HABERLER>POLİTİKA
12 Ocak 2021 Salı - 08:50

CHP Milletvekili Kani Beko: SODEMSEN'in hemen aradan çıkması lazım

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in, DİSK ve işçilerle ilişkilerinin çok iyi olduğuna vurgu yapan Kani Beko, "Bana göre iyi bir sözleşme olacak. Ancak ben yine de buradan uyarmak istiyorum; belediye işveren sendikası SODEMSEN'i ortadan çıkması lazım. SODEMSEN, kesinlikle müzakerelere girmemeli. Büyükşehir Başkanı veya yardımcılarından biri, işçinin sendikası ile sorunları pekala masa başında çözer. Üstelik SODEMSEN, böyle bir pazarlık için değil, CHP'li belediyelerin farklı farklı sözleşmeler yapmasını önlemek için kuruldu" dedi.

CHP Milletvekili Kani Beko: SODEMSEN in hemen aradan çıkması lazım

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko, SonSözTV’ye konuk oldu, Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Beko, koronavirüs aşısı, Agamemnon tartışması, Şeyh Bedrettin ve Homeros’un isimlerinin yaşatılması ve ayrıca SODEMSEN hakkında çarpıcı sözler söyledi.

“SAĞLIK BAKANINA GÜVEN SARSILDI”
2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 salgınında, aşının bulunması ve ülkemize gelmesiyle umut oluştuğunu belirten CHP Milletvekili Kani Beko, şunları söyledi:

"Bilim kurulunun aldığı kararları ben uygularım ve uygulamak da istiyorum, aldığı karar çerçevesinde mutlaka aşı olacağız. Bir aşı tartışması var. Çin’den ve Almanya’dan gelecek aşı söz konusu. Bu tartışmaları bilim kurulu, sağlıklı ve sağlam yapmalı. Asıl olan son dönemlerde Sağlık bakanına güven sarsıldı. Bakana güven, ilk zamanlardaki gibi değil. İlk yaptığımız toplantıda ben Sağlık bakanına bir öneri getirdim, Türk Tabipler Birliği'nin Bilim Kurulu'nda mutlaka olması gerektiğini söyledim. Sonuçta on binlerce hekimin içinde olduğu bir oda. Biz yıllarca onlarla birlikte çalıştık. Mesela Soma'da 301 arkadaşımız öldüğünde hemen yanı başımızda Türk Tabipler Birliği vardı. Benim için kutsal insanlardır hekimler... Ben çok kez onların da Bilim kurulunda olması gerektiğini söyledim. Türk Tabipler Birliği farklı açıklamalar yaptı, belediye başkanları farklı açıklamalar yaptı. Bana göre koronavirüs biraz daha sürecek gibi gözüküyor. Bilim kurulu, Tabipler birliği ve eczacılarla birlikte hareket etmek gerekiyor.”

“AGEMEMNON'LA UĞRAŞILACAĞINA 125 MİLYAR DOLARI ŞURAYA VERDİK DESİNLER”
Pasaport İskelesi’ne getirilen yüzer iskelenin adının Agamemnon olması üzerine AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden gelen tepkileri eleştiren Beko, şu değerlendirmede bulundu:

 “Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde MHP’nin de AKP’nin de ne iş yaptığını görüyorum. Fuzuli işlerle uğraşıyorlar. İktidarın vermesi gereken daha büyük hesaplar var. Bugün memlekette İŞKUR önünde işsizlik kuyruğu var ve istatistiklere baktığımızda Türkiye’deki işsizlik rakamı 95 ülkenin nüfusundan daha fazla. Konuşulması gereken konular bunlar. Çiftçi arkadaşlarımızın durumunu görüyoruz. Almış oldukları kredileri ödeyemiyorlar, traktörlerine, topraklarına haciz gelmiş. Bunlar konuşulmuyor. Damat Bey görevinden ayrılmadan önce 125 milyar doları aldı gitti, deniyor. 125 milyar doların nereye gittiği bilinmiyor. Agamemnon'la uğraşılacağına 125 milyar doları şuraya verdik desinler. Sağlık emekçileri görev beklerken, neden görev veremediklerini açıklasınlar. 161 bin acil alınması gereken öğretmen var, 500 bine yakın öğretmen kardeşimiz atama bekliyor. Atama beklerken 100’e yakını intihar etmiş. Bu iskele, gezen bir iskele, geçici olarak Pasaport iskelesine geldi, işi bittikten sonra eski yerine gidecek. Bunu basında konuşmak ayıp, bunlar zeka fakiri insanlar..”

