HABERLER>EKONOMİ
3 Eylül 2021 Cuma - 12:47

Bakan Muş'tan İZTO'da ekonomi zirvesi... 'Özel meclis'te işbirliği çağrısı

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Eylül ayı özel meclis toplantısını Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Mehmet Muş, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Bakan Muş, İZTO Başkanı Mahmut Özgener, Vali Köşger ve Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer'in ortak vurgusu 'yerel yönetim ve hükümet işbirliği' oldu.

Bakan Muş tan İZTO da ekonomi zirvesi...  Özel meclis te işbirliği çağrısı

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Odası (İZTO) Eylül ayı özel meclis toplantısını Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un katılımıyla düzenlendi.

İzmir Ticaret Odası Binası'nda düzenlenen toplantıya, ev sahibi İZTO Başkanı Mahmut Özgener'in yanı sıra Ticaret Bakanı Mehmet Muş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Necip Nasır, Cemal Bekle ve Ceyda Bölünmez Çankırı katıldı.

ÖZGENER: ÜLKEMİZİN REKOR BÜYÜMESİNİ İZTO OLARAK BÜYÜK BİR MEMNUNİYET İLE KARŞILIYORUZ
Meclisin açılış konuşmasını yapan İZTO Başkanı Mahmut Özgener, “Ülkemiz ekonomisi, 2021 yılı ikinci çeyreğinde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 21,7 büyüdü. İkinci çeyrekte İngiltere’nin % 22,2’lik performansının ardından OECD'nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesi olduk. Aynı zamanda bu oran, 1999'dan bu yana elde edilen en yüksek büyüme rakamı oldu. Ülkemiz diğer ülkelere göre daha hızlı toparlandı. Mal ve hizmet ihracatımızın büyümeye katkısı 10,8 puan oldu. Bu değer 1998'den bu yana kaydedilen en yüksek katkı olarak tarihe geçti. Ülkemizin rekor büyümesini memnuniyetle karşılıyor, Pandemi nedeniyle ülkemiz için fırsat haline gelen tedarik zincirlerine yönelik gelişmeleri değerlendirmemiz halinde büyüme ve ihracat rakamlarımızın daha da yukarılara taşınacağına olan inancımızı ifade etmek istiyorum. Türk ihracatçısı uluslararası piyasada hem rekabet hem kalite noktasında önemli bir yere geldi. Tedarik edilemeyen ürünler konusunda yaşanan problemler nedeniyle ülkemiz iyi bir tedarikçi olarak büyük bir fırsat yakaladı. Ülkemiz hem kalitesi hem de pazarlara yakınlığı itibariyle ürünlerini kısa sürede ulaştırma kabiliyetine sahip. İhracat kalemlerimiz çok çeşitli, çok az ülkede böyle bir çeşitlilik var. Jeopolitik konumumuz ve genç nüfusumuz doğru kullanılırsa Avrupa’ya göre büyük avantaja sahibiz. Avrupa’nın yakınında bizim potansiyelimize sahip bir ülke yok” dedi. 

BİR LOJİSTİK MERKEZİN HİZMETE GİRMEMESİ ÖNEMLİ BİR EKSİKLİK
“Günümüzde Alsancak Limanı, Aliağa’daki liman ve iskeleler ile İzmir ülke konteyner dış ticaretinin yüzde 15’ini, dökme yükün ise yüzde 16’sını gerçekleştiriyor” diyen Özgener, “Bu yüksek potansiyele rağmen sektörün ihtiyaç duyduğu bir lojistik merkezin hizmete girmemesi önemli bir eksiklik. Üstelik mevcut lojistik sahalar, kentin farklı yerlerine dağılmış durumdadır ve kent için sıkıntı yaratır konuma gelmeye başlamıştır. Bu nedenle, İzmir Kemalpaşa Lojistik Merkez Projesi'nin geldiği nokta İzmir için çok kıymetli. Bu projeyi hızla hizmete sunmak ve en iyi şekilde değerlendirmek hepimizin görevi ve sorumluluğudur. İzmir Kemalpaşa Lojistik Merkezi'nin bulunduğu sahanın sadece İzmir’in değil Batı Anadolu’nun önemli bir lojistik merkezi haline getirilmesini temin etmek adına bu projenin bir şirket eliyle değil, kurucuları TOBB’a bağlı Oda ve Borsalar ile Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne bağlı birliklerin içerisinde yer aldığı konsorsiyum ve oluşumlar tarafından işletilmesinin sağlıklı bir sistemin kurulması açısından uygun bir model olduğu düşüncesindeyiz. Lojistik merkezinden hizmet alacak firmalar lojistik sektöründe faaliyet gösteren ve lojistik merkezinde yer alarak işlem maliyetlerini en aza indirmek isteyen ve bu merkezlerde adil, şeffaf, hakkaniyetli bir hizmet ve hizmet tarifesi beklentisine girecek firmalardır” dedi.

