CHP'li Bayır: Ön seçimi sadece onlar istemiyor!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, SONSÖZTV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. İzmir’in siyasi nabzını tutan Bayır, koronavirüs pandemisi sebebiyle 2 yılın ardından 10 Ekim’de toplanan CHP İzmir İl Danışma Kurulu toplantısı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. TBMM’inin yoğun bir çalışma programıyla açıldığını aktaran Bayır, milletvekilleri tarafından oybirliği sağlanarak imzalanan Paris İklimlendirme Raporu hakkında konuştu. Bayır, “Yoğun bir tempoda başladık. Paris İklimlendirme Raporu’nun oylaması vardı, onu imzaladık. İmzalamayan çok az ülke kalmıştı, Türkiye'nin imzalamaması çok büyük ayıptı. Sonunda AK Parti ikna oldu. Gerçi onları biz değil, 3 milyarlık destek ikna etti! Uzun süre sonra ilk kez oybirliğiyle bir madde geçti. Bütün dünyada insanların dünyanın ekolojik dengesi, doğanın ekolojik dengesine dikkat etmemesinden kaynaklı verdiğimiz zararlar var. Buna sera gazı etkisi diyoruz. Kullandığımız spreylerden araçlarımızdaki yakıtlar, petrol atıkları ile ilgili şeyler. Toplumun bilinçli olarak kullanmadığı, tükettiği maddeler bu etkiyi yaratınca yerküre daha da ısınıyor. Böyle olunca hava sıcaklığı artıyor ve erime başlıyor. Yeryüzü kabuğuna yakın yerlerden çıkardığın sular daha derinlere iniyor. Bunların tamamı sera gazı ile alakalı bir şey. İzmir'de bile çok sıcak bir hava oluyor, bir bakıyorsunuz sonra kış gibi hava oluyor. Enteresan bir iklim oluştu. Bu suda ısınmayı hızlandırdı, balıklar da kuzeye doğru yön alır hale geldiler. Biz doğayı doğru kullanmıyoruz. Bu anlaşma ile ilgili her ülkenin belli yaptırımları var. Avrupa bize 3 milyar gibi parayı bağış diye vermiyor, ülkenizde çıkaracağınız kanunları, bunlara dikkate alarak çıkart diyor. Bizde insanlar Kızılderililer gibi araba lastiği devirip yakıyorlar. Bu kadar ince ayrıntıya onlar bakmıyor, onlar bu parayı bununla ilgili tedbirlerde kullanacaksın, diyor. Bunun bir denetim mekanizması olacak, bunu da muhalefet yapacak.  Sen bu parayı hangi insan olayı için kullanacaksın, ona bakacaklar” dedi.

3’TE 2’SİNİ KULLANMIŞ GİBİ YAPACAKLAR!
Paris İklimlendirme Anlaşması’na girilmesiyle birlikte Türkiye’ye verilecek paranın hükümet tarafından amacı dışında kullanılacağını iddia eden Bayır, “Hükümetin bu ekonomik sıkıntıda bu paranın 3'de 1'ini kullanacak, geri kalan 3'de 2'sini kullanmış gibi yapacaktır. Hükümet buna alışkın. Şehitler için para toplanıyor, o para başka yerde kullanılıyor. Beşiktaş Stadı'nın orada toplanan para kayboldu mesela... Bunu yasada da düzeltmek lazım.  Millet İttifakı’nın iktidarında bu tip aktarımlar olmayacak” diye konuştu.