“ÇİFTÇİ PERİŞAN, 175 MİLYAR LİRA ÇİFTÇİNİN DEVLETTEN ALACAĞI VAR”
Cumhur İttifakı üyelerinin İzmir’de eleştirecek şeyler bulamamasından dolayı farklı çabalar içine girdiğini belirterek tarımla uğraşan kesimlerin büyük zorluklar içerisinde olduğunu söyleyen Beko, “Tunç Bey, İzmir için bir şans. Ben daha önce Ankara ve İstanbul’da yıllarca kaldım, gidin bakın İstanbul etrafındaki tüm köyler boşaltılmış. Ankara’da Melih Gökçek köyleri bitirmiş. İzmir’in geçmişten gelen bir mirası var. İlçelerde kadın kooperatifleri kurup Ege'nin topraklarına sahip çıkıyorlar. Siyasi iktidar, 551 milyar doları betona yatırdı. Gelin bunları konuşalım. Çiftçi perişan, 175 milyar lira çiftçinin devletten alacağı var. 2006 yılından bu yana çiftçilerin ana sütü gibi hakkı var, gayri safi milli hasıladan... Maalesef vermiyorlar, bu sefer ne oluyor? Çiftçinin traktörleri ve toprakları icralık oluyor” dedi.

“BURASI EGE, HER TARAFTAN TARİH FIŞKIRIYOR”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’e gelen eleştirileri haksız bulduğunu açıklayan Beko, “Ben başarılı buluyorum Tunç Soyer’i. Kadifekale’de neden Pegos var diyorlar. Pagos, Kadifekale’nin eski ismi. Ne var bunda? Tarih bu, burası Ege... Her taraftan tarih fışkırıyor. Binlerce yıl bu bölgede insanlar yaşamışlar. İyi olan insanlarla gurur duymamız gerekiyor. Şeyh Bedrettin deyince onların mülkleri var; Torlak Kemal Manisalı, bir diğeri ise Börklüce Mustafa Karaburunlu... Bunlar tarihe geçmiş isimler. Padişah I. Mehmet tarafından Şeyh Bedrettin idam edilir. İidam edilirken de Şeyh Bedrettin’in son sözleri aynen şöyle; ‘Ağlama mecnun hakikat bizimle, vasiyetimdir bedenimi Bakırcılar Çarşısı yakınında bir yere gömün ama beni kara toprakta değil, hakikati anlamış insanların yüreklerinde arayın. Sonsuzluğa erişen can ise hakikat bizimdir’ demiş. Şeyh Bedrettin’in 49’a yakın eseri var. Osmanlı döneminin en büyük uleması. Avrupa’da yabancı dile çevrilmiş kitapları var. Elimizin altında böyle bir imkan varsa neden değerlendirmiyoruz?” diye konuştu.

“BU TOPRAKLARDA YAŞAYAN İNSANLARI BİR ADIM ÖNE ÇIKARMAK GEREKİR”
Beko, tarihte İzmir’de yaşayan Homeros, Börklüce Mustafa, Şeyh Bedrettin gibi önemli insanların varlığından bahsederek İzmir için önemlerini şu sözlerle aktardı:

“Homeros, sıradan bir insan değil. Antik çağda yaşamış İyonyalı bir ozan. Batı edebiyatının ilk büyük eserleri kabul edilmiş; İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı. Smyrna bölgesinde yaşamış ve genelde Bornova bölgesinde yaşadığı iddia ediliyor. O tarihteki eserlerinden bazıları da filme çevrilmiş. Mesela Truva, Güzel Helen Neredesin, filmlerinin birçokları dünyanın birçok ülkesinde izleyici bulmuştur. Sakız Adasında Homeros’un heykeli var. O kadar anlı şanlı değil ama milyonlarca insan oraya gidip fotoğraf çektiriyorlar. Homeros Vadisinde yaşadığı iddia ediliyor. 52 ülkeye gittim, hangi ülkeye gittiysem, o ülkenin önemli insanlarının heykellerinin önünde fotoğraf çekilmişim. Doğa, her yerde birbirine benzer zaten. Dolayısıyla şunu iddia ediyorum ben; Karaburun’da Şeyh Bedrettin ve Börklüce heykeli dikme becerisini gösterirsek, bir de Bornova ve Karşıyaka; tabii bilemiyorum bu belediye başkanlarımızın takdirine kalmış. Homeros’un da heykelini eğer dikersek, yani düşünebiliyor musunuz bunlar birer bacasız fabrika olacak. Turizme çok büyük katkı verecek diye düşünüyorum ben. Bu topraklarda yaşayan insanları bir adım öne çıkarmak gerekir. Şeyh Bedrettin aslında Edirneli, Edirne’de de son dönemde İstanbul’dan mezarını Edirne’ye getirebilmek için bir kampanya başlatacaklar. Bu konuyla ilgili Homeros ve Şeyh Bedrettin’i kim eleştiriyorsa, ben göğüslerim. Onları o kadar çok destekleyen, seven insanlar var ki; bu milyonlarca seven insanı benimle beraber karşılarında bulabilirler.”

