Dünya Sineması’ndan ödüllü filmler, Türkiye sinemasından son örnekler, Dardenne Kardeşler toplu gösterimi, ‘Arap Baharı’nı perdeye yansıtan filmler, Finlandiya’dan ve Fin sinemasının üstadı Kaurismäki’den kısalar, Zeki Demirkubuz’un ‘Kıskandığı Amerikan Filmleri’ bu yılki Gezici Festival’in programında.
Aralık başında, 17. kez yola çıkmaya hazırlanan Gezici Festival’in göstereceği dünya ve Türkiye sinemasından ödüllü filmler, klasikler ve kısalar, atölyeler, paneller ve Gezici Kitaplık’ın son eseri sinemaseverlerle buluşmaya hazır. Ankara Sinema Derneği tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenecek Gezici Festival, her yıl olduğu gibi yolculuğuna Ankara’dan başlayacak. Başkentte gerçekleşecek 2-8 Aralık’taki gösterimlerin ardından 9-12 Aralık tarihleri arasında Sinop’a ve 14-18 Aralık’ta da İzmir’e konuk olacak. Gezici Festival, duraklarında Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi, Konak Belediyesi, Sinop Kültür ve Turizm Derneği ile İzmir Sinema ve Görsel Sanatlar Derneği ile işbirliği yapacak.
DÜNYA SİNEMASI
Dünya Sineması bölümü, bu yıl önemli festivallerden ödüllerle dönen filmleri bir araya getiriyor. Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera ödülünü alan Akasyalar, En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Melankoli, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Artist, En İyi Avrupa Filmi seçilen Nefes ve Fipresci ödülünü kazanan Umut Limanı ile Berlin’den iki Gümüş Ayı’yla dönen Ödül ve Locarno’da En İyi İlk Film ödülü kazanan Nana, Dünya Sineması bölümünde gösterilecek filmler arasında.
Sinema maceralarına çok erken başlayan küçük oyuncuların canlandırdığı çocukların ve annelerinin hikayeleri üç ayrı filmle izleyicilerle buluşacak. Valérie Massadian’ın yönettiği Nana’da Fransa’nın kırsalında annesi ve dedesiyle yaşayan küçük Nana’yla tanışacak, Paula Markovitch’in Ödül’ünde Arjantin’in askeri dikta dönemine yedi yaşındaki bir kızın gözlerinden bakacaksınız. Pablo Giorgelli’nin yönettiği Akasyalar’da ise, bir anne ve kundaktaki bebeği huysuz bir kamyon şoförüyle Buenos Aires’e yolculuğa çıkacaklar.
Hayatlarının farklı dönemlerindeki üç adam, üç ödüllü filmin ana karakterleri olarak karşınıza çıkacak. Karl Markovics’in yönettiği Nefes’te, 18 yaşındaki Roman, Viyana sokaklarında annesinin peşine düşecek. Son yılların en iyi İzlanda filmlerinden Runar Runarsson’un filmi Volkan’da huysuz ve aksi bir adamın duygusal değişimine tanık olacaksınız. Gezici Festival’in sürprizlerinden Umut Limanı ise tutunamayanların sinemacısı Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismäki’nin, Afrika’lı bir göçmen çocuğa yardım etmeye çalışan iyimser bir ayakkabı boyacısının hikayesini anlattığı son filmi.
Aile çatışmaları da Dünya Sineması bölümünde karşımıza çıkacak temalardan. Yönetmen Lars von Trier’in açıklamalarıyla Cannes’da tepkileri üzerine çektiği son filmi Melankoli, sorunlu bir ailenin bireylerine bakacak. Krzystof Kieslowski’nin öğrencilerinden Greg Zglinski’nin ödüllü filmi Cesaret’te ise birbirleriyle anlaşamayan iki erkek kardeşi izleyeceksiniz.
Bölümdeki iki film de, sinema içinde sinemacılara bakacak. Michel Hazanavicius’un yönettiği Artist, 1920’lerin Hollywood sessiz sinemasına giderken, çağdaş Güney Kore sinemasından Hong Sangsoo’nun filmi Onun Geldiği Gün bir yönetmenin içsel yolculuğunu beyazperdeye yansıtacak.
ZEKİ DEMİRKUBUZ: KISKANDIĞIM AMERİKAN FİLMLERİ
Çağdaş Türkiye sinemasının önemli isimlerinden Zeki Demirkubuz’un “kıskandığım filmler” olarak tanımladığı, 1960lar ve 1970lerin dört Amerikan filmi bu bölümde izleyicilerle buluşacak. Beyazperdeye şiddeti en baskın şekilde yansıtan filmlerden, Sam Peckinpah’ın yönettiği Köpekler’de (Straw Dogs) Dustin Hoffman’ı ilk başrollerinden birinde izleyeceksiniz. John Huston’ın Uygunsuzlar (The Misfits) filminde ise Marilyn Monroe ve Clark Gable’ı son rollerinde görme şansı bulacaksınız. Amerikalı izleyicileri ilk kez japon tarzı gerilimle tanıştıran Yakuza, yönetmen Sydney Pollack’a ait. 1969 yılının En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo Oscar’ını kazanan, John Schlesinger’ın yönettiği Geceyarısı Kovboyu’nda iki kayıp ruhun sıradışı arkadaşlığını izleyeceksiniz.
BAHAR İSYANCIDIR
Bahar İsyancıdır bölümü 2011 yılında Arap dünyasında demokrasi talebiyle başlayan dönüşümü sinemacıların bakış açısıyla beyazperdeye taşıyor. Bu bölümde özgürlükler, insan hakları, din, modernite, toplumsal cinsiyet ve eşitlik gibi kavramları ele alan kısa ve uzun filmler yer alıyor. Gezici Festival, “Arap Baharı”nı gösterimlerin yanı sıra bir panelle de tartışmaya açıyor. Onat Kutlar’ın bölüme adını veren yazısında dediği gibi: “Orada bir halk var. Tıpkı sizin gibi. Ve hepsi dönmüş, sizin aşmaya çalıştığınız duvara bakıyorlar.”
TÜRKİYE 2011
Türkiye sinemasının son dönemdeki en iyi örnekleri, bu yıl da Gezici Festival izleyicileriyle buluşacak. Film gösterimleriyle beraber, galalar ve soru-cevap bölümleriyle sinemaseverler film ekipleriyle konuşma fırsatı bulacaklar. Onur Ünlü’nün Altın Koza’dan En İyi Film dahil üç ödülle dönen ve merakla beklenen filmi Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi, 65 yaşında bir anayasa profesörünün ve ailesinin hayatının bir gecede nasıl değiştiğini kara mizahla anlatıyor.
Özcan Alper, beklenen ikinci filmi Gelecek Uzun Sürer’de Güneydoğu Anadolu’nun yakın tarihine, sıradışı karakterler ve kendi özgün anlatımıyla bakıyor. Uzak filmiyle Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Muzaffer Özdemir, ilk yönetmenlik denemesi Yurt’ta birey ve doğa ilişkisine bakıyor. Çiğdem Vitrinel’e Antalya’da En İyi Yönetmen ödülünü kazandıran Geriye Kalan, bir kadının evliliğinin çöküşüyle başa çıkmasını anlatıyor.
Yüksel Aksu’nun merak edilen filmi Entelköy Efeköy’e Karşı, bir grup ekolojik aktivistin bir Ege köyündeki mücadelelerini komik ve çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Murat Saraçoğlu’nun yönettiği Yangın Var ise, bir itfaiye aracının başrolde olduğu sıradışı ve eğlenceli bir yol filmi.
DARDENNE KARDEŞLER: VİCDAN VE KADER
Kusursuz sinemalarıyla öteki Avrupa’yı, hayatın zorluklarını ve sıradan insanın yaşam mücadelesini “belgeselvari” kameraları ve kendilerine özgü sinema dilleriyle perdeye yansıtan Dardenne Kardeşler, Gezici Festival’e bu yıl beş filmden oluşan bir toplu gösterim ile konuk oluyor. 1999 Cannes Altın Palmiye ödüllü Rosetta’da, filme ismini veren dirençli genç bir kadının yaşam mücadelesini izleyeceksiniz.
Oğul, hayatı bir trajediyle altüst olan ve bu trajediye yol açan şeyle beklenmedik bir biçimde yüzleşen bir işçinin öyküsünü klostrofobik ve ağırbaşlı bir dille aktarıyor. Dardenne’lerin Karamazov Kardeşler’den esinlendikleri Söz, ufak tefek suçlara bulaşmış bir delikanlının vicdanıyla ilk kez yüzyüze gelişini konu eden bir suç hikâyesi. Lorna’nın Sessizliği, farklı bir portre ile bizi şaşırtıyor ve acımasız bir göçmen dolandırıcılığı tezgahlamakta olan genç bir Arnavut kadını hiç ödün vermeden, en doğal haliyle resmediyor.
Bu yıl Cannes Film Festivali’nde Bir Zamanlar Anadolu’da ile Jüri Büyük Ödülü’nü paylaşan Bisikletli Çocuk, yetiştirme yurdundan babasını bulmak için kaçan ve bulduğunda babası tarafından tekrar yüzüstü bırakılan on iki yaşındaki bir çocuğun hikâyesini hümanist bir dille anlatıyor.
SINIF – YAKIN PLAN
Gezici Festival, bu yıl yayımlayacağı kitapla ve özel bir film gösterimiyle son 20-30 yılda kültürden sanata, siyasetten felsefeye tüm alanlarda ihmal edilmiş, yok sayılmış bir kavramı masaya yatırıyor: Sınıf. Artık gelenekselleşen Gezici Kitaplık’a bu yıl eklenecek, editörlüğünü Tül Akbal Süalp, Aslı Güneş ve Nedim Süalp’in üstlendiği Sınıf İlişkileri: Sureti Soldurulmuş Bir Resim midir? adlı kitapta, sinemada, edebiyatta, kültürde ve ekonomide sınıf kavramı çeşitli boyutlarıyla ele alınacak. Bağlam Yayınları işbirliğiyle yayımlanacak ve birçok yazar, eleştirmen ve akademisyenin yazılarıyla katkı sunacağı kitap, Aralık ayından itibaren satışa sunulacak.
İtalyan sinemacı Pier Paolo Pasolini’nin yakın zamana kadar gölgede kalan ve tamamen arşiv görüntülerinden oluşan filmi La Rabbia (Öfke) da “sınıf” teması çerçevesinde gösterilecek. Film, sömürgecilik, bir kurum olarak din, süper güçlerin yol açtığı yıkım gibi II. Dünya Savaşı sonrası siyasal gelişmeleri konu alıyor.
TUNCEL KURTİZ’İN GÖÇMENLERİ
Tuncel Kurtiz’in 1979’da İsveç’te, senaryosunu Nuri Sezer ile birlikte yazarak yönettiği, baş rolünü üstlendiği filmi Gül Hasan, Gezici Festival’de izleyicilerle buluşacak. Bu sıradışı gurbetçi filminde sahtekar bir yönetmenin çekeceği filmde rol verme vaadiyle kendi insanlarını kandırmasının anlatılması, arada da İsveç’teki ırkçılığın tatlı tatlı eleştirilmesi, birçok kişiyi rahatsız etmiş; film, Antalya’da aldığı üç ödül ve İsveç Film Enstitüsü’nün En İyi Yönetmen Ödülü’ne karşın unutturulmaya çalışılmıştı.
BU GÖSTERİMLER ÜCRETSİZ!
Gezici Festival, klasikleşen kısa film gösterimlerini üç bölümde programına ekliyor. Kısa İyidir bölümü, Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre, Kanada, Meksika, Romanya ve Yunanistan’dan seçilen birbirinden yenilikçi filmleri meraklıları ile buluşturacak. Her yıl bir ülkeden kısa filmlerin toplu gösterildiği bölümün bu yılki konuk ülkesi, Finlandiya. Son 30 yıldan örneklerin gösterileceği Kısaca Finlandiya bölümü, Kuzeyin Kovboyları: Aki Kaurismäki bölümüyle Finlandiya’nın en tanınmış yönetmeninin birer kült haline gelmiş, müzik dolu kısa filmleriyle tamamlanıyor.
Gezici Festival çocukları bu yıl da unutmuyor. Dünya sinema tarihine bakıldığında canlandırma sinemasında öncü roller üstlenen Belçika ve Fransa’ dan gelen filmler, Çocuk Filmleri bölümü altında küçüklerin olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekecek.
PANELLER VE ATÖLYELER
17. Gezici Festival, film gösterimlerinin yanı sıra, sinema eğitimi vermeye devam ediyor. Festival kapsamında “Arap Baharı” ve “Sınıf ve Sinema” temalı panellerin yanı sıra atölyeler gerçekleştirilecek. Atölyelere katılımcı olmak için Gezici Festival’in Facebook sayfasını ve Twitter hesabını takip etmekte fayda var.
Senaryo Atölyesi: Senaryoda karakter, diyalog, oyun’da Sinema Laboratuarı, Senaryo Grubu iki saat içinde karakter kurgusu, diyalog ve yönetmen-senarist ilişkisine yönelik bir çerçeve oluşturacaklar. Kültürel, görsel araştırmaların yanı sıra anlatıbiliminin de en tanınmış isimlerinden akademisyen ve eleştirmen Mieke Bal, Ertelenmiş Haller, Göçebe Hayatlar buluşmasında Michelle Williams Gamemaker’la birlikte gerçekleştirdiği son filmi Deliliğin Uzun Tarihi’nin (A Long History of Madness) gösteriminin ardından bir masterclass ile izleyiciyle buluşacak.
Hollanda Büyükelçiliği’nin katkılarıyla Ankara’da 8-12 yaşları arasında öğrencilere yönelik gerçekleşecek Çocuklarla Canlandırma Atölyesi’nde küçük katılımcılar Mieke Driessen ve Jenny van den Broeke ile ilk stop motion canlandırmalarını üretmiş olacaklar. Televizyonun “en heyecanlı” sinema programını hazırlayan ve sunan Ceylan Özçelik’in Ankara’da gerçekleştireceği Dikkat Çekim Var! Televizyonun En Heyecanlı Yeri atölyesinde de televizyon için bir sinema programı yapmak en ince ayrıntılarına kadar tartışılacak.
Festival duyuruları, program, filmler ve etkinlikleri Gezici Festival’in web sitesi, Facebook sayfası ve Twitter hesabından takip edebilir, fotoğrafları Flickr hesabından indirebilir, fragmanları Vimeo hesabından izleyebilirsiniz.
Gezicifestival.org
Facebook.com/gezicifestival
Twitter.com/gezicifestival
Flickr.com/photos/gezicifestival
Vimeo.com/gezicifestival