Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Türkiye, çaresizlik içindeki 2.2 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptı. Bunun yanında 300 bin kişi de Irak'tan kabul etmiş durumdayız, toplamda 2.5 milyon. Hiçbir dini ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin kapılarımızı açtığımız bu insanların tüm ihtiyaçlarını kendi imkanlarımızla gidermeye çalışıyoruz. Suriye'den gelenler için yaptığımız harcamalar şu anda 7.5 milyar doları aştı. Dışarıdan gelen yardımların toplam tutarı ise 417 milyon doları ancak buldu. Bu tablo sürdürülebilir değildir.
Suriyeli göçmen krizinin baş gösterdiği dönem içerisinde, Türkiye'de doğan Suriyeli bebek sayısı 60 bini buldu. Kamplarda her gün 100 civarında bebek dünyaya geliyor. Geçtiğimiz hafta Türkiye'de okullar açıldı. Ülkemizde 600 bin civarında okul çağında Suriyeli çocuk bulunuyor. Bunların ancak 3'te 1'i eğitim hizmeti alabiliyor. İlave okul, derslik ve öğretmen ihtiyacı her geçen gün büyüyor. Üstelik bu çocukların arasında anne babalarını Suriye'deki çatışmalarda kaybeden yetimler ve öksüzlerde bulunuyor.
Suriye'de Esed rejimi DAİŞ'le işbirliği yaparak terörün önünü açtı, uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı.
Suriye'de en kısa sürede geçiş hükümeti kurulmalıdır, Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır.
Karşı karşıya olduğumuz bu insani dramın bertaraf edilmesi, ancak sorunun kökenine inmekle mümkün olacaktır. Ülkeye barışın gelmesi veya istikrarın yeniden tesisi, rejimin değişmesini sağlayacak kontrollü bir geçiş süreciyle mümkün olabilir.
Türkiye terörün her türlüsüne, gerekçesi ve amacı ne olursa olsun şiddetle karşıdır. Terörizmi herhangi bir din veya etnik grupla ilişkilendirmek, kabul edilemez bir anlayıştır. Böyle bir ilişkilendirme, sadece teröristlerin işine yarayacaktır. Bu bakımdan 'mücahit, İslamcı, cihatçı' bu tür kavramların dini istismar eden terörist gruplar için kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Bu kavramların, İslam dininin mensupları için taşıdığı anlama herkes saygı göstermelidir. Teröristi sadece terörist olarak tanımlamak yeter. İlla başına sonuna takılar getirmek gerekmiyor. Nasıl 'Hristiyan terörü, Musevi terörü, Budist terörü' gibi ifadeler kullanılamıyorsa 'İslami terör' ifadesinden de kaçınılmalıdır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne göre Irak ve Suriye'de 100'ü aşkın ülkeden toplam 25 bin civarında yabacı terörist savaşçı DAİŞ'e katılmış durumda. Türkiye, yabancı terörist savaşçılarla mücadele kapsamında, çeşitli devletlerden 20 bine yakın kişiye, ülkeye giriş yasağı koymuştur. Terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphelenilen ve yasa dışı yollarla ülkemize giriş yapan yabancılar, ilgili kurumlarımızca tespit edilerek tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyor."
Suruç'tan sonra 140 güvenlik görevlimiz şehit edildi.
Çözüm sürecini bozan PKK terör örgütüdür. Avrupa ve tüm dünyada güçlü bir dayanışma sergilemeliyiz.