“DAVET EDERLERSE MUTLAKA YER ALACAĞIM”
Buca Belediyesi’nin Gazeteci Bekir Coşkun’un heykelini Buca’nın Menderes Mahallesi’nde bulunan bir parkta sergilemesi çalışmalarını değerlendiren Beko, “Bekir Coşkun, önemli bir gazeteci. Bekir Coşkun’un diyelim 1000 tane kitabı var, kitaplarını geldiniz burada bıraktınız burada kalır bu işler. Onu gün ışığına çıkarabilmek en büyük görevlerden birisidir. Buca Belediye Başkanına emeği geçenlere ben gerçekten teşekkür ediyorum. Buca Menderes Mahallesi’nde bir parkın içerisine önümüzdeki günlerde Bekir Coşkun’un bir heykeli dikilecek, davet ederlerse ben de mutlaka orada yer alacağım. Bir gazeteci arkadaşımız, kalemini kırmayan bir insan; dik duran, dik bakan, çok koşan, çok çalışan bir gazetecimiz. Ve onunla beraber bugün biliyorsunuz Metin Göktepe’nin katledilişinin 25’inci yılı” dedi.

“TÜRKİYE’DE BASIN HAK VE ÖZGÜRLÜĞÜ YOK”
Beko, Anayasa’yı okuduğunu belirterek basın ve ifade özgürlüğü anayasa tarafından altında olduğunu ancak Türkiye’de uygulanması konusunda sıkıntılar yaşandığını şu sözlerle ifade etti:

“Basın hak ve özgürlükleri madem teminat altındaysa neden bugüne kadar saraya muhalif olan yayınları niye kapattınız? Neden bunlara karşı bu kadar baskı yaptınız? Bugün hala maalesef cezaevinde 70’e yakın gazeteci arkadaşımız var. Zaman zaman Avrupa Birliği’ne girme konusunda çalışmalar yapıyoruz. Neden Avrupa Birliği müzakere çalışmaları şimdi başlamıyor? Bu Avrupa Birliği müzakere çalışmalarının bir ayağı da ne biliyor musun? Sendikal halk ve özgürlükler. 19’uncu fasıla sendikal hak ve özgürlükleri tarif eder. Dolayısıyla bu toplantılara ben de katıldım. İlk orada sordukları şey basın ve ifade özgürlüğü. Türkiye’de basın hak ve özgürlüğü yok. Zaten olmayınca o fasılayı kapatıyorlar. Mesela bize geldiler, Ankara’daki toplantıda söz bana geldi dediler ki ‘ Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükleri anlatır mısın?’ Siyasi partilerde olduğu gibi Türkiye’de sendikalı barajlar da var dedim.”

“ÖNEMLİ OLAN MİLYONLARIN GÖNLÜNE GİREBİLMEK”
Sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin demokrasiden yana olduğunu belirten Beko, “Bu demokratik örgütler kesinlikle darbelere karşıdır. Türkiye’de milyonlarca insan örgütlü olsa yani bilhassa sendikaların 10 milyonun üzerinde örgütlü üyesi olsa, Türkiye darbeler ülkesi olmaz. Bir gün mutlaka hepimiz öleceğiz ama Kenan Evren gibi yalnız başına toprağa gömülmek değil; önemli olan milyonların gönlüne girebilmek. Kimler gibi? Mesela Tarık Akan, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok gibi, Deniz Gezmiş, Şeyh Bedrettin, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal’ler gibi, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları gibi..." dedi.

