FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonun ardından zor günler geçiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu çarpıcı açıklamalar yaptı. Ege Tv’de yayınlanan, Gazeteciler Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul ve Nedim Atilla’nın sunduğu Söz Meclisten İçeri Programı’na konuk olan Kocaoğlu, belediye başkanı olmak gibi bir hırsının olmadığını söyledi.
Her zaman olduğu gibi belediye başkan adaylığı konusunu son altı aya bıraktığının altını çizen Başkan Kocaoğlu, 60 yaşını geçmiş bir insan olarak hırsının olmadığını ifade etti. Kocaoğlu, “İnsan olma yönünde bir arpa boyu yol kat edersem bunda mutlu olurum. Benim ve eşimin sağlığı yerinde. Çocuklarımızı okuttuk. Bir şeye ihtiyacımız da yok. Bende bir daha belediye başkanı olma hırsı yok. Bende belediye başkanı olduğum müddetçe zamanımın saniyesini hatta salisesini değerlendirip İzmirli hemşerilerime hizmet etme ve onlara layık olma, bunun huzuruna varma hırsı var” dedi.
Programda, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan inceleme ve soruşturma sayıları ile ilgili Egedesonsöz’ün gündeme getirdiği rakamları değerlendiren Başkan Kocaoğlu, “Soruşturmaya, incelemeye bizim karşı çıkmamız diye bir şey söz konusu olamaz. Biz kendimizi inkar etmiş oluruz. Bu tamamen bir çarpıtmacadır. Efendim ‘Ankara’ya da İstanbul’a da denetçi gidiyor’ diyorlar. Gitme diyen mi var?. Soruşturmaların çeteye sokulması yanlıştır. Birinci sınıf devlet memuru olup da 20–30 yıldır çalışan insanlar var. O insanları çeteye sokup, suçlu ilan edip yargılamak yanlış. Yoksa tabi ki denetçi gelecek ve Sayıştay raporları olursa gereği yapılır. Bir arkadaşımız meslekten men edilebilir, para cezası ödeyebilir. Bu, her devlet memurunun başına gelebilecek bir şeydir. Biz suç örgütü kurma mantığına karşıyız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde, Ankara’da çete kuruldu diye operasyon yapıldı mı?. Nerede yapıldı?. Buca’da, Urla’da, Alaçatı’da, Güzelbahçe’de operasyonlar yapıldı” diye konuştu.
BENİ RENCİDE ETTİ
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve AK Parti Milletvekillerinin operasyonun zamanlaması ve mantığına yaptığı eleştirileri değerlendiren Başkan Kocaoğlu, “Beni en çok rencide eden ve üzen ‘zamanlaması uygun değildir’ lafıdır. Zamanlaması uygun değildir söyleminin altında siyaset var. Bu operasyondan bir fayda temin etme mantığı var. Yani çıkıp ‘şu zaman olsa daha iyiydi’ diyorlar. Bu bana göre ‘yapılması gerekiyor, doğrudur ama yapılanın zamanı şimdi değil’ demektir. Bu durum da beni gerçekten çok rencide ediyor. O işin çeteye sokulması kökten yanlıştır” dedi. Buca Belediyesi’ne geçtiğimiz dönem düzenlenen ve eski Belediye Başkanı Cemiy Şeboy’un tutuklanmasına neden olan Arı Kovanı Operasyonu’nu hatırlatan Başkan Kocaoğlu, başkan Şeboy’u televizyonda gördüğü zaman çok etkilendiğini söyledi. Kocaoğlu, “İş yoğunluğum nedeniyle televizyonu pek seyredemiyorum. O zaman evdeydim ve Türkegül (eşi) ile birlikte televizyon seyrediyoruz. Şeboy’u ifade almak için polis nezaretinde götürüyorlardı. Yok, polis ‘şöyle dur, böyle dur’ dedi gibi durumlar ortaya çıktı ve haberler yapıldı. Belediye başkanı da en önde gidiyor. O tablo beni o kadar üzdü ki hayatımın en üzüntülü anlarından birisidir. Bu arkadaş bir ilçede 15 yıl belediye başkanlığı yaptı. Çemil Şeboy, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaydı. Bana da zaman zaman iğneleyici laflar söylerdi. Ama manzarayı görünce yıkıldım. Niçin yıkıldım biliyor musunuz?. Cemil bey ya da başka birisinin fotoğrafı için değil. Yarın benim başıma ya da başka bir arkadaşımın başına böyle bir şey gelirse bu fotoğrafı torunumun önüne attıklarında kendisini nasıl savunacak ya da durumu ispat edecek. Biz kamu görevi yapıyoruz, memlekete hizmet ediyoruz. Böyle bir fotoğrafın gazete sayfalarına girmesini toplum nasıl değerlendirecek. O insanlar salındığında Türkiye Cumhuriyeti’nin adalet duygusu ve sistemi yara almaz mı” dedi.