SUPALAN SAHASI ŞEHİR TRAFİĞİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
TIR Gümrüğü’nün bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Özgener, "Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ile Ege İhracatçı Birlikleri tarafından işletilmesi ve yönetilmesi talebimizi size iletmiştik. Önerimizi olumlu değerlendirdiğiniz, TIR Gümrüğü’nün Kemalpaşa Lojistik Köyü içinde yer alabileceğini söylediğiniz ve bununla ilgili olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız ile görüşmemiz hususunda bizi yönlendirdiğiniz için teşekkür ederiz. İki faaliyetin aynı alanda olması ve bununla ilgili meslek örgütlerinin yönetimi ve işletimine talip olmasını da oldukça olumlu karşılamanızdan dolayı memnuniyet duyuyoruz. İzmir’de sadece Alsancak Limanı’nda bulunan 'supalan sahası', kentin ana arterlerinden biri üzerinde olması sebebiyle şehir trafiğini olumsuz etkiliyor. TIR Gümrüğü’nün, Kemalpaşa Lojistik Köyü’nde konumlandırılmasıyla birlikte, limanın ana işlevi olan elleçleme dışındaki tüm operasyon merkezi Kemalpaşa olacak. Sizlerin de değerli desteği ile 2022 yılında projemize başlamayı hedefliyor, başından bu yana bizlere verdiğiniz destek için zat-alinize ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu’na teşekkür ediyoruz" dedi.

AŞI KARTI UYGULAMASININ ETKİN ŞEKİLDE UYGULANMASINI ÖNEMSİYORUZ
Pandemi ile birlikte daha önce yaşanılmayan belirsizliklerle dolu bir döneme giriş yaptıklarını ifade eden Başkan Özgener, “ Yaşanan kapanmalar ve kısıtlamalar nedeniyle tüm sektörlerimiz birçok ekonomik göstergede ivme kaybına uğradılar. Buna önlem olarak devletimiz tarafından verilen destekler, üyelerimiz için can suyu oldu. Şu an aşılamanın verdiği umutla sektörlerimiz uzun süreli kapanma süreçlerinde yaşadıkları kayıpları telafi etmeye çabalıyor. Sanayi ve imalat kesimi pandemi öncesine döndü ve hatta daha iyi performans sergilemeye başladı. Ancak ticaret ve hizmetler sektöründe biraz daha zamana ihtiyacımız var. Tekrar aynı sıkıntıların yaşanmaması adına aşı kartı uygulamasının etkin şekilde uygulanmasını önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.

BAKANLIĞIMIZLA İLGİLİ TÜM KONULARI BİR DOSYA OLARAK DA SİZE SUNACAĞIZ
Dünyanın değişim sürecinden geçtiğini vurgulayan Özgener, “İş dünyamızın beklentileri ve ihtiyaçları da yeniden şekilleniyor. Yaşadığımız süreç sektörel talep ve beklentilerimizin de artmasına sebep oldu. Üyelerimizden gelen sektörel sorulara ilişkin zaman bırakmak için özetle öncelikli konuları aktarmak istiyorum. AB Yeşil Mutabakat ilkelerine firmalarımızın uyum sağlaması ve yeşil dönüşüm yatırımlarının teşvik kapsamına alınması, yerli üretim yapan, dijitalleşmeye yönelik çalışmalar yapan ve yeşil ekonomiye uyum sağlayan işletmelere kamu bankaları tarafından daha düşük maliyetlerle uzun vadeli kredi imkanı yaratılması, hammadde üreten firma ve fabrikalar ürünlerini yurtdışına döviz ile satmaları sebebiyle yerli üreticiye ürün satmak istememektedir. Sorunun çözümüne yönelik olarak, üretimi yapılan hammaddenin %75’inin yurtdışına satışı sağlanarak, %25’inin fiyat istikrarı (fiyat kontrolü) ile yurtiçine satışının yapılmasına yönelik düzenleme yapılması, kontrolsüz fiyat artışlarının engellenmesi, zincir mağazaların haksız rekabete neden olan ticari uygulamalarının engellenmesi, Bakanlığımızca yayınlanan Pazara Girişte Dijital Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkındaki Karar’a ilave olarak dijital fuarların asgari niteliklerinin belirlenerek TOBB tarafından yayınlanan Yurtiçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara Sanal Fuarcılık ile ilgili kriterlerin eklenmesi, sanal ve hibrit fuarların da fiziki fuarlar gibi fuar takviminin bir parçası olarak kabul edilmesi, ayrıca komitelerimizden gelen Bakanlığımızla ilgili tüm konuları bir dosya olarak da size sunacağız” ifadelerini kullandı.