31 MİLYAR LİRALIK İHRACATA KARŞILIK 52.9 MİLYAR LİRALIK İTHALAT
Gıda ürünlerindeki fiyatı artışını değerlendiren Beko, “Fiyatlar düşmez, bu kafa bu mantık böyle devam ederse düşmesi mümkün değil” diyerek Türkiye’nin küresel açlık krizine sürüklendiğini ve çiftçilerin içinde bulunduğu zor durumu şu şekilde açıkladı:

“Geçen hafta Avrupa’daki arkadaşlarımızla sohbet ettim. Yapılan araştırmaları bana gönderdiler. Mesela birisi şu; Dünyayı açlık krizi beklerken Dünya Gıda ve Tarım Örgütü, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine verdikleri raporda; 2021 Covid- 19 salgınıyla küresel açlık krizi Türkiye’de de olabilir diyor. Durum böyleyken AKP hükümetinin 18 yılda tarım ithalatına ödediği para, bugünkü kurla yaklaşık 163 milyar lirayı geçmiş. Düşünebiliyor musunuz? Ülkemizdeki çiftçiler ve köylülerin tarım kredi kooperatiflerine 160 milyar borçları var. 5,2 milyar takipte borçları var. 2006’dan beri gayri safi milli hasıladan ve milli gelirden maalesef anayasada olmasına rağmen çiftçilere para ödenmiyor. Pamuk, tütün, pancar, çay da kotadan dolayı 3,5 milyon köylü köylerini terk etti. Biz kotalar kaldırılsın diye yürümüştük. Artık Tekel Fabrikası, Sümerbank yok. Böyle olunca milyonlarca işçi de işsiz kaldı köylülerle birlikte. Fabrikalar, arsa fiyatına satıldı. Kendi çiftçimiz kan ağlarken 2019 yılında tarımsal ithalata 52,9 milyar TL ödemişiz. 31 milyar TL ihracat yapılmış. 22 milyar aradaki farkla icralık olan çiftçilerimiz borçlarını biz kapatabilirdik.  Bugün geldiğimizde 176 temel gıda maddesi ithal ediyoruz. İçinde yumurta, pirinç, fasulye her şey var. Tohumu da ithal ediliyoruz. Tohum markla, euro ile alınıyor. Onun ötesinde elektriğe yüzde 40 zam geldi. Suya zam geldi. Mazota her ay zam geliyor. Çiftçiyi destekleyen bir siyasi iktidar yok. Siyasi iktidarın beşli çete tarafında olduğunu artık herkesin bilmesi lazım.”

 “AKP GELDİĞİNDEN BERİ 25 BİN İŞÇİ, İŞ KAZASINDA HAYATINI KAYBETTİ”
Beko; belediyeler, kamu ve özel sektörde taşeron işçi çalıştırılmasına kesinlikle karşı olduğunu belirterek, bu konuda şöyle dedi:

“Belediyelerdeki taşeronların yüzde 70- 80’i kaldırıldı. Taşeron işçileri belediyelerdeki belediye şirketlerine, kamudaki kamu şirketlerine aktarıldı ancak hala belediyelerde de kamuda da var. Bana göre kesinlikle taşeron ülkemizde yasaklanmalı. Türkiye’de işçi sağlığı güvenliği önlemleri alınmadığı için bilhassa AKP iktidarı başa geldiğinden bu yana 25 bin insanlarımızı iş kazasında kaybettik. Ölen insanların da yüzde 94’ü taşeron işçisi. Dolayısıyla Türkiye’ye taşeron sistemi çok zarar vermiştir. Bu sistem kesinlikle yasaklanması gerekir diye düşünüyorum. Tam ne kadar var bilmiyorum ama önerim İzmir büyükşehir Belediyesi, diğer belediyeler, kamu, özel idareler nasıl diğer taşeron işçileri şirketlere alındıysa, bu arkadaşların da şirketlere alınması doğru olur” sözlerini söyledi.

