Fatih YAPAR / EGEDESONSÖZ - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Karşıyaka Arena Spor Salonu’nda gerçekleştirilen büyük tanıtım toplantısında 12 ilin adayını açıklamadan önce çarpıcı bir konuşma yaptı.
CHP’ye tarihi göndermelerle yüklenen Başbakan Erdoğan, Serbest Cumhuriyet Fıkrası’nın kurucusu Fethi Okyar ve Adnan Menderes’i överek İzmir’in için değişim vurgusu yaptı. Yerel yönetime de sert sözlerle yüklenen Başbakan Erdoğan kente son gelişi sonrası Kuşadası’nda yaptığı açılışta dile getirdiği kongre merkezi eleştirisini yineledi. Erdoğan, “4.İktisat Kongresi’ni maalesef bir otelin salonunda yaptık’ dedi.
İŞTE ERDOĞAN’IN KONUŞMASINDA TÜM SATIRBAŞLARI
“Tarih boyunca İzmir’e hizmet etmiş kahramanlarımızı rahmetle anıyorum” diyerek başlayan Erdoğan Çakabey’i, Hasan Tahsin’i, Umur Bey, Zübeyde Hanım ve Adnan Menderes’i selamladı. Bugün burada İzmir'le birlikte 12 ilimizin adayını açıklıyoruz. Aydın'ı selamlıyorum. Manisa'ya, Denizli'ye, Uşak'a, Kars'a, Tunceli'ye, Burdur'a, Isparta’ya, Kilis, Karaman, Osmaniye'ye selamlarımı gönderiyorum.
“İzmir tarihi boyunca Ege ve Akdeniz’in incisi oldu. İzmir stratejik, merkezi konumu ile, çalışkan, yiğit ve mert insanları ile her zaman bu coğrafyanın yıldızı oldu. İzmir tarihte zor günler geçirdi. Moğol istilasına, Haçlı seferlerine maruz kaldı. İzmir, Osmanlı’nın fetret devrinde fetreti yaşadı. Yangınlara, yıkımlara maruz kaldı. 1919’da şanlı bir kurtuluş mücadelesi verdi. İzmir demokrasi tarihimizde müstesna bir yere sahip oldu.
OKYAR'I ANLATTI
İzmir, yakın tarihimizde tek parti CHP yönetimine karşı en anlamlı, en dokunaklı Türkiye’ye örnek olacak itirazları dile getirmiştir. İzmir dayatmalara, diretmelere, baskılara boyun eğmedi. Her zaman demokrasiden yana olmuştur. Tarih 12 Ağustos 1930… Gazi Mustafa Kemal demokrasi açısından son derece önemli bir adım atıyor. Tek partinin karşısında muhalefet için parti kurulmasını istiyor. Fethi Okyar’ı yanına çağırıp muhalefet partisi kurmasını istiyor. Okyar, bizzat Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kuruyor. Halk birlikte umutlanıyor. Yeni partinin kuruluşundan sadece 22 gün sonra İzmir’e gelen Fethi Okyar’ı kimse bilmiyor. Genel başkanı, partiyi bilmiyor ama halk o kadar CHP’den illallah etmiş ki partiyi bağrına basıyor. Bütün İzmir halkı rıhtıma akın ediyor. İzmir kurtuluşu bekliyor. İzmir CHP’den hesap soracak, ona dur diyecek bir lideri karşılamaya geliyor.
Heyecandan, umuttan İzmir’de izdiham yaşanıyor. Bugün de KSK arena salonunda olduğu gibi…
O dönem şöyle yazıldı… ‘Millet Fethi Bey’e sarılıyordu, birçokları ağlıyordu. Vatandaşın sevgi gösterilerinden ceketi yırtıldı. Denize düşenler, ezilenler oldu. Davullar çalınıyordu, bayram vardı. Yeni partiyi yeni lideri İzmir umutla kucaklıyordu. Bundan rahatsız olanlar da vardı. CHP başına gelecekleri bildiği için rahatsızdı. Dönemin hükümeti zorluklar çıkarttı. Yeni kurulan partinin milletle kaynaşmaması için zorluklar çıktı. Mustafa Kemal’in araya girmesine rağmen İzmir’de güvenlik sağlanamadı. Arabalara ateş açıldı 12 yaşındaki çocuk öldü. O çocuğu Fethi Bey’in önüne getirdiler. O da ‘işte ilk kurbanımız’ dedi. İzmir artık CHP’’den kurtulmak istiyordu. Tek parti iktidarından ayrılmak istiyordu. Bunun için İzmirli canını bile vermeye hazırdı’
İşte bu özgürlük ve demokrasi taleplerini bastırdılar. Üç ay sonra kapattılar. CHP zihniyeti budur. Bunların demokrasi anlayışı budur. Demokrasiye tahammül edemezler. Bunlar Türkiye’de parti kapatmakla meşhur olan zihniyettir. 1950 yılına kadar İzmir’den, milletten demokrasiyi esirgediler. Demokrasi güneşi yine bu bölgeden Doğdu. Aydın’da doğan ve nüfus cüzdanında ‘İzmir’ yazan Adnan Menderes buradan çıktı.