SOYER: İZMİR, DOĞASI GEREĞİ BİR TİCARET MERKEZİ
"Bir liman şehri olarak doğmuş, büyümüş ve gelişmiş İzmir, doğası gereği bir ticaret merkezi. Şehrimizin büyük bir ticaret odağı olmasının üç ana nedeni var. Birincisi; İzmir’in hinterlandı dediğimiz coğrafyanın büyüklüğü ve zenginliği. Ege, Anadolu ve onun da arkasında Çin’e kadar uzanan Asya kıtası İzmir’i besleyen damarları oluşturuyor. İkinci neden; şüphesiz ki İzmir’in bir Akdeniz şehri olması. İzmirliler'in Akdeniz Havzası’nın diğer şehirleriyle kurduğu kültürel ve ekonomik bağlar. Üçüncü neden ise şehrimizin demokrasi kültürü. Biliyoruz ki, demokrasinin tüm kurallarının harfiyen işlemediği bir sistemde, ticaretin de ekonominin de güçlü olması mümkün değil. Demokrasinin bir yerel yönetim sistemi olarak keşfedildiği ve yeryüzünde ilk defa şehirlerin yönetiminde kullanıldığı coğrafyada yaşıyoruz. İzmir’in binlerce yıllık demokrasi birikimi, bugün de İzmir’in tüm kılcallarında ve kurumlarında yaşamaya devam ediyor. Şehrimizin ticaret hacmini geliştirmek için, İzmir’in demokrasi kültürünü var gücümüzle koruyarak daha da yaygınlaştırmak zorundayız. İzmir’in ticaret hacminin büyütmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi üç temel alanda faaliyet yürütüyor. Bunlardan ilki mekânsal yatırımlar, ikincisi uluslararası ortaklıklar ve sonuncusu ise küresel iklim krizine uyum. Bu üç başlıkta yaptıklarımızı ve çok kısaca özetlemek ve bazı taleplerimizi aktarmak istiyorum."

LİMAN ARKASI İÇİN ÇAĞRI: TÜM KAMU KURUMLARIYLA ÇALIŞMAYA HAZIRIZ
"İzmir ticaret hacmini büyütmek için yaptığımız çalışmalar daha ziyade Alsancak Limanı’nın bağlantı yollarıyla ilgili. Alsancak Limanı’na şehir trafiğine girmeden yük araçlarının ve tırların girmesini kolaylaştıracak Meles – Liman bağlantı yolunun projesini tamamladık ve önümüzdeki yıl yapım ihalesine çıkıyoruz. Öte yandan, İzmir’in en yakın coğrafi hinterlandı Gediz Havzası’nı, doğrudan kent merkezine bağlayacak Kemalpaşa – İzmir Merkez raylı sisteminin proje ihalesini yaptık. Bu hat, İzmir şehir merkezini ve dolayısıyla ticareti besleyen yepyeni bir arter vazifesi görecek. Kemalpaşa lojistik merkezini güçlendirecek. Şehrimizde ticareti büyütmek için yapılması gereken asli işlerden biri de liman bölgesinin kent merkeziyle entegrasyonu. Ne yazık ki Alsancak’ta İzmirliler tarafından kullanılabilecek pek çok liman yapısı âtıl durumda. Liman arkası bölgesinin şehirle bağlantısı ise kopmuş halde ve buradaki endüstriyel miras yapıları bir bir yıkılıyor. Alsancak Limanı ve arkasındaki liman bölgesinin bütüncül olarak planlanması ve yeniden kent ekosistemine kazandırılması konusunda Ticaret Bakanlığımız ve TCDD başta olmak üzere tüm diğer kamu kurumlarıyla çalışmaya hazırız. İzmir’in fazlasıyla hak ettiği bu dönüşümü yerel ve merkezi yönetim ortaklığıyla gerçekleştirerek İzmir ticareti ve kültür yaşamı için tarihi bir adım atmak istiyoruz."