"AZİZ KOCAOĞLU'YLA STADYUMDA TOPLU SÖZLEŞME İMZALAMIŞTIK"
Daha önce de işveren sendikalarla toplu sözleşmeler yaptığını ve kendisinin kesinlikle karşı olduğunu belirten Beko; konuyla ilgili Salihli Belediyesi’nde, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlıkları döneminde Ahmet Piriştina ve Aziz Kocaoğlu’yla yaşadıkları anıları anlatarak, Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“AKP’li belediyeler zamanında bu tür işveren sendikalarını çok kullandılar. Salihli Belediyesi’nde aynı bu şekilde iş veren sendikası vardı ve her oturuşumuzda işi yokuşa sürüyordu. Ben belediye başkanımıza anlatmıştım, ‘Bu sendikayı aradan kaldıralım, gelin beraber oturalım konuşalım ve bu toplu sözleşmeyi masa başında bitirelim’ demiştim. ‘Hayır’ dedi fakat bir hafta Salihli Belediyesi’nde biz mecburen çünkü çok katıydı tavrı, sonra grev başlattık. Bir aya kadar Salihli Belediyesi’nde grevimiz devam etti. Çöpler durdu toplanmadı, su durdu, ulaşım durdu, mezarlıklar durdu. Bir ayda Salihli halkı çileden çıktı. Sendika haklı olarak çalışan işçinin haklarını koruyan kurumdur. Karşımızda işveren olursa çok rahat sorunlarını anlatırız işçinin sıkıntılarını sorunlarını. O güne kadar bazı mesela ikramiye konuları, sosyal meseleler vardır; onları da aşarız. Piriştina’yı hiç unutmam, İZELMAN’ da 7 bin işçinin tamamı taşerondu ve bu taşeron işçilerini biz sendikalı yaptık. Yüzde 130 oranında ilk toplu sözleşmeyi biz Piriştina’yla beraber yaptık. İkramiye almıştık, sosyal haklar almıştık. Bizden sonraki arkadaşlarımız da güzel sözleşmeler yaptılar ve bugün İZELMAN iyi bir noktada. İkinci büyük işi de Aziz Kocaoğlu’yla yaptık. Hatırlarsanız Aziz Kocaoğlu döneminde de İZENERJİ şirketindeki çalışanlarının sendikalı ve dolayısıyla belediye işçisi olmasını biz Aziz Kocaoğlu’yla defalarca görüşmüştük ve sonuçta Aziz Bey şöyle bir ifade kullandı, hiç unutmuyorum ‘Kani başkan, bak şu yola iyi bak’ dedi. ‘Bakıyorum başkanım’ dedim. ‘Ben' dedi, 'bundan sonra bu görmüş olduğun sahilde taşeron çocuklarının araba yarıştırmasına müsaade etmeyeceğim’ dedi ‘valla seni kutluyorum’ dedim ben de. Sonra kolları sıvadı, 3 bin işçiyle stadyumda toplu sözleşme yapmıştık.”

"SODEMSEN'İ DOĞRU BULMADIĞIMI HER YER DE SÖYLEDİM"
Beko, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’in demokrasiden, barıştan ve kardeşlikten yana olduğunu söyleyerek SODEMSEN’in kaldırılması gerektiğini belirtti. Beko, “Tunç’un DİSK’le ve işçilerle ilişkileri çok güzel. Bana göre iyi bir sözleşme olacak umudu içerisindeyim ama ben buradan uyarıyorum, SODEMSEN diye bilhassa belediye işverenlerin sendikasını ortadan kaldırmaları gerektiğini düşünüyorum. Karşılıklı görüşerek, tabii Tunç Başkan’ın her zaman vakti olmayabilir. Güvendiği başkan yardımcıları otururlar ve işçi sorunlarını masa başında çözerler. Ben doğru bulmadığımı her yerde ifade ettim. Kurulurken şunun için kuruldu SODEMSEN... Birçok CHP’li belediyelerde yapılan toplu sözleşmelere işverenler farklı farklı sözleşmeler yapıyordu. Bilhassa seçime yaklaşırken bazı belediye başkanları bundan sonra da seçilebilmek için belki de kasasında olmayan parayı da vermeye çalışıyor, denetim altına alabilmek için yaptılar” dedi.

“BELEDİYELER ÇALIŞANLARININ DÜZENLİ MAAŞ ALMASINI İSTER”
Her belediyenin bütçesinin farklılık gösterdiğine vurgu yapan Beko, “Karabağlar ve Karşıyaka’nın bütçesi bir değil. Gelirleri biraz fazlaysa Karşıyaka’nın işçisine 3-4 lira fazla vermesi doğru olur diye düşünüyorum. Karabağlar Karşıyaka kadar maaş veremeyebilir. İzmir ve İstanbul Büyükşehir belediyesi çalışanlarının aldığı maaşlar aynı mı? Ben Türkiye’nin neredeyse hepsiyle sözleşme yaptım. Her gittiğim yerde araştırırım öz kaynaklarını. Çeşme’nin öz kaynağı çok iyidir. Çeşme'de yapılan sözleşme Karaburun’da yapılamaz. Belediyeler çalışanlarının düzenli maaş almasını ister. İş barışını sağlayamazsanız, işyerinde rahat hareket edemezsiniz. SODEMSEN’in müzakerelere girmesine kesinlikle karşı olduğumu ifade etmek istiyor” diye konuştu.