İHALEYİ BİLMEYENLERİN KADRİNE UĞRADIK
Operasyonun ardından Paris dönüşünde İzmir’e geldiğinde çeşitli söylentilerin çıktığını belirten Başkan Kocaoğlu, bin defa da olsa aynı kararı verip oradan ayrılacağını söyledi. Kocaoğlu, “Televizyon programlarına ve haberlere baktığımda ‘belediye birimlerinde iş yavaşlatılacak’ ibarelerini ve cümlelerini gördüm. Ben, bunun ardından ESHOT’a gittim. Burada çalışanlara, hizmet etmemiz, çalışmamız gerektiğini anlattım. İzmir halkından başka kimseye diyet borcumuzun olmadığını söyledim. Genel Müdürlüğü vekalet eden arkadaşımız bana operasyonun ardından herkesin gece geç vakitlere kadar çalıştığını hatta 15 otobüs daha fazladan yola çıkarttıklarını anlattı. Biz bu mantığı oluşturmaya çalışıyoruz. Bilir kişi, bilmez kişi ama biz bu operasyonda ihale mevzuatını, belediye kanunlarını iyi bilmeyen onlardan anlamayan arkadaşların kadrine uğradık. Bu raporları hazırlayan kimse bunlar onlardır. Biz hakim beye kendimizi anlattığımızda hakim bırakıyorsa bilgi kirliliği vardır. Ayrıca 20 bin kişinin çalıştığı belediyede dışarı evrak akışları, belge gönderme işleri olacaktır. Bu akış aslında doğaldır. Bir otokontrol sistemi oluşturur. Buna da karşı değiliz. Ama verilen bilgilerin değeri, anlamı iyi incelenmelidir. Bana da dünyanın ihbarı geliyor. İhbara bakıyorum kimini dosyaya koyuyorum kimini teftişe ya da savcılığa gönderiyorum. Ben kendi personelimi de savcılığa gönderiyorum” dedi.
POLİSTE GİZLİ İFADE VAR
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin görevden alınan Genel Sekreteri Ersu Hızır ve emniyet kökenli eski Genel Sekreter Yardımcısı Ferda Eser’e de gönderme yapan Başkan Kocaoğlu, “Kimin bu operasyonda polisteki ifadesi gizliyse, açıklanmadıysa ona bakılmalıdır. Diğer arkadaşlara sorulan sorulardan ve yapılan incelemelerden de iki kişinin telefon konuşmalarındaki birbirlerini tehditten, hakaretten dolayı bu operasyonun çeteye sokulduğu gibi bir kanaat var. Poliste gizli ifadeler var tabi ki. Bizim avukat arkadaşlarımızda ve bizde böyle bir kanaat oluştu. Başka türlü bir çete durumu ya da şiddet yok. Sadece oradaki ses kayıtları yani tape mi diyorlar. Ondan var. Onlar çıktı ama arkadaşların çetesi devam ediyor. Ben aynı kanaatteyim. Bugün da aynı kanaatim devam etmektedir. Bunu belirli oranda savcı ve hakim olmasam da kendi hissiyatıma göre tespit ettim” dedi. Kocaoğlu, Urla’da yaptığı önceki konuşmada da, “Çete suçu kapsamına bu durum 2 kişinin birbirini tehdit etmesi nedeniyle alınmış. Ancak bu iki kişi dışarıda. Karakoldan salındı. Diğer arkadaşlar çete üyesi olarak içerideler. İki kişi nerede? Niye salındı” demişti.
BANA NİYE YAPILDI?
Operasyonun ardından CHP ve ilçe belediye başkanlarının tutumu, olaylara yaklaşımını da değerlendiren Başkan Kocaoğlu, ikinci operasyonda birinciye göre kat ve kat daha başarılı olduklarını söyledi. Sahip çıkma ve destek çıkma konusunda iyi olduklarını söyleyen Kocaoğlu, hafta sonunda yapılacak olan miting hakkında da konuştu. Mitingin adı ne olursa olsun bahtının açık olmasını istediklerini belirten Kocaoğlu, “Bu miting, bana göre adalet mitingidir. Ben buna canı yürekten inanıyorum. Sadece kendim ve tutuklanan arkadaşlarım için değil herkes için istiyorum. Ülkede en ufak bir tabirle adalette hafifleme olduğuna inanıyorum. Adaletteki zayıflama devam ediyor. Ben yaşamım boyunca kimseye kötülük yapılmasını istedim. Benim bildiğim düşmanım da olmadı. Sayın başbakanın belediye başkanlığı yaptığı dönem başka şeydir. Yok İstanbul’a şu kadar müfettiş gitmişti falan bu durum bana anlam ifade etmiyor. İstanbul ve Ankara belediye başkanları da meslektaşlarımızdır. Bana yapılan hiç kimseye yapılmasın. Ben burada ‘bana niye yapıldı’ diyorum. Neden ben İstanbul’un ya da Ankara’nın müfettiş geldi, gittisiyle uğraşayım. Bu bana, İzmir’e niye yapıldı?. Bu operasyonun bana yapılması için diğer belediyelerde ne fazlaydı ya da bende eksikti. İzmir’de çete yok. Nasıl İstanbul’da yoksa burada da yok” ifadelerini kullandı.
BÜYÜK BİR SINAV VERDİLER
Belediyeye yapılan ilk operasyon ile ikinci operasyonun konularının aynı olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Konular zaten ortada garp cephesinde yeni bir şey yok. Bu çok enteresan bir şey. ESHOT’un durak ihalesi hakim beye tek tek anlatıldı. Durak ihalesinin niye doğru olduğu anlatıldı ve hakim de ikna oldu. Tekrar ikinci gün diğer konular anlatıldı. Hakimlere mevzuat anlattık. Şöyle bir dönüp baktığımızda bir bilgi eksikliğinin, bilgi kirliliğinin bu belayı başımıza sardığımıza kanaatim arttı. Hem birinci hem de ikinci operasyonda Büyükşehir Belediyesi, beceriksizlikle, önü tıkamakla suçlanan arkadaşlarımız belki de hiçbir kurumun veremeyeceği büyük bir sınav verdi. Hem yasalara uygunluk hem de dayanışma yönünden bu sınavı verdiler” dedi.
REKLAM DEĞİL GERÇEK
İzmir halkının kendi belediye başkanlığı döneminde yapılanları yaşayarak gördüğünü ve izlediğini belirten Kocaoğlu, anlatılan çalışmaların hiç birinin reklamla öğrenilmediğini ifade etti. Kocaoğlu, yaptığımız yollarda insanlar yürüdü, dağıttığımız sütleri çocuklarımız içti. Arazisindeki verimleri görerek zamanı geçirdi. Bunlar fiilen yaşandı. Daha birçok iş yaptık. Bundan sonra yapacaklarımız da var. Hiçbir zaman ne kendim için ne de başkası için olmayacak bir işi istemedim. Körfez Projesi bunun en güzel örneğidir. Şu anda hükümetten onay bekleyen birçok projemiz var. Kentsel dönüşüm çalışmaları ve Buca Tramvayı da bunlardan birisidir. Eğer verilmezse, halledilmezse bunu İzmir ile paylaşacağım. Olmadıysa anlatacağım. Olduysa da ne yapıldığını açıklayacağım. Mesela Üçyol-Üçkuyular ve Halkapınar tramvayı için onay verildi. Biz İller Bankası’ndan kredi talebinde bulunduk. Talep yönetim kuruluna gidecek. Bugün geçse yönetimden yarın ihale ilanına çıkacağız. Bunun gibi birçok proje var.” diye konuştu.