İKLİM KRİZİNE KARŞI YENİ NESİL TİCARETİ TARTIŞIYOR
"Şehrimizin ticaretini büyütmek için yürüttüğümüz diğer çalışmalar ise uluslararası ortaklıklar. Bugünlerde gerçekleşen İzmir İş Günleri, bu akşam açılığını yapacağımız İEF ve önümüzdeki hafta gerçekleşecek Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi bu çabamızın birer yansıması. İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerimizden İZFAŞ, İzmir ve Ege ekonomisini büyütecek fuarları çoğaltmak için birçok atılım yaptı. Bu konuda Ticaret Bakanlığımızın İzmir’e olan destek ve teşviklerinden büyük memnuniyet duyuyor, bu desteğin büyüyerek devam etmesini diliyoruz. Ekonomik gelişme programımızın üçüncü ayağında, İzmir’de iklim krizine uyum ve Yeşil Mutabakatla ilgili yaptıklarımızdan çok kısaca bahsetmek istiyorum. Çünkü artık ekonomiyi ekolojiden ayrı düşünmemiz mümkün değil. İEF kapsamında düzenlenen İzmir İş Günleri bu yıl bu nedenle küresel sorunların en büyüğünü, iklim krizini ele alıyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat düzenlemesi odağında, iklim krizine karşı yeni nesil ticareti tartışıyor."

TİCARET ODAMIZA, BU ŞEHRİN GELECEĞİNİ BELİRLEMEK KONUSUNDA BÜYÜK ÖNEM ATFEDİYOR
"Yeşil Mutabakat, hiçbir şeyin atık olmadığı, bir sektörün çıktısının diğerini beslediği bir döngüsel ekonomi tarif ediyor. Büyükşehir Belediyemizin yetki alanına giren birçok konuda döngüsel bir şehir ekonomisi oluşturmakla ilgili planlarımızı tamamladık. İzmir Tarımı programımız ve Yeşil Şehir Eylem Planımız, bu konuda çok kapsamlı faaliyetler içeriyor. Bu çalışmaları henüz Yeşil Mutabakat tam devreye girmeden başlatmamız, yasal bir yükümlülük olmanın ötesinde, dünyamıza ve gelecek nesillere karşı taşıdığımız sorumluluğun bir sonucu. Belediyemizin bu konuda da Ticaret Bakanlığımız ve merkezi hükümetin diğer kurumlarıyla yakın iş birliği içinde hareket etme iradesi taşıdığını ifade etmek isterim. Yaşadığımız tüm sorunların, ekonomik ve ekolojik krizlerin üstesinden gelmenin sadece bir tek yolu olduğunu düşünüyorum. Birlikte ve dayanışma içinde hareket etmek. Elimizdeki imkanları farklı önceliklere değil, ortak akıl ve iradeyle belirlediğimiz stratejik hedefler doğrultusunda kullanmak. Bugün İzmir’e gelerek bizi onurlandıran ve ortak çalışmalarımızın zeminin daha da güçlendiren sayın Bakanımıza ve İzmir Ticaret Odası’nın tüm üyelerine şükranlarımı sunuyorum. İzmir’in en eski köklü kurumlarından Ticaret Odamıza, bu şehrin geleceğini belirlemek konusunda büyük önem atfediyorum."

KÖŞGER: ÖNÜMÜZDE İYİ BİR GELECEK BİZİ BEKLİYOR
İzmir’in ticarette, üretimde, sanayide ve tarımda öncü şehirlerden birisi olduğunu belirten İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, “Bu potansiyeli doğal olarak yakalamış durumda. Küçük dokunuşlarla akıllıca yapılacak iş birlikleri ile bu verilerin ikiye üçe katlanması içten bile değil. İzmir turizmde daha iyi hale gelmesi için bakanlığımız birkaç projesi var. İzmir’i teknoloji başkenti olması için özellikle yazılım ile ilgili yapılacak çalışmalar var. Bu iş birliklerini arttırarak İzmir’in potansiyelin çok daha iyi ortaya çıkaracağımıza inanıyoruz. Sizlerin önderliğinde, sizlerin yol göstericiliğinde İzmir bulunduğu noktadan çok daha iyi bir noktaya gelecektir. Bu şehir bir liman şehri. Liman şehirlerini tüm karakteristik özelliklerini bir arada taşıyan bir şehir. Ufku açık bir şehir. Bir de kültürel bir şehir. Burası bir medeniyetler ovası. Buradaki antik şehirlerden de anlıyoruz. Yüzlercesi var. Coğrafya iklim liman aynı. Önümüzde iyi bir gelecek bizi bekliyor. Yeter ki biz uyum içinde çalışabilelim” dedi.