İZMİR CHP'DEN ÇOK ÇEKTİ
İzmirli, Aydınlı Adnan Menderes Türkiye’yi demokrasi ile, özgürlük, hizmet ile buluşturdu. Menderes ‘yeter söz milletindir’ dedi. İzmir CHP’den çok çekti. İşte şimdi gelirken yolda da gördük. Yerel yönetim anlayışında beceriksizliğini gördüm. Bütün bu gerçekler ortadayken halen İzmir inanıyorum ki ‘CHP’ demeyecektir. Nasıl kentleri iyileştiriyorsak bu kent gerçek vizyonuna kavuşturacaktır. Çok çalışacağız, çok koşacağız. Kapı kapı dolacağız. Ve ‘durmak yok yola devam’ diyeceğiz. Öyle koşacağız ki 30 Mart AK Parti Türkiye’nin 7 bölgesine müjdeler dağıttı gün olacak. Bu coşku ile bu çalışma ile 30 Mart adeta yeni dönemin miladı olacaktır.
İzmir yeniden ‘yeter’ diyor. Biz buna bir şey daha ifade ediyoruz. Yeter söz ve karar da milletindir. İzmir fetret dönemini geride bırakıyor. Tarihteki asil makamına, Ege ve Akdeniz’deki o müstesna konumuna kavuşuyor. İzmir Dünya, sanayi, ticaret, turizm, Batı’lı bir şehirdir. İzmir iddiaları, hedefleri, potansiyeli olan bir şehirdir. Tıpkı İstanbul, Antalya gibi… Tanınmayı hak eden bir vizyon şehridir.
Maalesef İzmir Barselona’nın Marsilya’nın, Roma’nın gerisinde kalmayı hak etmeyen, bu şehirlerin üzerinde anılmayı hak eden bir şehirdir. Dünya’da şehirler etrafına surlar inşa etmiş şehirleri geride bıraktık. İzmir’de içine kapanık bir yapı görüyorum. Yapılaşmayı görüyorsunuz. Yapılaşmalar ilçe ve büyükşehir ile beklenen sıçramayı yapamadı. Alt ve üst yapısı ile bunu gerçekleştirememiş bir İzmir var. Biz insanca yaşayabileceğimiz şehirler özlemi ile ‘Ak Parti’ diyoruz. Şu anda İzmir ile birlikte 12 şehir belediye başkan adayları ile burada. Hep birlikte Ege’yi kentsel dönüşümde olduğu gibi dönüp dönüştürecek modern bölge haline getireceğiz.
Vizyonu, planı, programı olmayanların elinde İzmir sönüp gider. Biz belediyecilikten geldik, biliyoruz. Bu bizim mesleğimiz, sanatımız. İzmir’in vizyona, büyük düşünmeye, büyük hedeflere ihtiyacı var. Bir şehrin sosyal dokusunu, kültürünü, geleneklerini, yaşam tarzını siyasetçiler değil yaşayanlar belirler. İzmir’in tarihini şekillendirecek olan sadece İzmirlilerdir, yani sizlersiniz. Siyasetin ve siyasetçinin görevi hizmet etmektir. Efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gelmelidir. Belediye başkanı fırsatları sunan, alt yapı yapan, yolları açık tutan bir unsurdur.
NEDEN KONGRE MERKEZİ YOK?
Kardeşim İzmir niye kongre şehri değil. Niye olmasın. İlk fuar burada kurulmasına rağmen niye 3-5 bin kişilik kongre merkezleri yok. İşte bu bir ufuktur. Bugüne kadar hep buralarda CHP oldu. AK Parti’nin eli değmedi. Buraya bir kongre merkezi bile yapamadılar. Geçenlerde geldik ve İktisat Kongresi’ni bir otelin 400-500 kişilik salonunda yaptık. Yakışır mı? Ne yazık ki geniş yerlerde yapamadık. Gelip de spor salonunda böyle bir toplantı zaten yapılmaz. İşte biz İstanbul’a geldiğimizde orayı da CHP’den almıştık. Orada da kongre merkezi yoktu. Hemen Haliç, sonra da Harbiye Kongre Merkezi’ni yaptık. Bunları yaparsak turizm daha da artar. 13 milyon turist sayısı 36 milyon turiste çıktı. Daha önce buraya gelenler deniz, kum güneşe geliyordu. Şimdi kongre,yayla, eğitim, sağlık için gelenler var. Dört mevsim hareket var. Bakıyorsunuz golf turizmi için gelenler bile oluyor. Zengini, orta hallisi gelebiliyor. Artık Türkiye önemli bir değişimi gercekleştirdi. Türkiye’de hiçbir vilayetine karışmadık. İzmir’in yaşam tarzına karışmadık, karışmayız, karşı çıkarız. Yaşam tarzına karışmak tek partilerin, korku siyaseti yapanların işidir. Biz örgürlüklerden yana olduk, özgürlüklerden de yana olacağız. Başkalarının özgürlük alanına müdahale etmedikçe savunduk. Biz 76 milyona ‘tek millet’ diyerek sarıldık. Bu ülkede Türk’ü, Laz’ı, Pomak’ı, Kürt’ü de sevdik. Yaratılanı yaratandan ötürü sevdik ve yüzde 50’ye ulaştık.
