HABERLER>GÜNCEL
5 Mart 2023 Pazar - 09:57

Deprem atıklarının yönetiminde zamanla yarış

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Çevre Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Küçüker, deprem nedeniyle yıkılan binaların 170 milyon tondan fazla atığa neden olduğunu ve bu miktarın her geçen gün arttığını belirterek, "Bir damperli kamyonun 20-25 ton taşıyabildiğini düşünürseniz bu süreç 3-4 yıldan fazla sürecek. Komisyonlar fikir birliğine varıp ortak çözüm üretiyor ancak en büyük sıkıntı zamanla yarışıyor olmamız" dedi.

Deprem atıklarının yönetiminde zamanla yarış

İYTE Çevre Mühendisliği Bölümü'nün hazırladığı 'Afet Sonrası Atıkların Yönetimi Hakkında Değerlendirme' çalışması hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Küçüker, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen afetlerin çevre üzerinde de çok ciddi boyutlarda etkilere neden olduğunu açıkladı. Çevresel açıdan değerlendirilmesi gereken en önemli konulardan birisinin de deprem sonrasında oluşan atıkların yönetimi olduğunu anlatan Küçüker, yıkılan binalardan kalan inşaat atıkları ve molozlar için çözüm üretilmesi gerektiğini hatırlattı. Son olarak 2 Mart'ta açıklanan rakamlara göre 212 bin binanın depremde yıkıldığını kaydeden Küçüker, "Amerika'daki veriler ışığında yaptığımız çalışmalar sonucunda, 212 bin binada 170 milyon tondan fazla moloz atığıyla başa çıkmak zorunda kalacağız. Bunların içinde sadece inşaat atıkları yok. Evlerimizdeki mobilyalar beyaz eşyalar ve elektronik eşyalar var. Bu da çeyrek milyon ton kütleye tekabül edebilir" ifadelerini kullandı.



'SÜREÇ 3-4 YILDAN FAZLA SÜRECEK'
İnşaat yıkımlarından kaynaklı atıklardan firmaların metal, cam, ahşap ya da kullanılabilir kısmı ayrıştırdığını kalan kısmın ise depolama sahalarına gittiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Küçüker, ancak deprem nedeniyle meydana gelen yıkımlarda atıkların karışık olduğunu vurguladı. Atıkların içinde çok sayıda tehlikeli, insan ve çevre sağlığına zararlı materyal bulunduğunu ifade eden Küçüker, bunların en başında asbestin geldiğini hatırlatarak şöyle konuştu:

"Türkiye'de 2010 yılında asbest kullanımı ve asbestli ürün satışı yasaklandı. 2010'dan önce asbest inşaatlarda özellikle izolasyon malzemesi olarak çok kullanıldı. Binalar eski olduğu için asbest kullanıldığını düşünüyoruz. Bir çevre felaketi olmadan moloz atıklarını düzenli, planlı ve uzun soluklu bertaraf yöntemiyle gidermek gerekiyor. Bunun Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan en büyük felaket olduğunu düşündüğümüzde bu süreç bugünden yarına olmaz. Depremden etkilenen şehirlerin yüzde 80'inden fazlası zarar gördü. Bunların yönetimi bir anda çok zor. Devletimiz bu konuda çalışmalara başladı. Yerel yönetimler moloz atıklarını bertaraf etmeye çalışacak. 170 milyon tondan bahsediyoruz ki bir damperli kamyonun 20-25 ton taşıyabildiğini düşünürseniz bu süreç 3-4 yıldan fazla sürecek."

KANSER HASTALIKLARINDA ARTIŞ UYARISI
Molozların içinde bulunan tozun partikül madde olarak havada asılı kalabildiğini ve solunduğu zaman soruna neden olduğunu anlatan Dr. Öğr. Üyesi Küçüker, asbestin kansere neden olabildiğini belirterek, "Asbest havada günlerce askıda kalabiliyor. Tozlar taşınma, depolanma ve yüklenme sırasında kilometrelerce uzaklıktaki insanları veya yer altı, yer üstü su kaynaklarımızı kirletebilir. Yaşlı binaların bulunduğu bölgede hem çalışanların hem de orada yaşamak zorunda olan insanların kişisel koruma ekipmanlarını takmaları gerekiyor. Bu elementlerin insan sağlığına etkileri hemen gözlenmez. Asbest kaynaklı kanserin gözlenmesi 10-15 yılı alır. Etkinin boyutunu şu an hemen kestiremeyiz. Ancak önümüzdeki yıllarda o bölgede kanser hastalıklarında artış olabilir" ifadelerini kullandı.

