Başkan Erten 'Bir şeyler değişiyor' dedi… Federasyonun İzmir’e özel ilgisi var!

EGEDESONSÖZ - İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakıfı (İZVAK) Başkanı, Türkiye Futbol Federasyonu Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Kurulu üyesi Ali Erten, SONSÖZ TV’de değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan erten, Göztepe, Altay, Karşıyaka, Menemenspor, Bucaspor adına gelecekten umutlu olduğunu, bu kulüplerin yapılanma içerisinde olduğunu söyledi.

Süper Lig’de İzmir’i temsil eden takımın olmamasını değerlendiren Başkan Erten, “Olaya geniş açıdan bakmak gerek. 2015 yılından bu yana İzmir’de futbol başarı anlamında ciddi bir yukarı doğru ivme vardı. Önce Göztepe sonra Altay Süper Lig’e çıktı. Altınordu final oynadı. Sadece sportif başarı olarak değil, tesisleşme ve altyapı geliştirme anlamında da önemli adımlar atıldı. Sonuçta bu bir oyun; dönemsel olarak inişler çıkışlar olacaktır. Biz de çok arzu ederiz, istikrarı, başarıyı ancak bu her zaman mümkün olmuyor. Altınordu yetiştirdiği 11 oyuncuyu başka kulüplere gönderdi. O oyuncuların yerine yenilerini hazırlamak kolay değildir. Uzun bir süreç gerektirir. Altınordu’ya saygı duymak lazım” dedi.

PANDEMİ DÖNEMİNDE KULÜPLER GELİRLERİNİN YÜZDE 70’İNİ KAYBETTİLER
Altay’ın bir yıl, Göztepe’nin daha uzun süre Süper Lig’de kaldığını ve iki takımımızın birlikte 1. Lig’e düştüğünü hatırlatan Başkan Erten, şunları söyledi:

“Süper Lig çok daha farklı bir alan ve çok büyük bir ekonomidir. Sporun yanında işin ekonomik boyutu çok daha ciddi. Pandemi döneminde kulüpler gelirlerinin yüzde70’ini kaybettiler. Federasyonun naklen gelir oranı bile 3’te 1 oranında düştü. Gerçekten o iki yıllık dönem büyük bir yıkıma yol açtı. Bu yıkımı karşılayabilmek için başka gelirler lazım. İzmir’de iş dünyasının futbola yakınlığı çok fazla değil. Pandemi dönemi aslında en çok İzmir’i etkiledi. Bütçelere baktığımızda sezonunun başında takım kurgusuna bakıldığında aşağı yukarı bazı tahminlerde bulunulabiliyor. Tabii ki hata hep dışarıda aranmaz; kulüplerimiz de kendileri üzerinden hatalarını görüyorlar. Sadece fotoğrafın negatif tarafına bakmamak gerek. İzmir takımları 15 sene sonra Süper Lig’e iki temsilci gönderdi. Göztepe, Altay,  Karşıyaka, Menemenspor, Bucaspor, çok ciddi yapılanma içerisinde. Ben gelecekten umutluyum. Pozitif bakmamız gerek.”

ÖZEL GÜVENLİK, MAÇLAR İÇİN ÖZEL EĞİTİLMELİ
Göztepe-Altay maçında yaşanan olaylarla ilgili olarak İZVAK Başkanı Ali Erten, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Genel olarak camialar arasında bir düşmanlık yok. Ancak çok kısıtlı bir kesimden söz edebiliriz; her 1000 kişiden birisi bu tür olaylara karışıyor. Tribün olaylarının en çok yaşandığı ülke İngiltere’ydi. Ancak orada bu olaylar sonlandı. Aslında tribün olaylarının en büyük mağdurunun taraftarın bizzat kendisi olduğu anlaşıldı. O gün maça gelen 20 bin kişinin binde 1’i bu olaylara karıştı ama geriye kalanlar da şu anda maça gidemiyor. Bu haksızlığı aslıdan çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Sorumlular da bulunduğuna göre diğer taraftarlar neden cezalandırıyor? Ya da takımların cezalandırılması neden? Bu olaylardan ders çıkarmamız gereken çok ince noktalar var. Kulüplerin emniyet konusunda ne kadar yetkileri var, ne kadar yetenekleri var? Bunların hepsinin çok iyi sorgulanması gerekiyor. Kulüpler bizzat bu konuları yüzde 100 engelleyemezler. Özel güvenlikten faydalanılması gerekiyor. Ancak bir formasyona uygun olarak yetiştirilmiş o kadar insan bulmak mümkün değil. Yeteri kadar eğitimleri olmayan insanlar güvenlik olarak stada geldiği için o kadar da başarılı olamıyorlar. Özel güvenlik elemanlarının özel olarak eğitilmesi gerekiyor. Bu olaylardan bir ders çıkarılarak olayların sonlandırılması gerekiyor.”