Bakın siyasi partilere birisi etkin kimliğin diğeri kumsalların partisi. Biz Türkiye’nin herkesin partisiyiz. Biz ‘tek milletin’ yanında ‘tek bayrak’ dedik. Bayrağımızın dışında kimse bu ülkeye, millete ikinci bayrak dayatamaz. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Bayrak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Hilalimiz bağımsızlık, yıldız şehidimizin sembolüdür. Böyle bir bayrağa sahibiz. Biz ‘tek vatan’ diyoruz ve 80 bin kilometre kare ile tek vatanız. Belli bir bölgenin değil herkesin partisiyiz. Hizmetimizin gitmediği yer yoktur.
Ben size ‘Şırnak’a 10 yıl önce havaalanı olacak’ denilse inanır mıydınız? Kars, Iğdır, Ağrı’ya havalimanına inanır mısınız. Bunların hepsinde havalimanı var. Göreve geldiğimizde 22 havalimanı 52’ye çıktı. Hakkari’de havalimanı yapıyoruz ama terör örgütü engelliyor. Tehdit ediyor. Onların engellemelerine rağmen Yüksekova’da da havalimanını bitireceğiz. Benim Hakkari’li kardeşim, benim Kürt kardeşimin de insanca yaşamak hakkıdır. Hakkari’den İstanbul’a 2 saatte ulaşmalı. Niye 24 saat çile çıksın. Kalkıyorlar bize ‘Kürtlere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyor’ diyorlar. Hayır bu ülkenin 76 milyonu birinci sınıftır. Kimlik politikasına, asimilasyona biz ‘hayır’ dedik.
Dördüncüsü tek devlettir. Bu anlayış ile yürüyoruz, yürüyeceğiz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan… Doğu, batı, kuzey, güney ayrımı yapanlara fırsat vermeyeceğiz. 11 yıldır Türkiye’yi kardeşlikle büyüttük. İzmir’in büyük Türkiye vizyonundan uzak kalmasını istemiyoruz. İzmir’in değişimden geri kalmasını istemiyoruz.
İzmir’e 11 yıl içinde sadece yatırım ve destek olarak 21 milyar TL’lik yatırım yaptık. Bunun içinde personel giderleri yok. Sadece ulaştırma haberleşmede 4, orman 2, gıda tarım, 1,5, eğitim 1 milyar TL gibi paralar harcadık. Liste uzayıp gidiyor. 2011 seçimlerinde İzmir için 35 projeyi ortaya koyduk. Birçok projeyi hayata geçirdik. Yapılanlar ve sürenler var. Durmak yok yola devam. İzmir’de banliyo sistemini geliştiriyoruz. Limanları yapıyoruz.
Tün bunların devam etmesi, bitmesi ve yerel yönetimlerde şaha kalkması için Binali Yıldırım gerek.
İstanbul’da ‘Yassıada’nın ismini değiştiriyoruz. Demokrasi ve özgürlükler adası’ olacak demiştim. Artık oldu. Şu anda projemiz hazır. İnşaatımız devam edecek. Ayrıca ada içinde otel, kongre merkezleri, salonları olacak. Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde nereden nereye geldiğini göstereceğiz.