CAMİ VAR, OKUL YOK!
Türkiye’de yaşanan eğitim erişimi problemine camiler üzerinden bir bakış açısı getiren Bayır, “Siz etrafta hiç namaz kılmak için cami bulamayan gördünüz mü? Ancak tersine büyük cami yapmak için yarışanlar görüyoruz. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız. Hemen bir yafta yapıştırırlar. Ancak okullar neden yapılmıyor? Okullar var, hasarlı yıkılması gerekiyor, orası boşaltılıyor başka bir okulda 2 kat nüfus oluyor. Ancak hemen yanında kocaman cami var, günde 5 vakit namaz kılınıyor sadece. Tire'nin Büyükkemerdere köyünde Büyükşehir Belediyesi ESHOT durağı yaptı. Eğitim herkese lazım. Öğrenciler taşımalı sistem ile Tire'nin kent merkezine gitmek zorunda kalıyor. Okulun eksik olması… Taşımalı eğitime geçtik, ben Tire'nin Büyükkemerdere köyüne gittim baktım, bir durak konulmuş köye, otobüs geçiyor mu dedik, ‘Hayır nüfusu az buranın ancak taşımalı eğitime buradan öğrenciler gidiyor, onlar ıslanmasın diye Büyükşehir böyle bir şey yaptı’ cevabını aldık. Orada bir ilkokul var, onlar taşınmıyor, ortaokul öğrencileri taşınıyor. Belki aileler kendileri taşıyordur” ifadelerini kullandı.

ERKEN SEÇİM Mİ AÇIKLANDI, DİYORLAR
Kırsaldaki çalışmaları sırasında kim hangi partili gözetmeksizin sorunları dinlediklerini ve not aldıklarını belirten Bayır, vatandaşların partileri gördüğünde şaşırdığını aktararak “Gezdiğim yerlerde muhtarlarla da konuşuyoruz. Bunlar hangi siyasi partili diye bakmıyoruz. Köylünün sorunu ne, onun için gidiyoruz. Ben muhtara soruyorum, ne eksiğin diye, dinliyoruz. O anlatıyor, biz not alıyoruz. Gerekli kademelere bunu bildiriyoruz. Öyle yerler var ki, seçim geçeli 2,3 yıl oldu, ilk defa seçimden sonra siz geldiniz, diyorlar bana. 6-7 kişi minibüsle gidiyoruz, insanlarda bir şaşırma oluyor. Ben sandalyeyi çekiyorum, selam veriyoruz. Oturup sohbet ediyoruz, kendimi tanıtıyorum, bana erken seçim mi açıklandı, diyor. Ben öyle değil, o eskidendi diyorum. Vatandaşlar arasında enteresan tartışmalara şahit oldum. Kızıyorlar birbirlerine ‘Ben dedim CHP’ye verelim çok daha hızlı hizmet alırız’ diye… Gitmeden önce, tabii ki kime oy verdiklerine bakıyorum. Benim gittiğim köylerde AKP’nin önde çıktığı köyler. Gittiğimiz yerlerde hep dikkat ediyoruz, kaybettiğimiz alanlar olmasına. İnsanlarla konuştuğunuzda geçmişte farklı partilere oy vermiş olabilirsiniz, diyoruz, tencerenin boş olduğunu hatırlatıyoruz. Kredi kartlarına takla attırmaya çalışıyorsan, yeni bir seçenek arayacaksın... Bakanın dediği gibi ejder meyveleri yiyorsanız, halinizden memnunsanız, oyunuzu değiştirmeyin, diyorum. Ancak bunu söyleyen bir köylü yok hepsi borç içinde” diye konuştu.

KEMERALTI’NDA MI TARLAYI ZİYARET EDECEĞİM?
Cumhur İttifakı cephesinden, CHP’lilere gelen eleştirileri çok basit ve anlamsız bulduğunu ifade eden Bayır, şöyle bir çıkışta bulundu:

“Eğer baksa görecek, anlayacak, çalışmanın kırsal kesim ile ilgili bir çalışma olduğu yazıyor. Ben Kemeraltı’nda mı tarlayı ziyaret edeceğim?  Bu nasıl sorudur? Şehrin merkezine sokamadılar, diyor. Çalışma, zaten kırsal çalışması. Çalışmamızın özü, çevremizdeki tarım ile uğraşan çiftçilerin sorunlarını dinlemek. Gitmişken Tire'deki esnafı da Beydağ'daki kahveleri de gezdik. Ancak çalışmanın özü kırsal ve tarımdı.  Ne yapacaktın yani, Yeşilçam yıldızlarını getirip Kordon’da, Kemeraltı’nda mı gezdirecektik? AKP öyle mi yapıyormuş?”

BEN KENDİM SENARYO YAZMIYORUM
Cumhur İttifakı üyelerinin 'erken seçim vatandaşın gündeminde değil' söylemini değerlendiren Bayır, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O arkadaşlar herhalde sadece A Haberi seyrediyorlar. Biraz başka kanallara da baksınlar. Evet, ben de bizim kanallara bakıyorum ancak 4’te 1'i kadar diğer kanallara da dikkat ediyorum. Ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim diyen binlerce insan var. 32 milletvekilinin elinde en az 6'şar video vardır. Bende bile 6 tane var. Biz 32 milletvekilimiz 4’er tane çekse, 120 tane eder. Vatandaş isyan ediyor elektrik faturasından. Sandığa gidelim, kurtarın bizi bunlardan diyen var. Son kullanma tarihi doldu bunların, diyen var. Yani onlar bize veriyor bu malzemeyi. Bize lütfen bunları anlatın, diyor. Ben bu malzemeyi onlardan alıyorum. Ben kendim senaryo yazmıyorum. Onlar o kadar gerçekçi şeyler söylüyor ki… Tüm siyasi partiler aynı diyen de var, seçim mi var, neden geldiniz, diyen de var. Yani söylenenlerin hepsi olumlu diye bir şey yok. Ancak açık ve net farkındalar. Bu iktidarın her geçen gün ülkeye zarar verdiği konusunda hemfikirler. 20 kişilik grup içinde göç veriyor mu dedim köy evet her geçen gün azalıyor dedi. Okuyan var mı, diyorum evet gönderdik ancak hepsi başımıza dert, çocuk yurt bulamıyor, burs bulmaya çalışıyor, diyor. Bunları görüyorlar, yaşıyorlar. 27'nci dönem iktidarı olursun 2,5 yılda bunu düzeltememiş olursun anlarım ancak 20. yıla giriliyor. Hala üniversitede yurt ve burs sorunlarını çözemediniz mi? 5'li çeteye vererek her şeyi, aldığımızı nefesten bile para alacak hale geldiniz ancak yurt sorunun çözmediniz."

BENİ KAZIKLADIĞIN İÇİN Mİ TEŞEKKÜR EDEYİM?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik '“Şimdi Bay Kemal İzmir milletvekili. İstanbul'dan şu an İzmir'e, arabana biniyorsun, azami 3,5 saatte varıyorsun. Peki bir teşekkür var mı?" sözlerini değerlendiren Bayır, şunları söyledi:

 "Ben teşekkür etmem lazım ancak ben teşekkürü yaptım. Orda bir bariyer var, dur diyor, elini cebine atıyorsun, 180 TL ödüyorsun, sonra teşekkür ediyor oradaki kız, yanaklarınızdan öpüyor! Kendi paramızı ödediğimiz şeyin neyine teşekkür edeceğiz? Şaka mı yapıyorsunuz? Cebimizden çıkan para için teşekkür mü edeceğiz? Buradan İstanbul'a gidene kadar 3 defa para ödüyorsunuz. Uçakla gitmekten daha pahalı. Hangi otoyoldan bahsediyor? Bana parasız bir hizmet vermiyorsun ki sana borçlu olayım. Parasız hizmet verirsin, o zaman tamam. Sanki o yolu babasından kalan miras ile yaptı! Benim vergilerimle ödediğim parayla müteahhide para ödüyorsun, ayrıca geçerken para alıyorsun. Kazıkladığın için mi teşekkür edeyim?"

2 AYDA NE KADAR GEZEBİLİR İNSANLAR?
Önseçim konusunda kendisinin konuları gündeme getirmediğini sadece basın mensuplarının sorularını yanıtladığını belirten Bayır, "Bana soru sorulunca ben cevap veriyorum, sonra bana ağabey bu gündem değil, neden giriyorsun, diyorlar. Soru sorulunca boşverin mi diyeyim. Birçok arkadaşımız bu isteği ima ediyor. Ben bunu Bolu'daki toplantıda genel başkanımıza da söyledim. Bunları söyleyince bizim toplum parti kamuoyunda bir hedef koydu, ona göre bir çalışma yapacak. Partide önseçim yapacaksak, ben de ona göre çalışma yapayım, diyor. Son dakikaya bırakırsanız, 2 ayda ne kadar gezebilir insanlar?" dedi.