MUŞ: İZMİR NET İHRACATÇI BİR ŞEHİR
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, İZTO Meclis Özel Toplantısı’na katılarak ekonomiye dair önemli açıklamalarda bulundu. İzmir için övgü dolu sözlerle sarfeden Bakan Muş, ihracatçı şehir olma özelliğini değinerek, “İzmir güzellikleriyle öne çıkmış sanayisiyle taçlandırmış limanı ile güçlendirmiş, turizmiyle ayağa kaldırmış bir kentimiz. Bu kentte aradığınız her şey var. Tarım da var, ticaret de var, sanayi de var, turizm de var. Her şeyden önemlisi deniz var. Bu kentin önemli bir ticaret hacmi söz konusu. İzmir bizim tahminlerimize göre bu yıl muhtemelen 15 milyar ve üzeri bir ihracata kavuşacak. İthalat 11 milyar dolar civarında yani 26 milyar dolarlık bir ticaret hacmi İzmir gibi bir şehir için önemli. Biz daha çok İstanbul’a odaklandık. İstanbul’un dışında Bu ticaret hacmine ulaşmak büyük bir başarı ivme hep yukarı doğru gidiyor. İzmir net ihracatçı bir şehir. Cari açığımıza katkısı olan önemli bir şehrimiz” dedi.

TÜRKİYE AVRUPALI BİR DEVLET, AB’YE TAM ÜYE OLMAK İSTİYORUZ
İhracat rakamlarına ve büyüme oranlarına değinen Bakan Muş, ekonomik toparlanmanın hızlı bir şekilde devam ettiğini dikkat çekerek, “Türkiye yılın ikinci yarısında yüzde 21,7’lik bir büyüme ve yılın ilk 8 ayında 140 milyar dolarlık bir ihracata ulaşmış durumda. Ekonomik toparlanma ülkemizde çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu rakamlarla ekonomik toparlanması dünyada en hızlı tamamlayan ülkelerin ya birinci sırasında ya ikinci sırasında geliyor. Türkiye 84 milyon nüfusu ile bunu başarıyor. Çünkü büyük bir nüfus var. İlk 8 ayda yüzde 82,5 ve 80’in altına düşmüyor. Bu önemli bir gelişme biz buralara yüzde 50’lerden 55’lerden geldik. Yeni yatırımlarla beraber yüzde 85’in üstüne gitmiş olacağız. Bu rakamlar Türkiye’nin gelecekle alakalı bir göstergesi. Bu yıl turizm gelirlerimiz çok azaldı. Bu yıl tahmini 20 milyar doların üzerinde gerçekleşecek ama pandemi olmamış olsaydı hedefimiz 50 milyar dolar turizm geliriydi. Bundan yoksun kaldık. Bütün bunlara rağmen cari açığı düşük bir seviyede kapatmayı planlıyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren cari fazla veren bir ülke konumuna ulaşmasını sağlamak. Cari fazla vermeye başladığında bugün karşı karşıya kaldığımız pek çok hadiseyi unutmuş olacağız. Önümüzdeki yıl turizm gelirlerine ihracatın artış ivmesine baktığımızda bu hedefin uzadığında değiliz hiç bu kadar yakınlaşmadık diye düşünüyorum. Yüzde 90’un üzerinde büyüme bekliyoruz önümüzdeki sene büyüme trendimiz bu şekilde devam edecek ve bu büyüme ile birlikte fazla vermeye başlayan bir ülke olmak istiyoruz bunu nasıl başaracağız?  Biz kamu eliyle değil, özel sektörün önünü açarak yapabiliriz. İlk zamanlarda bunları özel sektörün gücü yoktu kamu yaptı. Artık kamu çekiliyor özel sektör yapıyor. Bizim buradaki hedefimiz sizlerin önünü açmakla mükellefiz. Biz buradaki çakıl taşlarını süpürmekle soruluyuz ve siz geleceksiniz yatırımlarınızı yapacaksınız, kazancınızın 5 lirasından 1 lirasını devlete vergi olarak vereceksiniz. Ekonomi ile ilgili büyüme modelimiz özel sektörün üzerinde yükselecek. İyi bir noktaya geldik. Zor olanı geride bıraktık bundan sonrası daha kolay. Kış olan geride kaldı bundan sonrası bahar. Çok badireler atlattık ama stabilizasyon şuan sağlanmış durumda. Cari fazlaya ilerleyen bir ülke olarak bundan sonra oynaklık minimum seviyede olacaktır.  Ne yapmak istiyoruz? Türkiye olarak büyük bir ülkeyiz. Dünya çok hızlı değişiyor, değişken bir dünyada yaşıyoruz. 10 gün önceki bir ülkeye bakıyorsunuz 10 gün sonra bambaşka bir yer olmuş. Afganistan’daki gelişmeler, sınırlarımızdaki gelişmeler gibi. Nasıl bir dünyaya uyanacağımızı bilmediğimiz şartlar içerisinde Türkiye başarıları elde ediyor. Şartlar içerisinde değerlendirmek lazım. Burası Ege’nin incisi İzmir… İhracatımızın büyük bir kısmı Avrupa Birliği üyesi ülkelerle. Biz AB’ye tam üye olmak istiyoruz. Bunun için Türkiye bizim iktidarlarımız döneminde çok çaba sarf etti. Üyelik müzakereleri başladı ve bunu tamamlamak istiyoruz. Türkiye Avrupalı bir devlet. AB’ye tam üye olmak istiyoruz. Bunun için çabalıyoruz uğraşıyoruz ve derdimizi anlatıyoruz. Fakat bazen Türkiye olunca farklı değerlendirilmesini istemiyoruz. Daha şeffaf daha adil çabalarımıza karşılık bulmak istiyoruz" dedi.