MİLLETİ SEVEN BİZİZ
Millet ve milliyetçilik, Cumhuriyet ve Cumhireyetçilik kimsenin tapulu malı, ipoteği altında değildir. Önemli olan eser bırakmaktır. Milliyetçilik ve Cumhuriyetçilik Türkiye’yi içine kapattı. Önemli olan Türkiye’yi büyütmektir. Bize devleti borçla devrettiler. Hani milliyetçilik, Cumhuriyetçilik. Ödedik, ödedik ve bitti. Şimdi İMF bizden borç istiyor. Milleti seven, düşünen biziz ya…1 milyar dolar para için Avrupa kapılarından boş dönen iktidarlar vardı. Ülkenin milli bankasıdır Merkez Bankası… Bankamızın kasasında 27.5 milyar dolar vardı. Şimdi kasada dün itibariyle 135 milyar 637 milyon dolara ulaştık. Soruyorum. Şimdi kim halkını daha çok seviyor, ülkeyi ayağa kaldırıyor. Devlet yüzde 63 faiz ile borçlanıyorken şimdi yüzde 3-6 oranında borçlanıyor. Kimin cebinden çıkıyordu. Halkın cebinden çıkıyordu ve şimdi halkın cebinde kalıyor. Ziraat Bankası çiftçiye yüzde 59 oran ile faiz veriyordu. Şimdi yüzde 5 oranında faiz veriyordu. Halk Bankası esnafa yüzde 46 oranında faizle para verirken şimdi yüzde 4’e düştü. Halkı, milleti sevmek, milliyetçilik bu. Lafla, slogan atarak milliyetçilik olmaz.Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.
Savunma sanayinde zor yürüyen araçlarla askerimizi taşıyorduk. Şu anda kendi araçlarımızı üretiyoruz. Sadece deniz kuvvetlerine iki savaş gemimizi bitirdik. Kendi imkanlarımız, tersanemiz, mühendislerimizle yaptık. Ardından 6 tane daha yapıyoruz. Türkiye savaş gemisi yapabilen 10 ülkeden birisi haline geldi. İki uydu tasarladık. Uyduları uzaya gönderdik. Tankımızı, piyade tüfeklerimizi, helikopterlerimizi yaptık. İnşallah savaş uçaklarını kendisi üretip, uyduları kendisi üreten ülke olacağız.
Geçen yıl Dünya’ya 2,5 milyar dolar ihtiyaç sahiplerine yardım yaptık. Makedonya’ya gidiyoruz. Orada Gazi Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza Bey’in evini biz bulduk, restore ettik ve açtık. Moğalistan’da, Bulgaristan’da yatırımlar yaptık. Şimdi bizi CHP’liler eleştiriyor ‘Amerika’ya kızılderelilere 200 bin TL para yardımı yapmışsınız’ diyorlar. Biz, Moğalistan’a, Türklere, Suriye’ye ve Filistin’e de yardım ediyoruz. Onların yanındayız.
MOLLA'NIN İDAMI HAKKINDA
Bangladeş’te sabah saatlerinde başbakanı aramamıza rağmen Abdulkadir Molla’yı idam etmemize rağmen ‘gelecekten endişe ediyoruz’ dedik. Hükümetlerde bulunmuş, 60’lı yıllardaki şeylerin hesabını soruyorlar. Gerekçenin ne denli hakikat olduğunu bilmeden idam ettiler. Ben kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Kendilerine sorduğumuzda ‘300 tane daha var’ diyorlar. Kendisi ile 45 dakika kadar konuştum. Cumhurbaşkanımız mektup yazdı. Dışişleri bakanımız iletmemize rağmen Bangladeş tarihin affetmeyeceği bir yanlış yaptı. Dünya’da bu tür yargılamalar bitmelidir. Adaletin tecelli etmesini herkesin beklediğini hatırlatmak istiyorum. Bangladeş halkına sabır diliyoruz. Halk siyasi mücadeleyi bırakmasın. Çekilmek meydanı boş bırakmaktır.
SLOGAN ATMAYIZ, YAŞARIZ!
Biz Cumhuriyetçiliğin, milliyetçiliğin sloganını atmayız, yaşarız. Güzel İzmir’de Türk bayrağının istiskarını yapan Hakkariye’ye gidip bayrağı saklayan değiliz. Türkiye’nin her tarafında bayrağımıza sahip çıkarız. İzmir teşkilatından ve tüm teşkilatlardan, milletvekilleri, belediye başkanlarından, meclis üyelerinden bir ricada bulunuyorum. Türkiye genelinde her eve, her haneye, her bireye ulaşmak durumundayız. Herkese gercekleri anlatmak durumundayız. Girilmedik cadde, sokak kalmamalıdır. Türkiye devleti, milleti, Türk lirası ile bir aradayız. Liradan sıfırları attık. Halkı enflasyon canavarından biz kurtardık. Kimin sadece slogan attığını herkes bizden dinlemelidir. Baskıya, şiddete geçit vermeyeceksiniz. Hiçbir AK Partilinin başını öne eğmesini, heyecanını kaybetmesini istemiyorum. Türkiye’ye bu kadar hizmet yapan partinin mensupları olarak özgüven içinde olacağız. Şehirlerimiz sizden hizmet bekliyor efendilik değil.
Özellikle İzmir’in kabuğunu kırmak, yeniden Ege’nin parlayan yıldızı olması için sizden gayret bekliyorum. Teşkilatıma güveniyorum.