ÖNSEÇİM İÇİN 'MENEMEN' VE 'URLA' ÖRNEĞİ
Siyaset içinde bulunduğu 38 yıl boyunca 'üye yapısı' üzerinden olumsuz bir söylem oluşturulduğunu vurgulayan Bayır, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunu düzeltmek için ben 17 bin üyenin kaydını sildim. Çünkü ikametgâhı burada değil, sadece delege gelip oy kullanıyor, ancak resmi seçimlerde oy kullanamıyor. Vatandaşlık numarası ile bunları o ildeki başkanlıklarımıza kaydını aktaralım, dedik. İzmir'de 17 bin üye ikamet ettikleri yere gitti. Bana da 5 bin üye geldi. Çift parti meselesi sorundur, biz bunu Cumhuriyet Başsavcılığına bildirelim, dedik. Bizde gidiyor bir partiye kaydoluyor, unutuyor, başka partiye gidiyor ancak ikisinde de gözüküyor. 5 bin civarında böyle insan vardı. Mesaj attım ve 10 gün süre var, gelin itirazlarınızı yapın, kalmak isteyen kalsın, dedik. 800 kişi itiraz etti ve onlar partide kaldı. Genel Başkan geldikten sonra bu partide üye kayıt meselesi titizlikle yapıyor. Eskiden ilçe başkanı, üye kaydını getiren kişi için, bu bana oy vermez diye bir nüshasını göndermiyor. Kişi kendini partiye kayıtlı sanıyor ancak değil. Bunu 38 yıldır dinliyorum. Üye yapısı bozuksa, il başkanının hatta genel başkanın istifa etmesi lazım. Çünkü bu üye bizi seçti. Üye yapısında sıkıntı varsa bizim görevden ayrılmamız lazım. Ancak derseniz ki çok kritik bir seçime giriyoruz. Ki bunu tüzükte vermişizdir. Önseçimden büyükelçi çıkamaz doğru. Yüzde 5 kontenjan hakkınız var, bunu kullanın yapın. Bakanların milletvekili olma zorunluluğu da yok. Gelin 5 yıldır kontenjandan milletvekili koyduğunuz arkadaşlar 12 yıldır milletvekilliği yapıyor, çıksın bunlar milletin kantarına, halka dokundun mu, dokunmadın mı, demenin ne sakıncası var? Ben kendim diyorum, ben 6 senedir doğru mu yaptım, eksik mi yaptım, görelim. Doğru yapmadıysam, zaten 12'nin altına indirecek beni, daha iyi yapacağına inandığı kişileri ön plana çıkaracak. Yukarıya bir baktığınızda lacivert kravatı takan, takımını giyen, genel başkan yardımcılarını önünde el pençe divan… Böyle sağlıklı olmuyor. Bunu son belediye başkanlık seçimlerinde gördük. Menemen ve Urla'yı ağlaya ağlaya teslim ettik. Seçimle aldık, sonra teslim ettik. Ancak buralarda önseçim olsa, böyle mi olurdu? Olmazdı! Burada önseçimin kimseye zararı yok. Bunun karşısında duranlar kimler? Son dönemde kurultaylarda genel merkezde iyi ilişkiler kurmuş, bu konuda genel başkana kendilerini çok yakın hissettikleri için, genel başkan beni nasıl olsa yazar, diyorlar. Ancak bu böyle değil. Genel başkanın işi zor. Benim önerdiğim konu, genel başkanın elini rahatlatacak bir şey. Genel Başkanın kendisi geldi, önseçime girdi.  Genel Başkana sesleniyorum. Gelsin, başımızın üstünde yeri var, biz İzmir'den önseçimden çıkarırız. Diğer genel başkanlara örnek olsun. Bugün görüyoruz mecliste çok kritik bir karar geliyor, hepimizi ilgilendiriyor ancak ben elimi kaldırırken, elimi vicdanıma koyuyorum Genel Başkanımız hiç baskı yapmıyor bize. AKP'de böyle bir sistem yok. Saraydan telefonu kaldırıyor, şu oyu kullanacaksınız diyor. Onu demesi ,bütün meclis koltuklarında oturan AKP'li üyeleri zorunlu kılıyor."

CHP GÜNDEMİNİ ÖNSEÇİMLE KİLİTLEMEK İSTEMEM
Önseçim ile parti içinde çalışacak ve yeni gelecek insanların önünün açılması gerektiğini belirten Bayır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şansını öyle yüksek olacağını düşünüyor. Önseçim şansı yüzde 50 ise genel merkeze yakınken şansım yüzde 70 olur diyor. Ben de il başkanlığı yaptım. Önseçim gündemde olmamasını yanlış buluyorum. Önseçim yapacaksak, milletvekili olmak isteyen arkadaşlar çalışmaya dahil olmalı. 2 sene varsa seçimlere, arkadaşlarımız bu çalışmaya dahil olsun, kendilerini göstersin hazırlansın. 38 yıldır bu işin içindeyim. Adaylara baktıklarımızda 100-150 kişilik grup vardır. Yüzde 95'i hep adaydır. Kazanan da var kaybeden de.  Geri kalan yüzde 5 emekli olur, yüzde 5 yeni dinamik dâhil olur. İktidara giden partide bu rakamlar, yani yeni dinamiklerin görev talep etmesi kadar doğal bir şey yok. Bu insanların önünü açmak lazım. Ben bunu tartışalım demiyorum. Son dakika baskın bir seçimde hep böyle olmuştur. Urla ve Menemen örneğini bundan veriyorum. Tüzüğümüz belli zaten, neyi tartışıyoruz ki. Son il kongresinde de tüzük çarşaf diyor ancak 400 kişi imza topluyor, blok liste diyor. CHP gündemini önseçim ile kilitlemek istemem.”

BUNU KONUŞMANIN KİMSEYE ZARARI YOK
CHP Lideri Kema Kılıçdaroğlu'nun da önseçim kararını alacağını belirten Bayır, "Genel Başkan yazacak yazmayacak kararını reddediyorum. Genel Başkan çalışmayı hak edip etmediğine göre yazıyor. Tacettin Bayır'ın çalışmalarına baksın, bir de kendi çalışmasına baksın, genel başkan buna göre yazar. Genel başkan kendisi diyor, milletin vekilini millet seçsin diye. Geçtiğimiz salı ilk grup toplantısını açın, milletin vekilini millet seçmeli sözü vardır. Genel Başkanın kampta bana söyledi, ben de önseçim istiyorum, dedi. Büyük ihtimalle genel başkan bunu yapacak. İzmir'de yaptığını Hakkari'de yapacak diye bir şey yok. Büyükşehirlerde önseçim yapacağım sıralamaya bakacağım; benim, Atilla Sertel'in, Musa Çam'ın, Kani Beko'nun… Bu arkadaşlar sanki farklıymış gibi bir ayrışmayı doğru bulmuyorum.  Bunu konuşmanın kimseye zararı yoktur" dedi.

İL BAŞKANLIĞI YAPAN BİRİSİ ÖNSEÇİM İSTEMELİ
Mevcut İl Başkanı Deniz Yücel'in önseçim ile ilgili seçimin tartışıldığı gün söyleyeceği şeylerin önemli olacağına dikkat çeken Bayır, sözlerini şöyle noktaladı:

"O gün ne diyeceği önemli. Günü zamanında geldiğinde, dedi ifadesinde. Bana göre bu partide İzmir'de İl başkanlığın yapan, önseçimi istemeli, çünkü çok rahat çıkar. Yeterince tanınmış, yeterli artışları oluşturmuştur. Örnek benim işte. İşinizi doğru yapmışsanız garanti tabii. Geçmiş dönemlerde İl başkanlığı yapmış birçok isim milletvekili oldu. Olamayanlar da ya çok taraf olmuşlardır, ya da çok sert İl başkanlığı, ya da başarısız İl başkanlığı yapmışlardır.  Bir arkadaşımıza belediye başkanlık görevi verildi, reddetti reddetmese, ilçe belediye başkanıydı. Onu kabul etmediği için bir şey olmadı. Siyaset illa bir yere geleceğim diye yapılmaz zaten."