BİZİM NOMİNAL MİLLİ GELİRİMİZ 9 BİN DOLAR
Türkiye'nin ekonomik olarak gelişmesinin Avrupa ülkelerine de fayda sağlayacağına dikkat çeken Muş, "Türkiye ekonomik ilişkilerini geliştirmek istiyor Avrupa Birliği ile. Bizim bu yıl ticaret hacmi tahminimiz 170 milyar dolar olacak. Bu inanılmaz bir rakam. 200 milyara sadece AB ile ticaret hacmimiz yaklaşmış olacak. Gümrük birliğini güncellenmesi meselesi… Bununla ilgili çok çaba sarf ettik. Bakan olarak göreve atandıktan sonra pandemi falan dinlemedik, bir kısım ile yüz yüze bir kısım, ile telefonda olmak üzere konseyden önce bir müzakere başlaması için çaba sarf ettik ancak arzu ettiğimiz süreç başlatılmadı. Orada yaptığımız görüşmelerde doğru, biz bunu istiyoruz, bunun yapılması lazım, ancak ekonomik ilişkiler refah sadece bizde değil Avrupa'da da artacak. Bazı politik mesleklere kurban ediliyor biz bunu istemiyoruz. Hem Avrupa'nın hem Türkiye'nin refahının çokta kıymeti olmayan meseleler yüzünden sürüncemede bırakılmasını biz üzüntü ile karşılıyoruz. Bunu Türkiye'ye olduğu kadar Avrupa'ya da faydası var. Bizim nominal milli gelirimiz 9 bin dolar. Bu yıl sonuna kadar yükselecektir. Satın alam paritesine göre 30 bin dolar. Türkiye nüfusu B nüfusunun yüzde 25'i. Bu ülkede Nominal mili geliri 3-4 kat arttığını düşündüğünüzde, ülkedeki ekonomik döngünün nereye ulaşacağını siz düşünün. Böyle bir ülkenin Gümrük Birliğinin güncelleyen bir AB içerisindeki ekonomik entegrasyonda AB'ye katkısı mı olur eksisi mi olur? Tabii ki katkısı olur. Genç nüfusu var. Büyüme potansiyeli çok fazla. Bazen büyürsünüz büyürsünüz ancak bir noktada yavaşlar. Ancak Türkiye yeni yeni büyüyor. Daha atacağı çok adım var. Genç nüfus geliyor arkadan. Böyle bir potansiyel barındırıyor AB'ye çok şey katarız. Yaptığımızı müzakerelerde biz bunları rasyonel olarak muhataplarımız ile konuşuyoruz. Ticari ve ekonomik ilişkiler duygulardan ayrı tartışılır. Çünkü orada halkın refahı söz konusudur. Bizim için önemli, olan ülkemizin refahı. Dolayısıyla kısır tartışmalara kurban etmek istemiyoruz. Kasımda bir zirve daha var. Biz bunu  için çalışıyor mücadele ediyoruz. Biz elimizden geleni yapacağız. Beklentimiz AB'deki muhataplarımızdan bunun güncellenmesi yönündeki kararın zirveden alınması ve çalışmaların başlaması. Kararın alınması ile hemen güncellenmiyor belki 2-3yıl alacak ama en Azından çalışmalar başlayabilir. Geç güncellemek, zaman kaybı, refah kaybı.. Her iki taraf için. Ne kadar erken güncellersek,  o kadar refahın Türkiye'de ve AB'de kalması anlamına geliyor. Yeşil Mutabakat ile ilgili dün çevrimiçi bir toplantı yaptık. Biz Türkiye burada proaktif davranıyor. Biz genelgemizi çıkarttık, eylem planlarımız açıkladık. Burada bir koordinasyonunuzu var ve özel sektörü burada hazırlamak istiyoruz. Özel sektörümüzün rekabet gücünü bu yeşil mutabakattaki şartları odalardan önce sağlamak için arttırmak istiyoruz. Dünyada rekabet sadece fiyatla olmuyor. Tarife dışı dediğimiz uygulamalar da karşınıza çıkabiliyor. Dolayısıyla yeşil mutabakat çevreci çalışma olsa da bunun AB'den beklentimizi tarife dışı uygulamaya dönüşmemsi . Bunun için biz hazırlıklarımızı ve şirketlerimiz hızlıca hazırlamak istiyoruz. Türkiye tabii mal ihracatını sayar. Burada Türkiye'nin önemli bir kalemi de hizmet ihracatıdır. Bunu içinde turizm vardır ancak ayrı bakanlığı olduğu için ben buraya katmak. 2019 yıldan 65 milyar dolardı, 34 milyar doları turizm'den geldi geri kalanı da hizmet ihracatından geldi. Dolayısıyla bizim burada ciddi bir potansiyelimiz var. Hizmet sektöründekiler istediğimizi seviye de mi değil. Türkiye hem doğası hem üniversiteleri hem kabiliyetleri ile aslında çok öneli bir merkez olabilir. Türkiye'deki üniversiteler ABD'de nasıl Avrupa'da üniversitelere gittiğinizde belirli bir rakam ödüyorsanız, bu noktada Türkiye'de önemli bir notka haline gelebilir. Bunun kültürel ve ekonomik boyutları olacaktır. Biz buradaki hizmet ihracatını arttırmak istiyoruz. Hizmet İhracatı Birliği kuruldu, onun kadrolarını verdik. Bunu çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu anlamda ülkemizde ciddi bir döviz girdisi sağlamak istiyoruz. Teşviklerde de bunlara önemli bir bütçeden rakam ayrıcağız ve bu alandaki hizmetleri destekleyeceğiz" ifadelerini kullandı.  

10 MİLYAR DOLAR İHRACATA ULAŞMAK İSTİYORUZ
"Hizmet ihracatının  merkezi olabiliriz. Ciddi alamda döviz girdisi sağlamasını istiyoruz. Bunun  önünü açacağız teşviklerle de bütçeden önemli pay vereceğiz. Yazılım, oyun, siber güvenlik çok önemediğimiz sektör, bunun girdisi yok. Bizim sadece oyunda 2 milyar dolar ihracatımız var. Biz yazılım, oyun ve siber güvenlik konularında ihracat hedefimiz 10 milyar dolar.  Burada 10 milyar dolar ihracata ulaşmak istiyoruz. İzmir bu konuda önemli merkez olabilir. Bu alanda faaliyet gösterenlere önemli bir pozitif ayrımcılık yapacağız."

DAHA UZAK ÜLKELERE GİDİP UZAK ÜLKELERE İHRACAT YAPMAMIZ LAZIM
"Turquality programımız var. Bunu güncelliyoruz ve bu sektörlerle ilgili ayrı program hazırlıyoruz. Bir tarafta büyük çaplı üretim yapan şirketlerle bir tarafta bunların aynı üretim alanında olmasını istemiyoruz.  Bunları ayırarak destekleyeceğiz. Türkiye’nin ihracat menzili ortalama 2500 km. bizim  bu menzili artırmamız lazım. Bizim ihracatçımız  çok uzağa gitmek istemiyoruz. Daha uzak ülkelere gidip uzak ülkelere ihracat yapmamız lazım. Bununla alakalı uzak ülkeler stratejisini çalışıyoruz. Kısa zamanda kamuoyuna paylaşacağız. Strateji belgesi haline getirerek, ihracatçımızı buna kanalize edeceğiz. Teknoloji gelişiyor,  ticaret yapma şekli değişiyor. E-ihracat dünyada önemli bir noktaya geliyor. Şu alanda şirketleri yönlendirmek istiyoruz. Dünyadan pay almak istiyoruz. Türkiye doğal kaynakları zengin olan bir ülke, petrolü zengin bir ülke değil. Yeni keşifler yaptık. Şimdiye kadar hep üreterek ayakta kaldık. Devlet bütçesini hep üreticinin, ihracatçının, iş dünyasının kazandığında vergi alarak finansman  etti. Ülke zor şartlarda bu noktalara geldi. Hep çalışarak, mücadele ederek, kararlılıkla bu noktaya geldi. Bu bize mücadele kararlık gibi önemli bir kabiliyet kazandırdı." 

TÜRKİYE’DE KRİZLERİN TEMEL SEBEPLERİNDEN BİRİ CARİ AÇIKTIR
"Türkiye 2 milyar dolar ihracattan bu noktalara geldiğini belirten Muş, “Şimdi fazla vermeye başlayacağız. Burada kesinlikle geri adım atmayacağız. Türkiye fazla veren ülke olacak. Türkiye ticaret açığı meselesini gündeminden çıkaracak. Ülkenin geleceği için kim bir taş koyduysa Allah razı olsun. Cari açık bizim o kadar canımızı yaktı ki. Türkiye’de krizlerin temel sebeplerinden biri cari açıktır. Diğeri bütçe açığı, diğeri de borç açığıdır. Bunlar krizi etkilemiştir. Yaşanılan tüm krizlerin temelinde buradaki kronik problemleri yatar. Bunları bir daha hatırlamamak üzere gelecek nesil hep fazla veren ekonomi ile karşılaşırlar. İnşallah onlar bunu tecrübe etmeyecek. Şu an o noktaya geliyoruz. İhracatçının en önemli ihtiyaçlarında bir tanesi finansman… Bu konuda çalışmalarımız yapıyoruz. İhracatın finansmanın maliyetleri düşürmesi önemli… Çünkü bizim ihracatçımızda düşük maliyette finansman sağladığımız zamanda daha rekabetçi olabiliyor. Hem Eximbank kredilerini artırıyoruz, hem de orayla alakalı başka maliyetleri düşürecek çalışmaları yapıyoruz. Eximbank yeniden yapılandıracağız ve güçlendireceğiz. Bizim gündemimizde. Lojistik merkezi hayata geçecektir. Hizmet sektöründe sıkıntıları biliyorum, farkındayız. Turizm istediğimiz şekilde toparlanamadı" ifadelerini kullandı.

 
Otomobil durağa daldı: 7 yaralı!
 
Golbolde altın madalya Türkiye'nin
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Zeytin çekirdeğinden kedi kumu üretildi
Aydın'da bir firma, zeytin çekirdeğinden ürettiği topaklanan kedi kumuyla ihracata hazırlanıyor.
Ağustos ayı enflasyon rakamları açıkladı
Türkiye İstatistik Kurumu, Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. ...
Aliağa'da söz gemi söküm sanayicilerinde: Asbestli gemiler geliyor ama...
İzmir'in Aliağa ilçesindeki gemi söküm tesisi yakınlarında toplanan toz ...
 
Referans Kuşadası... İzmir’e kruvaziyer umudu
“Blue Shaphire” adlı Bahama bayraklı kruvaziyer geminin 16 ay sonra Kuşadası ...
Bilgin'den '3600 ek gösterge' açıklaması
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, memurların 3600 ek gösterge ...
Bergama, Serbest Bölge'ye kavuşuyor
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, İzmir’in Bergama ilçesinde kurulacak Batı Anadolu ...
 
Resmi Gazete'de yayımlandı: İkinci el alırken dikkat!
Elektronik kimlik bilgisi bulunan kullanılmış malların yenilenebilmesi ...
Ağustos ayı ihracat rakamları açıklandı
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Ağustos ihracatı 18,9 milyar dolar olurken ...
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI yazdı... Sütten kimler para kazanıyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI yazdı... Sütten kimler para kazanıyor?
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çocuk yaşında assolist oldu!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gazeteci titizliğinden çıkan bir roman
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva