CHP’li Kılıç’tan ‘Kılıçdaroğlu’ yorumu: Gönüldeki değil, olması gereken aday!

EGEDESONSÖZ- CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve CHP’nin saha çalışmaları hakkında detaylı değerlendirmelerde bulundu.

DOĞU’DAKİ ALGI KIRILDI
Doğu ve Güneydoğu illerinde katıldığı saha çalışmaları hakkında konuşan CHP’li Kılıç, “10 günlük Güneydoğu Anadolu çalışmasına katıldım. Bize ilk söylenen şey neredeydiniz? 20-30 yıldır neredesiniz diye haklı eleştirileri vardı. İlçe başkanını zor bulduğumuz, hiç belediye meclis üyemizin olmadığı hatta örgütlenmenin bile zor tamamlandığı illere gittiğimizde artık hem ciddi bir örgütlenme tamamlanmış durumda… Vatandaşlarda sıkışmışlık ve arada kalmışlık var. En son genel başkanımızın Ağrı’da esnaf ziyareti kocaman bir mitinge dönüştü. İnanılmaz bir ilgi var genel başkanımıza. Artık yürüyemez hale gelmiş. Erzurum’da da böyle oldu. ‘Neredeydiniz, gelmediniz yıllardır, bizi ihmal ettiniz’ algısı da kırıldı. Orta ve İç Anadolu’da eskiden kapısını açmayanlar şu an kucak açmış durumdalar. Genel başkanımıza da partimize de ciddi kucak açmış durumdalar. Bir de şimdi şunu da gördüler. Genel başkanımız hangi sorunu çözeceğiz derse iktidar bu sorunu çözüyor. Muhalefet liderinin söylediği şeylerin iktidar tarafından yapıldığı çok dünyada görülmemiştir” dedi.

ŞİKAYETİ OLMAYAN YOK
Saha gözlemlerini anlatan Kılıç, esnafın çok elektrik yanmaması için dolaplarının fişini bile çekmeye başladığını dile getirerek “İki dönem parti meclisi üyeliği yaptım. Yine farklı bölgelerde son 1,5 yılda 52 ile ziyaret yapmışım. İlk parti meclisi üyeliğimdeki Anadolu turlarında insanlar partiye biraz daha ön yargılılardı. Hele meclis üyemizin, belediye başkanımızın, milletvekilimizin olmadığı yerlerde daha fazlaydı bu algı. Çünkü algı yaratılmış, bir algı operasyonu yapılmış. Uzun yıllardır bunu çözmek mümkün değildi ama genel başkanımızın, bizim, belediye başkanlarımızın çalışmalarıyla bu durum ortadan kalkmış. En son aynı illere gittiğimde, O dönem kem küm ederek sohbet eden hatta sadece Allah’ın selamını alan vatandaşlar şu anda bizi kapılarda karşılayarak ‘lütfen gelin, çay içelim, oturalım’ diye bizi davet ediyorlar. Herkes için daha da çok ülke için sevindirici bu. Her sektörün her ilde farklı sorunları var. Sorunsuz vatandaş görmedim. Sokakta gezerken genci görüyorsunuz. Gençlerle konuşuyoruz, hemen bize yurt dışına nasıl giderim diyorlar. Sohbetin belli bir yerinden sonra ülkeden gitmenin yolunu soruyorlar. Bizde onlara bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini kaybetmek istemediğimizi anlatıyoruz, o gençleri tutmaya çalışıyoruz. Çiftçiye gidiyoruz 1 yıllık 6 aylık emeğini vermiş, ekmiş, biçmiş. Fiyatlar bir açıklanıyor, bakıyor ki zarar etmişler. Esnaf şu anda klimasını açamaz durumda… Küçük bakkallar bu sene dondurma alamadık diyorlar, o dolaplar sürekli çalışıyor ve elektrik harcıyor bunu karşılamıyoruz diyorlar. Birçok esnaf dolap çalıştırmak zorunda ama 5 dolap çalıştıranlar 1 dolaba düşmüş, durumumuz içler acısı. Bu yüzyıla yakışmayan bir durumla karşı karşıyalar. Hemen hemen her alanda vatandaşlar sorun yaşıyor. Bizim yakamıza yapışıp bir an evvel seçim olsun, size güveniyoruz, bizi bu karanlık düzenden kurtulalım diyorlar. Çok memnunum hiç sorunum yok diyen bir vatandaşla hiç karşılaşmadım. En iyi vatandaş bile önce Allah’a şükür iyiyiz diye konuya giriyor, biraz konuştuktan sonra ise şikayetlerini söylüyorlar. Hiç şikâyeti olmayan, bizi iyi ki bu iktidar yönetiyor diyen kimseyle karşılaşmadım ben” şeklinde konuştu.

KORKU İKLİMİ VAR
Vatandaşın iktidara yakın kesimlere karşı çekince olduğunu söyleyen Kılıç, “Ciddi bir korku iklimi var gidiyorsunuz. İktidar milletvekili yanında bir sürü koruma ve partili var. Esnafa gidiyorsun nasılsın diye… Esnaf nereden bilsin o kadar kalabalığın içinde polis memuru mu var, başka birisi mi var? Bu korku iklimi yüzenden korkup kendi düşüncelerini iktidar vekillerine aktaramıyorlar. Bizde saha çalışmasındayken ilk başta emniyet güçleri bizi takip etmek bize destek olmak istiyorlar, biz de memur arkadaşlara ‘teşekkürler, emeklerinize sağlık ama biraz uzakta durun. Vatandaş bize derdini rahatça anlatsın’ diyoruz. Bu ciddi korku ikliminde şimdi sosyal medyadan bir şey beğeniyorsunuz, bir şey tweetliyorsunuz ertesi sabah polis kapıda. Bundan dolayı vatandaşın iktidar vekillerine çekinmeden söylemesi çok mümkün durum değil” ifadelerini kullandı.

HER SALI BAŞKA BİR KENTE…
TBMM’nin kapanması ile tüm vekillerin sahada olduğunu dile getiren Kılıç, “Eskiden söyle düşünülürmüş. Yaz tatili meclis kapandı vekililer ekime kadar rahat tatil yapıyorlar geziyorlar gibi. Ancak şu an aslında bu mümkün değil, saha çalışması yapıyoruz, başka illerde çalışmalar yapıyoruz. Gündeme göre çalışmalar yapıyoruz. Esnafa, muhtara, çiftçiye gidiyoruz. Hele bu dönemde genel başkanımız salı günleri grup toplantılarını bırakmadı. Meclis açıkmış gibi grup toplantısı yapıyoruz. Hem de Türkiye’nin farklı farklı illerinde yapıyoruz. Gidiyoruz oraya katılıyoruz, toplantıdan sonra da katılan tüm Milletvekilleri o ile dağılıyoruz. İlde esnafa, çiftçiye vatandaşa uğruyor, saha çalışması yapıyoruz. Sonra kendi bölgemize dönüyoruz ve kendi bölgemizde çalışılıyoruz. Bir sonraki hafta ise tekrar başka illerde oluyoruz. Yaz diye milletvekilleri oturmuyor. Daha çok sahadayız. Vatandaşı birebir yerinde dinliyoruz, esnafı yerinde, çiftçiyi tarlada dinliyoruz. Zaten sorunlarda böyle tespit edilir. Yoksa Ankara’da oturup da acaba çiftçinin, esnafın, sanayicinin sorunu ne demekle olmaz. En doğru yöntemi yapıyoruz. Gidip sorunu dinliyoruz, vatandaşın da çözüm önerilerini not alıyoruz, sonra Ankara’ya geldiğimizde bunları değerlendirip bir parti politikası haline getiriyoruz. Aslında vatandaş da çok iyi biliyor hangi sorunun nasıl çözüleceğini ve kimin çözeceğini. Biz de bu şekilde çalışma yapıyoruz. Tatil değil meclisin açık olmadığı meclis çalışmanın olmadığı bir çalışma dönemi diyebiliriz bu yaz için. Meclis açılasıya kadar farklı ildeki çalışmalar ve kendi ilimizdeki çalışmaları da devam edecek. Sosyal etkinliklere, festivallere katılım sağlamaya çalışıyoruz. Destek oluyoruz hem festivali yapanlara hem oraya gelen vatandaşlarla da bir araya gelme sohbet etme şansımız oluyor” dedi.

KILIÇDAROĞLU OLMASI GEREKEN ADAY
6’lı masa ve cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili de değerlendirmeler yapan CHP’li Kılıç, “Sürekli iktidar temsilcilerinin 6’lı masayı dile getirmelerinin nedeni gideceklerini biliyor ve korkuyorlar. 20 yıldır inanılmaz bir kutuplaştırıcı siyasi bir dil kullanılmış herkes birbirine düşman edilmiş. Nerdeyse iki komşunun birbiri ile konuşmadığı bir ülke olmuş. Bunun karşısında 6’lı masa var ve farklı farklı kesimleri temsil ediyorlar. Bir genel çerçevede bir omurga üzerinde bir araya gelmiş bir masa var. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlükler, haklar tüm bunlar çerçevesinde bir araya gelinmiş bir masa bu ve masada 6 lider var. Aday konusuna gelirsek adayı açıklayıp açıklamamak bizi bağlar. Bizim ısrarlarımız sonucu onlar adaylarını açıkladı. Buna karşı 6’lı masada kim aday olmalı baktığınızda tabi ki Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmalı. Çünkü bu masayı bir araya getiren Kemal Kılıçdaroğlu… Helalleşme gezileri ve toplantıları yapıyor, liyakat ve devlet tecrübesi tüm bunları üzerinde barındıran bir kişi var o da Kılıçdaroğlu. Ben Kılıçdaroğlu’nun adaylığına 6’lı masanın da karşı çıkacağını sanmıyorum. Bizim amacımız bir cumhurbaşkanı isim değişikliği değil biz sistemi değiştirmek istiyoruz mağduriyetlerin giderilmesini ve bu ülkedeki devlet kadrosuna güven istiyoruz. İnsanların yeniden bir araya gelmesini istiyoruz yani bir sistem değişikliği istiyoruz. Bunları yapabilecek kişi kim? Kemal Kılıçdaroğlu. Bazı söylemler var, gönlümüzdeki aday Kılıçdaroğlu diyorlar. Gönlümüzdeki değil olması gereken aday Kılıçdaroğlu… Bunları yapabilecek kişi de Kılıçdaroğlu’dur. Çok konuşuyorlar mesela televizyonda falan vatandaş kabul eder mi diye… Biz görüyoruz ki vatandaş zaten kabul etmiş bile… Erzurum, Ağrı, Edirne, Yalova bağrına basıyor genel başkanımızı… Ona gösterilen sevgi saygı ortada” şeklinde konuştu.

İKTİDAR DEĞİŞMEDEN KADINLAR KENDİNİ RAHAT HİSSEDEMEZ
Son günlerde artan kadın cinayetleri konusuna değinen Kılıç, “Resmi rakamları bırakalım sadece son1 haftada İzmir’de 5 kadın katledilmiş. Türkiye’de ise haftada en az 10 kadın öldürülmüş. Göz göre göre devletin gözü önünde öldürülüyor kadınlar. Ve bu kadınların birçoğu daha önce koruma almış, koruma istemiş ya da birkaç kez karakola başvurmuş, sosyal medyasından yazmış ve birkaç kez tehdit edilmiş buna rağmen sesini duyuramamış kadınlar bunların çoğu. Ya eski eş ya eski nişanlı ya da aile büyükleri tarafından katlediliyor kadınlar. Her geçen gün bu katledilişler artıyor. Erkekleri cesaretlendiriyor iktidarın bu cezasızlaştırma politikası. Çünkü düşünüyor ben nasıl olsa bir şey yapsam bile birkaç ay yatar çıkarım, çok ciddi cezalar yok ya da zaten beni karakol korur, savcı korur hâkim korur diye düşünüyorlar. Düşünün bir kadın evde darp ediliyor fiziksel olarak ya da sözlü şiddet görüyor. Gidiyor karakola anlatıyor, yardım istiyor. Orada çıkıyor bir babacan polis ‘bacım diyor sen dul mu kalacaksın’ diyor ‘bu ülkede dul kalmak kolay mı? Bak çocuğun da var, sen boş ver affet kocanı’ diyor ve ikna ediyor kadını. Kocasını da arıyor, kocası gelip alıyor karısını bir hafta sonra da ölüyor kadın. Böyle o kadar çok örnek var ki inanamazsınız. Çok iyi anayasa yapsanız da harika kanunlar yapsanız da bunu uygulayanlar böyle bir zihniyete sahip değilse hiçbir anlamı yok. İstanbul Sözleşmesi’nden bir geceden çıkıldı. Aslında bu sözleşme o dönemdeki meclis kararıyla alınmış bir sözleşme. Şimdi hukuksuz bir şekilde bir yetkisi yok Cumhurbaşkanının. Yalnızca meclis tarafından feshedilebilirdi. Kanunsuzca cumhurbaşkanı bu sözleşmeyi feshetti. Biz bu anlaşmayı getireceğiz hem de iktidarımızın ilk 24 saatinde. Yeterli mi, değil. Ona göre yasa çıkarmak gerekiyor. Yoksa bakarız her gün kaç tane kadın katledilmiş diye. Sinem Çelik’in evine gittim. 18 yaşındaki küçücük kıza sahip çıkamadıysa hükümet, devlet bıraksınlar gitsinler. Bunlar hukuki sorunlar değil siyasi sorunlar, iktidar değişmeden kadınlar kendini bu ülkede rahat hissetmeyecek” açıklamasını yaptı.

Son dönemde konut sahibi olan yabancı uyruklu kişilere vatandaşlık hakkı verilmesini eleştiren Kılıç, “Bu topraklarda doğmuş büyümüş ve vatandaşlığı hak etmek büyük bir gurur. Ama bir vatandaş geliyor, basıyor parayı, bir gayrimenkul alıyor ve Türk vatandaşlığına geçiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bırakın kanunen vatandaşlığı manevi olarak bu vatandaşlığın böyle meblağlarla satılıyor olması herkesi rahatsız eder. Bu topraklar kolay kazanılmamış, çok kan dökülmüş bu ülkenin, vatandaşlığın oluşması için. Böyle bir vatandaşlığın satılmasını kabul etmiyoruz. Kötü giden bir ekonomi var. Yabancı ülkedeki insanlar çok kolay bir şekilde buradan gayrimenkul alıyor, tatillerini yapıyorlar. Vatandaşlığa geçiyorlar. Bu yaz sahil kesimini dolaştığımızda yazlıkları neredeyse hep yabancılar alıyor. Paraları değerli, bizim insanımız kiralık ev bulamıyor, kira fiyatları uçmuş gitmiş. Yahu kendi vatandaşınız kiralık ev bulamıyorken yabancılara ev satamazsınız. Ucuz gayrimenkul sahibi oluyorlar ve son zamanlarda ciddi artış var yabancıların aldığı konutlarda” dedi.