Buse AÇIKALIN/EGEDESONSÖZ- Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı gıdalardaki hile skandallarına her gün bir yenisi daha ekleniyor. Son günlerde listeye eklenen yeni ürün ise sofraların vazgeçilmezi ekmek oldu. Beyaz ekmekte katkı maddesi, tam buğday ekmekte renklendirici kullanıldığı ortaya çıktı.
Yayınlanan listeden sonra birçok görüş ortaya atıldı. Kimi hileli ürünü anlamanın ev ortamında yapılan basit analizlerle mümkün olduğunu söylerken kimi ise bu analizlerin yalnızca bilimsel yöntemlerle yapılabileceğini söyledi.
Ev ortamında yapılan bu analizlerin gözleme dayalı bir yorum hatası olduğunu belirten TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, “ Sosyal medyada sıkça rastladığımız “Ekmekten bir parça koparın, beş gün bekletin. Eğer küflenmezse içinde katkı maddesi vardır.” Ya da ‘zeytinyağını suya damlatın baloncuk oluşursa hakiki zeytinyağıdır’ gibi ifadeler bilimsel temele dayanmayan, halk arasında yaygınlaşmış yanlış inanışlardır” dedi.
“BU KADAR KOLAY OLSAYDI LABORATUVARLARA GEREK KALMAZDI”
Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulunan Kırım, şöyle konuştu:
“Sosyal medyada sıkça rastladığımız “Ekmekten bir parça koparın, beş gün bekletin. Eğer küflenmezse içinde katkı maddesi vardır.” Ya da ‘zeytinyağını suya damlatın baloncuk oluşursa hakiki zeytinyağıdır’ gibi ifadeler bilimsel temele dayanmayan, halk arasında yaygınlaşmış yanlış inanışlardır. Benzer “testler” bal, peynir, yoğurt gibi ürünler için de yapılıyor. Evde yapılan bu tür deneyler ne yazık ki bilimsel bir analiz değil, sadece gözleme dayalı bir yorum hatasıdır.
Bir gıdada katkı maddesi, tağşiş veya sahtecilik olup olmadığını anlamak, bir parça ekmeği bekletmek kadar kolay olsaydı, yüzlerce laboratuvara, cihazlara, uzman analiz yöntemlerine gerek kalmazdı. Oysa gıda bilimi, ölçülebilir veriye dayanır, gözlemle değil, ölçüme ve analize ihtiyaç duyar”

“GIDALARIN YAPISI KARMAŞIKTIR, BİRÇOK DEĞİŞKENE BAĞLIDIR”
Ev ortamından yapılan testlerin güvenilir olmama sebeplerini anlatan Kırım, “Çünkü gıdaların yapısı karmaşıktır. Bir ekmeğin küflenme süresi içindeki tuz miktarına, kullanılan mayaya, pişirme sıcaklığına, nem oranına, hatta bulunduğu ortamın hava sirkülasyonuna kadar birçok değişkene bağlıdır. Yani iki farklı ekmekten biri 3 günde, diğeri 7 günde küflenebilir. Bu fark, katkı maddesinden değil, mikrobiyolojik koşullardan kaynaklanır
Aynı şekilde balın donması “saflık” göstergesi değildir; bazı çiçek balları doğal olarak kristalleşir, bazılarıysa yapısı gereği donmaz. Zeytinyağının buzdolabında katılaşmaması da sahte olduğu anlamına gelmez, çünkü yağın katılaşma noktası, içerdiği yağ asidi profilinden etkilenir” dedi.
“YANLIŞ BİLGİ YAYAR, GEREKSİZ GÜVENSİZLİK OLUŞTURUR”
Ev ortamında yapılan testlerin sonuç vermek yerine yanlış bilgi yaydığını ifade eden Kırım, “Gerçek bir gıda analizi, standart yöntemler ve kalibre edilmiş cihazlarla yapılır. Balda şeker analizi, ekmekte katkı tespiti, zeytinyağında serbest asitlik veya peroksit değeri ölçümü, hepsi laboratuvar ortamında, eğitimli uzmanlarca yürütülür.
Ev ortamında yapılan testler, sonuç vermek yerine yanlış bilgi yayar, tüketicide de gereksiz bir güvensizlik oluşturur. Oysa gıda güvenliği, şeffaf denetim ve doğru bilgilendirme ile sağlanır” şeklinde konuştu.