İKİ KULÜBÜMÜZE VERİLEN CEZALARA BAŞKA GÖZLE BAKMAK LAZIM
Göztepe ve Altay’a verilen cezaları değerlendiren Erten, “Türkiye ortalamasına bakıldığında İzmir, tribün olayları açısından minimum seviyede. Dolayısıyla İzmir çok kötü anlamında bir komplek yaşamamak lazım” dedi ve şöyle konuştu:

“Son 5-6 yıllık verileri çıkardığımızda aslında en az ceza alan kulüplerin, İzmir kulüpleri olduğunu görüyoruz. Ancak bizim daha iyisini yapmamız gerekiyor. Son yaşanan olay ve sonrasında gelen cezalara başka bir gözle bakmak gerekiyor. Savcılığın olaya müdahalesi var. Savcılık 20 kişiyi tutukladı ve bu 20 kişi cinayete teşebbüsten yargılanıyorlar; bu çok ağır bir suçlama. Bu kadar ağır suçlamaların olduğu yerde tabii ki ev sahibi ve deplasman takımının sorumluluğunda olduğu için, talimatlara göre ev sahibi takımı saha içi olaylardan, misafir takım Altay ise tribündeki olaylardan sorumlu tutuldu. Bunlardan dolayı iki takım da o maçı kaybetti ve seyircisiz oynama cezası verildi. Ancak burada sorgulanması gereken bir şey var. Bu olayları kulüplerin engellemesi çok mümkün değil. Özel güvenlik tarafından yapılan güvenlik sisteminin çok yetersiz olduğunu hepimiz gördük. Korner direğini söken taraftar, sahanın diğer ucuna gelene kadar güvenliğin müdahale etmedi. Kulüp bu durumda ne yapabilir ki? Yaklaşık 70 metrelik alan kat edildikten sonra kalecinin kafasına korner direğinin sopasını vurdu. Diğer olayda ise ambulans şoförleri üzerinden tribüne sokulan işaret fişeklerini engelle konusunda kulüp ne yapabilir ki? Dolayısıyla, şahısların kendileri yakalandıkları ve tutuklu olduklarına göre, kulüplerin cezalandırılması, düşünülmesi gereken bir konudur. Federasyon mevcut talimatlara göre hareket etti; o talimatların yeniden güncellenmesi hakkında bir çalışma yapacağını düşünüyorum. Olayların değerlendirmesi sırasında bütün Türkiye ve kulüpler federasyon ve yöneticiler her yerde olabilir ancak bu olaylarİzmir’e yakışmadı tarzı sözleri oldu. Bundan ders çıkartıp bundan sonrası için bir takım şeyler yapılması lazım. Kulüp yönetimi açısından hiçbir sorun yok sürekli yan yana geliniyor. O gecede 2 kulüp başkanı yine yan yana gelerek olayları yatıştırdılar. Bunlar yaşanmamalı. Altınordu ile Altay’ın maçında takım fotoğrafları birlikte verildi. Bu olayı biz İzmir takımları arasında bir gelenek haline getirebilir miyiz diye düşünürken, 15 gün sonra bu olay yaşandı ancak biz karamsar olamayacağız. Çünkü biz bu şehrin takımlarıyız; böyle olay yaşandı diye enseyi karartmayacağız. Doğru bildiğimiz yollardan, bu mücadeleyi bırakmadan Türkiye’ye örnek olmaya devam edeceğiz.”

İZMİR FAİR PLAY KONUSUNDA ÖNDE BİR ŞEHİR
Altay ve Göztepe’ye verilen cezalar çerçevesinde “İzmir’in federasyonda lobisi yok. Olsaydı bu kadar ağır cezalar verilmezdi” şeklindeki iddiaları da değerlendiren Başkan Erten, “Mahmut Özgener federasyon başkanlığı yaptıktan sonra İzmir’den temsilcimiz yoktu, federasyonda. Ancak geçen  Haziranda yapılan genel kurulda bir İzmirli arkadaşımız olan Talat Papatya, yönetim kurulunda görev aldı. Bunlar neyi değiştirdi diye bir kıyas yaparsak, yaklaşık 6 ayda federasyon başkanımız 3 kere İzmir’e geldi. Bir kere de İstanbul’da İzmir kulüplerinin başkanlarını ağırladı. Bu herhalde bir şeylerin değiştiğini anlatıyordur. Dün yine yönetim kurulu ile birlikte federasyon başkanımız İzmir’e geldi. İzmir çok önemli bir model şehirdir aslında. Hem yüzyılı aşkın çok sayıda kulübü olan hem de şanlı tarihleri olan kulüplerin yaşadığı, yaşatıldığı bir şehirdir İzmir. Son olayı istisna olarak görürsek İzmir fair playde önde bir şehir. Cezalar talimatlara göre veriliyor, doğruluğunu yanlışlığını tartışacak değilim ancak bu olaylardan herkesin ders aldığı ve daha iyi nasıl olunur diye çalışmalar yapıldığını belirtmek istiyorum. İzmir sahipsiz değil. Federasyon başkanı İzmir’e özel önem veriyor. Sürekli bir organik ilişki var aramızda ve iyiye doğru önemli bir gidiş olduğunu söylemek isterim.”

ÖDÜLLERİN MADDİ KARŞILIKLARI MADENCİLERİN AİLELERİNE VERİLDİ

Futbol Federasyonu Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Kurulu üyesi olarak da görev yapan Ali Erten, Fair Play ödüllerini değerlendirdi:

“Fair Play ödülleri şu anda sadece Süper Lig kulüplerine veriliyor. Ancak yakın zamanda tüm liglerdeki takımlara da verilecek. Hayatımızın her anında fair play var aslında ve bunu gerçekleştirenler de bir adım önde olarak herkesin saygısını kazanıyor. Futbola geldiğimizde ise, fair play, futbolu daha anlamlı kılan bir olay. Ne olursa olsun kazanmak değil amaç, bu yüzden de fair play ödülleri de en çok gol atana, en çok puanı olana değil de rakibe saygı gösteren, taraftara, işe emek verenler,  basına saygı gösterenlere veriliyor. Aslında futbolda fair play rekabeti dostluk içerisinde yapılabileceğini göstererek bunu ödüllendirmek ve bu şekilde bir iklim yaratmak. İşin özünde fair play var zaten. Dünya kupasını izledik; kazanan kaybeden takımlarının birbirine yaklaşımı nasıldı, hatırlayın. Kazananın kaybedeni teselli ettiği görüntüler, güzel görüntülerdi. Yıl sonunda da sezon ödülleri olacak. Bu sene takım anlamındaki ödül Trabzonspor’a verildi çünkü Bartın faciasında zarar gören yurttaşlara yardım amacıyla Trabzonspor bir kampanya başlatmıştı. Çok güzel bir olaya bu ödül Trabzon’a verildi. Federasyon aynı zamanda maddi destek sağlıyor. Kazanılan ödüllerin tamamı Bartın’a verildi. Bu sayede çok ciddi bir bütçe oluştu, yardım kasasında.”

KULÜPLERİMİZE ANCAK TAVSİYELERİMİZ OLABİLİR
Göztepe ve Altınordu dışındaki kulüpleri borçları nedeniyle zor günler yaşarken, Başkan Erten, kulüplere ancak tavsiyelerde bulunabildiklerini söyledi:

“İZVAK yönetimi ve bizler bu konuda kulüplerin iç işlerine hiçbir şekilde müdahil değiliz. Sonuçta orada seçilmiş bir yönetim var. Çok kısa olarak İZVAK ile ilgili bir bilgi vereyim. 2016 yılında biz görev aldık. 2016 yılında tüzükte bazı tadilatlar yaparak, sonrasında bir isim değişikliğine gittik. Futbol hikâyeleri çok fazla olamayan teknik formasyonlu insanları da içimize aldık. Mali yönden hukuki yönden ve şehir planlayıcılarının olduğu bir yönetim sunduk. Kulüplerimize destek olmak amacıyla zaten böyle bir yapı kurduk. İlk başta yaptığımız şey ne kadar yadırgandıysa da aslında biz kulüplerimize proje geliştirme, hukuk desteği veya bilgi anlamında bize geldiklerinde ortalama 48 saat içerisinde istedikleri dosyaları verebiliyoruz ve bu da tamamen gönüllülük esasına göre yapılıyor. Ebetteki kulüplere tavsiyelerimiz oluyor. Ancak, bu tavsiyenin önüne geçmiyor. Kulüplerin maddi olarak yönetimlerinde ciddi sıkıntılar var ancak bu sorun sadece İzmir’de değil, tüm Türkiye’de olan sorun bu. İzmir özelinde bakılırsa Türkiye ile kıyasla çok çok az borcumuz var. Altay’ın çok ciddi borcu var ancak bu borç ile ciddi anlamda uğraşan bir yönetim de var. Bu sistem zorunlu olarak kendini disipline edecek. Spor yasasının birçok eksiği var ancak bir yerden başlamak gerekiyor. Orada şirketleşme yasası var. Dernekler devam edecek ancak derneklerin şirketleri olacak. İleride yeni yatırımcılara kulüp devirleri olabilir; kendi iç dinamikleridir. Ancak bireysel sorumluluk olacağı için bu işlerin adım adım çözüleceğine inanıyorum.”

İLK ÖNCE KARŞIYAKA’NIN TEMELİ ATILDI, EN SONA KARŞIYAKA KALDI
Başkan Ali Erten, Alsancak Mustafa Denizli Stadı ve Göztepe Gürsel Aksel Spor Kompleksi ile aynı anda temeli atılan Karşıyaka Stadı ile ilgili gelişmeleri de anlattı:

“Karşıyaka Stadı meselesi, en büyük yaramız. Orası başladığında ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün başkanıydım. Karşıyaka’nın stadı kaldı, diğer iki stat bitti. İlk başlayan, en sona kaldı. Bu gerçekten üzüntü verici bir durumdur. Kulübün bu konuda çok büyük maddi kayıpları oldu. Hem stattan sportif anlamında hem de gelirler anlamımda faydalanacaktı. O gelirler de kaybedildi. Ben gerçek ne ise onu anlatayım; ancak bu konuda kimseyi sorumlu tutarak söylemeyeceğim. Herkes istediğini düşünebilir. İnşaatlar 2015 yılında başladığında 4 tane dava açıldı. Bu davaların bir tanesi Büyükşehir Belediyesi bir tanesi Karşıyaka Belediyesi, bir tanesi o bölgede yaşayan vatandaşlar ve bir tanesi de şehir plancıları odasındandı.  Şimdi zaman zaman duyuyorum; o vardı, yoktu, şu açmıştı açmamıştı diye. Hayır, efendim ben arzu eden herkese dosyalarıyla gönderebilirim. Bu 4 dava vardı. Büyükşehir Belediyesinin açtığı dava dolayısıyla inşaat devam ederken yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Ve inşaat durdu. Bu aşamaya kadar zemin çalışmaları yapılmıştı. Yaklaşık 2 bin noktada kazık ve zemin enjeksiyonu yapıldı. Zeminin emniyet kat sayısının artırılmasına yönelik zemin çalışması ancak bu aşamada durduruldu. Sonrasında ise ikinci kez 2017 yılında 3 stadyumun temelleri aynı anda atıldı. İlk başlayan inşaat planlanan durdurmasına neden olan unsurlar elemine edilerek yeni bir imar planı yapıldı. Yeni plana uygun yeni bir proje yapıldı, bunun üzenden de ihale yapıldı ve 3 stadyumun temeli aynı gün atıldı, 9 Eylül 2017’de. Diğer iki stadyumun inşaatları hızla başladı ancak Karşıyaka’dakinde bu sefer çevrede yaşayan bazı vatandaşlar tarafından yine imar planına yani ilkindeki sakıncaları gideren plana itiraz edildi. Hâlbuki ilk plana itiraz eden şehir plancıları odası bu imar planını onaylamıştı. Şehir plancıları odası ile mutabık kalınmıştı. Şehir plancılarına kabul ettirmek de çok kolay değildir. Tüm paydaşlarla bunlarla anlaşıldığı halde 51 tane dilekçe ile son gün itiraz edildi ve bunların içerisinden 6 tanesi dava yoluna gitti. Dava yoluna gidildiğinde ihaleyi alan firma sonucunu görmek istedi. Ancak o dava uzadı; 1-2 yıl derken TOKİ bu işleri sabit fiyata ihale ediyor. Dolayısıyla zaman uzayınca firma, ben bunu yapamayacağım, dedi bıraktı gitti. Yani 2 kez ihale edildi ve ikisinde de davalardan dolayı iptal oldu. Yeni gelen Büyükşehir ve Karşıyaka belediyesi gereken izinleri verdiler bu konuda haklarını teslim etmek gerekir ancak şu anda farklı bir sürecin içerisine girdi stat. İki kere ihale edildikten sonra iş biraz sürece yayıldı. İlk heyecan maalesef ki kayboldu. Bir işi en iyisi sıcağı sıcağına bitirmek gerekiyor. Bir iş uzarsa herkes soğuyor işten. Bu iş uzayınca belediyemiz biz yaparız diye açıklama yaptı, bakanlık bunun üzerine arsa tahsisini verelim, siz yapın diye bir tutum sergiledi. Sonrasında büyükşehir belediyesi bazı çalışmalar yaptı ama hala sonuçlanmadı.”

KULÜPLERİMİZ ALTYAPILAR İÇİN YENİ TESİSLER KAZANMA YOLUNDA
İzmir kulüplerinin tesisleşme çalışmaları hakkında bilgi veren Ali Erten, şunları söyledi:

“Bazı kulüplerimizin çok eksiği var ancak genel manada iyi durumdayız. Göztepe çok ciddi bir mücadele sonucu Torbalı tesislerinde birçok engeli kaldırdı. Herhalde yakın zamanda başlayacaklar tesislerin yapımına. Mükemmel bir tesis olacak. 100 bin metrekarelik bir alanda yapılacak tesis, Göztepe’ye çok şey kazandıracak. Göztepe’de Türkiye’de ilk defa olan bir yabancı yatırımcı var. Hatta yatırımcıyı en çok etkileyen projenin, bu proje olduğunu belirtmek isterim. Bunun dışında Menemen kulübümüz yeni şirketleşti ve yeni yönetim güzel çalışmalar yapıyor. Altay’ın, Gaziemir’de çok önemli bir tesisi var. Çok büyük başarılı yetiştirici bir kulüp ancak kendini biraz daha geliştirmesi için daha geniş bir yere ihtiyacı var. Karşıyaka’nın da mevcut yönetimi ve başkanı Sayın Turgay Başkarcı’nın aşağıya yukarı 2 yıldır takip ettiği bir proje var. Ve bayağı bir uğraş sonucu çok iyi bir lokasyonda Mavişehir’de 100 bin metrekare bir spor alanı var. Burası bir şahsa aitti şahıs burayı Milli Emlak’a verdi. Karşıyaka kulübüne burası çok yakışacak mottosu ile oraya bir proje hazırlandı. Mükemmel bir tesisi olacak. Stadyumu kadar değil ama en az onun kadar geleceğini kurtaracak bir proje olacak.”