'EN BÜYÜK SIKINTI ZAMANLA YARIŞIYOR OLMAMIZ'
Atıkların önce kaynağında yok edilmesi gerektiğini savunan Dr. Öğr. Üyesi Küçüker, taşıma masraflarının çok yüksek olmasına bağlı olarak bölgeyi iyi bilen insanların aktif rol üstlenebileceğini dile getirdi. Yerel yönetimlerin işe dahil edilerek en uygun noktaların depolama için seçilebileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Küçüker, "Şehrin hakim rüzgarlarından, su kaynaklarından uzak bölgeler seçilmeli. Bu yüzden jeolojik yapının bilinmesi gerekir. Elektronik atıklar toksik element içerir. Bunlar yağmur ve rüzgarla yer üstü yer altı sularını kirletebilir. Gerekirse depolandıktan sonra atıkların üstünün örtülmesi sağlanabilir. Bakanlık, üniversitelerin katılımıyla bazı komisyonlar kurdu. Fikir birliğine varıp, ortak çözüm üretiyorlar. Ancak en büyük sıkıntı zamanla yarışıyor olmamız" dedi.  

ÜNİVERSİTEDEN EKİPLER SAHADA ÇALIŞIYOR
İYTE Çevre Mühendisliği Bölümü olarak 'Afet Sonrası Atıkların Yönetimi Hakkında Değerlendirme' çalışması ile felaketin boyutunu ölçmeye çalıştıklarını söyleyen Küçüker, "Depremin ilk şokunu atlattık. Baktık ki ortada pek çok sorun var. İçme ve kullanma suyunun temini, katı atık yönetimi, yönetimsel ekiplerin işlerini düzgün yapamaması gibi faktörler çevre felaketine neden oluyor. Ekiplerimiz içinde sahada çalışanlar var. Bizler de onlardan aldığımız verilerle felaketin boyutunu ölçmek için çalıştık. Üniversitemiz bu çalışmayı Bakanlık, Yüksek Öğretim Kurumu ve gerekli yerlere iletti. Buna benzer birçok üniversite çalışma yapıyor. Beşeri bilgimizi ülkemize faydalı hale getirmek için toplayıp, yöneticilere fikir verebilmesi için bu çalışmayla ortaya koyduk" diye konuştu.(DHA)

 
Konut fiyatlarında 'deprem' etkisi!
 
Geriye deprem gecesi çekilen fotoğraf kaldı!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Depremzede otomobillerine change önlemi
Kahramanmaraş’ta depremde zarar gören otomobiller otoparklara çekiliyor. ...
17 yaşındaki sürücü dehşet saçtı!
Bakırköy'de sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil savrularak ...
Mehmet KARABEL yazdı... Gizli vasiyet var mı?
Mehmet KARABEL yazdı... Gizli vasiyet var mı?
 
Rezillik... Yardım malzemeleri nereden çıktı?
Deprem bölgesinde görevlendirilen bir emniyet müdürünün görev yerine dönerken, ...
Deprem raporu... Vefat sayısı 45 bin 968!
Hatay'da açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş ...
Çocuğunu görmeye gitti... Polislerin önünde bıçaklandı!
İzmir'in Torbalı ilçesinde, çocuklarını görmek için polis refakatinde ...
 
'Türkiye'de fay sayısı 500'ün üzerine çıktı'
'Deprem Tehlikesi ve İstanbul' başlıklı panele katılan Prof. Dr. Şükrü ...
Artvin'de çığ düştü: 2 ölü, 3 yaralı
Artvin'in Yusufeli ilçesinde çığ düşmesi sonucu ilk belirlemelere göre ...
Enkaz kaldırıldı; 13 kişiye ulaşılamadı
Kahramanmaraş'ta bulunan Pırlanta Apartmanı meydana gelen ilk büyük depremde ...
 
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva