EGEDESONSÖZ - DİSK/Genel İş Sendikası, Buca İşyeri Temsilcisi Ayça Pektaş'ı görevden aldı.

Ayça Pektaş, Buca Belediyesi ile yaşanan maaş krizinde işçilerin haklarından yana bir tutum sergilemişti.

Pektaş, yaptığı açıklama ile görevden alındığını duyurdu.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Buca Belediyesi’nin Onurlu İşçileri;

Ben, 11 yıldır çalıştığım bu belediyede 7 yılı aşkın süredir devrimci işçi sendikalarında örgütlü, onurlu bir işçiyim. Her gün alın terimle üretime katkı sundum; sadece kendim için değil, tüm çalışma arkadaşlarım için eşit, adil ve insanca bir yaşamı savundum. Bu mücadelede temsilcilik görevini bir makam olarak değil, bir sorumluluk olarak gördüm. İşçilerin sesini yönetime taşıyan, hak arayan, sözü olan bir işçi olarak elimden geleni yaptım.

Ama bugün, tıpkı ülkenin dört bir yanında halkın iradesine kurulan kumpaslar gibi, burada da bir irade gaspı yaşanıyor. Seçilmiş temsilcinin işçilerden habersiz, arkadan dolaşılarak görevden alınması; yalnızca bana değil, bu göreve beni getiren tüm işçilere yapılmış bir saygısızlıktır.
Bu, sadece bir görev değişikliği değil; örgütlü işçinin susturulmaya çalışılmasıdır.

Tıpkı ülkede halkın oylarıyla seçilenlerin kayyumlarla görevden alınması gibi…
Tıpkı meclis iradesinin torba yasalarla, KHK’larla bypass edilmesi gibi…
Tıpkı emekçinin istemediği sözleşmelerin gecenin bir yarısı imzalanması gibi…

Demokrasi sadece sandık değildir. Demokrasi; halkın, işçinin, emekçinin sözünün olduğu her yerde var olmalıdır. Ama bugün, hem bu ülkenin sokaklarında hem de işyerimizin koridorlarında demokrasiye darbe vuruluyor. Ne hazindir ki; bir yanda saraylarda halktan kopmuş bir iktidar, diğer yanda emekçiden kopmuş bir sendikal yapı, aynı dilden konuşuyor: Susturun, bastırın, sindirin!

Ama unuttukları bir şey var: Biz işçiler, bu ülkenin gerçek sahipleriyiz.
Seçilmişleri görevden alarak değil, seçenlere hesap vererek meşruiyet kurulur.
Ve unutmasınlar: Bir işçiyi susturmak, bin işçinin sesini yükseltir.

Beni bu görevden alan irade, beni bu göreve layık gören işçinin iradesini tanımamıştır. Ama ben, temsilci sıfatım olmasa da bu mücadelenin bir neferi olarak kalmaya devam edeceğim. Çünkü temsilcilik bir tabela değil, bir duruş meselesidir.

Mücadeleye kırılmadan devam edeceğimi, işçinin alınterini ağalara, baronlara, bürokrasiye kurban olmuş sendikacılara bırakmamak için geri adım atmayacağımı bilmenizi isterim !

Bu uğurda korkmadan, yılmadan, cesaretle sesini yükselten her bir yoldaşıma selam ederim.."