Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir’in dördüncü kamu üniversitesi olarak kurulan ve uzun süredir faaliyette olan Katip Çelebi Üniversitesi’ne yönelik yapılan FETÖ/PDY operasyonlarının ardından hazırlanan iddianame tamamlandı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından hızlanan soruşturma sonrasında çok sayıda akademisyen kanun hükmünde kararname ile üniversiteden atılırken birçoğu da cezaevine konuldu.
Üniversite abisinin Menemen’de yaşayan bir taşımacılık şirketi sahibi ve aynı zamanda kapatılan anaokulu işletmecisinin olduğu Katip Çelebi Üniversitesi’nde uzun yıllar rektör yardımcılığı görevinde bulunan, tutuklu Prof. Dr. Tancan Uysal’ın ifadelerini de ortaya çıktı.
2015 genel seçimlerinde AK Parti’den aday adayı da olan Türkiye’nin en genç profesörlerinden Uysal, savcılık ve emniyetteki sorgusunda kendi durumu ve üniversitenin genel yapısı hakkında ifadeler verdi.
Savcı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede Uysal, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını, eşinin telefonunda çıkan ByLock programından da bilgisinin olmadığını ifade etti.
Uysal, yapının herhangi bir toplantısına katılmadığını, evinde böyle bir toplantı düzenlemesinin söz konusu bile olmayacağını, toplantılara kimlerin katıldığı, kimler tarafında düzenlendiği konusunda fikre sahip olmadığını, himmet ya da başka bir ad altında ne para ne başka (kurban, bağış, vb.) bir şey vermediğini, söyledi. Uysal ayrıca fakülteye alınmak için başvuran tüm öğretim üyelerinin akademik özgeçmişlerini ayrıntılı bir şekilde değerlendirildiği ve akademik liyakati olanların değerlendirilmek üzere rektörün makamına bizzat görüşmek üzere sunulduğunu ve onun onayından sonra atandığının da altını çizdi.
ASIL ONUN BURADA OLMASI GEREKİR!
Kendisini rektör yardımcısı olarak şu anda üniversitenin de rektörü olan Prof. Dr. Galip Akhan’ın görevlendirdiğini belirten Uysal, iddianameye de yansıyan bilgilere göre mahkemede, “Mevlana Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahattin Adam ile birlikte bir haftalığına Pensinvanya’ya doktorluğunu yapmaya götürüldüğünü bana bizzat söyleyen rektörüm olan Galip Akhan'dır. O şuan da görevinin başındadır. Asıl onun burada ifade vermesi gerekir. Buraya tırnaklarım ile geldim, polis memuru çocuğuyum, ilk rektör seçiminde aday olma potansiyeli olan bir insanım, görev yaptığım süre içerisinde tüm akademik camia da başarıları bilinen bir insanım. 17-25 Aralık döneminden önce çocuklarım Yamanlar Koleji’ne gidiyordu. Bylock programını çocuklarıma yüklemiş olabilirler. Zira eşimde aynı hesabı kullanıyor” ifadelerini kullandı.
YANINDA KALDIĞINI ANLATTI
İddianameye Prof. Uysal ile Rektör Prof. Dr. Akhan arasında geçen diyaloglar da yansıdı. Uysal, “Akhan’ın Fethullah Gülen cemaatine üye olduğunu düşünüyorum. Bu düşünceme ilişkin dayanaklarım var. Galip Akhan hoca baş başa yaptığımız bir sohbet sırasında rektörlükte kendi odasında iken bana 2009 yılında Amerika'ya gidip Fethullah Gülen'i ziyaret ettiğini hatta “nörolog” olarak muayene edip hekimliğini yaptığını, yanında bir hafta kaldığını anlattı. 2011 yılında Galip Akhan rektör seçildikten sonra ilk olarak yaptığı şey Amerika gezisi oldu. Görünürdeki amacı öğretim üyesi bulmak olarak anlatıldı. Amerika'da toplam 10 gün kaldılar. Rektörlük binasında VIP salonunun altında yürüyüş yaptığımız esnada Galip Akhan ‘Hoca efendi grubunun toplantılarına gidiyorum, sen de gidebilirsin’ şeklinde konuşarak beni cemaate yönlendirdi. SKS Daire başkanlığında şube müdürü olan Servet K. bana gelerek Akhan'ın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) yurtlarında kalan öğrencileri tespit etmek amacıyla bir anket düzenlemek istediğini söyledi. Ben de bunun ÇYDD'ye yönelik fişleme olduğunu söyleyerek reddettim. Galip Akhan yine özel bir sohbette bana Fethullah Gülen cemaatine üniversiteye ait arazide yer tahsis ederek yurt yapmalarını sağlayacağını söylemişti. Rektörlüğün önündeki alanda cemaate ait yurtların tanıtım ve reklamının yapıldığı stantlar kurulmasına izin vermişti. O dönemde başka yurtların tanıtımı yapılmamıştı. Sadece cemaate ait yurtların tanıtımı yapılmıştı. Hatta buna Büyükşehir Belediyesi itiraz etmişti ve basına yansımıştı” dedi.
TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA PERSONEL GÖNDERMİŞ
Öte yandan bazı tanıklar Uysal’ın üniversite içinde FETÖ yapılanmasının öncülerinden olduğunu belirtti.
Uysal’ın üniversite içinde herkes tarafından bu şekilde tanındığını belirten isimlerden bazıları da, “Gediz Üniversitesi ve çevresindeki FETÖ/PDY öğrenci yurtları ile organize hareket eder. 2013 yılındaki Türkçe Olimpiyatlarında sorumlu bulunduğu daire başkanlığında görevli personellerin bu organizasyonda bizzat kendisi tarafından görevlendirildiğini öğrendik. şahsın kurum içerisinde FETÖ/PDY terör örgütü bağlantılı yönetici konumunda olabilecek seviyede örgüt mensubu olduğunun bilinir” ifadelerini kullandı.