anlayışı ile mümkün. Burası liman kentidir. Kültürler çarpışır, insanlar müzakere ederler, ticaret orada şekillenir. Burası aslında son 25-30 yıldan beri tarihini inkar ediyor. Burası Türkiye’nin en hızlı şehri olması lazım, yaratıcılığın başkenti olması lazım. İzmir Türkiye'nin batıya açılan penceresi değil, batının ta kendisidir. Benim itirazım budur. İzmir yavaş şehir olmamalı. İzmir'in içine kapanan, sakin, iddiasız, insanların tatil için geldiği bir şehir olmasına itiraz ediyorum. Ben İzmir'in tarihine yakışır bir yer olmasını istiyorum. Bu kadar kadim kültüre sahip olan şehirde dışarıdan bir arkadaşınız gelse nereye götürürsünüz? İzmir'de tüm kültürel konuları içinde barındıran bir simge yapı yok. Dışarıdan gelen turist sadece denize kuma gelmesin. Şehrin içinde dünyaca ünlü mimarlarca bir yapı yapalım ki insanlar oraya gelsinler. Oraya giderken de tarihi Kemeraltı’ndan yürüsünler ve Kadifekale'ye çıksınlar. Dünyaca ünlü bir müzik grubu İzmir'e gelse nerede konser verecek? İzmir yaz-kış yasasın. İzmir'in bu kadar kültür ve sanat ile yaşadığını belirtirken düzgün bir konser salonu yok. Siz İstanbul'a 5-10 bin kişilik performans sahnesi koyduğunuzda niye aynısını İzmir'e koymuyorsunuz ki? İzmir'i dünyadan ayrı tutan bir belediyecilik anlayışı gelişti. Alsancak Limanı arkasında niye tasarım kasabası koymuyoruz? O kadar fazla yer var ki… Otogar... Ben geçmişte otogarın kaldırılması oraya yeşil alan yapılması gerektiğini düşünüyorum. Orada sosyal girişimcilerin atölyelerini kurduğu, gençlerin hoşça zaman geçirdiği bir alan niye olmasın?”

İZSU’NUN AÇIKLAMALARI BENİ TATMİN ETMEDİ
İzmir Körfezi’nde kokuyu gidermek için kimyasal döküldüğü iddiasının arkasında olduğunu, İZSU’nun açıklamalarının kendisini tatmin etmediğini, ikna olmadığını anlatan Özlale, “Ben kokuyu gidermek için kimyasal dökülüyor dedim, ekolojik dengeye zarar veriyor demedim. Bazı açıklamalar farklı yere çekiliyor. Koku giderici maddeler için ihale yapıldığını biliyorum. Körfezin kokmadığını ifade edebilir misiniz? Her gün 1100 ton çamur dökülüyor. Körfezin eskiye göre bir nebze temiz olabilir ancak Tunç Bey yazları hepimizin denize girdiği Güzelbahçe'den denize girdi. İyi ki oradan girdi zaten körfezin ortasından girmedi. Körfezin kirlenmesi son 5 yılda da başlamadı. Tunç Bey'i suçlamıyorum. Çocukluğumdan beri bu sorun var. Körfezin problemi hala devam ediyor. Çok net. Kokuyu görüyorsunuz. Siyaset üstü akıl geliştirilebilir. Bundan sonra gelecek belediye başkanı çalışma yapar ve temizliği için daha öncelik verilir. Körfez yaşamaya başladığında İzmir'in değerine değer katar. Kokunun çıktığı yere koku giderici maddeler atılıyor. İZSU'nun açıklamaları tatmin etmedi beni. Bu 5 senelik değil 35 senelik bir hikaye. Bırakalım siyaset tartışmalarını gerçeği kabul edip günlük  1100 ton çamur atıldığını kabul edelim” diye konuştu.

İYİ PARTİ BENİM İLK GÖZ AĞRIM, PARTİME BAĞLILIĞIMI KİMSE SORGULAMAMALI
İzmir Büyükşehir adaylığının geri çekilmesi durumunda partideki tüm görevlerinden istifa edeceği yönündeki açıklamalarının yanlış anlaşıldığına vurgu yapan Özlale, “İYİ Parti, benim kapısından içeri girdiğim ilk parti. Ben 47 yaşına kadar siyasetle alakası olmayan iyi bir akademisyendim. İYİ Parti benim ilk göz ağrım. Benim partiye olan bağlılığımı kimse sorgulamamalı. Ben o sözümle seçmenlere güvence vermek istedim.  Siyaseti yeni yeni anlamaya başlıyorum. Yerel siyaset çok daha zorlu ve taşlı bir yer. Ne zaman öne çıksam ilgisi artsa insanların söylentiler çıkıyor bir anda. Saçma sapan iddialar sadece seçmenin kafasını karıştırıyor. Benim partiye girişimin 3'üncü yılında İzBB Başkan Adaylığım açıklandı. Ben de iddiamı güçlendirmek için bunu söyledim. Ben başkan adayıyım ve her gün bu iddiam güçleniyor. Ne olur lütfen yerel siyasette ortaya çıkan asparagas haberin kafanızı kurcalamasına izin vermeyin” ifadelerini kullandı.

İYİ PARTİ’DEKİ İSTİFALARIN SEBEPLERİNİ ANLATTI
İYİ Parti’de Bahadır Erdem, Ece Güner gibi partinin üst düzey yöneticilerinin, milletvekillerinin, partililerin, il başkanlarının istifalarını değerlendiren Prof. Dr. Ümit Özlale, şu görüşlere yer verdi:

“İstifalarına arasındaki temel sebep şu; İyi parti kurulduğundan itibaren öyle bir sıkışmış siyasetin içinde buldu ki kendini. En son 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde bunu gördük. 6'lı masa ilk toplandığında CHP'nin oyu yüzde 30'lara dayanmıştı, bizim oyumuz ise yüzde 18'di. Ondan sonra seçimlere gittiğimizde 6'lı masada tüm partiler birbirine benzettiği için partilerin oyu gitti. CHP Demokrat, Gelecek, DEVA, Saadet ile birlikte yüzde30'u zor buldu. Bizler oylarımızın neredeyse yarısını kaybettik. Bu partiler birbirinden farklı partiler. CHP ve İYİ Parti'nin ortak noktası Cumhuriyetin kurucu ilkelerine sonuna kadar bağlı olmasıdır. Bizlerin ayrıştığı noktalar da var. Biz bunları anlatamadığımız için AK Parti ve MHP'den kararsıza evrilmişler tekrar partililerine döndü. Kendini kararsız olarak tanımlayan bir kısım seçmen CHP ve HDP yakınlaşmasından rahatsız olup bize oy verecek milliyetçi seçmen tekrar dönüp MHP veya AK Parti'ye oy verdi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Zafer Partisi ile ilişkisine bozulan Kürt seçmen sandığa gitmedi. İYİ Parti de burada farklı yol tercih ediyor.  AK Parti'ye geçen milletvekilleri var. Cumhur İrtifakı ile bizim yan yana gelmeyeceğimiz gördüğü için gitti. Ankara'da istifa eden Mesut Bey ve İbrahim Bey Belediyede çalışan maaşlı bir elemanlar.  İbrahim Özkan, benim karşıma çıkması muhtemel olan Buğra Gökce'ye, yolunuz açık olsun diyecek kadar CHP ve İYİ Parti'yi birbirine yakınlaştıran bir insandı. Yani bu insanlar belediyelerden yaptığı iş karşılığı para alıyor. Tabii ki birlikteliği isteyecekler. CHP’nin; İYİ Parti desteği olmadan Ankara ve İstanbul’u kaybedeceği konuşuluyor. İyi çalışırlarsa, İYİ Parti desteği olmadan da kazanabilirler. Siyaset herhangi bir partiye kazandırmak ya da kaybettirmek için yapılmaz. Ben İYİ Parti adayı isem ilk önceliğim belediyeyi kazanmak. Ben başka partiyi kazandırmak ya da kaybettirmek için yapmıyorum siyaseti. İstanbul ve Ankara Türkiye’nin 4'te birini oluşturuyor.  Türkiye’nin en büyük 2 şehrinde kitle partisi olmak için yola çıkan İYİ Parti'nin aday göstermemesi mümkün mü? Bizim aday çıkarmamız kadar doğal bir hakkımız yok.”

BURASI, CHP’DEN FARKLI BİR PARTİ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, İstanbul Büyükşehir’de yaşanan olayların ardından “Partimize operasyon var; bunu savaş ilanı kabul ediyorum” sözlerini değerlendiren Özlale, “Öyle bir noktaya geldi ki bu iş. İBB Meclis Grup Bşakanvekilimiz şunu söyledi, biz gizli gizli arka kapı diplomasisi yönetiyorduk, bize de bazı ilçelerin sözü verilmişti, bu suya düştü, dedi. Bu bizi çok üzdü ve kızdırdı. Öyle bir noktaya geliş ki bu ilişki İBB'deki İYİ Partili birisi, genel merkeze danışmadan İBB Başkanı ile arka kapı diplomasisi yürütüyor. Bu normal bir şey mi? Aramızdan ayrılan arkadaşların unuttuğu bir şey var. Burası CHP'den farklı bir parti. Bizler İYİ Parti çatısı altında siyaset yapıyoruz. İki muhalefet partisinin ayrı partiler olduğunu unutuyorlar” dedi.

İZMİR DAHİL PEK ÇOK YERDE ÖNSEÇİM YAPTIK
İYİ Parti’nin, parayı basanların aday gösterildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Özlale, “Bu söylentiler tabii ki bende rahatsızlık yaratıyor. Bizler İzmir dahil Türkiye’nin birçok yerinde önseçim yaptık, üyeler sorduk. İzmir’de 1'nci bölgede Müsavat Dervişoğlu, 2'nci bölgede Hüsmen Kırkpınar üyelerin oyları ile ilk sırada çıktılar. İYİ Parti, Türk siyasi tarihinde eşine az rastlanır stratejilerden birini izledi ve ilk sıra adaylarını partiye sordu. Bunlar para vermedi. Bizim ikinci, üçüncü sıradan seçilmiş pek vekilimiz yok. Milletvekilliği adaylığına başvurduğunuzda hangi partiden olursanız olun adaylık başvurusu yapıyorsunuz. Maddi durumunuz iyiyse bir maddi yardım yapıyorsunuz. Durum bundan ibarettir” dedi.

ADI ÜSTÜNDE; SENARYO
İYİ Parti’nin Ankara ve İstanbul’da CHP adaylarını desteklemesine karşın, İzmir’de Ümit Özlale’nin desteklenmesini isteyeceği yönündeki iddiaları da değerlendiren İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir adayı Ümit Özlale, “Bunlar senaryo. CHP'nin 10 milletvekili var İzmir’de. AK Parti'nin 8 milletvekili var. Bizim 3 vekilimiz var. Siz hiç 10 vekil çıkaran CHP ve 8 vekil çıkaran AK Parti'nin Türkiye'nin en büyük 3'üncü kentinde aday çıkarmayıp beni destekleyeceğini düşünüyor musunuz? CHP'nin; kalesi olarak gördüğü yerde beni aday göstereceklerini düşünmüyorum. AK Parti'nin de 8 vekil çıkardığı yerde beni destekleyeceğini düşünmüyorum” açıklamasında bulundu.

SALİH BEY, ASLA AK PARTİ’YE GEÇMEZ
31 Mart seçimlerinde partisinin, 4 ilçede belediye başkanlığını kazanacağını iddia eden ancak o ilçeleri telaffuz etmeyen Ümit Özlale, AK Parti’ye geçen eski İYİ Partili Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan ile İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya’nın, Tire’nin İYİ Partili Belediye Başkanı Salih Atakan Duran’ın ziyaretini de değerlendirdi:

“Büyükşehir’i ve 4 ilçeyi kazanacağımıza inanıyorum. Sürpriz adaylarımız var. Salih Bey’i yakından tanırım. Ben onun asla Cumhur İttifakına katılacağını düşünmüyorum. Gerçekten kötü bir sürpriz olur. Ben geçen hafta Tire'deydim. Atakan Bey ile oturup konuştum, hiç gazetelerde yansıyan gibi Cumhur İttifakına geçecek bir belediye başkanı görünümü görmedim. Mümkün değil AK Parti ve MHP'ye geçmesi. AK Parti’ye geçen iki eski partilimiz başkanın onu ziyaret etmesi, Atakan Bey’in kararını etkilemez”

ASGARİ ÜCRET 16.500 LİRADAN AZ OLMAMALI
Ekonomik Prof. Dr. Ümit Özlale, asgari ücretin kaç lira olması gerektiğini de söyledi:

“Mevcut şartlarda asgari ücret açlık sınırını altına düştü. Bu haliyle ülkemizin en büyük problemi ücrettir. İş veriminin düşük olduğu kayıt dışı istihdamın Suriyeliler ile pompalandığı şartlarda insanlar asgari ücrete talim ettiriliyor. Bu nedenle biz 16 bin 500'den az olmamalı diyoruz. Asgari ücretin ülke gündeminde çıkması için ilk yapılacak şey enflasyonu düşürmektir. Bir yerden sonra fiyatların sürekli arttığı bir yerde asgari ücreti ne kadar artırırsanız artırın, insanların açlık sınırının altında bir düzen oluşturursunuz. Açlık sınırının artık bizim için bir kıstas olmaması lazım. Benim babam emekli; 7 bin 500 TL maaş alıyor.  2-3 sene önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin üstündeydi. Yine öyle olmalı”