“12 EYLÜL’DE TESLİM OLMAMIŞIM 3 ÇAPULCUYA TESLİM OLMAM”
Menemen Belediyesi kura seçimlerinde yaşanan Adalet ve Kalkınma Partisi meclis üyesinin adına ‘Dışarı çıkın’ sözlerine açıklık getiren Beko, “Ben çıkmadım, o meclis yansaydı bile beni kimse çıkaramazdı. Ben çıkmam; 12 Eylül’de teslim olmamışım, 3 çapulcuya teslim olmam. Sakin sakin oturuyorduk. Divan'daki grup başkanvekili arkadaşımız konuşmalarını yapıyor. O gün yapılacak olan kuranın iptaliyle ilgili konuşuyoruz. Grup başkanvekili ve onunla beraber konuşmacılar tehdit eder gibi ‘Serdar Aksoy gibi siz de Şakran’a gidebilirsiniz’ deyince ben oturduğum yerden tepki koydum, olacak iş değil. Sen kendi adresine bak önce. AKP’lilerin Türkiye’de yapmadığı rezillik kalmadı. Ben tepkimi koydum, en sonra kendi isteğimle çıktım. Bugün saat 14.00’de kura seçimi olacak, giderim tabii. Orada bir kura seçimi olmuş, aynısı daha önce Selçuk’ta da olmuş. Selçuk’takini kabul ediyorsunuz, buradakini de AKP’liler getirmişler. Bizim arkadaşlarda güvenmişler ve güvenmekle yanlış yapmışlar bana göre. Bu çekim sonrası el sıkışmışlar tebrik etmişler birbirlerini” ifadelerini kullandı.

“3 YILDA TESPİT EDEMEDİYSEN ARTIK EDEMEZSİN”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde OHAL İnceleme Komisyonu’nun görev sürecinin uzatılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Beko, şu sözleri söyledi:

“20 Temmuz 2016’da ilan edilmişti OHAL. Anayasa referandumu gündeme geldiğinde İbrahim hocamızı çağırdım, ‘bu konuyla ilgili bizi aydınlatır mısın’ dedim. 18 maddeyi bize anlatmıştı, hele de burada bir madde var ki Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebilir ve memleket yönetebilir demişti. Yargı yasama yürütme doğrudan saraya bağlandı. FETÖ araç oldu. Yavaş yavaş kendisini hissettirmeye başladığında kanun hükmünde kararnameler meclise gelmeye başladı. Önce öğretim üyelerini ihraç ettiler. 3 bine yakın öğretim üyesine baktığımızda bilimden yana öğretim üyeleri ihraç edilerek üniversiteler karanlığa gömüldü. Binlerce öğrenciyi gözaltına aldılar. O dönemde 70 bine yakın öğrenci cezaevindeydi. 4857 sayılı yasada böyle bir şey yok. Süleyman Soylu’yla görüştüm, dedim yasayı ihlal ediyorsunuz. Mahkeme, ben buna bakamam, diyor; kıdem ve ihbar tazminatı verilmiyor. Hala bu insanlar işsiz ve devletten alacaklı. Bu arkadaşlarımız hala TBMM’ye gelirler, hala onlarla görüşüyorum ve perişanlar. O dönemlerde saraya şaşı bakan televizyonlara gazetecilere ne oldu? Birçok araç gereçlerine el konuldu. Şimdi bizden bir yıl daha istediler. Kardeşim eğer sen bir yıl daha yetki istiyorsan, darbe girişimi içerisinde bulunanları 3 yılda tespit edemediysen, artık edemezsin. Ben 12 Eylül sürecini yaşadım, o süreçte de birbirini ispiyon eden birçok insan oldu. Bana göre bu dönemde de bunlar yaşandı. Bunların sayıları az buz değil, 10 binlerce insan. Anarşistse anarşist, töreristse törörist, al mahkeme kararıyla yargıla, ben buna saygılıyım.”

“SAĞLIK EMEKÇİLERİ ÖLÜMÜNE MÜCADELE EDİYOR”
Koronavirüs salgınının sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması gerekliliğine vurgu yapan Beko, Dünya Sağlık Örgütü’nün aldığı karar doğrultusunda bulaşıcı hastalıkların sağlık çalışanları açısından meslek hastalığı olarak kabul edildiğini belirterek, şunları söyledi:

“6 ay önce Çalışma bakanının genelgesi geldi, bir de baktım ki, koronanın, sağlık çalışanları için meslek hastalığı değilmiş. Çalışma bakanından ve Recep Akdağ’dan randevu aldım 2 saat görüştük. Domuz gribi Türkiye’de varken, TIR şoförü arkadaşımız yolda domuz gribine yakalanır ve ölür. Ailesi dilekçe verir. Sosyal güvenlik kurumu kabul etmez. Daha sonra dava açılır ve mahkeme meslek hastalığı olduğuna kararını verir. Ben bunu açıkladım, görüşümü ilettim fakat daha sonra tekrar bir genelge gönderildi. Bu genelgede ilişkiyle alakalı olduğu belirtiliyordu, yani siz koronavirüse hastanelerde yakalandığınızı tespit edebilirseniz meslek hastalığı olarak kabul edebiliriz diyorlar. Bunu nerden kaptığını ispat etmek kolay değil ki? Zaten nerden kapacağını bilse zaten orada görev yapmaz. Sağlık emekçileri ölümüne mücadele ediyor. Hem kendi canlarını hem bizim canımızı kurtarmak istiyorlar. Böyleyken koronavirüs meslek hastalığı değil demek çok ayıp. Hayatını kaybeden hekimlere para vermemek için bunu yapıyorlar. Bu genelge ya geri çekilmeli ya da TBMM’de meslek hastalığı olarak kabul edilmeli.”

“KAYYUM REKTÖR DARBEDİR”
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylarla ilgili gençlerin yanında olduğunu söyleyen Beko, “Dünyada araştırma yapılmış ve 500’e yakın üniversiteler arasında yer alamamışız. 68’e yakın üniversitenin maalesef makalesi yok. Rektör olabilmek için akademik özgürlük, akademik liyakat olmalı. Kayyum rektör darbedir. Genç-Sen diye bir sendika kurmuştuk üniversiteli gençleri için DİSK’e bağlı. Valilik kapatma davası açtı. Bunlar demokratik haklarıdır. Mutlaka sendikaları olması ülkemizin demokrasisi açısından çok önemlidir. 5 bine yakın öğrenci dertlerini size anlatamaz ama sendikası olursa temsilci gelir sıkıntıları anlatır. Boğaziçi atamasının bir an önce geri alınmasını ve öğrencilerimizin yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum” diye konuştu.

 
Uygulamaya bagajda yakalandı, 'pes' dedirtti!
 
Gorillerin koronavirüs testi pozitif çıktı!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
CHP boykot etti, Menemen'de kura çekilemedi
İzmir Valiliği’nin olağanüstü toplantı çağrısı ile bir araya gelen olan ...
AB'den Türkiye ile diyalog açıklaması!
Avrupa Birliği Komisyonu sözcülerinde Peter Stano, Türkiye-AB ilişkilerine ...
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 1 milyon liralık dava
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na tazminat davası açtı.
 
Bahçeli'den 'Sözde Cumhurbaşkanı' tepkisi
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Sözde Cumhurbaşkanı" ...
Eşrefpaşa Hastanesi'nin satılacağı iddiasına açıklama!
AK Parti MKYK üyesi ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya sosyal medya ...
MHP’den Soyer’e 'Agememnon' yanıtı: Bunun neresi yalan?
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, Agememnon ...
 
CHP'li Beko: Bakanlık aşı sürecini yönetemiyor
Boğaziçi Üniversitesine rektör atama şeklini ve ABD senatosunun basılmasını ...
CHP'li Sertel açıkladı: Hurda kamyonetler otomobil olarak satıldı
CHP İzmir Milletvekili Sertel, MKE ile ilgili Sayıştay raporlarına yansıyan ...
Muhittin AKBEL yazdı... Homeros ve Agamemnon
Muhittin AKBEL yazdı... Homeros ve Agamemnon
 
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva